sistematik olarak kolayca denenebi- lir. Darmstadt teknik yüksek okulun- da fizikokimya enstitüsünde gelişti- rilmiş olan bu grafik sisteminin ben- zerleri Amerika'da da mevcuttur. Bu proje Batı Almanya Araştırma ve Teknoloji Bakanlığınca kobay hay- vanlarının yerini alması amacıyla des- teklenmiş ve finanse edilmiştir. 1986 yılında Battelle enstitüsünce yapılan bir araştırma sonucunda deney hay- vanlarının V040'ının eczacılık alanın- daki araştırmalarda, ”e20'sinin bağı- şıklık bilmi ve salgın hastalıklar ko- nusundaki Aaraştırmalarda ve 016'smın ise kimyasal ve büyolojik alaşımlara organizmanın gösterdiği tepkilerin gözlenmesinde kullanılmış- tır. Bilgisayar teknolojisinin yerleşme- siyle birlikte eczacılık alanında deney- lerde kobay hayvanlırının kullanıl- masına gerek kalmayacak gibidir. İyi planlanmış bir deney aşaması ve bu- nun ardından bulguların bilgisayar yardımıyla mantıklı bir şekilde değer- lendirilmesi sonucunda en azından gereksiz hayvan deneylerinin önüne geçilebilir. Ayrıca tüm dünya üzeri- ne yayılmış bir iletişim ağı aynı de- neyin farklı mekânlarda birkaç kez yapılmasını engelleyebilir ve araştır- malarda sürat kazandırır. Tüm bunların yanında değişik hüc- Te kültürleri göstermiştir ki, birçok sorunun cevaplanmasında canlı hay- vanların kullanılması son derece ge- reksizdir. Günümüzde değişik hücre kültürleri ile yapılan deneylerin de- Berlendirilmesinde bilgisayarların kullanılması kaçınılmaz hale gelmiş- tir. Örneğin mikroskoptan elde edi- len bir görüntünün bilgisayar tarafın- dan alınıp yorumlanması ve arşivde- ki diğer kayıtlarla karşılaştırılması araştırmalarda büyük kolaylık ve sü- rat sağlamaktadır. CAMD'da ise bilgisayar sıradan bir laboratuvar yardımcılığı aşama- sını çoktan geride bırakmıştır ve ade- ta deney sonuçların yorumlayan bir cihaz haline gelmiştir. CAMD'ın yar 62 dımıyla bilim adamları teorik olarak canlandıracakları molekülün iç yapı- sını adım adım ekrana getirebilir ve bu arada gerekli analizleri anında ya- pabilir. Bilgisayarla bu bilimsel diyaloğa girebilmek için oldukça karmaşık ve geniş kapsamlı bir grafik yazılımının geliştirilmesi gerekmekteydi. Profe- sör Brokmann bu konuya ilk olarak 70'li yılların başında eğilmiş ve bir CAMD programı olan ““Molcad”'i Darmstadt Enstitüsünde 1990 yılın- da tamamlanış. Profesör Brick- mann'a ayrıca bu projede program- cılar, biyologlar ve kimyagerlerden oluşan 20 kişilik bir ekip eşlik etmiş. Profesör Brickmann bu teknik ha- rikasını “Molecular Modelling per Computer aslında deneylerde tel, tah- Tripsin molekülünün iç yapısı. Tripsin bağırsaklarda bulunan, sindirimde aktif rol oynayan ve proteinden oluşan bir enzimdir. Mor renkteki ripsin molekülünün, K gri renkteki reseptör ile birleşmesi. Buradan enzimin fonksiyonları bloke edilmiş durumdadır. ta veya plastikten yapılmış modeller kullanılmasının bugünkü teknolojiye uyarlanmasından farklı birşey değildir”” şeklinde tavsir etmektedir. Kimyacılar için ise CAMD son de- rece büyük bir kolaylığı simgelemek- tedir. Değişik atımların biraraya gelme- siyle oluşan moleküller sadece yapı- larındaki elementler ile karakterize edilemezler. Burada maddenin özel- liklerinin belirlenmesinde molekülün iç yapısı, yani atomların dizilişi önem kazanmaktadır. Aslında moleküller iç yapı ile kim- yasal özellikler arasındaki bağlantı bu kadar basit değildir. Fakat yeni bile- şiklerin oluşturulmasında bu temel- lere dayanmak yeterli olmaktadır. Bugün bilinen tıbbi bileşiklerin bü- MÜLCAB ASA A