SAHİPE 5 Kayzer Vilhelm ? TÜ Ka ası | | Alman imparatorunu durduran çavuş (Amsterdam, teşrinisani 1918) — Pasapartlarınız yok mu? Şu halde esefle söylerim ki Hollanda hududlarından içeriye girmenizin imkânı yoktur. İşte, Kayzer ikinci Guiyom ve ma- jyeti erkânı mağlüp Almanyadan Hollanda hududlarına — iltica eder- ken ilk defa böyle bir redle karşılaş- mışlardı. Hududda Pinkaer adlı bir çavuş nöbet tutuyordu. Ve ilk defa impa- ratoru karşılıyan da bu adamdı. Berlinde ihtilâciler sokakları tut- muşlar; bir taraftan bolşevikl, bir taraftan da cumhuriyetçilerin körüklediği ihtilâl ateşi bütün Al - manyayı sarmak tehlikesini göster- diği zaman ise imparator ve maiye- ti erkânı Berlinden kaçmışlardı. Hollandaya Kayzerin — ilticası, Napolyonun . İngilizlere — ilticasına benzer, Karşıda duran otomobillerin ve bunların içinden çıkan zabitlerin kime aid olduklarını el'an kavraya- mıyan Hollandalı çavuş hudud bo- yunda mütemadiyen israr etmekte: “ — Pasaportlarınız yok mu? Şu halde esefle söylerim ki Hollanda hududlarından içeri girmenizin im - kânı yoktur. Demektedir. (Son içtima) 9 teşrinisani saat dokuz buçukta Hindenbürg'un riyaseti altında as- keri bir meclis toplanmıştı. Vaziyet hakikaten tehlikeli idi. G. Hinden - burg, G. Plessen, G. Gröner, diğer bazı şefler, Kayzerin ikamet - ettiği Frenöz şatosuna gittiler. Kayzer, Aman ordusunun bu mü him rükünlerini yanında kont Şü- lenburg ve amiral Von Hintz oldu- ğu halde kabul etti. Hindenburg, iraparatorun - elini sıkarken göz yaşlarını zaptedeme- miş ve ağlamıya başlamıştı. O, fa- tiayı bir türlü Kayzere söylemek ce- saretini kendisinde bulamadı. Lâkin General Gröner yerine o- turur oturmaz söze başladı : — Haşmetmeap! Şu anda ordu ihtilâl halindedir. En çok güvendiği- Miz Eks La Şapel ve Vervier kıt ları da asilere iltihak etmiştir. İki aynlar kuvvetlerden hiç bir istifa- de memul değildir. Asilere karşı bu Uvyetle katiyen harp edemeyiz. naenaleyh terki saltanatınız zaru- Hidlir haşmetmeap! Kayzer bu sözleri derin bir izt ,tan sonra General Plessen, General Gröner'e şöyle ce- İvap verdiler İboyun eğmemelidir. Eks ve Vervier sesi İâzımdır Gröner tekrar söz aldı der için orduyu hiçbir zaman emrimiz- de tutamayız. Zaten onlar, bizi din- lemiyeceklerdir. ner'e döndü: — Peki, dedi, dahili bir harp imzasına kadar Spada kalayım. Son- rim. Kayzer, vaziyetin nezeketini bir türlü kavramıyordu. Tahammülü nihayet şu acı sözleri söylemek mecburiyetinde kaldı: nuz? Bugün o, sizden ziyade kendi generallerine itaat ediyor! Size de- gil! lmparator, hazin hazin Gröner'e baktı: — Peki, dedi, ordunun- sadakat yemini nerede kaldı? — Hangi yemin haşmetmeap? Bu zamanda yemin kimin aklına ge- liyor!.. (Herşey bitmiştir) Meclis devam etmekte iken te- |fon çaldı. Berlin merkez kumandanı Kayzerin yaverine şu malümatı ver- di: — Cepheden gayri muntazam bir İsurette gelen askerler bütün cadde- İleri kaplamıştır. Vaziyet — gittikçe nezaket kesbediyor. İmparator, Gröner'in haklı oldu- 'ğuna işaret etti. Ve, şu halde impa- rator sıfatile derhal terki saltanata taziyim, dedi. Ancak Prüsya kralı kalmak şartile! O zamana kadar sesini çıkarimi- yan amiral Von Hintz ise, — — Fakart, diye itiraz etti, Alman ordusunun Alman halkına karşı si- zi müdafaa edeceğini nereden bili - yorsunuz? Bundan evvel ordu şefleri ara - sında küçük bir anket — yapılmıştı. neticelerini meclise getirdiler. An- kette îu mühim sualler vardı Şülenburg ve! | — İmparator, ihtilâlcilere karşı ,, kuvvetlerinin onların üzerine gön- | son dereceye varan General Gröner felâk. imparatora üzere idi. — Asaletmeap! Artık elinizde Jar yaşıyordu. Nihayet, bir ordu olmadığını düşünmüyor musu-'meclisten ayrılmış bulunan Hinden- labilir mi, alamaz mı> Cevaplardan 23 ü , on beşi ise mütereddiddi. Yalnız. bu bu suale müsbet olarak tek bir ce vap gelmişti İkinci sual de buydu — Alman orduları, Alman bolşe- viklerine hücum edebilirler mi, &- demezler mi? Cevaplardan sekizi (evet), yir- i dokuzu (hayır) 5 tenkifti. menfi on ikisi müş ©O anda gene telef h. Baş vekil telefonda gu - endişeli haberi veriyordu — Umumi vaziyet, imparatorun derhal v l derhal terki saltanatımı icap ettir - mektedir. Rayzer, beklenmiyen bu telefon haberinden birdenbire sararmıs, sanki on yıl ihtiyark si olmuş tu. Buna rağmen imparator, askeri meclise şöyle beyanatta bulunmuş- tur —Alman ordularının kumanlığı- nt Hindenburg'a veriyorum. Fakat, Prusya ordularının başında ben kal- mak isterim. Uzun süren bu müzakereden sonra: heyet yemek salonuna geçti. Tam yemek yenildiği sırada gene Bu d acı bir havadiş getirmisti Başvekil, uk tahtından tamamen ni bugün Alman halkına lefon çaldı. fa telefon çok Kayzerin ve impar vaz. geçti; — Hayır, dedi, dahili bir harp »eyanname ile bildirmiştir! Berlinin o zamanki manzarasını tahayyül edebilirsiniz! Bir taraftan â i ©, Karl Liebkreş Alman Sovyet cum-| Bu sırada Kayzer, General Grö- ) iriyetini ilân ed yor, diğer taraf- tan Rayiştagda Filip Şaydman sos . T " yalist cumhuriyetini kuruyor, ve ik mıyalım. Ancak ben, mütarekenin tidar mevkiinde olan hükümete de gene Eber adlı bir sosyalist geçiyor- (Firar) Rus Çarı Nikolanın başına gelen , Kayzerin de başına gelmek İşte bu endise ve istirap iledir ki Kayzer mütereddid dakika- aralık ra ordunun başında Berline döne - 37 burg ve Gröner tekrar imparatorun yanına geldiler: — Ordu, terki saltanatınız mese- lesi etrafında israr ediyor! Berlinde- ki askeri anarşiler ilerlemektedir. Kayzere kurşun gibi tesir eden bu sözler, onu bir müddet acı acı dü- şündürmüş, nihayet imparator, Hin denburg'a dönerek — Şu halde beni Vatanı tek edeceğim! Demekten kendini alamamıştır. Hindenburg ise teessürlerini güç zaptetmiş, ç Eğer Allah - isteseydi hiç te vaziyet böyle olmazdı. Diye bir şeyler söylemek mecbu- riyetinde kalmıştır. Kayzer bu söze çok kızmış. — — Bırak şimdi Allahı! Beni ra- hat bırakmanızdan başka sizden bir şey istemiyorum Demiştir. Saat beşte meclisten ayrılan Kay- zer, dairesine çekilmiş ve sabahın sa- at altısında Hollandaya hareket et hazırlayınız! (Hududda) Bu tarihin üzerinden tam yirmi yıl geçti. Artık çavuşluktan çıkarak çiftçilik yapmakta olan Bay Pink - haer'i geçen gün evinde ziyaret et |Kronprenz ile miralay Hey anketin|tik. Kırk yaşlarında görünen Pink - haer çavuş, bizi,çok güzel kabul et- mparator, ordunun basına ge-|ti. Yirmi yıl önceki hatıralarını an: Yap içinde dinliyordu. Biraz süküt- çerek, kuvvetle iktidar mevkiini a- latırken sanki onları yeniden yaşı- Prusya|, ÇANADOLU) Kaçtı? Alman imparatorunun Freyzös şato- sunda son günleri, Hollandaya firarı Askeri meclisin son içtimat: - Alman imparatorunun bulunduğu şato- da verilen karar - Hindenburg hararetli göz yaşları döküyor Kayzer, ordunun ihtilâlini ve tahtını terketmesi lüzumunu kendisine söyliyen kumondandan, hiç olmazsa Prusya Kralı olarak kalmasını istemişti Kayzer Vilhem yormuş gibi oluyordu Evvelâ nöbetçinin beni uyan dırmasile ayağa kalktım. Hududun önüne altıya yakın otomobil yığıl- mıştı. Bunlar kime aiddi! Yanıma yaklaşan bir zabit, benimle Alman- ca görüştü. Hududdan içeriye gire- ceklerini söyledi. Ona mani oldum.| |(Pasaportsuz içeriye giremezsiniz) İdedim. Neden sonra tekrar yanıma| büyük rütbeli bir zabit geldi. —«Bizde pasaport yok! dedi. Biz size iltica ediyoruz'> 10 İkinciteşrin PERŞEMBE -iİ$; Yıldız olamıyan Clair Tervor! Holivudda iki cins film çevirilir- (A), (B). (B) filimlerinde rol alanlar, yıldız olamamağa mahkümdurlar Clair Tervor Nevyorktan yazılıyor: Geç gün onunla bir gazinoda Demek hududumuza gelen bu za: bitler, Hollandanın - kendilerini hi- İma yorlardı. Derhal hudud gerisine telefon ettim. Ora- |dan bizim kumandan geldi. Görse -|" niz, onlarla bizimkiler arasında ne |kadar süslü bir takdim merasimi ya- 'pıldı! Nihayet yanımdaki arkadaşım ka- | Bana, — Bak şu Dedi, Resme dikkat ettim! Bu adam Almanların Kayzeri i di. Sonra arkadaşım büyük rütbeli |bir a! | abit gösterdi. — Su adama da dikkatle bak! Dedi. İ Baktım. Eyvah!.. Karşımda gör-| lüğüm büyük rütbeli zabit, demek Almanların meşhür imparatoruy nt Bizim kumandanın emrile he - |pimiz istasyona doğru hareket ettik Hava dehşetli surette soğuktu. İmparator oradan hususi trenle #Amerongen'e gitti.» a Bunları yazarken umumi har- Jbin_ meşhur simalarını gözümüzün |önüne getiriyoruz. Beşinci Jorj, Pu- ankara, Klemanso, Birinci Alber, |Birinci Aleksandr, Fos, Jofeör, Hin- denburg. Lüdendorf, Digz, Haig, Yellico gibi o devrin devleri bugün ne oldular ) Bunların hepsi de toprak altın da değiller mi? Umüumi harbin belli başlı kahra- manı Kayzer ise bugün karısile bir- likte mükemmelen yaşamakta ve şehir dahilinde verilen konferansla- n hiç kaçırmamaktadır. Paul Gordeauks Pamuk İ;ı'atlerı' Pamuk fiatleri, son hafta - içinde 5 kuruş kadar düşmüştür. Bunun b mamen iktıtadidir. Maama- |fih kilo başına 46 kuruş, nörmul gö- dir, Kiralık Tütün deposu Sekiz bin balya tütün için çok rülme İrakoldan küçük bir resim yakaladı.|ları basit polis roma 'lımmî bir eclinaye joun entrikada oy Holivudda filmler (A) diye ikiye ayrılır. (A) yan filmlerde film kumpa: rtirti emektar ski Hc hatırala. nimaz- lergüz. rek gülümsedi ve, — Bakınız rica ederim, dedi. genç mahsusutur. İş fın ve umu- İmiyetle halkın hoşuna gidecek ol bu filmlerde edebi ve İl dil- | şünülmez. Bazan bun Bu yorka geleli henüz iki oldu. San'atin luğunu ancak a dağr üzün izün tetkik ni çe ay lede gören ve bun nlarından, 'ahud bi gıkarılır kavgasından lâhzad Ancak (B) filn kuvvetlilerine de role göre bu eserlerin de man edebi bir lür. ü yalmız birçoklarını « gösterebilirim ki, birkaç aylık hışmadan beyaz perdenin kraliçeleri olmuşlardır aldığı görü-İyerek beni kemiriy iç kız değil, dahi Yalnız, (A) filmleri kriz geçirir-| ken, (B) filmleri bundan müteessir olmaz sonra yıldanberi bura- , San'atin bDütün ince- hususiyetlerini kav- Çünkü onları tutan büyük y Bir cin: yahud sonu kan yet bulan herhangi bir aşk ve casut- ' bütün lerini, gündüz çalıştım, oldum sanki! da Bir taraftan araftan Warner kum- n bir türl h beş yıldanbe kora teşkil ederken onlar, de ehemmiyet verm Foksun, diğer * ek sarfer dun ateşin güzellerini, Greta Garboyu, bir Marleni, bir Sil bir Anna Bellayı (A) film lerine angaje etmek kolay değildir Bunların bir esere çıkmasının imkâ- ni bazan bir servet değerinde yapıla-|b enk sarfiyatla mümkündür. (B) filmlerinde böyle bir az ve endişe yoktur. Oular, ya na göre ayaklarımı kısa & dekor| panyala . Holivu meselâ birl e elinden kur- e bir en- Süt miyorum. Önl adil. Gazeteci, Avukat, Mektepli kız, Mü- ki, anne, rellerine va Sidnei, b zikhol dansözü, ve kt ika camım çıktı yok ki ha ni alkışlıyor. Haftada 00 dolar çık bazan da ? Değilm! rdim. (B) kalıba girmeğe çalışarak dünya pa-|sımıfı beni yuttu. Artık onun koca- zarında tutunmağa çalışırlar man karnından kurtulmanın imkânı Fakat bazan (B) filmlerini idare yoktür! eden kumpanaların içinde nadir is-| Ah e ol Jir defa- nız bir defacık Gİ- erinde güzel- bir. role kit tamamen muüra- |dıma ererd Muhakkak ki ben İCA) filmleri için yaratılmış '”f' ka- Rica ederim... Şimdiki kü- -, yıldız diye göklere çıkar- Udadlar da vardır. Onlar nasılsa (nılv filmlerinin pençesine düşmüsler artık oradan çıkamamak, < yı sırtlarmdan atamnmak b hığına uğramışlardır Çünkü (B) sınıfına mak, artistler arasında biraz itibar- | çük kız damg mensi ol-|dındım. sızlığa uğzramak demektir. — (B) ız bil; L mıfi, yüksek olmiyan, gerek kültür, yorlar sanki aF Vedar u gerek san'al noktasından geri kal ffak olamaz miyım ve (A) sınıfında muvaffak Hem şanu da biliniz ki ben, tiyat teremediği için (B) $ Bi kârların yeri gibi an Biraz evvel de yazdığımız gibi ha-|re b kikat hiç te böyle değildir. Halk zev- | ma -İroda muvaf n beri sahnede parlıyan. ker m. Hiç bir 7 dim! Sinem bir yıldız elverişli ve mükemmel bir depo | kiralıktır. — İstiyenler, Banko Di, Roma ikinci müdürü B. Muzaffe-, re müracaat etsinler. kini, halk ruhunu, halk mizacını çok /olmadım. Bilâkis o benin iyi kayramış olan bu grubun içinde kapand de iyi istidudlar ve Clair Tr rında kıymetler vardır 0. gıkıl. mi 6 inci sahifede — odan vaz