Cumhuriyeİ 7 Kânunuevvel 1930 Pişmîş aşa katılan su.. ( Nevres Bey uflaya puflaya birinci hakaretini gözlerile açıktan açığa beljnevki bir vagona girdi. Etrafına ba Ii ederek bakıyordu. kınır bakınmaz, köşeye büzülmüş, zaBiraz düşündü. Sonra gene oğluyla yıf sarı yüzlü ihtiyar hiç te hoşuna git konuşmağı tercih etti: medi. Sami.. Nevres Bey saltanat devrinde tam Efendim.. Ön sene sadaret müsteşarlığı yapmış Dün gec^Vi nasihatlerimi unutşişman, mağrur ellilik bir zattı. Evdeki • a m değil mi? md îstibdadı, sokakta sattığı çalımdan bir Hayır babacığım.. santim aşağı kalmazdı. Şekip Bevin kızma güler yüz Şimdiye kadar sıra ile iki karısını •jöstereceksin değil mi? 3a huysuzluk ve geçimsizliğile üze ü Evet babacığım.. ze apartopar öbür dünyaya gönder Babasına da çok nazik ve hür sniş, damatlarından bir tanesi ancak metkâr davranacaksın.. timarhanenin sakin bir köşesinde yer Tabiî babacığım.. peyliyerekten onun şerrinden kurtula Gözünü aç.. Kızı avucuna al.. thbilmiştî. Simdi en kücük oğlu Sami ile tivar nasıl olsa bir kaç sene icinde beraber yasıyordu. Fakat onu da ev "•Sirlivecek. servete konmağa bak.. lendirmek üzere idi. Hayatta büsbütün \mma kız hosuna git«în »"tmesin, aşyalnız kalacağı, artık nazmı, huysuzlu kmdan ölecekmisin ı»ibi davran!.. ğunu çekecek kimseyi bulamıv^cağı i Peki babacıçım!. f f çîn faîîa mii ees«îr ve as&bivdi. 7?vif ve «an vür'ii ih ivar cittikçe Care yok. ne yan^ın.. OSIamn 5=tiVT Flleri avpkip.rı tiil \Sr'\ titrîvordu. ba 'nî terîn et*neV 'ST;JTI.. Sami'ye gayet zens:ii baba'ı bir kız sal'k ver Nevres Bey bu sefer biraz sesini almislerdi. Bu^ün 'te o is \c\t erkenden aîttı: oğluyla beraber îstanbul'a inivorlardı. Evvab, dedi. herife ^ııhranlar Sami de babasııvn arkasından iceri ba*tı.. Sakın ölmesin!. girdi. Bu genç çocuk tıpkı Nevres Be Karşılarmdaki «akallı ^a bu işten yin otuz sene evvelki bir nümunesiydi.. endiseye düsmüstü. Sanki hık demiş burnundan düşmüş.. Tren Havdarpasa'ya vasıl olunca Ayni tavur, ayni eda.. Ayni topluluk.. herkes birbirini unuttu. Köprü'de Ayni kaş göz.. Sami babasından ayrıldı. Bankaya Yegâne farkı babasmın atak, hırslı *** tir kurta benzemesine mukabil oğlu bun halim, selim, uysal bir kuzu gibi Nevres Bey Galata'daki yazıhane blmasıydı. »inde üç çeyrek kadar meşgul oldu. Nevres Bey Sami'nin o zayıf ve has Sonra bir otomobile atlavıo Şekip Betalıklı ihtiyarm yanına oturmağa niyet "în Harbiye'deki evine yollandı. fettiğini görünce: Bu serveti dile destan olmuş ada Buraya gel, diye kendi sağ tara mın kızını resmen oğluna istemeğe ftnı gösterdi, koskoca yer dururken "idivordu. bralarda ne isin var.. Evlenmek, aile Hizmetçi Nevres Beyi saray müza •ahibi olmak üzeresin hâlâ oturup •"ede!eruıd°n satm alma en pahalı kalkmasını bile öğrenmedin.. O Şekip esvalarla döşeli bîr salona almıstı. kimse onun aklına şaşayım ben kî satki dakika sonra kapıda ev sahibi Ha kızını vermeğe razı oluyor!. görününce Nevres Bey: Sami cevap verecek bir vaziyette Vay efendim! «leğildi. Kıpkırmızı olmuş, önüne ba Diye ağız kullanmak istedi. Fakat kıyordu. muvaffak olamadı. tçeriye gelen trenLâkîn köşede demindenberi kımıl deki zayif sarı yüzlü ihtiyar değil damadan mahzun ve dalgın oturan miydi? zayıf ve sarı yüzlü ihtiyar da bu mü • Şekip Bey yavaş yavaş misafirinin kâlemeye hafif bir alâka peyda ol yanına yaklaştı: mustu. Azizîm, dedi, zannedersem ar Kimbilir, belki de bir babanin oğ tik aramızda konuşulacik bir mes'ele Inna bu kadar fena muamele etme Tesadüfen bir geceyi Erenköy'ün •ire canı sıkılmıstı. Tren coktan ka'kmı* ilk istasvonda kalmadı. tekrar dnrmustu bile.. Zaten Eren deki bir dostta Reçîrio erken dönmem kövü ile Göztepe'nin arası ne kadar beni ve kızımı büyük bir tehlikeden eık yer!.. >•» »«* « J Ü *** '•"> " V ı kurtardı. Yalnız sfze tavsîye ederîm. Eğer . Oğlunun sükutu da Nevres Beyin Canını sıkmıştı. Eğer hafifçe bir g©z öğlunuz içîtı bir başkasının kızlna taaşinalıeı olmus olsa Göztepe'den bi lip çıkarsanız mahtum beye evde vernen saksUı beyle konuşmağa baslıya diğiniz kıymetli nasihatleri trende caktı. Fakat her haîde kösedeki sarı tekrar etmeyin! AHMET HlDAYET yv»'ü îbt«va*!a deŞil.. Ona nefret ve Gıdalarımızm Sıhhî vasıfları Tayin ediliyor Zahîre borsasında teşkil edilen komisyon bir talimatname hazırladı Hıfzıssıha kanununun 182 ve 184 üncü maddeleri ve yenilecek, icilecek büumum maddelerin ne gibi kimyevî ev safta olmalannın tesbitini âmir bulun maktadır. Bu kanuna tevfikan icap eden talimatnameyi hazırlamak üzere Sıhhive Vekâletince teskil edilen komisyon dün ticaret ve zahire borsasında fev kalâde bir ictima aktederek şimdiye kadar ihzar ettiği 300 maddelik talimatname orojesini tetkik ve memleketimiz mallarmm hususiyetlerine ait evsafı 'imum'vevl tesbit ed^rek Sıhhiye Ve İQ Vn tir<e eöndermistir. İctimacia zahire borsası bas kimva >eri NurecTdin Mımsi. tıbbndliden Fehnıi K'za. F°hremanptinden Mustafa Muhlis ve Darülfünun ispençiyarî lâburatuan müderris Mustafa Nevzat Beyler bulunmustur. Nurettin Münşi B. bir muharririmize komisyonun mesaisi hak kmda su izahatı vermiştir: «Şimdiye kadar süt, sütten mamul nevnir, krem, tereval^ ve sadeyağ, bi lumum nebatî ya&lar, gazozlar, madenl ve menba sulan, zahire, un ve ekmek 1er, plotenli ekmekler, makarna, sarap, Hkörler, biralar, recel, marmalatlar ve •nıruplar, umum konserveler, helva. pestilier. bulama. çukulatalar, kahve ve çay ^ibi maddelerin sıhhî ve tabiî vasıflarını tesbit ettik. Bundan sonra da müskirat, netrol, benzin, hatta bütün gıdalan koymaga mahsus zarflar hakkındaki tali mat ikmal edilecektir. Vekâlet bunlan tetkik ve bir karar name şeklinde çıkardıktan sonra her tarafta kendi mütehassıs müfettiş ve nümune memurlarile sıkı sur«tte kontrol ettirecektir. Ve bunlan Vekâletin irae edileceği hususî lâburatuarlar muavene edebilecektir > Noktalan yerlerine koymalı Hmin bir Tuba ağacı mes'elesi oldu ğunu her fırsatta soylemekten geri kalmadım. Her memleket, kökü yukarıda, yani âlimlerin kafasmda olan bu ağacm meyvalarına muhtaçtır. İlimsiz memleket, çorak bir topraktan farksızdır. Çorak toprakta da mahsul yetiştiği o lur; Fakat o bir deve dikenidir! Darülfünunumuzun ıslaha muhtaç olduğu hakkmda bundan evvel yazdığım makaleler, bilhassa sonuncu, bazı fakültelerimizde haylica teessürü mucip ol muş. Benim Darülfünun gibi bir ilim müessesesi rnkkmda mütalea dermeyan etmek salâhiyetinde bulunmadığımdan bahsedilmiş. Edebiyat Fakültesini istisna edişim, bir zaman oraya girmek için vaki olan teşebbüsümun akim kalması üzerine, yeniden yapacağım teşebbüse mümaşat edilmesini temin etmek maksadından ileri geliyormuş. Muallimi bulunduğum Yüksek Muallim mektebi müdürü, tarih zümresi muallimlerinden Hamit Beyin hatırmı hoşetmek te bu maksada inzimam ediyormuş. Talebeden aldığım malumat üzerine fakülteler hak kında söz soylemeğe kalkışmaklığım doğru defılmış! Bütün bunları, kulaktan kulağa bana kadar gelen sözlerdir. Gönül isterdi ki sırf vatan aşkile çarpan hasbî bir kalbin saik olduğu düşünce ile yazdığım yazılara, müsbet bir şekilde, gazetelerde cevap verilsin: ve Darülfünunumuzda hakikaten ilim yapıldığı iddiası isbat edilsin! Ben de pek iyi biliyorum ki bazı fakültelerimizde kendilerini münhasıran ilme veren müderrislerimiz içinde, yaşamak gailesile, evinin eşyasmı satanlar, bütün sene bir kat elbise ile ge zenler, ve ev kirasını vermek için bin bir sıkıntıya girenler vardır. Ben bu zatları hürmetle yadederim; fakat bu kadar derin bir fakr içinde ilim yapılamıyacağmı da bilirim. Bunu söyledi ğim için o zatlar bana gücenmesinler. Kendileri hürmete, hatta takdire şa yandır. Lâkin işte o kadar. Darülfünunumuz hakkında gördüklerimi ve düşündüklerimi söylemek, muharrirlik sıfatımm bir neticesidir. Otuz küsur sene muallimlik, yirmi beş senedir de muharrirlik eden, İstiklâl harbi esnasmda Ankara'da (serbest âli dersler) den içtimaiyat ve terbiye kürsüsünü tutan bir adamın bu kadarcık salâhiyetini inkâr etmek haksızlık olur, sanınm. Edebiyat Fakültesinde müderrislik istemedlm; sadece içtimaiyat dersinde, Avrupa'lı müderrise trcümanlık etmek istedim. Beni bu talebe sevkeden şey, müderrisin Fransızca takririnden istlfade olunamaması idi. Kendimde mü derris olmak kudretini bile görememiştim. İstediğim olmadı; bundan dolayı gücenmedim; bir daha müracaat etmek niyetinde olmadığım gibi, Fakültece şimdi böyle bir şey teklif edilse bile kabulden itizar ve mttna ederim. Yüksek Muallim Mektebi Müdürü Hamit Beyle çok eskidenberi sevişen arkadaşım; lâkin bu Darülfünun mes'elesine dair aramızda tek kelime bile geçme miştir. Ben yazdığımı bilerek yazdım. Belki, az yazdım, fakat doğru yazdım. Tekrar ediyorum: Millî bir hars müessesesi olan Edebiyat Fakültesini istisna etmek şartile Darülfünunumuz, Avrupa'dakilerin, hatta Balkan'lardakilerin bile ayannda de ğildir. Niçin böyledir? Bizim Darülfünunu muzun ne gibi şartlar ve zaruretler dahilinde teessüs etmiş olduğunu yazmışIIIMIIIIIIIIIIIIIIIllinillMIIMIIIIIllllllllllllllMlll VUKUAT Muhtelit komîsyonda dünkü içtima Muhtelit mubadele komisyonu heyeti umumiyesi, dün içtima ederek Korfallı köyü ahalisinin tabi olduklan şeraiti müzakere ve Ankara itilâfnamesinden istifade edecek olan Rumlar'a verilecek vesika ve mmlara ait istihkak talepnamelerinin kabulü içln nlhal vadeyi 'ayin etmiştir. Konstantin'in lâhti Berlin Darülfünunu tarih ^müderrisi olup şehrimizde tetkikat icra etmiş olan bir Alman Bizantoloji, Askerî Müze av lusunda bulunan Bizansa ait bir lâhtin Kral birinci Kostantin'in lâhti olduğunu söylemiş ve asarı âtika müzesinden foto&raflar istemiştir. Müze müdürü Halil B dün bu hususta kendisile görüşen bir muharririmize demiştir ki: « Bir Alman âlimi bundan bir buçuk ay kadar evvel bizden mevzuu bahis lâhtin fotoğraflannı istemiş ve bu fotoğraflar gönderilmişti. Müzede ilk Bizans imparatorlanmn bir kaç lâhti vardır. Fakat bunlardan birinin Kostantin'e ait olup olmadığı malum değildir. Askerî müze avlusunda bulunan lâ hit te, Kostantin'in lâhti değildir» Amerika'lıların, Cemiyeti Akvama senenin (13) aya taksimi hakkında vaki olan bir teklifi, ayni zamanda hükumetimize de bildirilmiştir. Bu yeni takvim bir seneyi (13) aya ve (52) haftaya taksim etmektedir. Bu suretle her senenin her hançi bir günti geçen ve gelecek senelerin ayni gününe tesadüf edecektir. Rasatane müdürü Fatin B bu takvimi f etkik ederek mütaleasını hükumete Çok çocuklu aîleler Istidalar Sıhhiye Müdiriyeti vasıtasile Hıfzıssıhha Encümenine verilmelidir r tım.Emrullah Ef. merhum, Tuba ağa cına vücut vermek için teşebbüse girişmeden Allahm rahmetine kavuştu. O nun izinde yürümek istiyen zat, ayni ilmî nüfuza sahip olmadığı için, bize sümmettedarik bir Darülfünun yaptı. Bu müessese baştan «ihayete kadar islaha muhtaçtır. Bunu Darülfünun kendiliğinden yapamaz. Nitekim geçen senelerde divan, kendi kendini ıslah için bazı tasavvurlarda bulunmağa başlaymca, kocunanlar derhal harekete geçtiler; o tasavvurları kuvvede bile bırakmadılar. Edebiyat Fakültesinin son tecellüdü suya düştü. Göçülüyor ki Darülfünunumuz kendi kendini ıslah etmeğe teşebbüs bile edemiyor. İş, doğrudan doğruya Cumhuriyet halk hükumetmin hamiyet uhdesine düşen büyük bir vazifedir. Cumhuriyet hükumeti, dünyayı hayretlere düşüren siyasî ve içtimaî büyük, pek büyük inkılâplar yapmıştır. Fakat Darülfünun bu inkllâplann ilmî formüllerini arayıp bulmağa çalışmamıştır, çalısamamıstır; cünkü onda, inkilâbı yapanlardaki intuition, can ve heyecan yoktur. İnkilâplanmızm istedi ği canlı ve heyecanlı bir ilim müessesesi bize lâzımdır. Bunu Cumhuriyet halk hükumeti tahrik edecek, böyle bir müesseseye vücut vere cekti. Cumhuriyet halk hükumetimizin Darülfünunumuza karşı vaziyeti nedir? Kayıtsızlık mı? Doğru değil. İlmî salâhiyetsizlik mi? Ortada böyle bir endişeye mahal yok. Gördük, görüyoruz: İnkilâpçı Türk yurdunda ilim yapılmıyor. Halbuki inkilâbı ve inkilâbm icaplarını yerine getirmek istiyen hükumet ilme muhtaçtır. İlimsiz bir idare, dimağsız bir kalp gibidir. Boyle bir ucube yaşar mı? Ankara'da bir Gazi enstitüsü açıldı. Pek muazzam bir bina: burada, zannettim ki, hakikaten hasbî ilim yapan yeni bir Türk müessesesi kuruluyor. Ortaya bir orta muallim mektebi çıktı. Bu nasıl bir müessesedir? Programı nedir? Hangi gayelere müteveccihtir? İnkilâp merkezi olan Ankara'da hakikaten ilim yapan bir müesseseye ihtiyaç vardır. Fakat nedense buradaki Darül fünun ilim müessesesi haline konmuyor, ve oradaki yuca binada da yeni Türk devletine lâyık bir ilim müessesesi yapılmıyor. Memlekete yeni rejimln, İnkilâbm muvaffakiyetle devam etmesi ilim yapanlarm kürsülerinden feyiz alan yeni bir neslin yetişmesine bağlıdır. En halkçı bir hükumet dahi, ancak mümtaz bir münevverler heyetinin elile idare olunur. Halkçılık, sözü ve hükmü ayağa düşürmek değildir. Halkı baştan başa okutmak meşkur bir hizmettir; fakat yurdu hakkile idare edecek, Büyük Gazi'nin kurduğu yeni Türkiye'yi ebediyete doğru şanla ve şerefle yürütecek mümtaz bir kütle, bir İlim aristbkrasisi lâzımdir. İgte Halk Cumhuriyet hükumetimize dusen pek mustacel vazife budur. Hükumet «nim mes'elelerinde ben salâhiyettar değilim1'» Diyemez. Onun ilmî salâhiyeti olmasa bile, memleketin yaşamasına ve yükselmesine lâzım olan her şeyi yerine getirmeğe salâhiyeti vardır. O, memlekette hakikî bir ilim müesseyolda fikir ve direktif almak için mürasesi vücude getirmeği müradederse, bu caat edeceği ilmî otoriteler garpta az değildir. Darülfünündan değil, liselerin ıslahmdan başlamak yolunda, muhterem Abdülfeyyaz Tevfik Bey üstadıma da gelecek yazımda cevap vermek isterim. Beyoglu'nda Sokakta bir adam öldürüldü Evvelki gece saat yirmi ikide Beyoğ * lu'nda Glâvani sokağında Galata'da kahvecilikle meşgul Emrullah isminde biri sabıkalılardan Balat'lı Tahsin ta rafından öldürülmüştür. Tahsin aşçı Bogos'un dükkânı önünde kahveci Emrullah ile kavgaya tutuşmuş ve taban casım çekerek Emrullah'ı üç yerinden yaralamıştır. Tabanca seslerine yetişen polis memurlan Tahsin'i yakalamağa teşebbüs etmişlerse de Tahsin polisler üzerine de ateş etmeğe başlamıştır. Polis memurlan da bilmukabele ateş etmisler ve müsademe bir kaç dakika devam etmiştir. Tahsin, hem silâh atmakta ve hem de kacmakta devam etmiş ve Âsıklar mezarlığma girerek burpda karanMctan bilistifade ortadan kaybolmustur. Emrullah Beyoğlu hastanesine nakledilmiş ve bir müddet sonra ölmüştür. Hâdisenin sebebi tahkik edilmektedir. Maamafih vak'aya şahit olan bir kadm, Tahsin ile Emrullah arasında bir kadm yüzünden kavga çıktığını söylemştir. Tahsin zabıtaca aranmaktadır. Bir hamal karısını yaraladı Boyacıköy'ünde Koru caddesinde Cemil Efendinin kahvesi üstünde oturan hamal Hüsnü, dün sabah kansı Fatma Hanımı ustura ile vücudünün yedi yerinden yaralamıştır. Yarası tehlikeli olan kadm, Hasekl hastanesine nakledilmiş ve hamal Hüsnü de zabıtaca yakalanarak hakkında tahkikata başlanmıstır. Vak'aya sebep kıskançlıktır. Galata'da oturan Arşalos isminde bir Er. meni kızı ile, Addet isminde diğer bir kız, dost mes'elesinden kavga etmisler ve neti. ed Addt, çakı ile Arşalos'u yaralamıştır. bıkahlardan Bursa'lı Ali, bir kadm mes'e Kurtuluş'ta oturan Anesti ile meşhur sa . ;inden kavga etmişlerdir. Bursa'lı Ali, Anesi'yi bıçakla muhtelif yerlerinden yaralamışU". Bir Ermeni kızı, diğer bir kızı yaraladı Cadın yüzünden kanlı bir kavga 0010311? Bir makarna fabrikasında yangın Galata'da Balıkpazarın'da Reko makarna abrikasında yangın çıkmış ise de, etraftan retlgilerek derhal söndürülmüştür Evvelki gün Moda açıklarında Rusumat muhafaza motoru tarafmdan deniz üzerinalımıştır. Sandıkların bulunduğu yerden iraz ileride tek bir kayık küreği de bu unmuştur. Bunlardan o civarda bir kaza vuku bul duğu ve bunların ağırlıktan kurtulmak için atılmış olduğu da tahmin edilmektedir. Denizde bulunan sandıklar Kâzım Ncani UIMllIIIIIIIIIItllIU llllllllMllllllIIIIIIllMtllMMIIIIIflMlilllllllllHIIIIIIIIItlllllllllimilllilllllHlt Sene (13) ay mı olacak? H. Fırkası teşkilât heyetinin mesaisi İstanbul atletizm heyetinden: 930 931 senesi istanbul voleybol şampı yonluğu ve atletizm kış musabakalarmı ertip etmek ve atletizm federasyonunun bazı tebligatını hemen tatbik etmek için heyetimize mensup zevatın 7/12/930 pazar günü saat 18 demıntaka merkezine gelmeeri mercudur. Voleybol heyetini davet İngiltere'de Liberaller kabineye girmek istiyorlar Londra 5 (A.A.) M. Loyit Corç bu sabah söylediği bir nutukta amele fırkası hükumetinin vazifesinde muvaffak olamadığını, bunun herkes tarafmdan tasdik edilen bir keyfiyet olduğunu beyan ettikten sonra demiştir ki: «Şimdiki hükumet, 18 aylık mesai devresinde bir çok faaliyet ve icraat fırsatlan kaçır mıştır. Bununla beraber, M. Baldwin'in riyaseti altmda yeni bir hükumet teşekkülünü hiç kimse arzu etmemektedir. Müntehipleri liberal fırkaya yeniden itimat göstermeğe ikna etmek imkânı hâlâ mevcuttur. Liberal fırka iktidar mevkiine gelemediği takdirde ikinci bir şık daha varittir. O da liberallerin bü tün mes'uliyetlere tamamen iştirak et memek şartile şimdiki hükumetle teşriki mesai etmeleridir. Bu suret mümkün olduğu takdirde liberal fırka şimdiki hükumete vukuf ve tecrübesile yardım eder. Bu hususat için ne pazarlığa ne de misaka lüzum yoktur. İleride bir anlasamamazlık hâdis olmaması için bu cihetin iyice anlaşılmasını arzu ediyorum.» Liberal fırka liderlerinden M. Herbert Samuel de şu beyanatta bulunmustur: «Liberallerin hattı hareketi kendi siyasetlerine uygun olarak ittihaz edeceği bütün tedbirlerde i<?tiklâllerini^nuhafaza etmek şartile şimdiki hükumetle samimiyet dairesinde elele vererek çalışmaktan ibarettir.» Çok çocukln ailelerin nerive ve nasıl müracaat edecekleri hakkında müteaddit mektunlar almakta devam edivoraz. Bu iş için verilecek istidalann «î«tanbul Sıhhiye müdiriyeti vasıtasile hıfzıssıha encümeni» ne verilmesi lâzımdır. Buçün de çok çocnk'u ailelerden üçünün resimlerini dercedivoruz. (1) nnmaralı resimrfe eftrülen altı çoftnrun babası, Zonpnlfİ!»k'ta ocak ma ran«"n7İarmdan VaVfıkebfrT wP*>Tn*t nstadır. Yevmivesi l'îO knrnsttır. Moma îlevhin res'nide srörn'en «•o<MiV':"tıncfan baska biri memleketinde, disreri tstan bul'da 18 vasında Zah'de ve 14 yaşında Refia isimlerinde iki evlsrtı dmha vardır Resimdeki cocııklardan büvüsiinün yaşı 12. ismi Mıi7!>fferMir. Di5erleri 9 vasındaki kızı Cî»7ibp. altı y?«!inda oein Avhan 5 vaşmda kızı Tnran, 3 vasın^a kızı Perlban ve 1 yasmda ki7i Senf'nSan'ılır. (2) numaralı re^imdeki aile, Tütün tnhisarı Cibal' fabr'Vîisı tn^t'Tieler sobesi ustabasısı t'smî'i! TTnHrı Vt nîn a'ipsîdir. Resimı'p mnma'pvTiîn rpfraeı SaIme Hanımla 16 yasmdaki oenlları Mehtnet Enver, 14 vasmrHki ki'ları Moi5hat. 12 vasmdakî kızları Mnrüvvet, $ yasmdaW fri7İan Mna77e7. 6 vasm^ak' ki7İan Mediha ve 4 vasıtidaki oğulları Sadık Riistü rörülmektedir. Gerek zevç ve zevce, gerek 6 cocnk tarı giirbüz ve tamamen hali sıhhatle (3) numaralı resimde ortada otnran »at, Erüp'te Babahavdar mabpi'»«inde Sfivari kavmakamhrından müte?'3«'+ Hafcı Rem7i B o'nt» 8 ev'^t b>Vı^cır!ı 7.»,Î< ftlan dört oelunrtan biri Kars'ta mülâ «ün, ikincisi Izmir mevkii müstahke ü de süvari geküoük zabit mektebinde muallim, dördüncüsn de Mardin hüdut taburunda mülâzimdir. 3 kızından ikisi Çamlıca orta mektebinde tahsildedir. 8 nci çocu "U da erkektir. Güzel San'atlar Birli&inde serbest ders Sarıyer kazası erkâmnın teşkilât heyeti nezdindeki içtimadan bir intiba iere başlanmıstır. Birlik kânunusanide C. H. F. tstanbul teşkilâtını tanzim lâtının rüesası davet edilerek bir içAbdülhak HSmit gününü tes'it edecekiçin çalışan Afyon meb'usu Ali Beyin tima aktetmiştir. Bu içtimada bu kaza tir. Ayrıca Tevfik Fikret günü icin de ve riyasetindeki teşkilât heyeti şimdiye dahilinde yapılacak tebeddülât bir merasim programı yapılacaktır. kadar bir çok kazaları gezmişti. Bun saire görüşülmektedir. Londra sererisine i«tirak Bugün de Anadoluhisarı ve Bey dan sonra geriye kalan kazaların teşedecek miviz? kilât rüesası da merkeze davet edile koz kazaları teşkilâtının rüesası fır Lordra'da acılacak olan bir asarı âtikaya giderek Ali Beyin nezdinde akka ve sfmavii n^fise serci^ine İstanbul rek mütaleaları almacaktır. Dün fırkaya Sarıyer kazası teşki tedilecek içtimaa iştirak edeceklerdir. müzesinin de istir^^ edpce&i yazılmıştı. Bu sergive biJh^Psa İran müzesi istirak »decek ve eski İran'a ait asar teşhir olımacaktır. İstanbul müzesinin de. istirak edip etmiveceği Vekâletten sorul mustur. Buradan sergiye asar gönderilmesi hakkmda henüz hiç bir karar ve Guzel San'atlar birlîğinde ' Felâketten sonra fev M. Puvankare yeni kabine teskilini kabul etmedi kalâde mahkeme! Paris 6 (A.A.) Reisicumhur M. Doumergue istişarelerine devam et mektedir. Müşarünileyh, bugün bir çok şahsiyetleri ve ezcümle M. Berard, M. Boncour, M. Puvankare, M. Her riot, M. Fabry, M. Franclin Bouillon, M. Tardieu, M. Painleve'yi kabul et miştir. M. Doumergue, yeni kabinenin teş kilini M. Puvankare'ye havale eyle mişse de mumaileyh esbabı sıhhiye sinden dolayı bu vazifeyi kabul etmemiştir. Londra (A.A.) R. 101 kabili sevk balonu faciasmı tahkika memur fevkalâ tntihapları tasdik edilen yeni Yedi çocuâum var. Eski ve emektar bîr de muhakemede mütaleasına müracaat Belediye reisleri memurum. Kırk bes yasındayım. Henüz iş edilen Graf Zeplin kumandanı doktor Ankara 6 (Telefonla) Belediye mec Eckener balonun baş aşağı karaya doğru vanabilecek bir vaziyetteyim. Hasbe7kader •fört senedir acik*ayım. Kalabahk ailemin U'Ierince yeni intihap olunan Antalya, inmesinin sebebini arkasımn rüzgâr taharice nakli imkânsızhğı karsıstnda iş bul «ileoik, Bursa, Cankırı, Denizli, Eskise rafmdan yukarı kaldırılmasında aramış •nak icin bulundunum muhitten uzaklaş hir, İzmir. Kayseri, Yozgat, Samsun, Af ve bu esnada balonun zarfında bir yırvıak imkânı da t/oktur. Dücarı sefalet 61 von ve Aksaray Belediye reislerinin me tıklık hâsıl olmuş ve ga7Jn bu yırtıklıktan kaçması ihtimalinden bahsetmiştir. ixım. Elyevm cocııklamvın yevmı nafakala tnuri^p+leTİ ta<=<nkı âliye iktiran etti. Yeni bir ttalyan krovazörü Bu suretle balonun havada tutacak mik\nı bile tedarikten âcizim. Gurbuz olarak Roma 4 Yeni yapılan Alberica Bar tarda gaz kalmayınca yere düşmesi ve •letiştirdiöimiz cocuklanmızın noksanii tataddisinden verem olmalarına mâni olmak bnsno kruvazörünün ilk tecrüheleri va bu sademe esnasmda elektrik tellerinden Wn hıizıist'frha kaniınvnnn cok cocuk ye nılmıştır. Vapur iptida saatte 39,012, bir veya bir kacının kopup kontak yap +iştiren ailelere bahsettitji mükâfatı nakti sonra 42,048 mil katetmeğe muvaffak ol ması ve zarf derunünde kalan şazin de tutusması tabiî idi. Tahkikat yarın biteveden istifede etmek isterim. Bursa kız mu mustur. : nllim mektebine mahrumivetter içinrie de C ftçilerin Zir«t Bankasına olan cektir. borcu am eden üçüncü kızım 129 numaralı FitMaarif Vekilinin ziyafeti ct'ın da mektebın leylî kadrosuna ithalini Ankara 6 (Telefonla) Çiftcilerîn, Ziraat BTnkasına vaki olan müracaat tiyorum Ankara 6 (Telefonla) Maarif Vekili 'an üzprine. R^nkaoa, ikraz mi'<'''<»Hnin Esat B., şehrimizde bulunan Fransız san'Gemlik'te bir numaralı cadd"rte üç * spneye iblâğı için tetkikat yapılmak atkârları şereflne Ankarapalâsta bir ziyafet nuiı rah hanede Etem tadır. vermiştir. Çok çocuklu bir baba yardım istiyor Muhittin Beyin mefa'usluğu Ankara 6 (Telefonla) îstanbu Valisi Muhittin Beyin, münhal bulunan Eskişehir meb'usl"*una namzet rosterileceği havadisi, bir tahminden ibarettir. Pas dö Calais'de kesif bir sh Londra 5 (A.A.) Pas de Calais'yi e a yet kesif bir sis kaplamıştır. Ruyf* eraiti çok fenadır. Gemüer, a&ır a£ır uerlemekte ve düdüklerini mütemadıyen ötturmekteAir.