15 Haziran 1930 Nüyork'ta açılacak beyneîthilel sergi Yanımdaki maaada oturan genç, bir kaptana benziyordu. Başında bahriye kasketi, sırtmda bahriye forması yoktu. Fakat ben, onu kaptan samyordum. Bazı meslekler vardır ki, insanın tekmil hüviyetine hâkim olurlar. Gemicilik te bunlardan biri. Kaptan sandığım gençte, genç liğine rağmen çok pişkin bir hal vardı. Garsonu, emreder gibi çağırıyor, tok tok konuşuyordu. Belli ki, pısırık, toy değildi, hiç toy değildi. Gazinodaki kadınlara serbest serbest bakıyor, hepsini ayrı ayrı süzüyor, birini de beğenmişe ben zemiyordu. Gazinonun kapısı açıldı, uzun boylu, koyu kumral saçlı, iri parlak elâ gözlü, sülün gibi bir kadın girdi. Genç kaptan derhal alâkadar olmuştu. Gözlerini hafifçe kısarak bakmağa başladı. Dudaklarında arzu ile, takdir ile karışık bir tebessum belirdi. Bu sefer, beğenmişti. Fakat, iri, parlak, elâ gözlü kadın da beğenilmiyecek gibilerden değildi. Edalı edalı yürüdü, müte cessis nazarların, kendisini takip ettiğinin farkında olmıyormuş gibi lâkayt bir tavırla, kenar masalar dan birine oturdu. Genç kaptan, artık gözlerini ondan ayırmıyordu. Uzun boylu, koyu kumral saçlı kadın, gencin tarafına bakmıyordu, çok mahçup sıkılgandı. Genç kaptanla onu mukayese ettim. Tamamile aksi idi. Bu kadın toydu, kabil olabildiği kadar toydu. Bu zamanda, böylesi, zor bulunur, güç ele geçer! Diye düşünüyordum. Genç kaptan, garsonu çağırdı, yeni gelen kadını işaret etti: Kim bu? Garson, başını salladı ve gayet mah''n bir vaziyette fısıldadı: raya yeni geliyor. et, ben de hiç görmedim. Aile kansıdır. Kocasından ayrılmış. Eh, ne yapsın, o da geçine cek! Ama çok sıkıhyor! Alışma mış, kolay değil! Daha çok toy! Genç kaptan, garsonu kuvvetle tasdik ediyordu : ••*•.>.* Belli, efendim, belli. Ne söyliyorsunuz beyefendi, dün gece, sizden iyi olmasın, kibar bir müsterimiz vardır, o, yanına çağırdı, gitmedi. Kaptan, buna pek memnun olmadı: Peki, ne diye buraya geliyor? Evinde otursun. Daha toy, acemi, dedim ya size beyefendi... O da ahşır. Masama davet etsem gelmez mı? Garson mütereddîttr: Vallahi bilmem, bir kere sorayım. Haydi, göster kendini. Bahşişini unutmam! Aman beyefendi, size hiz met etmeyip te, kime hizmet edeceğim? Genç kaptanın yüzü gülüyordu. Garson uzaklaştı, bir kaç dakika sonra, genç kadının masasına gitti. Bir emriniz var mı? Tavrile konuşmağa başladı. Genç kadın göz ucu ile kaptana bakıyordu. Garson kaptanın masasına geldi: Razı ettim, gelecek ama, çok oturmıyacak. Kaptan, kendinden emindi:. Hele bir kere gelsin. Garson yutkundu: Vallahi, bir şey daha var ama, zatınıza söylemeğe utanıyo rum. Söyle, çekinme. Biraz ağırdan alıyor, Ne gibi? Fazla para istiyor. Ne kadar? Siz anlaşınız beyefendi, daha ıyı... Peki, peki... Gelsin... Kaptanın dudaklarında, esrar engiz bir gülümseme peyda olmuştu. Ben gayriihtiharî toy kadına acıdım. Bu deniz kurdu, ona bir oyun oynıyacağa benziyordu. Koyu kumral saçlı, iri, parlak gözlü kadın, yerinden kalktı, edalı edalı yürüyerek kaptanın maassına geldi, elini uzattı: Bunjur, beyefendi. Genç derhal yer gösterdi. Bira ısmarladı. Gayet yavaş konuşuyorlardı. Genç kaptan, ikinci şise birayı ısmarlarken hesabı da istedi. Ce binden portföyünü çıkardı, masa nın altına götürdü, gizli gizli açtı. Genç kadına gözleri gitti, hafifçe boynunu çarpıtmış, kirpiklerinin arasından kaptanın saydığı paralara bakıyordu. Birden, gözlerinin önünde bir şimşek çakmiş gibi irkildi, dudak uçları kısıldı, omuz başları titre di: Ben sizden evvel çıkayım, dışarıda beklerim! Hay hay efendim. Genç kadın, edalı edalı çıktı. Kaptan, beş dakika sonra şapkasını giydi, yürüdü. Bir çeyrek geçmemişti, kaptan, tekrar göründü. Garson, telâşla koştu: Ne oldu, beyefendi? Karı, bizi atlattı. Dışarıda beklerim! Dedi. Kimseler yok! Mahmut Yesari Gönderılecek nümüneler için şehrimizde bir büro açılacak Niyork ticaret mümessilimiz Muzaffer B. Niyork'ta açılacak sergi hakkında Ticaret odasına yeni bir rapor gondermiştir. Bu raporda serginin ehemmiyetinden bahsolunmakta ve iştirakimizin temini için Odanm esaslı bir surette alâkadar olması tavsiye edilmektedir. Ticaret odası tacirlerimizin iştiraki ve ihracat mallarımızm nümuneleri gönderilmek üzere şehrimizde yeni bir büro açmış ve müdürlüğüne sabık İş Bankası kâtibi umumisi Kâzım Refik B. tayin edilmiştir. Tiftik ticaretimiz İhtisas ve iktisat MahsulünboKuğuna rağmen buhran geçiriyor İstihsalât tamamile satılmıyor. Eski ihracat stok halinde durmaktadır Dünyaca kıymeti teslim edilen keçilerimizin mahsulü olan tiftikler mühim bir servet vasıtasıdır. Maalesef son zamanlarda bunlardan az istifademiz vardır. Tiftik Eskişehir, Kütahya, Ankara, Karahisar, Konya ve Kastamonu Vilâyetlerinde elde edilir. Sıvas Samsun hattının şarkında pek mahdut miktarda istihsal olunur. İktisadî terbiyenin rolü mühimdir Bunu temin edecek en esaslı âmil bilgi ile maarifin tesis ve teşmilidir Memleketimizin bu son günlerdeki en mühim iktisadî hâdiseleri, bir müddet evvel hazırlanan iktisadî programır. kat'î bir şekil alması ve bu programa dahil Devlet Bankası teşkili karannm artık emri vaki haline gelmesidir. İktisadî program, bilhassa iktisadi yatla meşgul olanlann iktisadî hayatımızda gördükleri noksanlan saymakta ve bunların izalesi ve vaziyetin ıslahı lüzumunu anlatmaktadır. Hulâsaten diyor ki: İktisadiyatın tanzim ve inkişafı için dahili asayiş, dahilî ve haricî emniyet müstakar olmalıdır. Her türlü nakliye vasıtalan temin olunmalı ve nakliye ücretleri dun olmalıdır. Başlıca limanlanmız asrî bir hale getirilmelidir. Turizm teşvik edilmeli, millî para istikrar peyda etmeli, vergileri iktisadiyatı ihlâl etmiyecek surette tarh, tevzi ve tahsil etmeli, inhisarlaf zararlı olmamalı, gümrük tarifeleri istihsal ve istihlâkte nazım vazifesi görmeli, eşyamızın maliyet fiatı yüksek olmamalı, neslin sıhhatte olmasına dikkat etmeli ve bilgiye ehemmiyet vermelidir. Programın mü him bir kısmı ziraat bahsine hasredil miş, çiftçinin terfihi, ziraat kredi müesseselerinin takviyesi, kooperatif teşkilâtı vücude getirilmesi, ziraatin fennî bir şekilde icrası, sulama ameliyesine ehemmiyet verilmesi, nebatî ve hayvanî hastalıkların izalesi ve tohumların ıslahı derpiş edilmektedir. Bundan maada ihracat mallarımızın istandardize edil mesi, zeytincilik, yumurtacılık, balıkçılık gibi işlerin ve sanayiin ve bilhassa dokumacılığın ve halıcılığın himaye ve inkişafı, ormancılığın ıslahı ve ormanlarımızla madenlerimizin asrî şekilde işletilmesi ve millî tasarruf fikrinin taammüm ve takviyesi lüzumu da dermeyan edilmektedir. İktisat programının bence en mühim ifadesi, maariften bâhis 21 inci maddede mündemiçtir. Marifet, bahusus asrımızda milletlerin ruhu ve gıdasıdır. Namık Kemal'in beliğ bir lisanla tasvir ettiği marifet, iyice taammiun ettiliten sonra bütün ihtiyaçlar daha kolay tatmin edilir ve tekemmul vasıtalan muvaffakiyetle hazırlanılır. Bilgi ve ihtisas en mühim esbabı zaferdendir. İktisadiyatta başlıca âmil ilan «para ve çalışma> bilgi ve ihtisasa istinat etmedikce müsmir olmaz. Sağlam bir terbiye ile mücehhez milletlerde tasarruf fikri ve kaidesi de caridir. İyi iktisadî ve mall si yasetler bilgi ve ihtisasın zadesidir. İktisadî hayata da azim tesirleri dokunan kanunlar, bilgi, tecrübe ve ihtisasın mahsulüdür. İlme kıymet veren ve iktisadî terbiyeye ehemmiyet atfeden memleketlerde vazife hissi inkişaf eder, mesalihi âmme muntazam görülür. Maarifte geri kalmış memleketlerde ise asrî ve medenî devlet mefhumu yoktur. Her iş gibi iktisadiyat ta mefluç bir vaziyette kalır. Mektepte iken beynelmilel iktisat profesörümüz Alman Her Hofman diyordu ki: «İktisadî bünyemizin salâbeti, ilmî teşkilâtımıza ve ikti sadî terbiyemize medyundur.> Filhakika bu evsaf sayesindedir ki Almanya, harbin talisizliklerine ve felâketlerine rağmen gene az zaman içinde her sahada olduğu gibi iktisadî zeminde de rakiplerine meydan okumağa başlamıştır. . Halil Mithat ıııııııııııııııııııııııııııııııınıııııiMiMiıııııiMiıııııııııııınıııııııııııııııııııll Tahvilini istiyecek muallimler bir tamim için Nakil veya tahvil istiyecek mnallimler için Maarif Vekâleti bir tamim neşretmiştir. Buna nazaran, böyle bir arzuda bulunan muallimler esbabı mucibe vesikası göstermek şartile azamî 15 temmuza kadar mahalli maarif idarelerine istidalarını vermiş olmalıdırlar. Vekâlete müracaat kabul olnnmaz. İdarei Hususiye bütçeleri mütebammil olmadıfından bunlara harcırah verilemez. Bu tamim yalnız Vilâyet veya mıntaka değiştireceklere aittir. Tiftik piyasası da memleketimiz j de İstanbul'dur. Avrupa'da yegâne j piyasa Ingiltere'nin Bradford şehridir. Hali hazırda tiftik piyasası nonnal değildir. Bunun sebepleri Avrupa'da işlerin durgun olması Talebe kampları Geçen sene Ankara sergisinde ve ihtiyaçtan fazla istihsalât vuku Kabataş lisesi bu sene Pendik'te, Is bulmasıdır. Evvelleri Amerika da teşhir edilen iki tiftik keçisi tanbul erkek lisesi Boğaziçi'nde Sütlihi tiftik celbediyordu.Fakat Ameri yadır. Demek oluyor ki ihtiyaç ce'de kamp kuracaktır. ka'nın istihsalâtı artması ve Kap fevkinde mahsul vardır. tiftiklerinin şiddetli rekabet yap • Eğer memleketteki fabrikalar ması işleri fenalaştırmıştır. Şimdi tiftik üzerine imalât yapabilseydiTatlı yağdıran pelit ağacı ki halde fstanbul ve Anadolu'da ler tiftik piyasası hayli tehvin edilKonya polis serkomiserinin evin beheri 6065 okka olmak üzere miş olacaktı. Fakat tiftik işinin hu15,000 balya kadar vardır. Senevî susiyetleri vardır. Nitekim sanayii deki ağaca bal gibi bir mayi istihsalât ise 45,000 balya tahmin tekâmül etmiş olan Almanya bile akıyormuş! olunmaktadır. Fiatlara gelince: muhtaç olduğu tiftik ipliğini İn Konya Polis serkomiseri Mustafa B. in evinin bahçesindeki pelit agaçlarının Geçen sene 220230 kuruş arasında giltere'den celbetmektedir. yapraklarına tatlı yağıyormuş. Bu hal temevvüç etmiştir. Bu sene fiatlar Bizde tiftik piyasasının bozuk komşu ağaçlarında da görülmüş. bir aralık 105110 kuruşa kadar in olmasının diğer bir sebebi de müsŞebnem gibi yapraklar üzerine yağan miş ve fakat son günlerde 135 ve tahsil ve tüccarımızın ekseriya dünbu tatlı, ağaçların diplerine düşrek 150 kuruşa çıkmıştır. ya tiftik piyasasından haberdar oloraları da tatlandırmakta imiş.. Bratford'ta Türkiye mahsulü olmamasıdır. Tiiccar çok defa piyaMustafa Bey, tatlılı yapraklardan birisini bir mektup yazarak ziraat memur mak üzere 1520 bin balya stok sayı iyi bilmeden sermayesi fevkinmal bulunduğu söyleniyor. Bu se de mubayaat yapar ve bankalara larına göndermiştir. Yapraklar üzerinde toplanan bu mad neki istihsalâtımız 50,000 balya borçlandığı için malını onlara terde bal gibi tathdır. tahmin edilmektedir. hin eder. Sonra da malının bedelini Trabzorida bir hâdisei semaviye Türkiye mahsulü tiftik üzerine tediye edemiyince zarara uğrar ve Trabzon'da bir kaç gün evvel gecele : Avrupa'da yapılan sarfiyatı sene bu yüzden de fiatlar daha ziyade yin semada yuvarlak bir nur hasıl ol viye vasatî olarak 4045,000 bal jjüşer düşer. muş ve bu parlak yuvarlak cisim takriben iki yüz metre kadar baş ve kuyruk tarafları fazlaca olmak üzere helezoni lnce bir hat teressüm etmiştir. Şimali garbi lstikametine teveccüb eylemiş olan bu nur yarım saat kadar görülmüş ve bilâhare kaybolmuştur. 49 kişilik aile Bolu'nun Alaburcak köyünden topaç oğullanndan Hacı Abdnrrahman Aga 49 kişilik bir ailenin reisidir. Abdurrahman Ağa 15 yasında evlenmiş, 4 kan almıştır. Bu 4 kadmdan da 34 çocuğn olmnştur. İki kansı ve 18 çocuğn ölmüş, şimdi 1 kendisi, 2 kansı, 9 oğlu, 7 kızı, 6 gelini, 7 damadı, oğullanndan, 9 kızlanndan 8 toronu vardır. Bu hesaba göre Hacı Abdurrahman Aga 49 kişiden mürekkep bir ailenin babasıdır. Ne mutlu sana Hacı Aga. Ford'un makine imalâtı Geçen sene Müttehidei Amerika piyasasının V. 35 ini tutmuştur Macar millî takımı şehrimize geiiyor! Takım cuma günü muhtelit takımımızla, müteakıben Fenerbafaçe ve Beşiktaş'la karşılaşacaktır Genç futbolculardan mürekkep Macaristan millî takınunın şehrimize gelerek burada üç müsabaka yapacağını yazmıştık. Macaristan millî takımı perşembe günkü konvansiyonel trenile şehrimize gelecekler ve cuma günü ilk müsabakayı yapacaklardır. Genç Macaristan millî takımı 24 yaşına kadar olan futbolculardan seçilmiştir. Burada yapılacak müsabaka temsilî mahiyette olacak, Macar takımı millî formasile sahaya çıkacaktır. Millî takım oyuncuları arasında şayanı dikkat futbolcular vardır. Son defa Çekoslovakya' da yaptıkları iki maçı 40, 110 kazanmışlardır. Bu maçlarda dört gol atan sağ iç Bodoğ henüz 21 yaşındadır ve şimdiye kadar 21 defa beynelmilel maça girmiştir. Merkez muhacim Holoska da 21 yaşında olup 18 beynelmilel maça girmiştir. Sağ muavin Loraniyo yedi defa büyüfc millî takımda sekiz defa da genç millî takımda beynelmilel maça iştirafc Köprülüzade Fuat B. in evine , dadanan hırsızlar Dün gece Darülfünun Edebiyat Fa kültesi Reisi Köprülüzade Fuat Beyin akbıyık'taki hanesine hırsız girmiş bir miktar eşya çalarak kaçmıştır. Bundan bir müddet evvel gene Fuat Beyin evine hırsız girmiş ve bir miktar işya çalmıştı. Zabıta bu meçhul hırsızı ıramaktadır. « etmiştir. Bu kıymetli oyuncu da henüz 21 yaşındadır. Takımın diğer uzuvlan da hepsi bu yaştadırlar ve müteaddit millî maçlara iştirak etmişlerdir. Takımın heyeti umumiyesi Macar futbolunu tatbik eden seri, canlı ve atılgan bir oyun oynıyan oyunculardan murekkeptir. Genç Macar millî takımı ilk maçuıı cuma günü İstanbul'da 24 yaşına kadar olan oyunculardan teşkil edilecek bir muhtelit takımla yapacaktır. İkinci maç pazar günü Fenerbahçe takımile yapılacak, gelecek cuma günü de FenerbahçeBeşiktaş muhteliti, Macar millî takımı ile son oyunu oynıyacafctır. Macar millî takımı, Macar futbol federasyonunun müsaadesi altuıda şehrimize gelmektedir. Yapılacak müsabakalar resmî mahiyettedir. Genç Macar futbolcularile yapılacak olan bu müsabakalar cok savanı dikkat olcaktır. Yanarak b'len çocuk Davutpaşa Kürkçübaşı mahallesinde Cami sokağında oturan kumisyoncu Sadık Beyin 4 yaşındaki oğlu Alâettin üç gün evvel bir kaza neticsinde vücudünün muhtelif yerlerinden yanmış ve ailesi tarafından Etfal hastanesine kaldırü mıştı. Mecruh çocuk aldığt yaraların tesirile dün hastanede ölmüştür. Dün akşam Haydarpaşa ve Kadıköyüne 9,5 postasmı yapan Basra vapuru köprüden hareketten biraz sonra yoluna devam edememiş ve vapur manevra yapıyor zanndildiği bir zamanda tekrar köprüye dönmüştür. Kimisinin kazanı patladı, kimisinin de dümeni bozulmuş şeklinde karar kıldığı bu hâdise neticesinde yolcular sağ ve salim köprüye çıkabilmişler ve on beş yirmi dakika sonra Ada iskelesinden temin edilen başka bir vapurla hareket edebilmişlerdir. Bu suretle 9,5 postası Kadıköyü'ne ancak saat on buçuğa doğru varabilmiştir. Bu hâdiseden müteessir olanlarla bereber memnun olan bir kaç kişi de vardır ki onlar da 9,5 postasmı kaçırıp ta bir saat sonraki vapura intizar edenlerdir. Kadıköylü'lere geçmiş olsun M. Rist geldi tBirinci Sahifeden Mabait] kara'da gördüğüm imar faaliyeti ve bilhassa hükumet erkânının memleketi bulunduğu malî buhrandan kurtarmak için sarfettikleri gayret memleketin atisi hakkında pek büyük ümitler vermektedir. Çahşkan Türk milletinin bu buh ranı da kolayhkla atlatacağı şüphesizdir. Ankara'da Maliye Vekili Saraçoğlu Şükrü B. ve hükumet erkâ nından bazı zevat ile görüştüm. Tetkikatımın bir kısmını ikmal ettim, diğer kısmına İstanbul'da devam edeceğim. Bu maksatla bazı müessesat ile temaslarda bulunduktan sonra raporumu hazırlıyaca ğım. Tetkikatım henüz bitmediği cihetle şimdilik size netice hakkında bir şey söyliyemem. Yakında raporumu takdim et mek üzere tekrar Ankara'ya gideceğim.» Meşhur otomobil Krah Ford dünyanın en zengin ve maruf şahsiyetlerinden biridir. Bu zat sistem dairesinde inat ve sebatla çalışmaktan biran hali kalmıyor. Amerika gazetelerinden biri (inatçı Ford ve büyük otomobil inşaatçısı, hâlâ reklâm yapıyor) serlâvhaları altında yazdığı makalede hulâsaten diyor ki: « Henry Ford hâlâ kendisinden bahsettiriyor. İster amelenin dostudur diye iyiliğinden bahsedilsin ve isterse her hangi bir antisemitizm (Yahudi aleyhtarhğı) buhranı tesirile zehirli hicviyeler neşretmek suretile fenalığı, mevzuu bahsolsun her ikisinden memnundur. Ford tasarrufta olduğu gibi reklâm hususunda da söz veya filiyatla, matbuatın sükutla geçiştirmediği heyecanh havadisi çıkartmak fırsatını kaçırmaz. 1927 senesinde tesisatını yeniden tanzim için 6 ay kadar imalâtını tatil ettikten sonra piyasaya yeni bir model çıkarmış ve bununla gaybubeti esnasında istifade Henry Ford eden en müthiş rakibi «Ceneral Motors» un istilâ ettiği piyasaları tekrar elde et eseridir. O tenkitlere ve müdahenelere meğe muvaffak olmuştur. Daha sonra karşı lâkayttır. Onun hoşlandığı şey, Avrupa'daki işçilerine de Amerika'daki namını daima serlâvha yerine matbuat arkadaşları gibi ücret vereceğini ve sütunlarında münteşir görmektir. Bu muhtelif memleketlerde maişet derece sayede işleri gittikçe de büyükmektedir. ııılllllllllllllHlllliilltllllllllltlmııiM sini ve ücurat nisbetlerini tetkik edeceğini söylediği zaman diğer ecnebi otomobil fabrikatorları telâşa düşmüşlerdir. Ford geçen teşrinievvelde Nevyork borsası buhranmdan da istifade ederek efkân umumiye üzerinde tesir yapmıştır. Çünkü rakiplerifiatları yükselmeğe hazırlanırken Ford fiatları indireceğini 1929 da en ziyade Yunan'h ilân etmiştir. Yeni seneye girildikten lara olmak üzere 42* bin ton sonra da Ford, piyasaya yepyeni bir gemi satılmıştır model süreceğini bildirmiştir. Geçen sene sonlarında Amerika otoLondra'da (Board oftrade commitee mobil imalâtının %35.9 u Ford ve on shippinz and shipbuilding) yani (ge%22.2 si de Chevrolet markalı idiler. İstanbul'da yeni yapılan Ford mües micilik ve gemi inşaatçılığı ticaret odası) sesesinin otomobil meşheri Cemahiri tarafından yapılan bir istatistiğe göre Müttehidei Amerika sefiri Mr. Graw ile İngiliz limanlarında müseccel yelkenli Türk erkânı hükumeti tarafından ziya ve buharh gemilerden 523 ü 1912 seneret edilmiştir. Bu yeni fabrikaya girmek sinde başka milletlere satılmıştır. Harbi üzere 5000 Türk müracaat etmiş ve bun umumide az gemi satılmış, 1913 senelardan yalnız 500 kişi hizmete ahnmıştır. sinde 65 i yelkenli ve 341 i buharlı olmak İstanbul'da yevmî 80 otomobil yapıla üzere ceman 645.864 ton hacmmda 496 cak ve bunlar Türkiye, Balkanlar ve gemi ecnebi bayraklara geçmiştir. 1929 Şarkı Karip'te satılacaktır. senesinde ise 22 si yelkenli ve 218 i buMüstakil, inatçı ve orijinal ve yaman harlı olmak üzere 424.464 ton hacminde bir adam olan Henry Ford muasır bütün 240 gemi satılmıştır. İngiliz gemileri en çehreler arasında acip bir şahsiyet gibi ziyade Yunan'hlara, İtalyan ve Alman'tekmil cihanm nazarı dikkatini celbet lara ve dördüncü derecede de İspanyol'miştir. O muhtelif suretlerle hükmedilir lara satılmıştır. Türkiye'ye 1300 ton hacve fakat kimse onu bilmez. Bazırarı, o minde ve 15.250 sterlin fiatla yalnız bir nun zamanın en büyük adamı olduğunu vapur satılmıştır. Satılan 149 vapudan söyler, başkaları da onun mutlak bir ceman 3,070,432 sterlin istihsal edilmişmateriyalist olduğu fikrini besler. Bü tir. En yeni vapurlar 18 adet olup J925tün ef'ali kendi tesebbüsü 1929 seneleri arasında in edilmiştir. ga İkt sat mecl'si Ziraî kredi mes'eîngılizler ne kadar lesini tetkik ediyor gemi sattılar Ankara'dan gelen Nurullah Esat Bey raporun bir kaç giine kadar ikmal edileceğini söylüyor ÂIi İktisat Meclisi müzakeratına iştirak ve malî işler hakkında Vekâletle temas etmek üzere Ankara'ya giden Bankalar konsorsiyomu reisi Nurullah Esat Bey dün şehrimize gelmiştir. Nurullah Esat B.; kendisile görüşen bir muharririmizin suallerine cevaben şu izahatı vermiştir: «Âli İktisat Meclisi 927 ve 928 seneleri tediye muvazeneleri hakkındaki tetkl katını intaç ve tesbit etmiştir. Şimdi de ziraî kredi mes'elesinin e saslı surette tetkikine devam edilmek tedir. Meclisin bir kaç güne kadar ikmal ve tanzim edilecek raporu hükumete tevdi olunacaktır. Kambiyo işlerine gelince; muamelât, şayanı memnuniyet bir halde cereyan etmektedir. Konsorsiyom ve mürakabe hey'etinin devam eden faaliyeti muamelâtın tanzîmini ve kambi yonua istikrarı gibi iyi neticeler ver mektedir.»