?0 Mart 193] Cumhurîyet SON TELGRAFLÂR Bütün Türkiye şedit bir soğuk dalgası içinde... ANKETIMIZE CEVPLAR Ziraat Bankası az faiz, uzun vade ile ikrazat yapmalıdır Kefaleti müteselsile usulü değiştirilmeli, yalnız arazi değil, hayvanat ve mezruat üzerine de kredi açılmalıdır Ziraat Bankası zürraın kendi sermayesile teşekkül etmiş bir müessese ve anonim bîr şirket olduğu halde zürraa azamî bir yardım ve muaveneti yapması îcap ederken maale • sef son zamanlarda bir çok şerait ve kısa bir vade ile para vermesi yüzünden zürra müskül ve elim bir vaziyete düşmüştür. Esasen zürraa yardım edecek başka bir banka ve müessese de bulunmadığından çiftçî faizin çokluğuna ve kumüsyonla faizin peşinen alınmasına rağmen gene az çok işini oradan temine mecbur kalıyor. Ziraat Bankası zürraa ihtiyacının ancak yüzde beşini tediye ettiğine nazaran zavallı çiftçi ihtiyacını temin edemiyor. Hülâsa: Aşağıda yazıldığı üzere Ziraat Bankası zürraa yardıma başladığı gün tam manasile muavenet etmiş olacak, çiftçi ve köylü belini doğrultacaktır: 1 Ziraat Bankası zürraın malî kıymetlerinin müracaat ve ihtiyaç zamanında lâakal yüzde ellisini tediye etmelidir. 2 İstikraz müddetleri beş se neden dun olmamalı ve faiz kumüsyonu peşinen kesilmiyerek her se nenin taksitile beraber ahnmalıdır. 3 Kefaleti müteselsile ile veri Iecek para Ziraat Bankası talimat namesi mucibince vaktile otuz al tın lira olarak tesbit edilmiş olduğuna nazaran banka şimdiki halde otuz evrakı naktiye vermek suretile işin içinden çıkıyor. Halbuki: Otuz altın Hranın mukabili üç yüz lira olaca ğına göre hiç olmazsa kefaleti mü teselsile ile verilecek para yüz elli üradan aşağı olmamahdır. 4 Bankanın esas sermayesi kifayet etmezse sermayesi kâfi mik tar tezyit ediimelidir. 5 Banka yalnız arazi üzerine değil zürraın hayvanat, mezruat, emlâk ve her türlü malî içîn kredi vermeli ve istikraz yapmalıdır. Fa izler şekle ve istikrazın vaziyetme göre tesbit olunmahdır. 6 İstikraz usulleri varidat idarelerindeki kıymetler ve hakikî tahakkuk edecek kıymetler muteber addedilmelidir. 7 Yemişlik, bağ, bahçe ve çiftlik imarı gibi hususatta yapacağı istikrazın müddeti de yedi seneden aşağı olmamalı, istikraz usulleri nıümkün olduğu kadar seri ve kül fetsiz olup zürra günlerce işinden kalmamalıdır. 8 Ziraat Bankası arzolunan mevaddı tatbika başladığı zaman zürraı gaddar mürabahacıların e linden kurtaracak ve ziraatimiz günbekün terakki edeceği muhakkak bulunacaktır. Çanakkale karilerinizden Saraycık köyü muhtarı M. Feyzi * *# Ziraat Bankası zürraın paralarile tesis ve teşkil edilmiş bir bankadır. Bu itibarla zürraa pek çok yardım ile mükelleftir. Ziraat Bankası da Tekirdağ Osmanlı Bankasının yaptığı gibi iki imza ile para vermenin bir çaresini bulmalıdır. Arazisi olan tapusunu ibraz e • dince tapudan derhal sorulmalı ve tasarrufunda olduğu takdirde para verilmeli ve tapu memurluğuna da bu hususta bir müzekkere yazılma hdır. Ziraat Bankasında elyevm tatbik edilmekte olan usuller müşkülâtla doludur. Banka usulleri tadil, ıslah edilmeli, zürraa az faiz ve uzun vade ile para vermek için icap eden tedbirlerin bir an evvel alınmasına gayret olunmahdır. Tekirdağ: Mazhar EdremıTin derdi Avarız varidatını Belediye almamak Halkın kullandığı btı varidatm esası nedir? Edremît'in pek büyük bir derdi var. Vaktile bazı zenginler mahalH işlere sarfolunmak üzere ve (avana) namile epeyce geniş zeytinliklerî T«kıf bırakmışlar. Avarız, varidatı (Vücuhu bir) tabiri hukukisile u mumun menafiine tahsis edilmişth*, bütün memleket ahalisinin şaymn mülkiyeti altindadır. Emvalin bu lunduğu mahallerin şahsiyetî m«neviyesini temsil eden zevat üzerm* tapuya merbuttur. Yüzlerce sene denberi emval heyeti ihtiyariyeler marifetite idare edilir ve varidatı umumî ihtiyaçlara sarfolunur. Ahiren Belediye bu avarîz raH datından 3040 bin lirasını almış v« heder etmiştir.Hükumet yeni belediye kanunu ahkâmından istifade suretile avarizi belediye varidatı meyanına almak istemektedir. Halbuki halk buna muarızdır. (Bunlar aba ancet vücuhu birre sarfolunmak nzere mevkuftur. Biz bu varidatla köyümüzün ve mahaHemizin bin bîr ihtiyacını defediyoruz. Tayyare îanesini, muhtaç ve alillerin vergisinî, cenazelerin masraflarını, maarif ihtiyaçlarımızı görüyoruz. Belediye avarizi elimizden alırsa bunlarm hiç birisini yapamıyacağız) diyorlar. Muhabirimizin yaptığı tahkikata göre halk haklıdır. Avariz varidatı sebep ve sureti vakfı îtibarile ahali ihtiyacma masruf olmak lâzımdır. Hukukan da belediyeye devrî ta • sarruf kanununa muhaliftir. Avarizin geliri şu hale göre tamamen içtimaî yardım işlerine sarfedilmektedir ki bütün bu masari • fin zaten başka türlü teminine îm kân da yoktur. Kendi varidatile vezaifini yaparak ehliyetini isbat edememiş bir belediyenin eline fakîr halkın hayat medarı olan bu vmri • datı vermek kanunsuz olduğu kadar manasız ve günahtır. Hükumetîn buna muvafakat edeceğini zannetmi • yoruz. Şimalden gelen yüksek tazyikli hava bütün memleketi sardı Her yerde hararet sıfırdır. Trakya'da kar 9 santimi buldu Ankara 29 (Telefonla) Meteoroloji enstitüsünden aldığım malumata göre Türkiye'de kuvvetli so ğuklar son hafta zarfmda artmıştır. Ayın yirmî birinde Garbî Anadolu'da birdenbire sıfırdan üç derece aşağı düşen sühunet Manisa ve havalisinde bağlarda ve meyva ağaçla rında çok kuvvelti hasaratı mucip olmuştur. Ayın yîrmi yedisinde bütün Türkiye'de sühunet birdenbire düşmüştür. Düşüklük mütemadiyen devam etmiştir. Bugün Türkiye'nin her tarafında gece sühuneti sıfırm etrafmda ve bir çok yerlerde sıfırın altında oynamıştır. Ayni zamanda bütün Türkiye'ye yağmurla karışık kar düşmüştür. Trakya'da bugün kar irtifaı 9 santimetreyi geçmiştir. Orta Ana dolu'da vaziyet aynidir. Yalnız Karadeniz sahili sühunetin tehlikeli olacak derecede düşmesinden uzak kalmıştır. Sühunetin düşmesi dola yısile bazı yerlerde bağlarda, ağaçlarda zarar olmasa idi kar ve yağmur ziraat mevsimi itibarile çok faydalı olacaktır.Bu soğuklar şimali şarkî istikametinde yüksek tazyikli ve soğuk havanın bir nevi akını neticesidir. Bu sebepten sahillerde daha ziyade cenup ve cenubu garbî rüz gârları icrayi tesh eylemiştir. Mıığla'dcı kar Mulga 29 (A.A.) Dün akşam yağan kar şehrimizi tekrar bembeyaz bir hale getirmiştir. Dağlara çok kar düştüğü anlaşılmaktadır. Ankara 29 (A.A.) Dün akşam' danberi hava bozmuş ve çok soğu muştur. Kuvvetli kar yağmaktadır. Ankara'da kar . Almanya'da hüriyet mülga! Hindenburg şahıs ve içtima hüriyeti ile mesken masuniyetini ilga etti Paris 28 (A.A.) Alman Reisîcumhuru Hindenburg siyasî ve dinî sahalarda taşkmlıklara mâni olmak üzere derhal tatbik olunancak bir emirname imzalamıştır. Bu emirname teşkilâtı esasiye kanununun bahşet • tiği hukuku ve bilhassa, şahsi, ce miyet ve içtima hüriyetlerini hatta telgraf, telefon ve muhabere ile meakin masuniyetini ve sansür memnuiyetini muvakkaten ilga etmektedir. Hilâfmda hareket edenler hapis ile tecziye olunabileceği gibi cemi yetler de feshedilebilecektir. f Devlet Bankası İ • Sermaye temin edüdi/ f mayıs sonlarmda Ban4 * ka faaliyete geçecek 4 Ankara 29 (Telefonla) A Devlet Bankasına her taraftan 2 hissedar kaydına devam edilmek g tedir. 15 milyon lira sermayeden T bakiye kalan bir buçuk milyon * lirahk hisse temin edilmistir. Ni f san nihayetine doğru hissedar * müesseseler, hisseleri miktarına * göre, meclisi idare azasını seçe # ceklerdir. Müteakiben meclisi i 0 dare toplanarak müdiri umumî $ ile muavinlik için Maliye Vekâ # letine inha edilecek zevatı intihap $ edeceklerdir. $, Müdiri umumiliğe Saracoğlu 4 Şükrü ve muavinliğe Ziraat Ban A kası umum müdür muavini Sa 4 lâhattin Beylerin namzet göste . rilmeleri muhtemeldir. Cumhu T riyet Merkez Bankasının mayıs * nihayetinde faaliyete başlaması f kuvvetle muhtemeldir. Banka, Zi}ina raat Bankasının bulunduğu bina m ya yerleşecektir. Ankara'da bir facia 2 devre azası Bir otelci baldızını vurdu, Eski meb'usların listesi Gazi Hz. ne takdim edildi ve intihar etti Ankara 29 (Telefonla) Bugün burada bir aile faciası olmuştur. Şark oteli sahibi Salih Efendî aüî 1tfr cinnete kapılarak baldızını ağır surette yaralamış ve kendisi de intihar etmiştir. Ankara 29 (Telefonla) H. Fırkası kâtibi umumiliği birinci Meclis devresinde meb'us çıkıp ta ü çüncü devreye de iştirak etmiş o lan meb'usların bir listesini hazır lamıştı. Liste Reisi Umumî Gazi Hz. ne takdim edümiştir. Bu zevatın isimleri şunlardır: Gazi Mustafa Kemal Hz. (Ankara), Şakir (Ankara), Zamir (Ada na), AH (Afyon), Besim Atalya (Aksaray), Neşet (Aksaray), Rasih (Antalya), Mazhar (Aydın), Tahsin (Aydın), Kâzım Pş. (Balıkesir), Rasim (Bilecik), İlyas Sami (Bitlis), Cevat Abbas (Bolu), ŞükrÜ (Bolu), Mustafa Fehmi (Bursa), Mehmet (Çanakkale), Ziya (Şarköy), Mus tafa (Çorum), İsmet (Çorum), Mazhar Müfit (Denizli), Yusuf (DenizIi), Zekâi (Diyarbekir), Faik (E dirne), Hüseyin (Elâziz), Asım (Erzurum), Emin (Eskişehir), Ali Cenani (Gaziayıntap), Kılınç Ali (Gaziayintap), Şahin, Raşit (Ga ziayintap), Hâcim Muhittin (Giresun), Hasan Fehmi (Gümüşane), Hamdullah Suphi, Doktor Refik (İstanbul), Tevfik Rüştü, Mahmut Esat, Mahmut Celâl, Osmafcade Hamdi (îzmir), Hüseyin Hüsnü, İbrahim (Isparta), Ahsnet Hilmi (Kayseri), Dr. Fuat (Kırklareli), Yahya Galip (Kırşehir), Şefik, Kâzım Hüsnü (Konya), Cevdet (Kütahya), İsmet Pş. (Malatya), Yunus Nadi (Muğ la), Recai, Hamdi (Ordu), Atıf Esat (Rize), Dr. Asım (Samsun), Halil Hulki (Sürt), Yusuf Kemal (Si M. August Kral iyilesti Ankara 29 (A.A.) Üç aydan beri nümune hastanesinde tedavi edilmekte olan Avusturya sefiri M. August Kral Cenapları iadei afiyet ederek hastaneden çıkmıştır. Müşarünileyh yaraların ihtilâtı neticesi üç defa zatürree tehlikesi geçirmiştir. Hastalığı esnasında Başvekil Pş. Hz. le Hariciye Vekili Tevfik Rüştü B. ve diğer Heyeti Vekile azaları ve sefirler kendisini müteaddit defalar ziyaret ederek hatırını sormuşlardır. Hastanede gösterilen fevkalâde ihtimam neticesi olarak bütün bu yaralar ve ihtilâtlar geçmiş ve müşa rünileyh dün hastaneden apartımanına nakletmiştir. H. F. Umumî kongresi Ankara 29 (Telefonla) Aldığım malumata göre H. Fırkası kongreleri her tarafta bitmiş, vilâyetler ihtiyaç raporlarını ve F. umumî kongresine seçtikleri murahhasları merkezi umumiye bildirmişlerdir. Bu raporlar tasnif edilmistir. Umumî kongresinin 4 mayısta toplanması muhtemeldir. Ikfisadî acentalar Ankara 29 (Telefonla) İktisat Vekâleti 931 bütçesine Pire, İskenderiye, Bükreş'te birer iktisadî a centalık tesisi için tahsisat koymuştur. Taşrada intihabat Tekirdağ'da Tekirdağ 29 (U. Mu.) Tekirdağ mülhakatında müntehibi sani intihabatı bitmiş, H. Fırkası nam zetleri kazanmıştır. Merkezde salı günü neticelenecektir. Yeni Arzı Mev'ut! Amerika'da 4,5 milyon Yahudi var Nevyork 28 (A.A.) Müttehi dei Amerika'nın Yahudi nüfusu son 50 sene zarfmda 250.000 kişiden 4,5 milyona çıkmıştır. Hatta, yal nız Nevyork şehrinde takriben 1.250.000 Yahudi bulunmakta olup bu miktar Filistin'deki Yahudiler'in 8 mislidir. nop), Ziya (Sıvas), Rasim (Sıvas), Celâl Nuri, Faik (Tekirdağ), Mustafa (Tokat), Hasan (Trabzon), AH Saip (Urfa), Süleyman Sırrı (Yozgat) Beyler. Bunlardan Rasim Bey (Bilecik), mefsuh Serbest Fırkaya intisap et miş, diğerleri C. H. Fırkası ile irtibatlarını muhafaza etmişlerdir. Ben ise onun karıma karşı ne kadar sahtekâr olduğunu düşünür: Sizi! Diye cevap verirdim. Şimdi bu sahneleri sükun ile dü • şünürken takdir ediyorum ki, Miza fena bir kadın değildi, ve ben ona haksız yere soğukluk gösteriyordum. Bir aylık muvakkat biiiçe hazırlandı Ankara 29 (Telefonla) Maliye Vekâleti, yeni Meclisin içtimaı yaklaştığı cihetle yeni bütçe etra fında tetkikat yapmaktadır. Maliye Vekâleti haziran ayına mahsus olarak 930 bütçesi esasatı dahilinde bir aylık muvakkat bir bütçe hazırla mıştır. Merkez Bankası 15 N1SANA KADAR HİSSE KAYDINA DEVAM EDİLECEKJ Beheri yüz Üradan ibaret hisse; senetlerinin bedeli bir senede taksitle ödenecek Hisse senetlerine üç sene içbt yüzde altı temettü vermeği hükumet tekeffül etmiştir Hem kârlı bir iş yapmış, hem de Türk parasınm kıymetini yükselt • miş olmak için bu fırsattan istifade; ediniz. Yerli ve ecnebi butun bankaların kişelerinde kayıt muamelesine devam sdilmektedir. Kandıra'da Kandıra 29 (Hususî) Bura müntehibi sani intihabatı dün saat 9 da başladı, 21 de bitti ve müttefikan H. Fırkası namzetleri kazandı. Osman İzmir'de Izmir 29 (A.A.) İzmir kazası dahil olmak üzere bütün vilâyet dahilinde 1107 müntehibi sani çıka • caktır. Stok tütünler Ankara 29 (Telefonla) Alâiye'li Mahmut, İzmir'li Talât, Girit'li Faik Beylerden müteşekkü bir he yet tktisat Vekilile temas ederek tüccar elinde kalan 930 evvelki senelere ait tütünlerin inhisar tara fından satın alınmasım istemiş ve bu talep kabul edilmistir. İnhisar îdaresi tediyatı uzun vadelerle yapa caktır. Fuat B. işe basladı Ankara 29 (Telefonla) Divanı Muhasebat reisliğine tayin olu nan Fuat B. yeni vazifesine başla mıştır. Gandi Lort İrvin itilâfı Karaşi 28 (A.A.) Hint'liler ittihadı kongresi komitesi Gandi ile Lort İrwin arasında husule gelen itilâfın tasdikı hakkındaki karar suretini kahir bir ekseriyetle kabul etmiştir. Pulluk imal edenlere verilecek prim Ankara 29 (Telefonla) İktisat Vekâleti pulluk imal edenlere veri Iecek primlere ait kanunun sureti tatbikı hakkında bir talimatname hazırlamıştır. yorduk. Yüzü gülüyordu, neş'esi yerinde idi. Otomobile atlarken: Dicki dedi, yolda duralım, şampanya, havyar alalım, balayından döndüğümüz geceye benzer, bir âlem yaparız. Bu halile karımı büyük bir mürai farzedeceksiniz, haksızlık olur, o nun hakkında bir hüküm vermek i çin onu tanımak lâzım gelir. Şüphesiz herifin yanında şu bir kaç gü nün zevkini çıkarmış idi. Şimdi de şu dakikayı tath geçirmek, bu da kikanın bütün lezzetlerini tatmak, bu dakikada da mevcut, vücudü mukadder güzel ne varsa toplamak, büyük bir kâm almak, onu gerek kendisi için, gerek benim için en lâtif şekle sokmak istiyordu. Benim donuk, gamlı olduğumu, gülmedi ğimi farketti, bir ümitsizlikle: Dicki, gene ne var? Sükuta dair verdiğim kararlar sağlam değilmiş. Saklamak istedi ğim şeyler dökülmeğe basladı: Şu var ki, Krozant Brest'te i miş. Bunu size kim söyledi? Amiral Garnie. Ey Krozant, Brest'te imiş, da Demiryolları tetkikatı Ankara 29 (Telefonla) De miryolları inşaat reisi İzzet Bey tetkikatta bulunmak üzere Sıvas'a gitmiştir. müraccahtır. Aradan biraz geçince ne alçak lık, diyordum.^ Sekiz günlük bir azmü irade ya onun halini değiştirme ğe, yahut kendimi ondan geçmeğe alıştırmağa kâfi gelebilirdi.; Bir memur, gelmek üzere olan trenin levhasını astı: Brest sür'at katarı!.. Durdum. Şimdi de «Bu çok hayvanhktır; 1909 da Floransa'da başka bir otele inmiş olaydın, bütün ömrünce karının mevcudiyetinden haberin olmıyacaktı.. Bununla be raber gene yaşıyacaktın, bahtiyar olacaktın. İçine girdiğimiz bu kat'î dakikada hayata niçin yeniden girmiyesin? Onu yok farzetmiyesin?» Diyordum. Bu sırada karanhklar i çmde bir lokomotifin ziyası ve bir katarın resmeder olduğu münhani seçildi ve derakap her şeyi gayrişeni gördüm. Karımın simasını bile ta • hayyül edemiyordum. Biraz ilerile dim. Pencerelerden kafalar sarkı • yordu. Katar durmadan evvel kapılardan atlıyanlar vardı. Hamallar nakliye arabalarını sürüyorlardı. Birden uzakta, karımın gölgesini seç • titn. Bir kaç saniye sonra çantasını tutan bir hamal ile beraber yürü • Cumhariyet'in tefrikası: 29 IKLIMLER Yazan: Andre Moruva Acı bir surette şu cevabı verdi: Siz nev'i şahsına münhasır bir adamsmız. Belki. Bîr an rüya görür gibi durdu, sonra başını omzumun üstüne bı rakarak beni müteessir edecek derin bir ihtiras ile dedi, ki: Ne olursa olsun, ben sizi se viyorum, ve sizi, size rağmen bah tiyar edeceğim. Size sadık ve vefakâr kalacağım. Kocam Gandüma'dadır ve beni rahat bırakıyor. Beni isterseniz hatta orada görebilirsiniz, çünkü haftanm iki gününü Gişardi'de geçiriyor, saadet hissini kaybetmişsiniz, onu size ben iade edeceğim. Soğuk bîr halde cevap verdim: Teşekkür ederim, pek bahtiyarım. Terceme eden: Haydar Rifat Bu sahne böylece gecenin uzun bir kısmını doldurdu. Sevişiyormuş gibi bir vaz'u halde idik. Halbuki bende kendisine karşı anlaşılmaz, vahşi bir kin vardı. Bununla beraber güzel güzel ve rakik bir buse ile ayrıldık. Onu oralarda görmemek için bir daha ayak atmamağa ahdettim, fa kat gene gittim ve karım gelinciye kadar bu böyle devam etti. Miza'da inanılmaz bir cür'et vardı ve bana anasının, babasının salonunda, hizmetçilerin her an girebileceği bir yerde teslim olmaktan çekinmiyordu. Kendisile sabahın ikisine, üçüne kadar hemen daima sakit olarak kaldığım oluyordu. Zarafetle gülmeğe çalişarak biIâfasıla: Ne düşünüyorsunuz? Derdi. XVI Karım nihayet bir akşam üzeri geldi. Garda istikbal ettim, kendisine bir şeyler açmamağa karar vermiştim; çünkü böyle bir mükâlemenin neye müncer olacağı aşikârdı, ben onu muahaze edecektim, o inkâr edecekti, Miza'nın bildir diklerini söyliyecektim, Miza yalan söylemiş, diyecekti. Ben Miza'nın doğru söylediğini bilecektim, hep beyhude şeyler olacaktı. Garın rıhtımı üzerinde kö mür ve yağ kokuları içinde, bir çok kişiler arasında kendi kendime tekrar ediyordum: «Mademki yalnız onun yanında bahtiyar olabilirim, ve mademki boşıyamıyacağıma kanaatim var, gü • zel yüzünü görmek ve kendisini kızdırmaktan tevakki etmek her şeye ha sonra? Bununla sizin ne alâkanız var? Şu alâkam var ki Brest, sizin gittiğiniz plâja yakındır ve onun gelip sizi görmesi pek kolaydı. Evet pek kolaydı, hem o kadar kolaydı ki, şayet her şeyi öğrenmek isterseniz, geldi, beni gördü. Bunda rahatsız olacak ne var? Bunu bana yazmadınız? Acaba? Ben yazdım zanne • diyordum. Şayet yazmamışsam bu na zerre kadar bir ehemmiyet vermediğimi gösterir. Hiç bir ehemmi yet vermediğimi! Ben o fikirde değilim. Çünkü aranızda daha evvelden muhabere cereyan ettiğini de duydum. Karım bu sefer bozuldu, delirdi, onda, bütün vücudünü sarsan bu ifadeyi ilk defa görüyordum. Bunu kim söyledî? Miza! Miza! O sefil! Yalan söylemiş. Mektup gösterdi mi? Hayır. Fakat böyle bir yalanı neden icat etsîn? Bunu ben bilir miyim? Kıs kançlığmdan... Bu akıl alır bir şey değil!.. • Mabadi var >