reN HA İş ve hedef | ayıs 1947 cumertesi günü, evi- 2 min kapısı çalındı. Bir haftadan beri kuşkuda olduğum için, kapı- yı kendim açtım. İki sivil, derakap, sua ve"cevaba lü gö n kapıdan içeri daldı; a detâ, beni buldukları için, mem- nun görünüyor! ardı. Birinci Sıkı Yönetim mahkemesinin, ihi için müraca dikkate alınmıyacağı ve bozulmamış olan ilâm hükmünün süratle tatbikina geçile- ceğini on eni rdum. B sivil adam zahiri güleryüzle o 5 id . » > ssh içeri kya son saatın çaldığını İade anlat ie iie sordu hazretleri Polis Müdürü Döğüü Be sizinle görüşmek istiyor! — Siz kimsiniz, — Birinci Şubeden Komiser filân ve falan... İş ve hedef: KUMAR Prof. Hilmi Ziya ÜLGEN SPEMEELLAKIRN doğan içtimai be- lâlardan birisi de kumardır. Ku- mar, ihtiras ararken iptilâya düşmek- tir, Kumar, zevk ararken belâya esir olmaktır. Yorulmadan Hepiiil başkaları- nın sırtından geçinmek, binlerce insa- nın hayatı yeri oturduğu yerde gasbetm iğ umar, ruhun atâletini zorla kır. isimdi. işsizlik ıstırabını zorla uyuş- u hayata hayat nefhetmeğe kalkışmak... Kumar, can sıkıntısını öldürmek için zorla iptilâ doğurmak, ve bu ip- tilâ ile insanlığın'hem ruhunda, hem maddesinde en e rahneyi açmaktır. Kumar, eğer kazanırsa insanı ça- lışmadan yaşamaya ve cemiyetin sır- tında tufeyli olmaya bırakmaktır. Her halde de insanı talihe esir ve tesa- düflerin hükmüne terketmektir. n küçük emek sahibi olmadan talih şeytanının elinden hazineler top- lamıya kalkan, yalnız nefsi için değil, cemiyeti içinde, en büyük belâ ol- maz mı? Çünkü ruhunda kudret olmıyan, NDA a e ezik Ali İhsan SÂBİS — Elinizde bana Mirai veya beni tevkif iŞ bir vesika var mı ayır, şifahi emir — Şu halde bu nf müracaat ka- nuna uygun değildir. — Ne için sizi aim bilmiyo- ruz. Bize sâdece sizi Demir beyin yanına davet İMDİ emir verdiler, emir bevin bu tarzda beni da. vete söni .. yoktur. — Biz r kuluyuz! Kendi enine; <hâlâ polis kanunu- nun ve inci e verdiği zihniyet» dedim. Bu adami keli ve A işle mai hareketini ne Z göreceğiz ?... emir ini merede? — Müdüriye — Şu ha Mi eleonla soralım; içi n çağırdığını giz Eğer tevkif -ise hazırlıklı gide — Demir Le çim mdi müdüriyelte değil; bir yere gitti. Biz oraya gidince ei ioletorlü haberdar edeceğiz; 0 müdüriyete gelip sizinle görü- i bir hâdise mi var? Yoksa şu aim saki. bücumun son safhası mı? işten nefret eden, içinde asla doyur- maya muktedir olmadığı arzular uya- nan insan, tüfeylinin bu emeksiz ka. zancına, şikâr önündeki bir sırtlan gi- bi atılacak; ve kumarbaz, kendisiyle beraber bütün zayıf ruhları zebirle- yecektir. Kumarbaz, çalışmak küğrzlmleb; aşktan ve ihtirastan mahrum olduğu halde, ruhunun aczi içinde yine zafer bekliyen insandır. Talih ve tesadüfün göndereceği zaferle, çalışanların hak- kını yiyen ve kütleye zulmeden insa Aşk kudretinden mahrum olanın zaferi, sadece nefrete değer bir Şey- ir. Zira böyle bir zafere ulaştığı zaman insan onu kaybetmek kaygı. sına düşer; ulaşamadığı zaman da bir daha ulaşamamak ve yenilmek kor- kusile nefsini ve bütün bir cemiyeti feda etmekten RAE Bakınız! Dâvam, ruhun noksanı... Ahlâkın hütüz. ys la ruh noksanına bağlıyorum. Zira hay- rın karşısında şer diye ayri bir âlem yoktur. Ancak kemal önünde noksan- lik ve irfan karşinda gaflet vardır. Bütün varlıklar tükenir. Fakat yalnız fazilet, her tarafa su ve hava gibi yayılır. Yalnız onun düşmanı yoktur. Fenalığa karşı iyilik yapan kimse, o meyvalı ağaca benzer ki, üzerine ne kadar çok taş atılırsa yemişi o nis. bette çoğalır. 2s 2. Adesenin göziyle her hafta ve hedef: (Büyük Doğu) fotoğrafçısı di- yor hi: “Bakın siz, kumar nerelere kadar sârt!., Askeri Yargıtayın temyiz eg e gi redettiğini haber aldım. Karar ri . için müracaat ettim. Buna rağmen müddetin'ikmali bahanesiyle, beni e zindana mı kapatacaklar ? — Bilmiyoruz, hiçbir şeyden habe- rimiz yok. — Peki, buyurun. biraz bekleyiniz! Esvap değiştireyim ve bir az çamâşır ile ilâçlarımı a sonra beraber gidelim. Müslerih. olunuz. Ben . kaçacak adamlardan kl 65 ar Pu- güne kadar ne tazyi e >< zulumlar, ne elemler gördüm, geç selen memurlar, zilin başarı ile ve hâdisesiz yapacaklarına utmain olarak, hafifçe gülümsediler; ve acid ile teklifimi kabul ederek yer Kendi. kendime, büyük. Allahi di 30 sene- Dİ çektiğim bu çileler ne zaman , kanunları, adâleti çiğneyenler; Hakimiyet milletindir) sözünü duvarda asılı bırakarak tahakkümü devam ettir- mek ve takviye eylemek için antidemok- ratik kanunlar yapanlar ve bunları per- vasızca tatbik edenler, el üstünde tutul- feragatle ve her türlü tehlikeye göğüs gererek çalışanlar, zindandan zindana dolaşalım Ey büyük Tanrı; sen varsın ve her şeye muktedirsin! İmanım var; fakat biz- lerde Yusuf Peygamber, Yunus Peygam- ber sabrı yok; bâri onuda ver; bu dal- galara göğüs gerelim! Acele hazırlandım ve Polis Müdür- Yüğüne gittik. Soluyarak, ei tıkanıklığı çekerek müdüriyetin en üst ozer ban ei > çi polisler ve kapıları rin kapan- ması, bana tevkif olunduğunu anlatı Yâ sâbur! Bir müddet bekledikten sonra, tekrar bir merdiven aşağı indirdiler; nöbetçi şube müdürünün yamna akik, Siyah gömlekli ve yüzü hiç gülmiyen bir Şahıs ile karşılaştım. Pek ciddi bir tavırla: — Paşam, dedi, hakkınızda bir tevki! müzekkeresi var! — Göreyim... Baktım: Tahmin ettiğim vechile, As- keri Mahkemenin ilâmı, Cumhuriyet sav- cılığına infuz için gönderilmiş; orası da 3 (Sonu 11 incidej 3