— Sinan paşa, hak Yazğanı M. AYHAN 190 — , İşi sağlamın buğdlamık emri verdi: — Guzeyi çevireceğiz ki, düşmüan tekrar girmesin, ikeridekiler de Çık- Masın. Sinan paşa, o gece hiç uyumadı v sabahla be Fakat ket! Gaza, eşasen Osmanlı — ordusunu bekliyor gibiydi. Ördü, hiçbir. muku- yvemet gürmeden, sifâh ömuzdü $ehre girer girmez, sadnâzam ellerini gök- Tere açtı: — Çok şükür Allahım, veni Yayu- zuh yanında — mahcup çıkatmadin. Yoksa boyünmu vurdururdu. Ve paşü, bunu müteakıp, — derhal padişaha zafer haberini ve düşmanın çüllerin içine doğru çekildiği haberini verdi. Sinan p icin o1 ber şehre hücum ett » müdafan, ne de br bare Yavuz da esasen Şamdan çıkmıştı, (16 Kânunuevel) ve bütün — süratile Remle yakmideki köylere — doğru n mişi ve Yayuz: —Aferin Sinan, gördün mü, ne iyi ettim de o gün benden kaçtın, köylere Müjde kezdisine burada geldi| ikaten tehlikeli fakat cesurane bir haretetle Mısır topraklarına hücum etti kerle irtilmlin. kesitliğ gibiydi : Heyecamı onu, büyük vecd için de mest etmişe — bemi Zaten Remle ile Ku h ara yakındı Küdüse gece yarısmdan biraz sonra varnniştı. Şehir. derin Vi: assızlağıa — yömlül« paşa — larafin- dan müuvakkat » bti rde. k o yerleri, — peyga Fin merkatlarını görmek — ist Başkâ yerler varma onları da O gün yağan şiddetli bir dan sonra, hava yeni aşılmıştı. - Gök yüzü gok parlak ve Mmmhteşemdi. Yık dızlar, üdeta elle tutulacak — gibi ya- kandı. Kudüste de, Şamda olduğu gibi bü- Yük türböler Vardı. Hava tert ve ayazdı, hâtta, kâr bi- le yağıyordu. Gerçi kiş tmevsimi idi. Fsxat buraya, kimbilir kaç zene var: da ki, kar düşmemişti, Halk bile buhu,; bereket olarak telâkki etmişti. Yavuz buma rağmen mezstdân me- zara gidiyor, dün ediyor, onlatnın arına yüz sürüyordu. kurmandanı mihayet : — Padişahim -dedi. Sahretüllahâ çıkmıyacak mıyız? — Çıkmaz — olurmuyuz - be ağa?., saklandın. Boynunu — vurdarmüş ol saydım, şimdi büyle zaderler kazan- mak şerefine nail olamıyacaktım !. Dedi ve sadrlâzamımma haber gön- derdi: — Zaterinden memmnem oldum. Al- lah onu da memnun ve hoşnud. etsin. İnşasllah yaktrıda konuşuruz. Fakat düşmüan tarâfınia göçip, yan! onlarla elibirlik edip bize kargı koyan veya hallı âleyhiraize sürükliyen tasanlar: dan esir olanlar varsa,hepsini — kıhıç« tan geçirsin, tek insâf süğ kühniyâ- caktır. Yavuz bu emri ile göstermişti ki, veziyeti kurtarmak için, — icabında . herşeyi yapacaktır. Fihakika, Sipan — paşa, Bu gibiler- den epeyce ilsan yYakalamıştı. Bun- lardan bir kismı Gazzede, bir kısmı da Remlede bulunayordu. Yavuzun fermamı gelinca; © da em- Find verdi: — Hepsinin kaydini bükütüz! Bu suretle idama mahküm olanlar epeyce büyük kafileler tütuyordu ve bunların öldürülmesi, epayce feci ve . körkünç bir maüzüra &tzetti. Elde edilen muvaffakıyet çok bü- yüktü: Osmanlı ordusu Şaradan Misir hu- düduna kadar dayanmış — demekti.. Binan paşa, hakikaten tehlikeli, fakat gök cesarane bir hareketle burâya kadar gelmiş ve Mışır sultanımın gü- vendiği orduyu mağlüp edörek bütün Bu havaliyi ele geçirmişti. Binasna- Teyh paâdişah, elini kolunu aafliyarak, yorulmadan inip gelebilirdi. Kendisi “ için tehlike, olüu olsa çöllerde idi. Sinan paşaya emrini — verdikten sönra, kendisi de birkaç yakini ile be- rüabor Kudüse hazeket etdi. Ordu da Hement. — Arzü buyürülürsa biraz — istira- hat edilsin. Zira gideceğimiz yer yas bandır, söğük olacak, üşüyeceksiniz. — Ben çelebi değilim ki, üşüzeyim, hemen oraya çıkalım.. Burası, Kudüsün ilerisinde, tarihi bir mevki ve daha doğrusu bir kâya idi: , İbrahim Peygâmber, oğlu İsmdili Tanrıya kurban etmek için İşte butas ya getirmiş ve fakat — ölindeki biçaği, dini rivayetlere göre, - oğlunun boğd- gn çaldığı halde biçak kesmemişti. İbrahim Peygâmber bunun üzerine| bıçağım kayaya vurmuş ve kaya ke- silmişti. Bunün üzetine de Tamn, öğ-| kanu bile yolunda fada etmekten çe- kinmiyen Peygambere, İlsmailin ye- tine Kesilmek üzere bir karban gön- Yavuz: — Namazı buruda kalalırı ! Dedi. İlerideki bir panardan abdest &kdı ve namaâ kildı.. Babah olmuştu. Padişah bü defa, emiretti: — Büyük Peygamberin kabtimi zi- yâret etmek isterim. — Halilrahmandadır. padişahıra.. —Olgun !. Padişah oraya da gitli ve orada d dua ettikten sonra, gene atına bindi ve orduya döndü, Derhal Sinan paşa- ya haber gönderdi: —Suma yetişiyorum . Yavuz, çok neşeliydi. Wanen çok rahattı. Zhferin devam edeceğine, Mt sırı baştan başe ele yeçireceğine ka- naati vardı. Büyük İslüm immparator- luğumu kurseak demekti. — kandisini takip ediyordu. Fakat o, as-İ — Ördü, süratle ilerliyordu. Sinan pa- Kanlı Mendil Hit 13 " İ şül da püdişahi Ayisafaya — kadar gelerek onu kârı h öna mürasan kıbe tâ azatmmıştı: ) Sinan, züferlerin — bol, Allah w aşın dördür aşaya çevirdi v 'aşa'. Şöyle yaklaş hakir ım! l Hüseyin paşa sapsarı kaslldi. — Fa-| Xat yaklaşmaktan da kendini alamı - | f paşa?, — Bir gey | vüsbütün kizdi: — Sen, çüllerin — geçilemiyeceğin! söylüyordun. Bu düretle erkân uram- na pifak sokmağa çalışıyordun. Bak, | V karşıda Misir toprakları.. — Hatta burası da Misirin bİr parçası.. Çünkü — Cevap veremiyarsan. Ç yüzün kara, için karadır, Sen, şevket ve ikbalimizin yolma bir diken rllııi gıkmak istedin.. Sen, Allabin — bize verdiği bir emri ifa — etmekliğimize mani olmak istedin.. ve sen, yere ba- fası herif!. Yavuz, dayanamadı, bağırdı: —- Vüarunşu hanin boynunut. -«Sonu var- İngiltere ilistin hâdiseleri münasebetile Fran- saya bir nofa överdi.. Kondra, 31 (Radyo) — Filis- tinde biribirini takib eden hâ- diselerin hafâ Lübnanda bulua- makta olan Filistin baş mültü- sünün tahrikâtile vukabulduğu Kkanaati vırdır. Bu sebeple İngiltere hükümeti Fransaya bir nott vermiş ve nazâtı dikkati eelb eylemiştir. Fraasamın, büyük bir aârap devleletinin — tesisi cereyanına kapıldığı kuvvetle zannolunayor. Dokuz'ar komisyonu dün toplandı Lotdra, 31 (Radyo ) — İs- pütaya işlerine ademi müdahale komitesinin dokuzlar kömisyo- vu, bugda İngiltere Hariciye Neztretinde Lörd Plimutan vi yüsetinde toplanmıştır. Komisyon, İspanyadaan çeki- lecek olan — gönüllülerin nakli için İâzım olacak paranın teda- riki — meselesile alâkadar ol- Muştur. Bu husus için istenilen paras yı, Rusyadan başka bütün dev- letler kabul etmişlerdir. Pola halyesi, kaalı mendili güdelce katlıyarak cebine yerleş- tirdi. oradan çıkarken ağır ağır söylendi.: - z e meadil! Kanlı men- düll Eğer bana sırlarını faşeder- | isminde biri, Onbeşinci Lüi devri altınları Fransız amelesi ağır pahada bir define buldu | olduğutu #annediyorlar. Zabıta altınları tetkik ederken Pariste, eski bir bintmıâ e- kazını kaldırmakta olaa birkaç ümele aratından Flaniniyo Mor taşların — altında - bir küp buluyor, derhal arkt- daşlarıcı çağırarâk küpü ket- dilerine gösteriyor. Hep birikte küpü kırmağa karar — veriyorlar ve kırdıkları zamada — içerisiğden sarı - safı mâada parçalarıe çıktığımı görü- yorlar. Hepsi de bu maden parçalarımın, madalyadan ibaret Ameleler, küpün çıktığı yeri birlikte arâştırıyorlar ve ayni yerden dokuz ulak küp dahâ çıkarıyorlar. Küplerin içindeki- lerini mada'yon sanmakta de- vüm edön zavallı işçiler, onları aralarında bölüşüyorlar. Flami> Hiyo Moör, #kşam — evine gider- ken, hissesine düşen madalyor lârı sarrala gösteriyor. Sarraf bu müden parçalarından binai tetkik edince, onların Kral ön beşinci Lü: zamamına zid altın ölduğanu söylüyor. Fiaminiyo Mor, — müdülyot zantettiği şeylerin altın olduğa- Nu Öğrenir Öğrenmez, hemen civar karakollurdan - birite ko- şup meseleyi anlatıyor. Hâdise- ye vaz'iyet eden polis, amelole- rin ellerindeki tekmil — altınları toplıtiyor. Toplaran #itınların âdedi beş bindir. Bu altınların bizim p& ramızla kıymeti 20,000, liraya yakındır. Avusturyanın İngiltereye olan borçlarını Almanya verecek Fakat Almanya müzakerelerde müşkülât göstermektedir Bondra, 31 (A — Avut turya istikrazları hakkında Alk- manya ile İngiltere arasında yapılmakta olan — müzakerelere dair buraya gelen haberler bu meselede Almanların müşkülât çıkardıkları bildirilm ektedir. Almaayamı — Avusturya ban- kasındaki bütün mevcudu mü- sadere ettikten sonra Avusturya| istikrazlarının — mesuliyetini ka- bul etmek istememesi Londra maliye mehalilinde lena bir te- sr birakmıştir. - Bununla bera- ber Avusturyama — doğrudün doğruya İngiltereden aldığı yüz - de yedi İaizli istikrazlarla İâ- gilterenin de garantisi — bulun- dağa beynelmilel istikrazlar ara- sında fark gözetilmektedir. İh- timali derpiş edilmekle bera- ber ikincisi hakkında İngiliz müliyo mehafili hiçbir tadilde bulunmak fikrinde değildir. Londrada öyle ümit ediliyor ki Almanya bu meselede İ giltere maliye mehafilini boş Parisin bu caddeleri saat do- kazdan sonra kizmen — tenhala- şardı. Bunun için motörün sür'âti yere gücendirmek istemiyedcek- tir. Çönkü İagil Muztar kâ- hrsa klirlay Kestbından alacak- larımı tasfiye edebilir. nser Roggenbuck - Berovi, hlıılg.ı grubunum, ör Ch. Rosati'nin iştiraki ile tzun samandanberi beklenmekte olan köndserleri wihüyet bu akşım saat 20,30'da Tayyare sinema- sada verilecektir. Bu koüser hakkında daha şimdiden yürütülen mütalcalar, İzmir münevverlerinin müntahap bir müsiki tezehürüne şabit ola- -îhıı kuvvetle teyid etmek- tedır. Kral Aleksandrın heykeli Belgrad 31 (A A)—Dudbin- de şövalye kral — Aleksandrın bir heykeli açılmış ve bu müs nasebetle — yapılan — merasime 15,000 küşi iştirak eylemiştir. Maliye Nazırı Letitza hükümeti| tetüsil etmiştir. ü de çıktılar. — Nereye gittiler acaba? — Banâ hiç birşey söyleme- diler. İsterseniz telefonla kaba- ralari #riyayım. — Hacet yök Mis KâpulYa- ni bir havadis var m? — Hemen hiç bir havadisim yök mösyö Kançofl Fakat ço- cukların Hadesine mâzaran sizin Paskiye ile Ervüç bir kataya karban gitmiş.. — Nereden bu haberi almış- lar Mis Kâpu? — Zannederim (Karmazı köşk) ten. — Her ne ise, şu bizim mo- törü şimdilik muhafaza eti Biz biraz sonra gelip alacağız. — Peki mösyö Kançoil Kançofla Stefandür, 48 ma- maralı yer altı istasyonuna doğ memuru yolcularının — önüne hattın bir ârnze dolayisile Daldi hertaiklar m Hemesna ! Dr. M Şerki Jfae diyet c& Böbrek hastalıklari 5 Vücut makinesinin önemli bir vazifesini gören bübrekler, İB” sanın hayatile pek sıkı bir alâ* kü ve münâsebeti vardır. ÜğWr yet için lâziin olmıyan — müzif maddeleri kandan süzmekte vücutte bir süzgeç vazilesil görtüektedir. Kan içinde bir zaratlı maddeler teşekkül e! için, deverân vasıtasile kan teklere gelince orada bu faydi” sız disimleri ayırarak harice ib' füç Etmek üÜzere süzer ve süzü' İ len madde idrar kesesinde tef'| İaamiş olur, Böbrekler tabril edici maddelere karşı fazla hat |j sSüstirlâr. Bu hassasiyet dolayi” sıle böbreklerden geçen ve orâ' dan sözülen — zehirli maddeler ve müharriş cisimler böbreğit | hücrelerisi harap ve mahvet'|| mekte gecikmezi r. Çünkü gıde' || lar vasıtösile vücaede ithal edi” len bu faydasız ve tahriş edi maddelere kârşiı böbrekler mW" kavemet ötmeğe çalişir, çabif larlar, Lâkin fena tesirlerini günde9) | güne artıran bu muharriş cisie') | ler tabildir ki böbreklerin mw), kavemet kuvvet ve — kuüdret' P| lerini yaptıkları hasarat ve âfet' || lerle yıkarlar. Halbuki böbrek' f ler vücut makinesitin iki kalet |i gibidirler. Bunlar bozulursa, bir tün uzviyette — bir ihtilâl baf' lar. Böbrekteki âfet ziyadelef tikçe ve hücrelerdeki hasarat tâ goğaldıkça bedenin diğer ör |. genlerinde de büyük bozukluk" lâr tevlit ettiği müşahede ©* İanür. En evel göz kapakla'| mada hafif şişliklerdet sonrâ yavüş yavaş ayak ve bacak vE|i niğayet bütün vücülle bir şişlik hali teessüs eder. Bu fena ve' ziyetin ve yıkıcı şeklin utviye' tin her tarafında kendisini göf termesi, Bayatı tehlikeye eder ve vücut maklnesi' başlar. Asıl mesele böbreklerin tabil örgülerini muhafaza etmektir. Yoksa insanım hayatını imbil edecek derecede böbreklerit | âletzede olması şekli tcessü/ ettikten sanra bundan kurtü!” mak pek müşküldür, —Sonu veare —— .— Mali yılınilk günü Bugün mali yilin ilk günü” dür. Defterdarlıkça tayin edilet müteaddid heyetler, bugün m” liye veznelerile postahanmelerl: gümrük vemelerini — sabakleyi? teltiş edecek, kasa mevcudli” tt tesbit eyliyeceklerdir. işlemed.ğini onlara söyledi. H Polis hafiyesi bu haberi bi' |e râz güyri tabri bulmuş gibi a cık düşündü: — Hat, ne zamandanberi if lemiyor? Dedi. — Yırmi dekikadanberi. — Atıza hsagi kısımda? İstasyon memuru, azun boyl" izahat vermektense bu iki tun elinden kurtulmak makst” dile odasına girmek istedi. F#” kat arkasından Kançofun sesifi duydu. — Döstum ! İstasyon memuru geriye dö idö Lâkin ortada in cın top #” yordu!.. Deminden kendisine susl 30 ran adadmlar ne olmuştu? Elbette kapıdaa çıkmamış 47 —Borm var—