San Huan oteline geldikten altı sonra, ufak tefek gezintiler başlamıştı. Doktorlar ken- Ükne daima cessret vermekte ve karkulacak bir hastalığı olmadığını 'Öylemekte ittifak etmişlerdi. — , Örad Nelson, her gün biraz daha eğe ve mükemmel yemek yi- başlamıştı. Tabiatin güzellik- leri içinde ruhan do hayli değişmiş- L Sadece yalnızlıktan — sıkılmağa Nelson, otele geldiği gün, kmdî.ı'— *itin yakında öleceğine kunaat ge- Htenleri tekzip edecek — derecede ğ anmıştı. Yüksek — ailelerle de| — — “Lf::'d"':;"î: NoSi famşmağa başlamış ve fakat, onlar|*© bitan evel dönmek, ç Bj k ş cuktır. Aksi takdirde, ben sizi zorla fazla ülfet etmeklen, daima sa- götürürüm. Fakat, tayfanızm, - si: . .-. |srtımda — götürdüğümü — görmesi, Orad Nebsan, Kayli toplanmışlı |haysiyetiniz namına iyi olmyacak! basına gönderilmek — üzere, res-| — Orad Nelson, bu aözler, karşısin- H Rinkoya bir resim smarlanış-|de, son derece hiddetlenmişti. Elini & kılmcma götürmüştü. Remsamın karşısına — geçtiği za- Aleksandr Deyvison, çok — sakin Man, Nelson: bir halde: —Şu, çok solgun ve binbir stra.| — Morak etme kaptan, o - kılincı aynası olan çehremi Zeti. Demişti. Bu sıralarda, Ametikadan heye- fanlı haberler gelmeğze başlamıştı. İstiklâllerini kazanmak icin &- İiha sarılmış olan Amerikalılar, her tarafta hâkim mevkie yeçmişlerdi. İlâveyi memalik için değil mevcu- diyetini kurtarmak gayesile çarpı- San İngiltere, en kudretsiz bir zabit- len bile istifade etmek kaygusuna Güşmüştü. Böyle — mühim anlarda, Neison gibi genç, cesur ve muvaffak irşeye ben-| düşmanlara karşı kullanmak - Tirsa- tmı, yakında Amerikada elde ede- cekainiz. Yalnız, sizi ikna etmiş ol- mak için şu hakikati süylemek mec- buriyetindeyim : Sevdiğiniz kız, ansının — hastalı- fından bahisle sizden izin alarakl yanmızdan ayrıldıkça, bana gelir ve benimle günlerce kalırdı. Şu halde bu kızdan size hay yoktur. doz tum! Onun için siz, bir an eval ge- minize dönmeğe bakın. Demişti. SAZ # b7 / KDA İ AA Y Nakleden: Kâmi Oru Nelson, beyninden kurşunla vu- rulmuşa dönmüş, bu sözlerin haki- kat olduğunu idrak ederek elimi kı- hendan çekmiş ve .drrhıl Almbh- nımar| gemisine dönmek üzere ye- rinden fırlamıştı. Aradlan çok geçmeden Ovad Nel. sonun gemisi, yelkenlerimi — asemış hayli uzaklaşmıştı. Prens Vilyam Erik, - Nevyorkta lord (Hu) gemisinde vazile almıştı. Nelson, Nevyorka gel d amiral, kendisini prense takdi miş ve ogüne kadargördüğü hizmet- lerden prense malümat vermist Preng, çok temiz giyinmiş, göz- leri azimle dolu bu sarışın yakı- İşikli gençten çok şeyler beklenebi- leceğini daha ilk bakışta sezmiş ve gece; Orad Nelsonu sofrasına kabul ederek, onunla bir arada akşan: ye- meğini yemişti. Nelson derin bir sevinçle meşbu olduğu halde, geç vakit gemisine av- det etmişti. O geceden itibaren, has- talanmadan evelki hayalâta kapıl. miş ve sabâha kadar uyuyamıyarak istikbâli düşünmüstü. Prens Vilyam Erikin, kendisine gözterdiği iltifat, Nelsonun kafasın- da büyüdükçe büyümüş, bamhaşkı bir mühlet almıştı. Genç denizci, Kanadada gömdü- Zü sevdadan artık hiçbir şey hatır- lamak istememişti. O, alnız — istik- |bali düşünmeğze ve günün birinde 'büyük bir şöhret sahibi olmak yolu- nu aruştırmağa koyulmuştu. Soru var — ANADOLU ©lmuş bir deniz zabitinin uzun müd- det istirahatte kalması muvafık gö- Tülmemişti. Bu münasebetle Orad Nelson, aradan birkâç gün gecme- den vazifeye çağırılmıştı. Genç za- bit, bundan dolayı tecssür değil, bü- Yük bir sevine duymuştu. O, birinci ydeniz Tordluğunun, vazifeye davet Amerikada gar Gecel.. Mehtap!.. p bir kâdis ! .— ——— #rarini atınca, kendisini cok kuvvetli histetmişti. Derhal harp macerala- Tımı hatırlamış vebu maceralar yeni-, den atılacağından haz — düymüştü. Fakat bu sevinci çok sürmedi. Zira kendisinin, Kanadaya gönderilmesi kararlaştırılmıştı. , Nelson: — Harbi kabetmek üzereyiz. B le bir zamanda; benim Kanadada çlummamadan — vatan ne gibi bir| yen; dünyanın cenneti, — Miâmi fayda bekliyebilir? sahilleri, Amerikalıları — hayretlere 4 Diyerek söylenmeğe başlamıştı. düşüren bir hâdiseye, bir aşk Cuci- Orad. Nelson, Almbmmari gemi-İçına sahne olmuştur. Misline ender *ile Kanada sularına girdiği anda, teradüf edilen' hâdiseyi, vak'anın fikrini değiştirmişti. kahramanı olan kızla — görüşen Kanadada ax bir zaman içinde| , merikan gazetecileri Şöyle anla- bir mevki temin etmeğe muvaffak| & vorlar: olmuştu. Kendisinin sık sık davet Mehtaph bir — gece; Miami sa- Adildiği mükellef salonlarda, güzel| pilterinde plâ KÜRöRLE Hit kızlarla tanışmak fırsatını bulmuş. fu. Bu kızlar arasında gayet çapkın Ve cazibeli bir güzel peyda olmuştu. Nelson; bu kızla, sevişmiş ve hayli Zaman beraber yaşamıştı. — Fakat, anaızın Nevyork sularına hareket tarini alınca, kızdı, tereddüd etti: —Burada biraz istirahat edece- #im bir sırada, beni kaldırıp, — ölü- Mün kucağına” atıyorlar. Yetişmez Mi çektiğim? Bıraksınlarda, beni ze- Vet kızla biraz mesud yaşıyayım. Demişti. Nelson bu sözleri, o vakte kadar tok defa beraber kâğid oynamış ol- duğu Aleksandr. Deyvison adında in yanında söylemişti. tıran güzellikleri jile etrafa serpil- mişlerdir. Yanız Metronun bir kenarında, figüran Mis Glari tek başına oturu- yor. Herkes eğlenirken o derin dü şüncelere dalmış bulunuyor. Sakm önü âşık sanmayınız; ha- yar, © hiç bir zaman üşık olmamış- tır. Bütün düşüncesi, - güzelliğine rağmen az para kazanması, henüz bir yıldız. olamamasıdır. — Füsunkâr vücudü, harikülâde güzel çehresi, sarı saçlarile bütün nazarları üze- rine topliyan Glari, her nedense bir sahne vazilnin takdirine mazhar Aleksandr Deyvison, Nelsonun olamamıştır.. H beğenmemişti ve: — Mis! —Azizim! Sizin şimdi vazifeniz, teminizin köprüsünde bulunmaktır. Sevdiğiniz kızın mazisini bilir misi-| hiz? Demisti. Nelson, © vakte kadar çok tanı- Muş ve belki de borçlu kalmış oldu- Bu Aleksandr Deyvisonun — yüzüne hiddetle bakmış ve: —Mazisi ne olursa olsun, şimdi bana sadıktır ya! Hem sizi, onun hılkk.ındı #öz söylemekten menede- Pan. Bir garsonun nazikâne reveransı, onu düşüncelerinden ayırn — Buyurunuz! — Arzunuz? Şampanya, kokteyi.. Birkaç dakiks- içinde küçük ma- sanın üzeri şampanyalarla — dolu- iyor. Güzel kız garsonu — çağırıyor; hayretle: Fakat, diyor, ben sizden şam- panya istemedim.. Ben.. — Evet Mis, karaınızda, Demişti. rafta oturan Bay-. Aleksandr. Deyvison, sevimli ve| Daha garson cümlesini tamamla- İyi düşünen bir adam olarak tanın-İmadan, kızda ickileri indeye - vakit Tışti. Nelsonun bu sözlerinden son-| bulamadan masanın kenarında, be- Ta tatlı ve mülâyim bir sesle: yaz fraklı şık, sarışın bir genç be- —Baksana bana kaptan, gemini-|liriyor.. D tasdğzzzünmasüü viski, ROl ta- Şampanya ve bunu takip eden bir aşk! izdivaç da sıra;;ı | zevç yerine, genç bir kadın çı- .kıp geliyor ve zevceler deliriyor! » duruyor. Fakat İşte, evlenenler bunlardı Mis Glari, artan hayretini sakh- yamıyor, kızarıyor, lâkin gözlerini de gencin yüzünden ayıramıyor. — Mis, beni affı Yalnız. sınız. Ben de yalnızım.. İki yalmız- lığı sizden cam.. iniz.. birleştirmek; işte ri- O da bir koltuğa gömülüyor, sö- züne devam ediyı — Mütereddidsi mi takdim edeyii li Flaş! Mis, bu teklifi reddetmek — kuv- vetini kendinde bulamıyor.. Biraz evelki düşünceleri gene boöynini ke- miriyor.. Mehtap. müsik, — etrafa - yayılan gül kokuları, içki, hurma ağaçları-| nın gölgelerini döktüğü —durgun de- miz.. Manzara iki genci - coşturuyor,- kalplerini pok çabuk — birleştiriyor.. Beyaz fraklı gencin omuzuna yas- lanmış olan sarı saçlı dilber çehre, dallar arasından süzülen mehtabın ışıklarile bir kat daha güzelleşiyör, herkes onların saadetlerini - Size kendi- 1 Fabrikator Çar- kıska-|Evlenmek benim de hakkım değil mi., YAZAN: A. Enver Toksoy Cenubun incisi: Mersin! Cenubun incisi vasfına bihakkın lâyık olan Mer- sinin liman ve lise ihtiyaçlarını bir an evel gidermek lâzımdır. Güneşin doğuş ve batışı her yerde, güzeldir. Dağda, ovada ve suda; ne- rede olursanız olunuz, bu doğuş ve ba- tış daima güzel ve sizi " kendisine çe- kicidir. Fakat, güneşin Mersinde do- H#uş ve batışı daha başkü, bambaşka bir âlemdir. Çukurovanın — doğu ya- maçlarından sıyrılarak nazlı bir gelin gibi süzüle süzüle yüz verisi ne kadar| hoş ve İâtifse denizle gökyüzünün birleşmiş göründüğü ileri noktalarda hafif; tatlı kızarıklıklar -birakarak sulara doğru inişi de o derece zevkli ve güzeldir. Burada güneş topraktan fışkırıyor, sulara gömülüyor. Mersin, Toros dağlariyle Akdeniz arasında ve İçel adiyle &mlan - vilâ- yetin merkezidir. Yeni olan şehrin ancak yüz senelik bir tarihi vardır. 15ösene evel onüçbin nüfuslubir şe- hirken 927 de Z ve son tahrirde ise 27 bin nüfus sayılmıştır. Bu miktarın © sekseni Türk olup geriye kalam st. siyle Arap, Rum, Yahudi ve ecne- bilerdir. Şehirde beş bin hane, beş cami, üç kilise, dokuz otel, 13 lokanta 2 sine- ma, 1 plâj, Ii fabrika ve imalâthane Mersinde akşam bin ton tüccar eşvası bulunur. Sene- lik idhalât ve ihracatı 320 bin tona, yakındır. Deniz nakliyatını belediye- | nin de ortak olduğu liman şirketi ya. par. Bu şirket imtiyazlı ve 400 binlira sermayelidir.'Mersinin ticari bakım- İğan haiz olduğu — ehemmiyeti takdir eyliyen İktisad Vekâleti buradâ 600 kabiliriz. Her çube üzerine âüşen va- zileyi behemehal başarmak azminde ve semerelerini vermekte. — Bununla beraber daha çok fayda verebilmesini temin edecek bina ve malzeme ihti- çlarının biran evel giderilmesi &- zımgeldiğine bilhassa — İşaret etmek interiz. Kültür hareketleri çok — canlıdır. Şehirde bir Ottaokul, on İlkokul, bir de gece Ticaret okulu vardır. Lise, Mersinin ikinci mühim — ihtiyacıdır. Halk zihniyet itibarile çok ileri ve maarifseverdir. Fakat — Ortamektebi bitiren bir kısım talebenin mali vazi- yeti Lise tahsilini yapmak üzere di- igğer memleketlere kadar gitmeğe mü- sald değildir. Mersin gibi hakikaten ileri ve medeni-bir şehirde Lise bulun- maması görülen ve duyulan bir nok- sandır. Morsin, bugünkü çehresile bir- Av- rupa şehrinden hiç de farklı değildir. Hemen bütün caddeler açılarak aa falt ve parke düşenmiş, deniz üzerin. de yoni iakeleler, güzel bir-plâj,— bü. yük bir hangar yapılmış, şehir bol ışiık ve suya kavuşturulmuş, uğuçlar, (iplik, pamuk, nebati yağ, sabun, un, | bin lira kıymetinde bir umumi mağa-| !$ ber köşede güzel ve modern bir buz, kereste, çivi, elektrik) bir soğuk hava — deposu, 1 tüccar — kulübü vardır. Yaz mevsimi pek sıcak geçtiği ci- hetle şehir halkı kısmen — ve bilhassa gocuklu alleler Toroslardaki y ylala- ra giderler, Yaylalar içinde en büyük- leri Gözne ve Fındıkpınarıdır. 1000- 1200 metre irtifada olan bu y rın hava ve suyu gayet hoştur. $ büralara otomobil yollarile bağlıdı Mersin kışın soğuk yapmaz. Y Mursuz ve güneşli havalarda bahar gibidir. " Morsinün “dağlari ormanlık ovası mümbit ve mahsuldardır. Şehir ve pi- varında sebzecilik, porlakal ve man. darina bahçeleri çok - ilerlemiştir. Türkiyenin her taraf ve her den evel mühim miktarda sebze gön yer. derilir. Portakal ve mandarina hah- geleri" miktar ve mesaha itibarile Cumhurivettan evelkine aran iki ladır. Yafa faset ve koku itibarile rakipsiz. dir. Son iki senedenberi -Almanyaya da günderilmekte ve rağbet görmek tedir. Mersin, geniş hinterlandının ihra- cat ve idhalâtını yapan işlek bir iske- ledir, İhracat mevsiminde her gün vasati olarak şehir depolarında 20 TUT ea a aa. — Beni seviyorum ! — Ben de. Bir cümleyi tamamlıyan üç keli- me, şampanyanın — sarhoşluğuna kendilerini kaptırmış olan geneleri biribirlerine daha fazla yaklaştırı- yor. Göce, tatlı hulyalarla, müstak- bel yuvayı düşünerek geçiyor.. Fabrikator, sabahleyin buluşmak üzere sevgilisini eve bırakiyor — ve ertesi gün randevu verdikleri park- ta tekrar birleşiyorlar.. B. Çarli ni- kâh muamelesinin süretle yapılma- sını İstiyor, belediyeye gidiyorlar ve birkaç aaat sonra parmaklarında| alyanslarla, kolkola evlerine — dönü-| yorlar., Artık bayan Çarlı ismini ain Mis, levinde hazırlıklarla meşgul — oluyor; gece, mükellef bir yatak odasında sev-. gilisine intizar ediyor.” Saatler ileriliyor, her geçen dakika kızcağiza veni ümidler getiriyor.. Ni hayet Yatağın içinde bir hareket olus, yor, bir feryad kopuyor: — Alçak! Beni aldattın.. Herşeyim mahvoldu.. Buyan Çarlı, yataktan — tekrar Biz Glori olarak ayrılıyor. Yalmz şUUrU. nu kaybetmis, bir deli olarak!! Facla zabıtaya aksediyor.. - Fabri. katör Çarlmın, erkeke elbisesi ile do. laşan bir kadın olduğu anlaşılıyor.. Bedbaht Mis bir hastanede tedavi görürken, erkek-kadın da evinin ge. niş salonlarında gazetecilere: — Ne yapayım, diyor. Beviyorum. ndisine hiçbir. fenalık yapmadım. iza yaptırmağı — kararlaştırmış — ve Jplânlarına başlanmıştır. Ticari sahada hissedilen en büyük ihtiyaç kmandır. Hükümet bu ihtiya- dir ederek sekiz sene - evel bir iproje yaptırmışsa da keşfin 17,5 bu- bina yükselmekte bulunmuştur. Burada yaşıyanlar öyle zunnediyo. rum ki, Avrupa ve İstanbul haatını hiç te aramazlar. Parkı, plâj ve bah- çesi, kulübü, sazı, cazı, barı, sinema ve tiyatrosu, — mesireleri, nihayet İçak milyon lira gibi pek “ yüksek bir Mühteşem carşiları, otelleri, tren ve yekün arzetmesi ve başka sahâlarda VAPUr aebirde) Va başlanan ve ön plâna alınan bamı işler İEHİ | Z temin , edilebilece. dolayısiyle inşaata başlamak — gecik-; ZiNde BAARDİAR |miştir. Halbuki. Mersin Timam açık-| - Mersinle hayat Tatanbula misbetle 'tır ye bu yüzden her söne yüz binlerce | Ptbalıdır. Ufak bir memur veya esnaf liralık milli seryet “mahvolmaktadır.| "ehalde refah içinde yaşıyamaz. Fa. Çi kat, bununla beraber, Mersin, 'Türki- Vi,5 milyonluk liman - büyük, - hatta arın lükstür. En âcil ihtiyadi hnııırıcılc: derecede küçük de olsa bir Timana şiddetle ihtiy rdır | tane, bir verem pa- | Mirazı zübhreviye pa- u ve dispanser vardır. 60 yat li olan Memeleket hastaneı ne bü iyon nserinde 1 ilâvr bibi, 1 çocük Dispanser günde vasali yetmiş hastayı parasız tedavi mektedir. Mersinde yü bir içtimat hayat var. Nereyo gitsöniz, kiminle - konuş-| sanız bu hayatın — tam bir. seviyeye ulaştığını, medeni bir şehir ve bu şehrin medeni insanlariyle karşı kar- gıya bulünduğunuzu anlarsınız. Her- kek ve herşey Avrupahlaşmış. — Me- mu naf ve tüccar, bütün halk ken- | dilerini yeniye ve yeniliğe öyle vermiş ve bu yaşayış tarzına öyle intibak et. Miştir ki, Mersinibu noktadan da İs. tanbuldan farksız addedebiliriz. Bu kalkınmada Halkevinin — oyna- dığı rol ve ona düşen hise hakikaten büyüktür. Gayeye Varmak — uğrunda ferağat ve enerji ile talışan bu müeg- seseye muvaffak olmuş naza yenin en pahah bir şehri sayılamaz. Ayağımı yorganıma göre uzatan için burada da sıkıntısız. yaşamak imkânı mevcuddur. Mersinde imar — hareketleri de bü.. ük bir bugüne kadar muhafazâ etmiş olan kıymetli genç bay Mtiat Toroğlu şehri birçok yeniliklere kavuşturmuş, amumi ihtiyaçlardan çoğunu sağla- mıştir. Okuyucularıma — Toroğlu 28. manında yapilmiş olan — işlerin - kıza bir hulâsasını vereyim: 800 bin lira sarfile 27 kilometre lünde umumi kanalizasyon — tesisa> tile asfalt, beton, parke ve makadam şose olmak üzere 12162 motre uzün- luğunda yol yapılmıştır. Şehir hari. tası teselüm ve imar plâmı ihale 'mmuştur. Bir buçuk — senedenberi devam eden içme su ingaatı için' 285 bin lira harcanmıştır. Mersin çaym. dan dekantasyonlardan süzülüp Te litrede temizlenen su mikropları klor gazı ile imha olunduktan son- ra şehre teyzi edilmektedir. 31 bin Hira sarfile her türlü tesi- satı muhtevi bir asri mekarlık, Kü tu Devamı 8 inci sayfada — iki meşhur siması, bugünlerde Pariste bu- lunmaktadırlar. Marlen Ditrih Dariyö.. Daniyelin Holivuddan donüşü hayli gürültülü olmuş, bütün gazeteciler bu dilber yıl. dızın etrafını sararak ona, Fran: sız mİleti için Holivuddan ne- ler — getirdiğ'ini — sormuşlardır. Aldıkları cevap ise; hemenhe- 1 men — Holivuddan aynılıp ta memleketine kavuşan her yik dizinki gibi, sıkıcı ve yeknesak bir hayat olmuştur. Yukarıdaki resim, Marlen ve Dariyöyü Fransızca Paris-Soir güzetesinin bir ziy. fetinde gö- rüyoruz. Ortadaki zat, gazete- Bin sinema muharriri Piyer Volf ve kenardaki «Je Nüsssesenda sahibi Jan Primosuvsur. , j Ğ ti S d DSN ŞAĞAM Ş, Ça BAD Dren aa İSTİE M Yi S aa y B eli