| Tuttuğumuz Yol Hakkı Kâmil Ak | 3 srmayesi dahı fazlı ve ötedenberi meslekide ticaret olan bir'çok ş3- hirli, şahsi teşelbüslerde bulunamıvınca bu se'er devlete ve iktisadi devlet teşekküllerine müteahhitliğe başlamış» lardır. Kuruluşları gibi muamelâtı da b'r esasa istinat etmeyen bu devlet mües- j seselerinde (bir kolayını bulmadan) iş yapmak ekseriya mümkün olamamıştır. Bu arada bu (bir kolayını bulmak) bir meslek haline gelmiş ve ortaya memuriyetten istifa ederek ticaret yap- i mak isteyen ve bıçağının serida iki tarafiyle kesen bir zümre çıkmı Velhasıl, kısaca, ticaret mot bir nevi (işini uydurma) haline gelmiştir. Bu vaziyetin ihdas ettiği ahlaki durumu ve ıhtilâtları takdirinize terkedi- yorum. Şurasını da hemen kaydetmek ica- beder ki, b sahada Çişini uyduran) ve uyduramayan, gizliden gizliye ve içten içe hükümete ve. devlete karşı cephe almıştır. İşini uyduran; be beraber, dün serbestçe yaptığı ticareti bugün karanlık; yollardan yapmağa mecbur olduğu için devlete kızgındır. İşini uyduramayan, aç ve sefil kal- dığı için kırgındır. Bu noktanın bugün mevcut muhalefetin en büyük kaynağı olduğundan asla şüphe etmemelidir. İş başında bulunanlar, bugüne kadar yaptıkları büyük (?) işlere ilâveten yine üyük bir iş yapabilmek için dünya ticaret esaslarına tamamen muhalif, ta- mamen kıskanç bir haleti ruhiye ve bir parça da gezip tozabilmek imkânını temin İ edebilmek maksadiyle, güya büyük siparişler verebilmek ve daha ucuz mal lk ban m Sihirli “sere —— 9Doğan N. Altuncuoğlu (Los Ancelos) da, baştan başa büyük sinema(stüdyo)- larınin kapladığı (Pelikül) caddesi... Bu caddenin kenarında, yeşillikler içinde beyaz renkte bir bina gru- pu... Bu bina grüpu, çep- çevre yüksek bir duvarla sa- rılıdır ve camdan çatılara maliktir. İşte, (Miki), (Mini) gibi tiplerle Pamuk Prenses, (Valt Dizney) e ait faaliyet ocağı... Stüdyo) . ismi verilen bu hakiki sanat ocağında renk ve çizginin senfonyasını ya- âlemlerin vâtanı haline ge- tirmisti İçeriye girelim : Filim tecrübe salonunun yakınında, (Valt Dizney) in, istidatlarına inandığı ve de- ğerli bulduğu ressamların (atölye) leri vardır. Tam 5 adet ressam... Biraz ötede, sayıları 150 ye varan müp- tedi ressamlar çalışıyor. Müptedi ressamlar, her gün üstatlarına müracaat eden yüzlerce istekli arasından tasfiye edil- dikten sonra uslalara katılır. Herhangi bir filimin ana fikri, evvelâ usta ressam- İardan birinin ruhunda do- gar; ressam bu lar üzerinde tesbit rindeki tema'yı binbir ten- kit ve lashihten geçirdikten sonra kabul eder. Kabulden sonra, iş, bütün usla rec- samlar heyeti tarafından ya- pılacak binlerce ve binlerce (kroki)ye kalmıştır. (Kroki)- ler x(sellüloit tabakaları üzerine kalemle işle renklendiıme(atö ye) sine sevkedilir. Artık, filimin ba- z tettirilir. 9 dakikalık Men alma müddeti için, tam (kroki) ye ihtiyac bu- bir Mirat ki söylersek, yapı- lan (kroki) lerin sayısi hak- kında bir fikir edinilebilir. Filim Kundan sonra (deku- Ppaj) dairesine gönderilir ve burada son lashihleri yapılıp, oradan ses ve musiki daire- e son muameleyi görür neticelendirilmiş — olur. (Vali Dizney)in bi k ehemmiyet atfettiği musiki dairesinin şefi, bugünün e büyük bestekârlarından biri olan (Jerdm Kerni dir. «Bana sik sık (Miki) fikri. ni nasıl bulduğum sorulmuş- tar. Bu tepeden inme bir ulu değil, d bir tâkâmülün neticesidir. 1928 yılında Kalifori y el- diğim enüz hasının beyaz hiçbir muvaffakiyet kaz. wadi, Bünun üzerine, çizdi- ğimi bozarak ve Veee çizerei, tekrar ve tekrar yırtarak ve yaparak, koca kulakh, büyük burunlu, tip elde ettim; ve bu nı. ismi beğenmedi. Beraberce Te birkaç değişi nra, onş? (Miki) eki mia (Mi- ki) büyüdü, büyüdükçe de- ğişti; tekâmül etli, sayısız kardeşler vearkadâşlara mâlik oldu; ve her tarafında sevildi ve tu- tuldü. ni seciyeyi dünyanın Bundan sonra, insa- birer renk ve çizgi remzine tercüme ettir- mek sahasındaki tecrübele- rimi, muvaffakiyetim ilerle- dikçe daha mücerret ve da- sitani şekillere yükselterek, bildiğiniz getirdim eserleri vücude (Valt Dizney)e takdim eder. (Valt Dizney)in birkaç En büyük usta, kağıt üze- (fikri: tedarik edebilmök üzere Avrupa ve Amerikaya bizzat gitmek ve bizzat Kulağımıza uzaktan uzağa geldiğine mubayaatta bulunmak yolunu tutmuşlar- dır. Buna bir parçada tetkikat yapa- bilmek zarureti, esbabı mucibe olarak karıştırılmıştır. Fakat dikkat edince görüyoruz ki, ötedenberi Türkiyeye mal kalar, Türkiyede eski vekilleri mamakla beraber, yeni yeni türeyen birçok firmalara da ikinici bir vekâlet . vermektedirler. göre ortalıkta faaliyet hep yeni firma- lardadır rupa ve Amerika firmaları yeni vekillerine de komisyon vermeğe mec- bur oldukları için bittabii gelen mal- ların bedelleri daha yüksek olmaktadır. öylece, iç ticarette olsun, dış tica- rette olsun, bütün firelerin tazminine emur tek bir « vur abalıya! » tipi mevcuttur ki, ismi halktır!