İhtilâller ve in- kılâplar tarihini tetkik ettiğimiz zaman, Şunu Vâ- zıh olarak görü- yoruz ki, millet- leri inkılâp hare- ketlerine sevke- den âmil, şu veya bu fikir hareke- tinden ziyade ce- miyet ve idare ahlâkındaki zaaflar veya sakatlıklar olmuştur. Eğer, (Onaltıncı Lui) ve daha evvelkiler idarede tam bir fazilet ve adalet tatbik edebilse idiler, tarih bugün, Fransız Büyük inkılâbından bahsetmiyecekti. Rus ihtilâline vücut veren ameli sebep, Çarların ve da- yandıkları zümrenin insan ve dünya gidişinden habersiz ve sakat idaresidir. İnkılâplar, her devirde, daha âdil ve faziletli bir idare tesisi gayesiyle olur. Türk inkılâbı da bu ihtiyacın eseri olacaktı, Mazinin ahlâksızlarla ÜKÜMET tereddi etmiş kötü idaresini yıktıkları zaman, inkılâp maksadında takip edi- lecek başlıca hedef milli saadetimiz için lâzım olan hakikat ve fazileti emniyetle inkişaf ettirecek yeni bir bünye aşısı değil miydi? Fakat mâa- lesef, ruhları dünkü levslerden bin kat kirli bazı insanlar var ki, hâlâ aramızdadır. Memleketin havası on- ların kokmuş nefesleriyle zehirleniyor. sten fazla inkılâp taraftarı göründükleri halde onlar için mübim olan, ancak şahsi ihtiras ve menfaat- leridir. Bu zillet mirasını kirli bir paçavra gibi yüreklerinde taşıyan bu mürailer, inkılâp mefhumuna en bü- yük fenalığı yapmaktadırlar. Bunlar, o riyakâr ve sefih biçarelerdir ki, hodgâmlığın iğrenç bataklığında, kendi sefil ihtiraslarını tatminden başka bir şey düşünmezler, Bunun haricinde hiçbir kudsiyet inme meniz lar, duymazlar ve utanmaz Osmanlı pa âyüi ahlâk fesadı yüzünden yıkılmıştır. O mahvı İş ve hedef: Bünye sırrı Gezginciliğin bana kazandırdığı pek çok şey vardır. Bunların başlıcası memleketimin büyük bir parçasını, halkiyle beraber tanımış olmaklığımdır. Bu halktan. hele köylülerinden , kitaplardan öğrendiklerimden Godeklrğemk. “bile, bu sınıfından olmam tabiidir. mızın pek çok şey öğrenmiş Geline sınıflandırmak. hâdiseler sebetleri Şimdi çevreme bakıyorum da bilimin bir dalında ihtisaslı adam olarak görünenlerin. belki birçok şey bildiklerini, fakat memleketi, k hayatını bilmedikçe, olaylarını ye la karşılaştırarak on- lardan düzgün başramadıkça değil, zarar göreceğinde şüphe yoktur. misal : Hangi zahire tüccarımız vardır ki, ambarlarına doldurduğu buğdayın tohumları nasıl seçilir. bilsin. Herkes sanır ki, harmanda toplanan buğday, nadas edilen hazırlanan bir ekilir; tohumluk buğday, usulünce bir biçimde elde edilir. Halbuki bu usul, başkadır. dan dolayı tarlaya bilmez ki, her tohum için başka İşte tohum ıslahı merkezleri bun- açılmıştır; yoksa başka memle- ketlerden edilmez. getirilip üretilmekle tohum ıslah Bu misal bize gösteriyor ki, ne yapacak, neyi düzeltmeğe çalışacak olsak, onun öteden beri memlekette ne gibi usullerle yapıldığını bilmek, sonra bilgi yoliyle o usuller üzerinde çalışmak lâzım geliyor. Biz böyle mi yapıyoruz? Hayır.. İçtimai hâdiselerde de, siyasi hüdüselerde de, b Türk halkının uzun yüz yıllardan beri süre- Zgelen şekillerini inceleyip öğrenmeden, sanki her memlekette bu olaylar ayniyle olup gidi- yormuş gibi, harekete geçiyoruz. Sonunda elimize düşen şey r husrandan ibaret oluyor. Zira her şeyden evvel öz bünye sırrını esas tutmaktan gafil yaşıyoruz ! Kâzım Nami DURU AHLÂKI intaç eden sebeplerin aksülâmeli olarak vücut bulan inkılâp Türkiyesinde o sebeplerin tekerrür ve terakkisine ne buyurulur ? Bilhassa, devlet otoritesine istinat edilerek yapılacak lâubaliliklerin en ufağına bile müsaade edilmemelidir. Yüksekten gelecek fena misaller halk arasında daha çabuk tesire ve geniş- lemeğe müsaittir, Ferdi “cemiyete bağlıyan, onun kemal ve hakikatine inandıran umü- mi vicdan prensipleri, içtimai ahlâkın temelini teşkil eder, Devlet idaresinde bu oahlâkilik, kuvvetini muhafaza ettikçe halk arasında görülecek inhi. rafların çaresini bulmak daima müm- kündür, Zira devlet, kanunlariyle, disiplin tedbirleriyle telkin ve terbiye müesseseleriyle, bizzat kendinin vere- ceği güzel örneklerle tehlikeyi önli- yerek, halkta ahlâk ve fazileti tesis Si iktidarını haizdir. bükümet bu liyakat ve iktidarı haiz olmaz da kendi hareket- lerile bizzat kötü misaller verecek olursa-her vasıta müflist Memlekette, bilhassa İkinci Dünya harbinden beri şiddetini artıran ve üzerinde (o ürpertilerle (o düşünmeğe mecbur olduğumuz bir ahlâk ve ruh buhranı devri açıldığı artık bir beda- hattir Mesele, kültür ve terbiyeye, iktisadi nizama, iş ve ticaret hayatına, umumi muaşeret ve içtimai bünye temeline dayalı olmakla beraber top- yekün sevk ve idare mihrakının, hükümet ahlâkının üzerinde tecelli etmektedir, Başkaca aranacak, bulu- nacak ve hesap istenecek bir istika- met yoktur, Adesenin göziyle her hafta bir iş ve hedef: İşle bizim spordan anladığımız!