20 Ağustos 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

20 Ağustos 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Agustos ^umnurıyet yonununbirtebiiği|Meseleler v e m e s e J e l e r Mubadele RomısEtabli addedilmiyecek olan Rum'ların vaziyeti 'HFM NALJNA MIHJNA Ismet Pş. bugün geliyor Eaşvekilimiz Ankara'dan hareket etti, bugün Izmit'ten Yalova'ya geçecek Ankara 19 (Telefonla) Başvekil lsmet Pş., akşam trenine ilâve edilen hususî trenle hareket etti ve istasyonda Vekiller, Ali Sait, Asım Paşalarla erkânı hükumet ve kalabahk bir halk kitlesi tarafından teşyi edildi. Başvekilimiz doğruca Yalova'ya gitmektedir. Bir kaç gündür devam eden Heyeti Vekile içtimaında müterakim işlerle be raber haricî siyasetimize müteallik metailin de görüşüldüğü tahmin edilmektedir. Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey yarîn, olmadığı takdirde cuma günü, tstanbul tarikile Cenevre'ye hareket edecektir. Avrupa Birliği konferansında kendisine halen Avrupa'da bulunan lktisat Vekili Mustafa Şeref Bey de iltihak edecektir. Izmit 19 (Hu. Mu.) Söğütlü yatı buraya geldi. Yarîn sabah 9 da Izmit'e muvasalat edecek olan Başvekil lsmet Paşayı alarak Yalova'ya gidecektir. Dahiliye Vekili Çanakkale mülhakatînda ve halk arasında tetkikler yapıyor Bayramiş 19 (Dahiliye Vekiline refakat eden muhabirimizden) Dün sabah Çanakkale'den Lâpse ki'ye kara yolu ile hareket ettik. Vekil B. ve Pasalardan başka Çanakkale Valisi, Çanakkale meb'usu B. yardı. Lâpseki'de öğle yemeği yendi. Köylüler geldiler, Ziraat Bankasile aralarındaki ihtilâftan dolayı şi > kâyet ettiler. Vekil B., Ziraat Ban kası memurlarını çağırarak hepsini ayn ayrı dinledi. Neticede bir ziraat müfettişinin gönderilmesini valiye emretti. Lâpseki'den motörle Karabiga'ya hareket edildi, yolda çok şiddetli bir ""<".«mıiıııınmımill!lllllllinill||ll|||IH!| iMuımuiHiiHiuııılılllllllllllllllllllllllllllllllllllinniHinfflnı»»' " """"" 1 1111 fırtına ile karşılaşıldı. Karabiga'da nahiye merkezi gezildikten sonra Biga'ya hareket edildi. Gece Bele • diye tarafından Vekil B. şerefine bir ziyafet verildi ve bu sabah otomobillerle Bayramiç'e hareket edildi. Yolda Can nahiyesi gezildi. Vekil B. jandarma karakolunu ve jandarma efradını teftiş etti. Mektep binasının etrafı perişan bir halde olması nazari dikkati celbetti ve tamiri esbabına tevessül için valiye emir verdi. Bayramiç'te yemek yenildikten son ra Ezine'ye gidilecektir. Geceyi o • rada geçireceğiz. Yarın Ed remid'e uğnyarak Çanakkale'jre gidilecektir. IHIIIIHIIHimımııra"'"»'»'»'"»""" Graf Zeppelin Her yerde buhran îngiltere üzerinde 24 saat İngiltere, Amerika ve ' lik bir cevelan yapıyor Almanya tehlike içinde Fredrichshafen 18 (A.A.) Graf Zeppelin, saat 7 de tngiltere'ye hareket etmiştir. Balonda 2 yolcu vardır. Gece Londra'da karaya inecektir. Balon, bundan sonra İngiltere üzerinde 24 saatlik bir turne yapmak üzere hemen hareket edecektir. Balonun cenubî Amerika'ya doğru yapacağı seyahatin tarihi 29 ağustos olarak tesbit edilmiştir. Bir Alman mühendisi, balonun muvasalatında lâzım olan şeyleri hazırlamak üzere Pernon bouc'a gönderilmiştir. Balon, 1 eylulde Peraonbouc'a vâsıl olacak ve 3 eylulde Friderichshafen arasında hususî bir servis tanzim edecek ve bu servisle nakledilecek olan posta, hususî bir tayyare ile Pernonbouc' dan Rio'ya götürülecektir. Londra 18 (A.A.) Hava işler! müsteşan M. Montague Zeplin balonu Hanworth tayyare karargâ • hmdan hareket etmeden evvel Dr. Eckner'i ziyaret etmiş ve kendisine altın bir mahfaza vermiştir. M. Montague tngiliz tayyare cemiyeti na mına Dr. Eckner'i başardığı büyük teşebbüsten dolayı hararetli surete tebrik etmiştir. Londra 19 (A.A.) Graf Zep • pelin Hanvrorth tayyare karargâhtnda bir saat kadar durduktan sonra saat 20 de şimale doğru hareket etmiştir. Londra 18 (A.A.) Nazırlar komitesi yeniden saat 10,30 da toplanmiş ve saat 22 de celsesini tatil et • miştir. Komite bugün yeniden toplanacaktır. Hiç bir tebliğ neşredilmemiştir. Bakıyorum da tuhafıma gidiyor, bizim Muhittin Bey İstanbul'a Be lediye reisi oldu olalı orijinal bir talihsizliğe Uğradı; her işi, ama isterse yarım satırlık olsun, karşısına müfstanbul 19 (A.A.) Muhtelit him mes'ele diye dikiveriyorlar. MaMubadele Komisyonu kâtibi umu • sasına konan kâğıtlardan hiç bir tamiliğinden tebliğ edilmiştir: nesi basit, tabiî, çırpılık iş defildir; Muhtelit Mubadele Komisyonu hepsi de ayrı ayrı mühündir ve nun bitaraf azası 10 haziran 1930 mes'eledir. Bunları biz gaieteeiler tarihli mukavelenamenin 32 inci de körükledik mi, sahiden mes'ele maddesinin kendilerine verdiği saoluveriyor. lâhiyete istinat ederek 4 haziran 931 tarihinde şu kararı vermişler Hani şu vakît ktiresi var ya, dir: Hanî Nuh nebisi zamanında di reklere asılan yuvarlak sepet boz«Arnavutluk hükumetinin idare ması, sine tâbi arazi ahalisinden olup 10 tşte o vakit küresini nereye ashaziran 1930 tarihli Ankara mu • malı? Nasıl asmalı? Ne zaman askavelenamesinin mer'iyet mevkiine malı? Astıktan sonra Rasataneye ihgirdiği tarihte îstanbul'da bulunan tiyaç kalır mi? Kalmazsa üstat FaRum ortodoks mezhebine mensup Türk tebaası 30 kânunusani 1923 te tin Efendiyi nereye tayin etmeli? Vakit küresi asılıyor, asılacak, asılLozan'da imza edilmiş olan mu • mak üzere, ve saire.. Mes'ele ki kavelenamenin tayin ettiği miiba • mes'ele! dele usulüne hiç bir vakitte tâbi tutulmayıp 15 kânunuevvel 1923 ta • As işte be biraderf Allah Allah! rihinde Ankara'da aktedilen TürkAs nereye istersen! Herkesin cebînArnavut itilâfnamesine tebaan mude bir saat, dünyanın havayı nesimiamele göregelmekte olduklarından sinde telsizler durup dururken ça • 10 haziran 1930 tarihli mukavelenin maşır sepetinden vakit küresine kim beşinci fashnda zikredilen ahkâmın bakar?! şUmulti dairesine dahil olmazlar. Şoförlerin kasketleri mavi mi olBinaenaleyh bunlar bu ahk&mdan sun, sarı mı, toz pembesi mi, alaca ve bu ahkâma teferrü eden diğer her mı? Yana mi yıksınlar, kaşa mı? hangi bir maddeden istifade ettiriMes'ele ki mes'ele! lemezler.» Gazeteler yazar, takrirler verilir, tstanbul tâli mubadele komis • encümenler kurulur. Fesuphanellah! yonu kendisine müracaat eden bir Derken arkasından seyyar esnaf kimsenin bu kararın şümulüne dahil mes'elesî.. Bu da mühimmin mühimolduğundan dolayı etabli addedilemidir: miyeceğini görünce o şahsa bu hal Köşede mi dursunlar, kenarda mı, ve vaziyetini müsbit olmak üzere bir ortada mı? Makara mı satsınlar, vesika verecektir. karamel mi, horoz şekeri mi?! Habire yazarız, habire söyleriz, habire uğraşmz. Ekmekler somun mu olsun, baston mu? Odundan baston olmasında ne biçim olursa olsun a canım! Şimdi de itfaiye mes'elesi! tstanbul itfaiyesini birleştirmek farzmış, evet farzmış ama mühim Ankara 19 (Telefonla) Hemes'eleymiş: Bir buçuk milyon lira yeti Vekile içtimaında kabul ediistermiş, halbuki bütçede 140 bin lira len Devlet Bankası nizamnamesi tahsisat varmış, binaenaleyh mes'eReisicumhur Hz. nin tasdikına leymiş». Neyin mes'elesi a efendim neyin?! Bugün fstanbul için itfaiye işinden daha mühim hiç bir iş yoktur. Bir buçuk milyon kâğıt lira da para mıdır ki?.. Belediye meclisini toplama bir sene, tahsisatını geçir itfaiyeye. öteki fasılların bir senelik yarısını kat buna, bir sene de kesme Beyoğlu so kağını, ne olur, bir kaç ay da yanyan gidip gelelim, onu da ver bu raya; de ki halka: Yahular, bu sene biraz dişinizi sıkınj Sizi yangından kurtarmak için bir buçuk milyon itfaiyeye kapat | tım. ' Alimallah kimse ses çıkarmaz, hatta teşekkür bile ederler. Bunun mes'ele neresinde, mühimtni de nerede? Haydi diyelim ki bu parayı gene dolduramadık; zor iş mi sanki? Ver bir arzuhal Vali Beye, al iznini, çık Beyazıt meydanına, açık açık söyle: Ey bağnyanık Istanbul'lular! Sizi yangınd?n kurtarmak için bir buçuk milyon lira lâzım. Bunun şu kadarını şuralardan uydurdum, bu kadar eksiği kaldı, bu memleket sizindir, bu mal sizindir, bu belediye sizindir, bir defaya mahsus olmak üzere her bina sahibi şu erfane cetveline göre versin payına düşen parayı. Ne yapalım? Banker millet değiliz işte... Bu gibi işlerimizi emece ile başarmaktan başka çaremiz yok! Böyle oluşumuz da ayıp bir şey, bir auç değil; eski devirlerin kötülükleri olmasaydı bu hale düşmezdik. Buna kimse olmaz demez, bilâkis memnun olur. Ama dedîm ya, bizim Muhittin Bey bu hususlarda pek talihsîz. Teşebbüs etmeye görsün, hemen karşısına tomar tomar mühim evrak çıkar, çünkü mes'ele mühimdir, şundan şu olur bundan bu çıkar ve saire, O da kimsenin kalbini kırmak îstemiyor, mühim mes'eleleri hep oluruna giderine bağlıyor, Bir defacık şöyle zemberek sinirli, çe • lik yumruklu oluverse; ortada ne mes'elesi kalır ne de mühimmi. Istanbul'un arması! Avrupa şehirlerinin hemen hep sinin bir arması vardır. Meselâ Berlin şehrini, her nedenae dili dışarıda bir ayı yavrusu temsil eder, Pavis'in tırazesi yelken'i bir kadirgadır. Altında lâtince «dalgalar onu döver, fakat batmaz» vecizesi yazılıdır. Fransa'nın (Liyon) Lıyon şehrinin arması şahlanmış bir arslandır. Londra'nın timsali haç ile kılıçtır. İki başlı bir kartal da Viyana'nm mü • messilidir. Varşova'nın arması îse ellerinde kılıç kalkan tutan bir d«niz kızıdır. İstanbul'umuzun arması yoktur; fakat ben köprüden geçerken münasip bir arma keşfettim. Köprünün Eminönü tarafında, Halic'e nazır sabık gişenin üstünde büyük bir rakı ilânı var. Bu ilân muazzam bir şişe şeklindedir ve şehrin en işlek güzergâhının üzerinde, bir arma gibi, hâkim vaziyettedir. Rakı sarfiyatının çoğaldığı, mütemadiyen yeni yeni rakılar çıkhğı ve şirket vapurlarma varıncıya kadar rakı ilânlarının, bir şehrayin gibi, parıl parıl parladığı • bir mevsimde öyle zannediyorum ki İstanbul için köprünün kulübesindeki muazzam rakı şişesinden daha iyi arma tasavvur olunamaz. * ** KatıHı itfaiye! İtfaiyenin ıslahından bahsedili • yor. Esasen, her büyük yangından sonra itfaiyenin ıslahından, terkosun mes'uliyetinden bahsetmek mutat tır. Arkadaşım Felek te bu bahse dair bir fıkra yazmış, İstanbul'un bir ikisi müstesna olmak üzer* bü tün yolları tamire muhtaç ve bozuk olduğuna göre otomobilli değil tay • yareli itfaiye yapmak lüzumundan bahsediyor. Fena fikir değil; fakat İstanbul'un bazı semtleri vardır ki oralarda tayyareli itfaiye değil, katırlı itfaiye daha fazla işe yarar. Meselâ, Cihangir'den Dolmabahçe'ye kadar uzanan ve adeta sarp birer yamacın üstüne kurulmuş anfiteatr şeklinde, kademvari dizilmiş evlerin arasındaki merdivenli ve keçi yoluna benziyen dapdaracık yokuşlar ve sakaklarda ancak katırlı itfaiye iş görebilir. Devlet Bankası Teşrinisani sonlarında faaliyete başlıyor M. Snoıvden'in beyanatt Londra 18 (A.A.) Malİye Nazırı M. Snovrden, vaziyetin ciddî ve mühim olduğunu, bununla beraber millî bir iflâstan bahse mahal ol madığmı söylemiştir. M. Snowden beyanatma devamla demiştir ki: «Telâş ve korkuya kapılmak için hiç bir ciddî sebep yoktur. Azim ve gayret gösterecek olursak şimdi içinde bulunduğumuz çıkmazdan evvelce olduğundan daha kuvvetli bir halde kurtulacağımıza eminim. «Millî bir hükumet teşkili bu günkü şerait îçinde parlâmentoya dahil fırkaların hepsinin el birliği ile çalışmalan elzemdir.> arzedilmiştir. Nizamname tasdiki âliden bir ay sonra mer'iyete girecek ve banka heyeti umumiyesi toplanacaktır. Devlet Bankası teşrinîsani sonlarında faaliyete geçmiş buluna • caktır. fcap eden yerlerde şubeler açılacaktır. AKA GÜNDÜZ Askerî terfi listesi Ankara 19 (Telefonla) Askerî terfi listesi tamamen hazırlanm>ştır. Yakında tasdiki âliye arz ve 30 ağustosta orduya tebliğ edilecektir. îhracatımız artıyor tzmir 19 (A.A.) İhracat emtiasmdan muamele vergisinin alın mıyacağı hakkındakî muaddel muamele vergisi kanunu, limanımızda mühim bir faaliyet tevlit etmiştir. Bir çok tüccarlarımız ihracat em tiamızdan bir çoğunu vapurlara yükletmişlerdir. Birinci kordon hümmalı bir faaliyete sahne olmuştur. Bundan sonra ihracatın daha fazla olacağı tahmin olunmaktadır. Yunan emlâki ( Birinci sahifeden mabait ) Marsilya Ticaret mümessilligi Ankara 19 (Telefonla) Mar silya ticaret mümessilliğine sabık Ticareti Bahriye Müdürü Faik Bey tayin edilmiştir. Birisini öldOrdö, diğerini yaraladı tzmit 19 (Hu. Mu.) Beşdivan'ın Kepekli köyünden Osman oğlu Meh met eskidenberi araları açık olan köyün eski muhtarı Nazif'le 20 liralık bir alacak yüzünden kavga ettikten sonra yediği dayaktan mü teessir olarak evine gitmiş ve mavzer tüfeğini alarak Nazif'in arka sından iki kurşun atarak yaralayıp öldürmüş, jandarmaya teslim ol mak üzere köyden çıkarken hâdiseden korkarak telâşla kaçmakta olan ihtiyar heyeti azasından Rıza'nın kendisini tutmak için geldiğini sa narak tesadüf anında bir kurşun da buna atarak sol kolunu yaraladıktan sonra silâhile beraber şehre gelerek zabıtaya teslim olmuştur. Tevkif edilmiş ve tahkikata başlanmıştır. Çeşme anasonları Rayşbankta soygun Berlin 18 (A.A.) öğle vakti ellerinde tabanca bulunan üç şahıs, Rayşbank'ın Schoenaberg şubesine girmişler ve memurları yaralıyarak mühim miktarda bir para alıp kaçmışlardır. Bunun üzerine arkalarından koşulmuş ise de merkumlar, gerek banka memurlarına ve gerek halka karşı ateş açarak iki kişiyi yaralamışlardır bunlardan bîri çocuktur. Berlin 19 (A.A.) Rayşbank'ın Scheneberg şubesinden çalınan paranın miktarı 22 bin mark bank nottur. Atılan tüfenkler, bütün mahalleyi telâş ve heyecana düşürmüştür. tzmir 19 (A.A.) Müskirat tnhisar idaresi tarafından Çeşme ve ha valisinde şimdiye kadar 16,000 kilo anason mübayaa olunmuştur. Tüc carlar da mübayaata iştirak ettiklerinden bu mıntakada anason kalmamış gibidir. 66 milyon dolara, ithalât ta 540 milyon dolara baliğ olmdştur. Şu hale nazaran geçen senenin ayni devre sine nisbeten ihracatta yüzde 35,9 ve ithalâtta yüzde 36 tenakus vardır. Berlin 18 (A.A.) Almanya'nın temmuz zarfındaki ithalâtı 562 ve ihracatı 827 milyon maıfcfan ibarettir. İthalâtta 1929 senesine nazaran % 5 0 nisbetinde ve 1930 senesine göre 200 milyon marklık bir tenakus vardır. Amerika*da iflâslar Nevyora 18 (A.A.) Lincolin'de bir milyon 180 bin dolar miktarında mevduatlan bulunan altı banka daha gişelerini kapamıştır. Sekiz tasarruf sandığının da tediyatını tatil edeceği haber veriliyor. Virjinya.da kâin 250 bin dolar sermayeli Richmond bankası, tediyatını tatil etmiştir. Vaşington 18 (A.A.) Bu senenin ikinci altı ayı zarfında ihracat mucip olmıyacak şekilde tedbirler almıştır. Ortada kanun var ken buna neden lüzum görülüyor? Yapılacak teşebbüsler hatta hükumetçe de muzır addolunur. Çünkü söylediğim gibi esasen bu gibi zevatm hakları kaybol mıyacaktır. Sonra kanunun tat bikı geri kalmış değildir. Alâkadarlara tebligat yapılmaktadır. Ve bu tebligat yalnız alâkadar ların mağduriyetlerini mucip olmaması için kendilerine bir müddet mühlet verilerek yapılmak tadır. Mühlet bitince bu emlâk Muhtelit Mubadele komisyonu emrine verilmek üzere tahliye ve teslim edilecektir. Hakikat bun dan ibarettir.» Komünistlerin muhakemesi İzmir 19 Komünistlikle maz nun bulunanların muhakemelerine devam edilmektedir. Maznunlardan Aziz ve Tevfik'ten maadası gayri mevkuf olarak muhakeme edilmek üzere tahliye edilmişlerdir. Kont Betlen kabinesi düştö Budapeşte 19 (Hususî) Baş vekil Kont Bethlen bugün kabine sinin istifasını Naibi hükumet Amiral Horty'ye vermiştir. KOKAİN Benim mazim yok. Hani maziden bahsetmiyecektin. Şimdi kaçarım ha! Bu sefer sahiden gelmem! Artık hiç kaçamazsın! Ben mi? Nasıl zaptedebilirYazan: AKA GÜNöflZ sin? Bir nikâh urganile. Kah kah kah kah! Ben Ali Ne demek o? fhsan Beyin kızıyım. Fakat Ali Benim karım olacaksın. ?i İhsan Bey yandı. küloldu. Tam on Sahi mi diyorsun? sene var. Şimdi başkası yaşıyor. Çok kat'î. Kafama bir tokmak danketti: Aİımet Bey mi? Ne tuhaf! Giderken babam Birdenbire titredi: da bunu tavsiye etmişti. Sen babamın adınî ne bi Babanın sözünii kırar mi • liyorsun? Ben babamı o kadar sin? severim ki her sabah onu ben u Asla! Asla! yandıririm, ben giydiririm, ben Evlenecek miyiz? f.raş ederim ve çok çok öpüşüriiz. Hemen babama telgraf çek! Sorra bana canlı sinema derler. Şimdi, şimdi! Bak sabah oluyor. aban Paris'ten ne vakit ge Ama sakın ha! Benim babam yok! Anladın mı? Babamı kimse bil ^ 'erî açildı, rehgi büsbütun miyecek. Benim babam yandı. T itremeğe başladı ve hay Söz mü? Söz! ı&Lintak mi? Bana söz venrie Beynim üşiiyör! Boğâzîm din mi? Benim babam anam yok. yarayor! Sık başımı! Avakjarj EDEBÎ TEFRIKA : 58 mınüstüneotur! Hırr! Hırr! Hırr! Ve kaskatı kaldı. Şaşırdım. Hizmetçiyî uyandırdım. Doktorlara koşturdum. Ge • len doktorlar hemen hastaneye kaldırmamı söylediler. Bir araba ile hastaneye götürdüm. Hususî bir odaya yatırdım. Babasına müstacel telgraf çektim: fdil çok hastadır, hemen geliniz! Doktorlara söyledim: Zannıma kahrsa kokain çekmiş. Doktorlar bu akseyi gidermeğe çahşıyorlardı. Bir türlü kendine gelmiyordu. Zavallı ihtiyar Paris'ten İstanbul'a tayyare postası il gelmis. İstasyonda karsıladığım zaman ilk sözü: Hastalığı nedir? Oldu. Bilmem, dedim, galiba bir zehirlenme! Neden? Doktorlar kokain diyorlar. İhtiyar birdenbire elini alnına vurdu. Hasta cam gözlü bir ölü ha • Inde yatıyordu. Kimseyi tanımıyordu. Babası doktorları dışarıya çıkardı ve titriye titriye şu izahatı verdi: Bu kız vaktile kokaine alışmış. Selânik'te müthiş bir akse geçirmiş. İyi olmuş. Fakat kimsesi olmadığı için takayyüt eden bu lunmamış. Bir darbeye daha tu tulmuş. Kendi anlatırdı. Paris'e gitmiş. Profesör Verniye kur tarmış. Fakat her hangi bir gün, bir defa çekersen bir daha bıra kamazsın ve mutlaka ölürsün. Demiş. O zamandanberi çekmiyordu. Ben de çok dikkat ve muhafaza ediyordum. Demek benim yokluğumdan istifade ederek kendini ölüme atmış. tşte bu esas üzerinde tedavi kabilse kurtarınız bu kimsesiz ka dıncağızı! Bu adam: Bu kadın benim kızımdır! Diyemiyordu. Ben onun babasıyım demeğe cesaret edemiyordu. Doktorlar hastanın başından ayrılmadılar. Ve bize sabahleyin haberini verdiler: Hastamız kurtulamamıştır. İhtiyar titredi: Yani? Maalesef vefat etti. *** Gözlerimi açtığım zaman ken dimi caketim çıkarılmış, boyunbağım çözülmüş bir halde gördüm. Eter kokuyordum. thtiyar başımın ucunda ağlı • yordu. İdil ne oldu? ügleden sonra götüreceğiz. Seni ne kadar seviyordu yavrum, seni ne kadar seviyordu. Beni mi? Dedim. Ve cinayetimin ağırhğı altında bir daha kendimden geçtim. Muğla 19 (A.A.) Vilâyet dahilindeki tütünlerin ağustos niha yetine kadar arkasının alınması umulmaktadır. Geçen sene piyasa ağustos 27 de açılmıştı. Bu sene ne vakit açılacağına dair henüz bir emare yoktur. Muğla tütünleri Afyoncular kredi istiyorlar İzmir 19 Afyoncular Vilâyete müracaat ederek bankaların geçenlerde kestikleri avansları tekrar ver* melerinin teminini istemişlerdir. Vilâyet talebi İktisat Vekâİetine bil • dirmiştir. Rif kahramanı menfasından kaçtı mı? 4 sene evvel Fransız ve tspan • yol'lara Fas'ta mağlup olan Rif kahramanı Abdülkerim Madagaskar sahilinde Peuion adasına nefyedil • mişti. Deyli Herald gazetesinin Paris'ten istihbarına göre Abdülkerim'in menfasından kaçtığı ısrarla söylenmektedir. Haberin teeyyüt etmemesine rağmen hükumetçe de resmen tekzip olunmamıştır. Açık muhabere: Arnavutkyö'ünde caddede 212 na marada Raif Beye Gazetemiz heyeti tahririyssine dahil olmak istiyenler arasında bir imtlhan yapılacagından bugün idareye mftracaat edebilirsiniz. AKA GÜNDÜZ BİTTİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: