(SAHİFE &) (ANADOLU) — Evde çalınmağa değer bir şey bulmadım amma sanırım ki şu bekçi | köpeği epey para eder. Doktorda Hasta kızarıp bozardıktan sonra nihayet doktora açabildi: — Affedersiniz doktorcuğum. A- meliyat hayatımı kurtaracak diyorsu nuz amma karım ücreti çok fazla buluyor. Doktor mukabele etti: — Fakat sanırım ki siz hayatınıza karınızdan daha yüksek bir değer bi- çiyorsunuz.. €a ccorr— —— Fransız fıkrası Fevkalâde şaşı bakan onbaşı üç kaz Birincisine sordu: — Senin adın ne? Ortadaki nefer cevap verdi: — Düpon.. Onbaşı kızdı, ortadaki nefere ba- karak söylendi: — Sana soran oldu mu? Üçüncü nefer cevap verdi: sıralamıstı. acemi neferi ısına — Ben sesimi çıkarmadım efen- aim, «cconrsa— —— İntikam Çirkin kadın, şapkacı kızı saat larca meşgul etmiş, belki de yüzlerce şapkayı başına giyip çıkarmıştı. Kız- cağız nihayet dayanamadı ve bir şap kayı prova ederken müşteriye — Bu şapka tam size göre bayan, dedi. Yüzünüzü hemen hemen ta- mamiyle kapatıyor. <cekkr>> Çocuk Küçük Necdet, annesinden dayak yemişti. Onu gözleri kıpkırmızı gö- ren babası sardu — Ne o Necdet? Ne var? Çocuk dayak yediğini itirafı guru- runa yediremedi: — Karınla münakaşa ettik. Nişanlı Delikanlı — Haydi sevgilim mü- zaade et seni öpeyim. Kız — Olamaz. Annem öpüşme- ğe muhalif. Delikanlı — Anneni öpmek iste- diğimi sana söyledim mi ki? OO YrOOL c Kendinden menkal! — İşte cemiyetin en faal azası. — Cemiyette bu kadar faal oldu- ğunu kimden öğrendin? — Kendisinden o söyledi. —— ——— Vücutları bir deği!! İki kadın arasında: — Yeni hizmetçin demek işini bı- rakıp gitti. Hoşuna gitmiyen ne imi? — Roblarım. — Hayır imdat istemiyorum. Kol böyle yaptım. Ilâç — Zayıflamanın en iyi çaresi ne- dir? salla! — Kaç defa? — Arkadaşların içki teklif ettik- Karşılıklı. Kasap, müşterisine: — Maalesef bayan, artık size ve- resiye et veremiyeceğim. Dedi. Zira borcunuz, makul dereceyi aştı. — Evet, sen de o borcu makul dereceye indir. Ödiyeyim. Bravo! — Müdür bey, eski evrak çok bi- rikti. Yaksak biraz yer kazanırız. — Peki yakınız. Fakat birer kop- yalarını çıkarmak şartiyle.. — ——— — Öyle tembel ki sorma.. Hicret seyahatini dalma bir tayyarenin kanadına konarak yapar. ———oojroaı — Başını yukarı aşağı hafif hafif : Sigorta — Çiftlik binasını yangına ve e- kinleri de doluya karşı sigorta ettir- dim. — Yangını anladım, fakat dolu yağdırmak için ne yapacaksın Allah aşkına merak ettim, Fotoğrafçıda Poz veren adam — Yarım düzine kaç kuruş olacak? Fotoğrafçı — Bunu sonra müna- |kaşa ederiz, şimdi siz gülümsemeğe ın.. Oyun hilesi Boksör iki ravnd arasında mene- cerine sordu: | —— Hasmımabirzarar verebildim |mi? | — Meneceri cevap verdi: — Hayır. Fakat yumruklarını hızla savurmakta devam et. Böyle- likle cereyan yaparak hasmımı za- türreeye tutturup Öyle yere vurur- sun! |— Ne yapsın? | | — Vallahi komşucuğum, bizim- İkine ne yapacağımı şaşırdım. Dok. tor diyor ki: <Eğer, ona içki namı- na, sudan başka bir şey verecek olur- san, adamcağızı öldürürsün.» — Pekâlâ, bunün zoru neresin- de? — Neresinde mi? Eğer ona içki yerine su verecek olursam, o beni öldürür! saatimi çıkarmağı — unttuğum — Fransız karikatürü — için | —Selma çok sağırmış öyle mi? — Sağır da lâf mı? Fikri ilânı aşk etmek için evine gittiği gün o kadar kalmış ki Selmadan evvel bütün komşu apartmanların halkı ilânı aş- kını düymüş ve karşıki komşunun kızı Fil üşık olmuş! Yalancı Nâzım — Sevgilim, sen dünya- nın en güzel kızısın. öyle söylüyor. Nazım — Sen Kemale aldırma, |" O yalancıdır. Kaza Birinci şoför — Nasıl oldu da lâstiğin patladı? İkincisi — Bir şişenin üzerinden — Birinci şoför — Bari zama- nında görebildin mi? İkincisi — Neredel... adamın cebindeydi. kuvvetle bağırmak — mecburiyetinde | * Şişe bir İ Z 13 lemmuz 1939 rerşemi Ket de Neginin yeni filmi Bir gençkadının tebessümü Berlin, (Hususi muhabi — İsviçrede ufak bir şehirde sevim- li, fakat yaşlı bir dul tarafından ida- re edilen aile pansiyonlarına daima tesadüf edersiniz, Bu pansiyonlarda bir çok ki ntizar etti leri belir: üde yi Dağın eteğinde ufak b tarafı faızca kaplamış olan kar, diyi monoton beyazlığiyle r. Dağlar biribirini ta - kip ediyor. Diğer taraftan nazarları- nız, nihayeti olmiyan ve yalnız iski- lerin iz bıraktığı beyaz bir vadiye a. kıyor. Villâ güzeldir. Döner bir merdi'. venle çevrilen büyük bir salon. Sö- mine de odunlar çatırdayarak yamı- yor ve parlıyor. Bir kaç ufak masa. Bir tanesinin üstüne gazeteler ve mecmualar konmuş.. Sağ tarafta ye- mek odası görülüyor.. Çok yemesini seven insanlar için |ki yemek arasın. da büfenin üstünde dizilmiş yiyecek- leri seyretmek ne hoştur! Burada jambon, sosis, Yumurtalar, reçel ka- vanozları, konserveler, her nevi çe- rezler, şeftali, kiraz ve çilek gibi ye. mişler. Sol tarafta lokanta vazifesini de yapan kışlık bahçe görülüyor. Biri - |birine çok yakın ve renkli abajur - fak masalar, Dıvarlar güzel resim- lerle bezenmiş. Şurada burada bir kaç ist. R Kışlık bahçenin tam yanında mü. zik salonu. Dar fakat koket bir oda. h müşterileri vakitlerin; ek seriya bu küçük odada - geçirirler. irahat etmek ve müzik ek- eri yapmak için gelmişlerdir. Piyanist sarışm bir genç. Gazeteah Okuyor Ve ayn! zam K sunu içiyor. Arkadaşları, diğerleri gibi tenezzüye çıkmış birdenbire kapı gürültü ile çalınıyor. Genç yerinden kalkıyor ve kapuya doğru ilerliyor. Fakat, daha yarı yol da iken kapu kendiliğinden açılıyor ve saçları dağınık; gözleri yaşla do: lu güzel bir genç kız içeriye giriyor ve sinirli bir tavırla müddet sonra, telâşı aza mal bir tavır takmıyot yürüy Piyanist ne var ye sorüyor! Genç kız hiç cevabını yor; güne- şin parlak ve şiddetle ziyasının göz- ierini sulandırmış olduğunu — söylü- yor. Fakat buna rağmen odadan sü- Necmiye — Arkadaşın Kemalde| — Güstav larla süslenmiş ve tenvir edilmiş u- rdır. Fakat, | . İ|sine tekrar başlanıyor. Ufak tefek ratle çıkıp gidiyor. Bütün bunlar muntazam ve muvaf- fakıyetli bir şekilde cereyan etmiş- tir, Sahne vazli Paul Verhoeven ye- ni talimat vermek için dilber Mac. yar yıldız Kâthe de Nagy, ve sevim. ll Alman artist Gustav Fröhliche jit |yuklaşıyor. Bu esnada stüdyoda her-| kesin keyfi yerine geliyor. Çünkü istirahat anları gelmiş ve bir az evel ki sükünet yerine gürültü ve neşe | kaim olmuştur. Bir müddet sonra filmin çevrilme- olan K de Nagy tekrar müte tavrını takınıyor; gözleri yaşarıyor ve bu suretle filmin çevrilmesine de- vam ediliyor. Bu Tobisin stüdyolarında çevril - mekte olan «Renate ve Dört Arka « &i & Frohlih daş> (Renate et le puator) filminin bir sahnesinden ibarettir. Kâüte de Nagy bu filmi büyük -bir muvaffakıyetle canlandırıyor. Ken- disine tevdi olunan rolü arzu edildi- ği şekilde temsil edyordu. Film Alman sinemalarında göstes rilmiş ve büyük bir muvaffakiyet ka zanmuştır. Her filminde olduğu gibi sevimli ve dilber Kathe de Nagy bu yeni filminde de muvaffakıyet ka. zanmış ve şöhreti bir kat daha ârt- mıştır. Nevin Emrullah Gün | HABERLER ——— —— * Fritz Kirehaffin çevirmekte ole duğu «Paramla ne yapayım?» filmi Ikmal edilmiştir. Sahne vazii hâlen filmin dekupajı ile meşguldür. Bu film Paul Klingar, Brich Pon - to, Else von Mollöndor? tarafından temsil edildi, | * Tanınmış artist Viktor de Kos va artık yalnız rejisörlükle meşgul dür. «Terzi Vibbel» filmi çevrildik» ten sonra, yakında «Casanova evle- niyor> yeni bir film vazii sahneye koyacak. * Emil Yanings, Tobis stüdyolas rında (Rober Koç) isminde yeni bif | fil mçevirmiştir. * «Tilsit seyahati> Rober ve Bert. ram> «Yarın tevkif olunacağımı «Terzi Vibbel» filmler ikmal edilmiş - lerdir. Gelecek mevsim Türkiye sine- malarında gösterilecek, İIstanbul Cağaloğlu Sıhhat Yurdu Sahip ve müdürü Manisa' h operatör Orhan Ünalan İstanbulun tam merkezinde bü İstanbul Telefon: 23165 A. Kemal Tonay Bulaşicı, salgın hastalıklar mütehasısı (Verem ve saire) nında 747 Telefon: 4115 Kızılculluda bakkal ALİ