BAYRAM GÜNÜ RAHMET GÜNÜDÜR Bir sabahü'l iyd-ü ümmettir bugün Yevm-i rahmettir bugün ümmet içün Yevm-i rahmetden murad-ı hak nedir? Bir sebebdir ümmete vahdet içün Vahdet-i ümmet şu ki ihvan-ı din Ben bu hislerle müfekkir, müftehir Yada aldım hakkı tesliyet içün Hakkı fikr etmek, fakat şimdi garib Sanki mihnettir bu his Fikret içün Fikir hakdır ah evet, vicdan mı Izdıraba sevk eden millet içün * * * Bugün mü'minler bayramıdır. Bu ıyd-ı fıtr, alem-i İslamın medar-ı şevk ve şadıdır. Çünkü Cenab-ı Hak bugünü mü'minler içün vesile-yi rahmettir demiştir. Bugün her mü'min ebeveynini, akraba ve taalukatını, ihvanını, konusunu komşusunu, bir samimiyet-i ruhaniye ile deraguş ider, yevm-i ıyd ve rahmetin vicdana bahş eyledigi sürur ve inbisat ile Hakk'a hamd ider. Bugün bayramdır, şevk ve şadi günüdür; Fakat ah, hayf ve heyhat ki, millet-i İslamiyenin feza-yı tul'u, bir siyah perde-yi matem içinde kararmış kalbler, gönüller mahzundur. Zavallı millet-i merhumenin hal-i pür melali, Halim Giray'ın "El, iyd-ı ekber eyledi ben matem eyledim(*)" mısra'ına masadakdır. Bugün nefs-i Pay-ı Taht'da öyle evler, aileler var ki, o evin medar-ı ta'ayyüşü, ümit-i necat ve istikbali olan efendisi, o evin babası, evladı, kardeşi, her biri bir karanlık köşede zincirler altında inleyor. Bu rahmet gününün inbisat-ı ruhaniyesiyle o zavallılar kan ağlıyor. Biganeler içün bu söz bir efsanedir, mucib-i sada'dır. Fakat bu söz ma'atteessüf, acı bir hakikatdir. Bugün Pay-ı Taht-ı Saltanat'ın, İstanbul'un bugün hali, bir şair-i güzide siretin : Şikeste pencereler, perde puş, pür hülya Ziya-yı ruyeti sönmüş uyun-u na-bina O evlerim dışı samt-ı siyah ile meftur Derunu ateş-i humma-yı hicr ile mahrur(**) Ebyatıyla tasver eyledigi bir derece-yi sefalet ve felaket içindedir. Bugün bayramdır. Ümmet-i Muhammed bu rahmet gününden sürur-u inbisatıyla şübhesiz teselliyab olur. Fakat öyle vicdanlar, öyle hassas, nevvar gönüller de var ki, milletin enin-i sefaletini en ziyade bugün his der. Bugün Cami'-i Kebir'de ümmet-i Muhammed "Allah ü ekber, Allah ü ekber" tahmidini hazin bir eda ile isal-ı bargah-ı ehadiyet --------------- (*) El bayram eyledi (kurban bayramını kutladı), ben yas tuttum (**) Perdesi kapalı, kırık pencereler hülya içinde, görmeyen gözlerin ışığı sönmüş, evlerin dışı çaresizliğin karanlık sessizliği içinde, evin içini ısıtan ateş ayrılığın hummalı ateşi