HALK PA CUMHU Size, bu ü; kelimenin içindeki harflerin tertip edeceği mânayı bir hafta daha düşündüreceğiz! | EMİR Almanların zaferden za- fere koştukları hengâme- lerde bir gün, gayet kes. kin ve şakaya gelmez bir makamın sahibi ( İstanbul gazetelerinin sahip. baş mu- harrir ve ileri gelen muhar- rirlerini (ohuzuruna davet etmiş; ve filân, falan, fiş- man haberlerin asla yazıl- mamasını emretmişti. Muharrirlerden biri şöyle dedi ; — Evet efendim ama, ba? haberleri her akşam Ankara radyosu neşredi- yor! Artık bizim neşrimiz- de mahzur kalır mı? — Radyoya emir verdi. ririm ! Benim mıntakama yaymazlar ! Hukuk Fakültesinde mühim bir yoklama Bu sene Hukuk Fakül- tesindeki mezuniyet imti- banları sonunda, bilhassa Hukuku bitirenlerin zekâ ve tefsir kabiliyetini ölç. mek ve tayin edilecekleri makamlara ona göre ter- cihlerini sağlamak üzere fevkalâde enteresan bir yoklama yapılacaktır. Yok- lama aşağıdaki gazete ve ajansların. aşağıdaki suçla- ra göre mahkemeye veril. melerinin nasıl kabil olabi- leceğini ve bu iş için han- gi kanuni maddeleri işlet- mek gerektiğini sormaktan ibarettir. er gazetenin fil ve gayesine tam zit noktadan mahkemeye ve. rilmesini temin, söylend ğine göre hayli zevkli ola- caktır: MARKO PAŞA: Din propagandası yapmaktan. VATAN : Irkçılıktan. Rl C.H.P.ye ha. karette VA KİT li satılmaktan. ERGENEKON: Sovyet- lerden para almaktan. APKIN: Tesettür lehin. de resimler neşretmekten. MATEMATİK ; Âr ve Be kia zit şekiller dercet. Karaborsada “CUMHURİYET: İlân ala- madığı için (Hofer)i tehdit. ANADOLU AJANSI Devlet esrarını faşetmekten. “ Radyo mevcelerinin belli başlı bir mıntaka dunda tevkif ve hapsinden ve tahtelhıfz geriye iade edilmesinden ibaret bu fikir, belki biran boş bulun. muş olmaktan, fakat gayet Prens Hamlet (dünya EKE nin kapısını açan Ne Amerikan RK için örüyorum! Bunları görmek ni ben sana still vermiştim ? 16 il) pi UK KDR b) SOS0550O0 : em 2 e > l ciddi bir şiveyle İstanbul gazetecilerine söylenmiştir. Nükte Bu zamana kadar C.HP, Genel Sekreterliğinde bu- lunmuş şahısların mizacını, taşıdıkları gülme kabiliyeti bakımından şöyle izah edi- yorlar : Nükteli bir fikra anlatıldığı zaman Saffet Arıkan iki kere, Nafi Atuf üç kere, Recep Peker ise bir kere gülermiş Şöyle ki : Saffet (Arıkan Ör irin anlatılırken güler nra da naz ami alikalıiyi basarm Nafi ir evvelâ anla- tılırken, sonra izah edilince, daha sonrada anlayınca gülermiş... Recep Peker bir kere gülermiş; zira izaha müsa- ade etmez Fevkin Bir muharrirler meclisin- de şairleri konuşuyorlar mış... Kim kimin üstünde, fevkinde diye... Meselâ Fuzuli Nedimin fevkinde, Baki ONef'inin fevkinde, Hamit (Namık Kemalin, Fikret Cenabın. şu bunun, bu şunun fevkinde. ; Herkes, şahsi ve üstün- “körü bir duygu ve sevgi ölçüsüne göre hükmünü basıp geçiyormuş... O sırada biri sormuş: — Ya Faruk Nafiz? Meşhur münekkit ve ro- “ağa MEG Şinasi atılmı Oh ? O, tahammülün terkinde | 1 | l İspanyada sükün İspanyadaki Dal ibtilâl esnasında Kemale ve Yahya Kema! Bey, siz İspanyada sefirlik yap- tınız, bilirsiniz ; niçin memlekette bir türlü sükün takarrür edemez * Yahya Kemal : — Edemez, demiş, İspan- yada sükün şi Bİ ede- mez; zira orada her vatan- daş 'bir Necip Fazıldır ul Geçmişte bu hafta Feridun Fazıl Tülbentci'den aynen : Türk milleti için bitmez tükenmez bir hazine olan Ebedi Şef Atatürk, milletine hediye ettiği çiftliklerinin resmi 'devir muamelesini bun evvel > de arada Orman Çiftliğinde imza a Atatürk on beş sene çalışa- rak bu çiftlikleri vücuda ge- tir ye sonra bunları hazi- ne bedelsiz ve karşılıksız e ve Türkçe hatası bizim değildir.) Mili Mücade- lenin ilk günündenberi bu memleket kudretini ve serve- tini ki eee a kalkınma- sında, zengin ye müretfeh ol- NAKİGĞAN görmüştü.