Agi | (Kubbei cedid), Eğrikapı dışında, kale duvarına bitişik tak- sim hazinesi, ayrıca Tezgâhçılar, Aya- Sulukule civarındaki su ları, dolap ocağı vesaire, Mimar Si. nan tarafından inşa olunmuştur. Sırası gelmişken hakkında. birkaç takdim edeyim : Herkesin bildiği gibi, Mimar Sinan, Edirnede Selimiye camiini, İstanbilda Şehzade ve Süleymaniye camiini ve daha nice nice hayrat ve vakıfları inşa ederek kendisinden evvel ve sonra gelen mimarlara üstünlüğünü isbat etmiş bir dâhidir, Sultan Süley- man (Kanuni) den bir Hind hüküm- darı bir mimar rica ettiği zaman, Mimar Sinan'ın talebelerinden Musa Usta gönderilmiş ve bu usta tara- fından Hindistanda, (Rumi) üslüpta, büyük binalar yapılmıştır nok- tayı (Netayicülvukuat) isimli siri gördüm Sinan, 81 adet cami, 400 den fazla muhtelif bina yapmış ve Çekmece köprüsünü de inşa et- miştir. Vefatında 100 yaşını geçmişti. Süleymaniyedeki mezarının üstünde hali ve vasıfları yazılıdır, İtikatsızlık töhmetiyle öldürülen meşhur Mimar Davut Ağa Kü Sultanahmet camii imarı Mahmut Kasım Ağa, Sinan'ın yetiştirdiği tektas ir. Mimar Sinan satırlık omalümat (Baştarafı 3'de) gısıyla, Türkiyede kominizma aleyh. tarlığının alemdarlığını yapmak sev- dasına düştü, Benim, komünizmanın zıddı ve düşmanı olduğumu, a umumıye gayet iyi bilmekte n sene kurulan ve dille Rüştü Aras, Zekeriya Sertel ve Ca- mi Baykurt'un da bulunduğu bir cemi- yete, emrivâkiyle iştirakimi ve sonra ayrılışumı, hâlâ istismar etmek istiyen de odur. Bu şahısların komünist oldu- ğu herşeyden önce ispat edilmelidir ve bu edilememiştir, Eğer dedikleri gibiyse : Rüştü Aras, uzun zamanlar Atatürk devrinin hariciyesiyesini ida. re etmiş ve İnönü kabinelerinde de Hariciye Vekili olarak vazife almış bir adamdır Tesir mevzubahse, onlara etmesi lâzımdır. Cami Baykurt'u entelektüel bir in- san olarak tanırım . İnsan, fikirleri uymuyor diye, demek başka türlü düşünenlerle selâmı kesmeli Zekeriya'yla Ahmet Emin'in ortaklığı yok mudur? Bunları nasıl unutuyor da efkârumimiyeyi obulandırmaktan çekinmiyor? Dediğim gibi, onun ga- yesi, Amerikaya karşı bir süs takın- T | ) H KIYMETHÜLMÜ DEMEKTİR 19 uncu ASIRDA İSTANBUL Eski Balıkhane Nazırı merhum Ali Rıza Bey Osmanlı mimarlığını ilk defa tesis mevkiini kazanan, Bursada Yeşil Ca- miin bina edicisi “Tiyas Ebu Ali isimli bir zatmış.. Bu zattan sonra dört beş mimar daha dilli de bunlar- dan hiç biri Mimar Sinan'daki kemal mertebesine erişememiş.., Mimar Si- nan hicri 895 doğumlu ve Kayserili- dir. İlk eseri Ayaspaşa camiidir. Kırkçeşme sularının akıtılmasından evvel, İstanbul susuz bir belde sayılır ve büyük bir rağbet çekmezdi. Sular gelince İstanbula akın başlamıştır. yle ki. şehre isale edilen 110 lüle su, ihtiyacı kârşılayamamış ve bu va- ziyete bir çare aranmıya başlanmış- tır. Hatıra gelen, şu olmuştur: Kış mevsiminde yağan ve kabarıp coşa- rak köyleri ve tarlaları harap eden kar ve yağmurlardan faydalanmak çaresi... Böylece hem şehrin su ihti- yacı giderilmiş, hem de ortalık harap olmaktan kurtarılmış olacaktı. İşte, e bunun neticesi bazı menfa. atler kazanmaktan ibarettir. Demok- rat Partinin akıl hocası da odur, Öy- le bir vaziyet doğmuştur ki, kim ki- me muhalif, o anlaşılamıyor. Memle. ketim hesabına acı duyuyorum Bir noktaya daha temas etmek istiyorum: Benim ihtiraslarımdan ve (Führer) edamdan bahsediyorlar. Hiç bir mevkide gözü olmiyacak bir yaş- tayım ve hiç bir şeyden çekinme- mekteyim. Kırküç yaşındayken, bin bir ricayla getirildiğim, Adliye Müs. teşarlığından istifa etmekte tereddüt bile etmemiştim. İstifamı verdiğim zaman, Şükrü Kaya, bana: «Çekilme Kenan, seni bir kaç aya kadar sefir yaparız!» demişti O yaşta dahi mev. kide gözü olmıyan bir adam, bu yaş tamı bu hırsa kapılacak? Bunu or- taya atanlar, kendilerinin, şimdiden aralarında vazife taksimi yaptıklarını, kabineler kurduklarını, bol keseden mevkileri birbirlerine ihsan ettiklerini nasıl unutuyorlar ? Altmışyedi yaşın dayım; tuttuğum yolda mücadele et- mektan başka hiç bir şeyde gözüm yok! (Führer) edama gelince: Cumhu. riyet Bayramında ayrı duruşum ve Gl Sa ilam ii suların yayıldığı vadileri sedlerle çer- çeveleyip suları biriktirmek ve bir mecra vasıtasiyle emre âmade tutmak fikrinden ibaret olan bu eski tedbir, Bendlerin inşasına vesile olmuştur, Geçmiş günün mizahı: 35 yıl evvel (Cem), köpeklerin / Sen nasıl oldu da yakayı Aİ E yol, ben eski emektarım?! Ya sen? n de kendime göre bir kapının köpeğiyim / / kendimi selâmlatışım, selâmlanmak ve (Führer) olmak ihtiyacımdan gelmiyor- du. Memleketimizdeki demokrasi ide- alinin âşıklarının ve Halk Partisine «çekil git» diyenlerin çokluğunun, aza- metinin. bir kere daha görülmesini istiyordum. Beni türlü şekilde itti. ham etmelerinin, istifa et e se- bep olmalarının yegâne gayesi, İnö. nü'ye hoş görünmek arzularıdır ğin Onun en tabii bakllridi istismar etmekten çe. kinmiyorlar! Beni. yalnız halk için çalıştığım . ve gidişatın aleyhtarı ol- duğum için istemediler, Fakat, benim susmamı bekliyen aldanıyor! Hiçbir zeğa yp etmiyecek bir çağ- Beni susturmalarının çaresi öldürtmek yn sehpadır Şimdilik yapacağım yegühe şey, dinlenmek, tedavi olmak ve ondan solra mücadeleme çeşitli yollardan devam etmek olacaktır. Bazı gazete- lerde yeni bir parti kuracağınıdan ve bir gazete çıkaracağımdan bahsedi yorlar. Bunun aslı yoktur. Yalnız za- manı gelince gazetelere yazarak veya broşürler çıkararak bilinmesi lâAm gelenleri ortaya çıkaracağım. Kenan ÖNER veya a ir e