29 Kasım 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 9

29 Kasım 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vel Büyük Doğu) arasında daima bulacağın saffet ve iyi niyetten taze bir itimat 0 masasında, Alâeddin Tiridoğlu, Hakkı, k, İ; Av rfan Emin ve Necip Fazıl'dan ibaret ihya ettin; fakat bunu (Büyük Doğu) sahibi reddetti ve saba- hın at onundan akşamın 7Tsine kadar süren toplantı nihayete erdi. Toplantı dağıl- miş ve hiçbir metiog. elde odik memiş olarak h holüne çıktı. Paltolar giyiliyor ve herkes birbirinden ayrı üzere bulunuyordu. O zaman (Ce. Ha. Pe.)nin İstanbul mü- messili Tiridoğlu, Pariste talebe- liği zamanında arkadaş olduğu Necip Fazıl'a döndü ve şöyle dedi: en senin ne adam sğağni edi bu top- lantıdan hiçbir şey çıkmıyaca- ını anlıyordum. Çok yazık, seni ikna edemedik! Sen atıldın ve herkesin için- de Necip Fâzıl'e şöyle dedin: — Necip! Bu tavzihi kendi eliyle yazan ben değil miyim” Ben hiç sana şeref ve haysiyele subu değil miyim? Ben, mecmu- ama leke kondurulmasına razı olabilirmiyim? Tavzihte bir küçüklük Olsa onu sana benim- setir miyim? üzerine Necip Fazıl, tünde, iki nüsha olarak yazılan mahut tavzihi, tam gider ayak, herşeyin bozulup da mücadeleye devam tarıcısı tarafından o türlü (am- bale) edilmişti ki, bau dost postu içinden gelen son ve en kıyak düşman faarruzunu sezemedi; onda lehine bir tefsir ve müşa- hede mânası buldu ve hayatın- da birçok defa olduğu gibi üğüne ve yufka kalbliliğine nefsini feda etti. ii bir kaç daki iz Pa de Hüsnü, ke — e 8 diki mi Mehmet büyüyüp sefir olur ve hakkında böyle iftiralar çıka- rılırsa ne yaparsınız? Sizin aşkı içinde bir insan oldu, nuzu görüyorum! Erkekliğinize ve e iltica ederim! man, Necip Fazıl, miğbamükn yi kesilmiş ve nasil kendisini en müdafa- asız ve hassas yerinden vurmâa- ğa azmetmiş bir manevra karşı- sında bulunduğunu sezmişti. Nitekim herşeye rağmen her hlık ve mensuplu ve bir ba ağlıdan, bir mensuptan ihanet gel haykıran, O başındaki son çığlı- üzerine mağlüp oldu ve ii cebinden kalemini çıka- Ki gey Şinik mel- a vzihi imzala- — Ve b ece merhameti, rikkati, yalvarmalara karşı ge- yüzünün tut- göremediği için Necip Fazıl'da- dır. Zira sen, (Büyük Doğu)ya yazdığın ilk yazılardanberi bi- zim içimize bir (Ce. Ha. Pe.) hafiyesi sıfatiyle girdin; hem bizim ölçümüze göre şiddetle (muhalif), hem de (Ce. Ha. Pe. ölçüsüne göre şiddetle (muva- fik) yazılar yazmakta yaman bir hüner gösterdin ve artık iki taraflı kılıç kendini ifşa etmek Hüs me nda iç yüzü agi e oldu ve seni bir daha ufkumuz Dİ emeğim kli Sd eda ile senin ellerine yapı- vazifesini çok iyi yapmı e müteahhide li ie kürden birkaç derece üstün v gerçekten le bir eda ie sana ebedt dostu olduğunu ilân ettiği vakit, onun daha evvel sistemli bir şekilde Alâeddin Tiridoğlu ve Hakkı Tarık vası- tasiyle temin edemediği delâle- tin nasıl bir usta elinden çık- tığı belli oldu , Anadan eğ şair İsmail Batan; yn doğma nasip- siz oğlu Peyami! Bu kadar erir ve ince vi tertibe daya- bir aldatma, Md ar ve arkadan hâdisesine, nasıl lar Li yorda mânevi tesir süsü ver- , meğe kalkıyorsum?.. o Mâuevi tesir kim, sen kimsin? Senin gibi (Cingöz)lere ancak böyle ihanetler, Necip Fazıl gibi sanat- kârlara'da yine ancak bö kurbanlıklar Şyaraşır. Aslında bir kötü seciye işini, sanki sana bir kahramanlık atfedil- miş gibi bir üstünlük ve üstat- yine senin re izah etmek- ten başka çare var 2 Cemal aşi Hakkı Tarık ile konşmuş ve tavzihin çıkacağı (Büyük Doğu) lardan 1000 almak istediğini söylemiş... Hakkı Tank bu mevzua llerisbde temas eder etmez Necip Fazıl hayretinden a 3 o e. EK B & 5 5 © g & nüsha bile (Büyük Doğu) satma- yacağını, kendisinin piyasadan ve istediği şeyden istediği kadar almakta serbest olduğunu u söy- ledi. Bunun üzerine iye bizde talebin Cemal Hüsnü” doğrudan o dağruye el geldiğini bildirdi ve kimsenin Necip Fazıl'a böyle bir teklifte bulunmadığını ve bulunmayaca- ğını ilâve etti, Mecmua, o mel- un ve meş'um tavzih ile ve her zaman basıldığı miktarda çık- tığı zaman, Hakkı Tarık idare- den 1600 nüsha mukabilinde aldı. Öğrendik ki bunları o(Parkotel) de Cemal Hüsnü'ye göndermiş, parasını ondan tahsil etmiş, Cemal Hüsnü'de mecmualarn bütün matbuata, ajansa, Millet mecli- sine, hükümet erkânına, dost- larına, tanıdıklarına, bildikle- er dağıtmış... ndan bize . Biz mecmuamizın dışarda öleli 16 ncı sayfada) 5 Mayıs 1942 de Hâkim hu- zurunda verdiği tarziye, 6-5 - 1942 tarihli pr sabah gazetesinden : <Para< piyesi hakkında Tas- viri Efkâr gazetesinde Peyami Safa tarafından yazılan bir ten- Kısakürek tarafından makale sahibi Peyami Safa ile e gazete- nin sahibi Ziyad Ebüzziya ve neşriyat müdürü Cihat Baban aleyhine açılan davaya dünde ği Asliye ceza iaşikeme inde devam edilmişti Muhakemeyi dinlemi ek üzer yine büyük bir kalabalık daha yarım saat önceden koridorları doldurmuş bulunuyordu. İzdi- hamı önlemek maksadile taraf- ların re ikinci ağır ce- za mahkemesinde yapılmış ve ayrıca rey tarafından da Jü- zumlu. inzibati tedbirler alın- ıştı. Dünkü celsede iki taraf son pa- uyordu. Bu itibarla dinleyi- cilerde (o bariz bir heyecan görünüyordu. uruşmaya tam saat 14,30 da lanmadan mahkemeye bir is- tida verdi. Hâkim târafı dan okunan bu istidanın muhteviyatını aynen yazıyoruz: «Necip Fazıl Kısakürekle Pe- yami Safa, aşağıdaki esesi nok- alar üzerinde anlaşmışlardır ; 1 — Davanın sebebi ve esası Peyami Safa mahkemede mütle- addit defalar böyle bir isaatta madığını (o söylediğinden davanın mesnedi kalmamış ol- be; eser arasında intihal hükmüne münasebetler olma- dığım kabul eder. 2 — Bundan başka Peyami Safanın makalesinde kaydettiği benzerlikleri dilediği gibi tef- sirde hür olduğunu Necip Fa- zıl Kısakürek kabul eder. 3 — Peyami Safa, Necip Fa- zil tarafından dava mevzuu olarak kabul edilen hakaret zuuna yej madığını kabul ve davasından feragat eder.» tida okunduktan sonra, her sakutu talebinde bulunmuştur. “Peyami Safa'nın Peyami Safanın intihaljisnadı idi, 5 pla

Bu sayıdan diğer sayfalar: