22 Kasım 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 9

Politika : Türkiyenin istilâsı! Türkiye hür ve müstakil ya- $ayacaktır.Vatanımızın tamami- Yet ve payidarlığından bir zer- re bile feda etmeyerek sulh istiyoruz. Daima bu gaye için çalışı li Metini koru- yan bu güzel arzuya rağmen, yurdumuza, istiklâlimize doku- Ibet büti en derin bir infial ile ayakla- nacak ve hayır diye haykıra- önünde korkmağı küçük ve tarihsiz “milletlere bırakıyoruz.. Fakat, tarihin her devrinde büyük işler peşinde koşmuş ve yaşamış milletler için başkasının o üstünlüğünü; himayesini kabul etmek milli âsalete uymayan şerefsiz bir hareket, bütün tarihimizi inkâr etmek olur. o milletiz ki, ge mızda Ne ih» dolu dün ki bir tarih vardır. Bir macerasında, hayatın her türlü saadet ve ıstırabı içinde .yuğ- rula yuğrula ne Giy varlı- ralardan sonra hâkim huzu- runda tarziye vererek ve ya- lan söylediğini itiraf ederek sayesinde mn kurtardığı ve bilâhare: tekrar affını ve hattâ dos mn temin ettiği (Büyük a) sahibinin mah- remiyetine girmiş, « Büyük Doğu ) da, (Büyük Doğu) nun dâvet ve ricasiyle bir başköşe temin etmiş ve tam o siralar- da (Ce He. Pe.) ye kapılandı- 5 meselesinde oynadığı rolle hem sabık gazetesi tarafından is- tabal edilmiş, hem de Necip Fazıl'ı Parkotel'inde faka bas- tırarak -Cingöz Recai ustalığı - herkese bir tarziye. hissini ve- en sana metni © imle azadi adam 7 saatlik çekişme mâşan ve ruhu tarziye mahiyetinde olmayışı el m Fazıl'ı o son şiveyi yle kabul etmiş olmak tad ida dolayı affettirmez Kendisini dünya âlem e. dahi bizzat kendisi affetmi- yeceğini yâzan, yine Necip Fazıl olmuştur. Bundan sonra o muharrir : bizzat kendisini füze Çüre dan tasfiye ederken (Büyük Doğu) ya bu hususta berhangi bir emek ve teşeb- büs zahmeti bile vermemek açıkgözlüğünü kındırmaya çalıştığı bir ga- zeteyi, sirf ona bulaştırdığı erkes na zarında tamamiyle ölmüş, si linmiş, düşüveren » N P, yeti yok, fakat eğer o muh; Tir ağzını açar, bütün bunları üzerine alır da bize tek kelime tanıtmayı borç bile- Cafer Seno ğımızden aldığımız itimatla, bu- gün Avrupayı karanlık bir akı- bete sürükleyen hâdiseleri kor- ku ve endişeden uzak, ancak Türke a ani Mr e hakkından eğin kanlıliğiyle ki yea “Bizim için Avrupayı korkunç yapan, ona şimdilik hakim olan kuvvetlerin üstünlüğü değildir. İnsanlığın hak, hürriyet, istiklâl ibi mukaddes prensiplerini e neyerek yirminci asırda bar- ar kuvveti kudsileştirmek iste- ai zorba zihniyettir. Şahlanmiş bir amma aç asır Elek? Müthiş olan budur! Tarih, ii zaptetmiş mez.. er taşgın ki nihayet kendini israf etmiştir. Zaferlere olduğu kadar, fe- lâketlere de kanıksamışız. Biz şeye rağmen kendimize inanıyoruz. İnanmanın en güzel şekli budur. Bunun için hiç bir zafer bize hayret vermez. Ve hiç bir eyni önünde korkuya düşmeyiz Hür ve müstakil varlığımı- zın ebediliğine olan imanımız her şeyin üstünde gelir... Ilcabettiği zaman bu inancımız uğrunda düşünmeden öleceğiz. Evet öleceğiz, Fakat, vatan- dan ii ek toprak bile ver- meyec Hay ii bütün dehşetleri, den çekinenler için korkulacak bir heyulâ! Fakat ölmesini bi- lenler için âdi birer oyuncak- tan başka nedir? Tarihimizin, ırkımızın, top- vasıflarından mat hissiyle hâdiselere korku- uzak, pervasız bir cesaret- öğüs germeğe, yeni bir İs- lal cidali yamamağa hazırız. On doku mezarını a ları bu MORE MERE geçemez. D mi; e üçüncü cildimizde inşallah olur. Selâm ve muhabbet.. FETHİ GÖZLER, DIYARBA- KIR — Mektubunuz bizi hem meğe hiç ihtiyacınız olamaz, zira Maraştan bize gelen mek- tuplar, Diyarbakırdan gelen- arada seçilmiş insan olarak şu, şu, şu vasıflarda Dre Yakında fikrimizi, siz nükted okuyucumuza bildiririz. dili giler.. Merci Yeni Ziraat Bakanı Cumhur e gitmiş. Zirai işler hak- nda maruzatta bulunduktan Ki bazı (direktif)ler de is- miş.. Bunu haber alan Baş- bir şey söylemeden ve hiç bir haber vermeden Milli Şefle doğrudan doğruya temas arı- yan ve böylece merci derece- Be - De Bu ölüm yoludur. Cl ER ağ