p "I"".' KA SO ORAŞ T SF FUT AY CA S 2 V Sahife Valânsiya limanı, dün iki ANADOLU defa bombardıman edildi Bombardıman tayyarelerinin ağır bombalar attık- ları ve büyük hasarat yaptıkları haber veriliyor Fransa - ltalya müzakereleri Paris, 12 ( Radyo ) — Fran- kistlere mensup bir tayyare fi- losu, bu gece saat 23 te Ma- yorkadan kalkarak Valânsiyayı ikinci defa olarak bombardı- man etmiş, altmış bomba at- miştir. Ölüler çoktur. Burgos, 12 (A.A.) — Franko / kuvvetleri şark cephesinde iler- Hiyerak düşmanın Teruel ile Albokaser arasındaki — muvâasa- lalarını kesmişlerdir. Burgos, 12 (A.A.) — Porte- kizin Franko nezdinde şimdiye kadar ajan olarak bulundur- duğu Perreira dün hariciye na- zırı general Jordanaya hüküme- tinin bir mektubunu tevdi ede- rek İspanyanın yegâne meşru hükümeti olarak general Fram konun hükümetini tanıdığını bildirmiştir. Paris, 12 (Radyo) — Fran- kistler, bugün Valânsiya lima- nını şiddetle bombardıman et- mişlerdir. Alınan haberlere göre, ağır bombalar atılmış ve büyük ha- sarat olmuştur. Ölüler, henüz ııyılııııııtıı Atatürlı emlâkini ve gayri menkullerini millete bağışladı —Başı 1 inci sahifede — biribirlerinden daha yıp övüneceği bü. Sberrünüzün tarihi bir mur bulundurdünüz. Ba #ail bareketiniz, kendi yapımıaın, sa h )ıııı hizmetlerinisnin vo — verdiğik 'nlâ yöz Binlerce öser ve " direktifle- — Oğin arranda bir iştir. Ululuğunu ve — yöceliğini eşiğinde bulanan — bizler. den çok, ilerledikço tarih görecek we minnet ve gökranla övecektir. Ben şabsen köylüyüm. Köylü olarık kendi adıma ve bu memleke- — tin emrinizle rirast işleri başında — bulunmak mazhariyetile Türk köylü. vü ve çifiçiliği adına şu dakikada — bepiinin kalbinin beaim kalbim gibi çarplığından emin olarak — teşekkür ' etmeyi ve minnet duygularını arzet, Ö meyi en tabil bir borç telâkki edi. yorüm. Bunun da bir ifadesi olarak — ellerinizrden öpmeme müseadelerini dilerim. Ankara vali ve belediye reisi - Nevsad Tandoğan da Büyük Şefe — gebir adışa minnet ve — şükranlarımı “arzetmiş ve Atatürk Ziraat Vekiline ve belediye reisine muvaffakıyetler temenni ederek tahasstla ve memau- — miyetlerini ixhar bayurmuşlardır. Riyo dö Janero, 12(Radyo) — ; Asilerden tevkif edilenler, beş yüz kişidir. Bunlar harb diva- — nina verilecek ve çoğu idama mahküm olacaktır. /— patlıyacak - silâhlarla “serilecek.. Şu çiçeğin kökü kopmuştur. Ayaktâ tutunuyor. Fakat bu akşam, artık düşecek ve kalk- mıyacak.. Ablamın — vaziyeti, — bunu andırıyor.. — Hissi kablelvukuum, bu sa- Ütfıbi bu korkunç ihtimali ' mütemadiyen besleyip bü: tüyor, bir. vahime hılın en beklenmesi icap eden kat'i bir — hâdise haline geçiriyor. O ka- — dar ki, annem farkına vard, / babam da. —— Neyin var Aferide *di. yerlere Paris, 12 (A.A.) — Fransız gazeteleri dünkü mütaleaları lâfna olarak Fransız İtalyan müzakörelerinin bu hafta müsbet bir neticeye varamıyacağını yazıyorlar. hi içinde Maten gazetesi Nussolininin Cenovaya seyahatinin bu müzakereleri teahhura uğ- ratacağını, hususile ki Hariciye Nazırı Kont Cianonun da Musso- tan horeket etti — Başı 1 inci sahifede — Buakşam saat 21 de Yugor lavya Başvekili ve Hariciye na- zırı. B. Stoyadinoviç Hariciye Nezaretinde Türk Vekilleri şe- refine bir hususi akşam ziyafeti vermektedir. Ziyafetten sonra B. Stoyadi- noviç, B. Celâl Bayar ve B. Rüştü Arası istasyona kâdar geçirecek ve Türk heyetini hâ- mil olan tren saat 24,40 da hareket edecektir. Belgrad, 12 (Radyo) — Tü- kiye Başvekili B. Celâl Bayar ile Hariciye Vekili B. Tevfik Rüştü Aras ve Türk gazeteci- leri, bu akşam saat 23,40 ta hususi treale buradan İstanbula hareket etmişlerdir. Dost ve müttefik devlet Baş- vekili; istasyonda, bizzat Yuğgos- lavya Baş ve Dış Bakanı Mılan Stoyadinoviç; kral naibi prens Polun başyaveri, Hariciy> Ne- zareti erkânı, nazırlar, -İgrad belediye reisi ve bin'erce halk tarafından uğurlanmışlarcır. İstasyonda bir kıt'a asker se- lâm resmini ilfa etmiş ve bir bando muzaka, istiklât marşını çalmıştır. Türkiye Başvekili B. Celâl “Ah, bu gönül,, Bayarın refikasına buketler ve- rilmiştir. İki dost ve müttefik devlet Başvekilleri, halkın samimi te- zahüratı arasında vedalaşmış- lardır. B. Celâl Bayarı hâmil olan hususi tren, binlerce halkın alkışları arasında istasyondan hareket etmiştir. İstanbul, 12 (Hususi) —Baş- vekilimiz B. Celâl Bayarla Ha- Yazan: Saime Sadi ez — 49 — Onları iknaa ve tatmine ça- lışıyorum, fakat muvaffak ol duğamu hiç sanmıyorum. Kış uçııı. gene bahar baş- lamıştı. çalındı, bir müs vezzi elındp telgraf, bekliyor.. Heyecanla ve beklediğim saa- tin çalması korkusu ile çırpımp, dolup boşalarak indim, telgrafı aldım, babama götürdüm. Annemle bakıştı. Evimizin hav-s — birdenbire rüzgârları “durmuş, güneşleri sönmüş, çi- çekleri solmuş gibi değişiverdi. Babam, telgrafı bana uzattı: — Sen oku Aferide., Okudum: *Derhal gelmekliğin zi rica İÇRi A SS eei et Jur gazetesi İtalyanların iki memleketi alâkadar edın bütün meseleleri birden halletmek istediklerini zannediyor. Epok gazeteside Negüsün Cenevreye gelişinin Româada endişe uyandırmadığını ve İtalyanın Habeşistanın nasıl olsa İngiliz ve Fransız delegelerinin Habeşistan meselesini kat'i olarak hallede- cekleri kanaatinde bulunduğunu yazıyor. Başvekilimiz Belgrat. . Galatasaray geldi — Başı | inci sahifede — Misafir Galatanaray takımı önü: müsdeki Camartesi günü saat 17,30 da Üçok takımile karpılaşacaktır. Pa. zar günü de aysi sastte ikinci ve von temasımi Alsancak - takımilo yak caktır. İzmirliler bu müsabakalarla, mülli kümönin şehrimizde yapılacak maçlarının — sonuncusunu — seyretmiş olucıklardır. Fadbol ajanlığı, müsabakaların Bakemlerini tesbit etmiştir. -Biriaci maçı Karpıyaklı B. Erad, ikinci ma çı da B. Mustafa idare edeceklerdir, Amortiler Son iki rakamı 51 ve 52 olan biletler, yirmişer lira amorti kazanmışlardır. Onda bir bilet« ler iki lira, beşte bir biletler de İlbrarrord riciye Vekillmiz B. Tevfik Rüş- dü Arası hâmil olan hususi tren, Sofyadan geçerken dört sant tevakkuf edecek ve Başveki- limiz, kendisini istasyonda bek- liyecek olan Bulgar Baş ve Dış Bakanı Köse İvanofla birlikte saraya — gidip ismini deftere kaydettikten sonra, kral Boris tarafından kabul edilerek öğle yemeğini kralla bir arada yiye« cektir. Başvekilimizin, — Bulgar Baş- vekili ile uzun konuşmalarda bulunacağı söyleniyor. İstanbul, 12 (Hususi) — İki Başvekil, dün gece bütün dün- ya vaziyeti etrafında son bir konuşma yapmışlardır. Bu konuşmalardan sonra res- mi bir tebliğ çıkmış ve Balkan birliğinin veçhi hareketi mem- nuniyeti mucib olduğu — bik dirilmiştir. ederim. Faruk, Kafamın içinde, bir yaylım ateşi oldu, bir saat çalındı, bir insan devrildi. Babam, an- neme döndü: — Acaba ne var?. Güzide hastalandı mı, ne oluyor, nedir acaba? Zavallıların kafalarında, baş- ka bir ihtimâ&l esmiyordu. Böy- le birşeyi hatırlarına getirmi- yorlardı. Onlar, böyle bir akı- betin ııhlıhıı hiç tahayyül — Sorsak, tavzihini istesek! Dedi. Ben derhal müdahale ettim: — Hayır, hayır! Babam der- hal gitmelidir. Vakit geçirme- mek lâzım.. Belki hastalık var- dır, birşey vardır. Karar verildi ve babam er tesi gün İstanbula hareket etti. Vaziyeti, derhal telgrafla bil dirmeği de vadetmişti. Fakat U'uslar sosyetesinin kararları Habeşistan mese- lesi de bitti. Negüs, salona girerken çok müteessirdi. Vekili, istiklâl mücadelesinin bitmedi. ğini söyledi fakat. — Başı T inci sahifede — ra, İhgiltere Hariciye Nazırı Lord Halifaks söz almış ve uzun beyanatta bulunarak, mü- tecavize cesaret vermek için değil, sulh için Habeşistan mes- elesinin artık halli lâzımgeldi- ğini ve çünkü, bu memleketin baştan başa İtalyanın işgali al- tında bulunduğunu söylemiş ve konseyin emrivakii kabule mec- bur olduğunu, Habeşistan mes- elesinin; İtalyaya karşı alınmış olan zecri tedbirlerin ref'inden beri otomatikman halledilmiş bulunduğunu ilâve eylemiş ve şunları söylemiştir: — Ondan evel, iki yol vııdv Ya harbetmek veyahut ta sulhu kurtarmak. Biz, sulhu tehlikeye atmak istemedik, Bu itibarla, zecri tedbirlerin kalkmasına muva- fakat ettik. Biz, mütecâvize cesaret ve. rilmesi taraftarı değiliz. Ulus lar Sosyetesi nizamnamesinden fedakârlık ta kabul etmiyoruz. Ancak, Habeşistan —meselesi, artık kendiliğinden halledilmiş bulunduğu için, her devlet ir tediği şekilde hareket etmekte sorbesttir., Bundan sonra Negüs ayağa kalkmış ve çok müteessir ok duğu halde, Fransızca — birkaç söz söyliyerek, — memleketinin istiklâlini müdafaa için Cenev- veye geldiğini atsız olduğundan, delegesi Tazaçiyi tevkil eylediğini söylemiş ve yerine oturmuştur. Bunun üzerine Negüsün vekili ayağa kalkmış ve Lord Hali- faksın sözlerini reddederek pro- testoda — bulunduktan — sonra, şunları söylemiştir: — Büyük bir teessürle gö- rüyoruz ki, Uluslar Sosyetesini teşkil eden devletler, taahhüd- lerini unutmuşlardır. Bu vazi- yet karşısında; mütecavizlere, istediklerini yapmak için tam bir serbesti verilmiş olunuyor. Gerçe, Büyük Beitanya impa- ratorluğu, merdce hareket et- miştir. Fakat buna rağmen, İtal- yanın yaptığını, bu sefer Ulus- lar Sosyetesi de tekrar etmekte ve hakkı çiğaemektedir, Negüs, İngilterenin siyasetini kabul etmiyor ve Habeşistan meselesinin kendiliğinden halle- dilmiş olduğu kanaatini redde- diyor. Habeşistan için, istiklâl ses çıkmadı. İçim, aldanma: mıştı demek.. Annem, sanki kör bir insa: nın, birşeyi arayıp bulmağa çalışması gibi, benimle müte- madiyen bu mevzu üzerinde konuşarak, ihtimal ve imkânın en uzak hududlarında duran noktaları da karıştırıyor. Fakat benim tahmin ettiğime, benim sandığıma yanaşmıyor bir - tür- lü., Sanki bu koskoca kâinat içinde, böyle birşey olamaz- mış ve olsa bilc, aancak ve ancak, başka çatılarda olabi- lirmiş... — Ne oluyoruz, diyoc, an- nem, içimde bir korku — var. Öyle sanıyorum ki, bir felâkete düşeceğiz.. Baban da birşey yazmadı baksan a... Nihayet onuncu günü bir tolgraf aldık: Geliyoruz. Geliyorlar. Fakat — kiminle, niçin geliyorlar? Annom sadece PY FO SAA A Z ZN mücadelesi bitmemiştir. ve bit- miyesektir de, Habeşler, vatan- larını müdafaaya devam edecek- lerdir., Negüsün vekili, sözüne de- vamla Hebeşistanda hergün mü- sâdemeler olduğunu söylemiş ve neticede, meselenin Eylüle kadar talik edilmesini istemiştir Müteakıben Fransa Hariciye Nazırı Jorj Bonne söz söylemiş we Habeşistan meselesinin, İn- giltere Hariciye Nazırı Lord Halifaksın —beyanatı — vechile kendiliğinden halledilmiş naza- rile bakılabileceğini, bu itibar: la Fransanın, İngilterenin tek- lifine iştirak eylediğini beyan eyledikten sonra, Negüsün be- yanatından müteessir olduğunu ve Fransanın, — yapılabilecek herşeyi yaptığını ve fakat, sul: hun kurtarılması için — başka türlü hareket etmek imkânı ol- madığını, hbâdisata karşı ber devletin istediği gibi hareket etmekte muhtar olması lâzım- geldiğini ilâve eylemiş ve sözü- ne son vermiştir. Bundan sonra, Rusya Hari>- ciye Nazırı Litvinof söz söyle- miş ve Uluslar Sosyetesinin, her zaman — plâtonik kararlar verdiğinden teessür duyduğunu beyandan sonra, Habeşistanda mütecavize karşı hâlâ çarpışıl dığını ve bunun aşikâr olduğunu, aaltvearlar Cüret VETECEK Ol bu gibi kararlardan sosyetesinin sakınmasını miştir. Litvinofun beyânatından son- ra, akşam üzeri tekrar topla- nilmak üzere celseye 30n ve- rilmiştir. Cenevre, 12 (Radyo) — Ulus- lar Sosyetesi konseyi, öğleden sonra saat 16 da tekrar top- lanmıştır. Celse açılınca, Ro- manya Hariciye Nazırı Petresko uluslar iste- — —K0 ——— Izmir vakıiflar müdürlüğünden; Seneliği 400 300 " üstlü dükkân 72 sine müracaatları. şunu söylüyor. — Eh, çok şükür, demek birşeyleri yok ki, geliyorlar. Safiyeti tasavvur et Saimel. Belki, gene bu sayededir ki, onların bayatına sükün ve ışık girmiştir. Herşeyi iyi görüyor- lar, iyi mütalea ediyorlar. Hal- buki bazılarımız, kendi kabu- ğumuz içinde, tırnaklarımızla ruhumuzu, sinirlerimizi parça- hyor, ölümün bütün acılarını çeke çeke, her saniyede yeni bir ıstırabın esiri olarak, her saniyede çelik bir. düğümün rTuhumuzu sıktığını duyarak ge- beriyoruz. Bu ne tezaddır, bu ne korkunç, bu ne baş döndü- rücü tezad değil mi? Aşkımız çeşid çeşid, ihtiras. larımız başka başka, düşünce ve — kanaatlerii ayrı ayrı.. Halbuki, hepimiz de insanız, hepimiz de ayni hamur, ayni eleman var, Fakat şekillerimizin biribirine hiç beazemeyişi gibi, Sti » aCi 274110 Umum Yekün Haynlayn Londraya gitti İsmetpaşa caddesinde yeni yapılan gazinonun üstü Köşebaşında yeni yupılan altlı Büyük Salepçioğlu hanı içinde 27/28 mo. lu dükkân 42 ” » ” altı dükkân beherinin seneliği Yukarıda yazılı vakıf akarlar 1939 mali gayesine kadür kiraya verilmek üzere açık artırmaya çıkarılmıştır. İhaleleri 16-5-938 Pazartesi saat on beştedir. İsteklilerin vakıflar idare» 28 3 10 15 Borsa 12.-5.938 üzüm — satışlam C. Alıcı KSK S 43 A.R. Üzüm. 16875 177 36 Ü. Kurumu 15 50 35 Jro ve şüre. 14 50 23 M. J. Taran. 17 25 17 Esraf Ban, 16 SO0 154 Yekün 73956 Eski Yekün Piyasa flalisri 12-5-938 çekirdexsiz orta fiatleri: No, 7 14 50 n 8 1500 » 9 15 50 . 10 16 $0 . l 18 00 Zahira satışları Cinsi KS KS 437 Buğday 143 Arpa 4 50 Ton Bakla 318 Ken, Pala. 14 B. Pamuk Komnen söz almış ve Balkan antantı ile küçük itilâf namına namına, — İngiltere tarafından ileri sürülen teklife iştirak etti- ğini söylemiştir. Bundan sonra Polonya dele- gesi söz söylemiş ve Uluslar Sosyetesinin, biç olmazsa bum dan sonra daha realist hareket etmesini istemiştir. Müteakıben Pern ile Çin mu- rahhasları söz söylemişler ve mütecavizlerin — emrivakilerini şiddetle takbih eylemişlerdir. Diğer devletler murahhasla- n da sıra ile söz söylemişler ve İngilterenin teklifine iştirak eylemişlerdir. 370 Dundan sonra, Kaonsey relsi Monter kararı tebliğ etmiş, her devletin, Habeşistân meselesin> — de istediği gibi hareket etmek hususunda — serbest olduğunu söylemiş ve celseya son ver. miştir, Londra, 12 (Radyo) — Çr koslovakyadaki Südet Alman larının lideri doktor Haynlaya, bugün burayt gelmiştir. » 29,30,31,32,33,34 mo, u 1389 ruhlarımızın da biribirile biçbir * münasebet ve benzerliği yok.. Bütün hayatın ıstırap oluşu dâ zaten bundan ileri geliyor. Bes nim fikrimce, hayatta, hiçbir kimse, hiçbir. diğer kimseyi tanımamıştır. Çünkü © kadat derin, o kadar esrârlı, o kadar muğlâk ve girift, o kadar da — kat kat kabukluyuz. t' Öteye gitmeğe ne hacet; bis — kendimizi bile tanımıyoruz. Dılı. imize bile yabancıyız. l!_l( ize baksak, o muaz — zam ve emsalsiz kâinat iıı'r—' sında kafamız duracaktır. Neyse; annem için şimdil bir hâdişe yoktur. Fakat yarılf kapı çalınınca, babasının yüf — mında, belki de gözleri y_llıu yüzü hicapla dolu kızını M K rek başımızda dolaşan — kuşüt — bir melek değil, bir kartal © duğunu kavrıyacaktır. - —. — n Güü /e S M (i ezena