e.0 Yazan: Aleksandr Düma Dartanyan ile Atos arasında Portos için başlı- yan konuşmalar münakaşa halini almışti Portosun yüzünde sükünet, Dar- | tanyanınkinde ümü, Aramisin | kinde kararsızlık, Antosunkinde de umursamamazlık. Bir müddet görüşüldükten sonra Portos kendisi için lâzım olan şeylerin tedatiki peşinde koşmaktan, yüksek sınıftan bir hanım - tarafından kurtarılmak Kütfunda bulunulduğunu anlat. Musketon indirm ş olsaydım bana v.cdan azabı olurlardı. — A'osl! Atosl! Hakikatan hatıra gelmez düşüaceleriniz Vai — Neyse, bu bahsi kapatı- nız., Dün bana uğramak lüt- funda bulunan M. dö Trevilin sizin -Kardinal bendelerinden şüpheli bir İngilizle görüşmekte tığı sırada içeriya | bulunduğunuzu söylemesine ne girmişti..., O, efendisinin he- | dersiniz? meo eve gelmesini söylemek | — — Bir İngilizin evinde oldur için gelmişti; evde bulunması | ğumu söylemek istiyor; size pek Tâzımdı. — Seler eşyalarım mı geldi? —— Evet ve hayır diye Mus- «eton cevap verdi, — Pekâlâ, neden yorsun? — Eve geliniz efendim. Portos ayağa kalktı, arkadaş- larını selâmladı ve Musketonun peşinden gitti. Bir dakika sonra kapıda Bazen görünmüştü. Kendisine — kiliseye girmek fikri uyandıkça pek halim bir hal kesbeden Aramis çok yu muşak bir sesle sordu: — Döstum, beni mi istiyor: sunuz? — — Evde biri efendim görmek istiyor, diye Bazen cevap verdi. — Biri mi, nasıl adam? TERE M sadaka ver di Baten, bir. günahkâr için ı..; etmesini söyle. — Fakat bu dilenci mutlaka sizinle Konuşmak isliyor ve onu görürseniz pek — sevineceğinizi” söylediğim kadın. —ÖOH Ayl Şu #ize çekinme- nizi tavsiye ettiğim halde sizin kulak asmadığınız. sanı kadın demek. — Size sebebini söylemiştim. — Evet; zannederim — seler eşyanızı elde etmek için demiş- tiniz? — Hiüşat O kadrmın Madam Bonasyönün kaçırılmasında par- mağı olduğu hakkında bazı malümat elde ettim. — Evet, şimdi anladım; bir kadını bulmak için di; ile aşk oyunu oynuyorsunuz; bu €en uzun bir yoldur amma eğ- lencelidir. v Dartanyan her şeyi Atosa anlatmak istiyordu; fakat bir düşünce buna mani oluyordu. Atos bir ııilndedoldııııı- n haysiyeti ihlâl eden mese- ıdıîııdı ,':f'vnpaverdl. halbuki bizim âşıkın Mayledi - hakkın- daki plânlarının Atos taralın: dan hoş görülmiyeceğine şüp- söylemi- söylüyor. hesi yoktu; bunun için sükütu — Peki, başka bir haber yol- | tercih etti ve Atosun dünyada Tamadı mı? €a acayip tabiatli bir adam — Evet, *Eğer M. Aramis | olmasından, delikanlının itima- gelmekte tereddüt ederse, Tur- dan geldiğimi söyle, dedi. — Türdan ha! — diye Aramis baykırdı. Binlerle af dilerim efendiler, bu adamın bana bek- lediğim haberleri getiridiğine dı bu noktada duruyordu. Bunun için, biribirlerile mü- him bir mesele hakkında ko- nuşacak mühim birşeyleri ok mıyan iki arkadaşı bırakarak Aramisin peşine gideceğiz. şüphe yok. Kendisile görüşmek istiyen Ayağa kalkarak süratle yola | adamın Turdan geldiğini işiten düzüldü. | delikanlının Bazenin peşinden Orada yalnız - Atos ila Dar- | daha doğrusu önünden — nasıl tanyan kalmıştı. fırladığını biliyoruz; © hiç dur- Atos dedi ki: madan Foru sokağından — Vüji» — Bu arkadaşlar işlerini yo- Tüna koydu sanıyorum; ne dor- siniz, Dartanyon? Dartanyan cevap verdi: — Portosun işini yolunu koy- düğüny biliyorum; doğrusunu söylemek lâz mgelirse Aramis için de hiç kasavet çekmiyorum; azizim Atos, siza gelince, hagilizin ganimeti olarak elinize geçen altınları da kabul etme- diniz, şimdi ne yapmak fikrin- desiniz? — Delikanlım, bir İngiliz ök dürmek hayırlı bir iş yapmak demek olduğu için o herifi ök dürmekle vazifemi yapmış ol- dum; fakat altınlarını cebima rar sokağına koşmuştu. Evine gelince kısa boylu, zeki bakışlı ve eskipüskü elbi- aeli bir adam buldu. Kendi- sine sordu: — Beni mi istediniz? Y M. Aramis ile görüşmek istiyorum; siz misiniz, efendim? — Evet, bana bir şey mi getirdiniz? <— Evet; işlemeli bir mendil İ“'A':fl_wı şartile, amis yeleğinin cebinden bir küçük anahtar çıkararak sedef kakmalı ve- abanozdan ufak bir kutu açtı, dedi kü bakınız! — Tamam; hizmetçinizi — sa> vuUDUZ. dH.dk;ım dilencinin —elen 'sini ve isti, ini eden İıuı'mrq: wrek miş ve hemen efendisile bera: İ| ber odaya girmişti; fakat bu çabukluk onun işine yaramadı; dilencinin bu - talebi üzerine efendisi kendisine dışarıya çık- masini işaret etmiş ve o da | itaate mecbur olmuştu, Bazen gittikten sonra dilenci kimsenin — bulunup — kendilerini görüp işitemiyeceğine emin ol- mak için acele ile etrafına ba- İ kindi ve sirim ile intizamsız bir halde il ştirllm'ş o'lan eski hukasnın üst kısmını söküp göğsünden bir maektup çıkardı. Aramis maktubun mühürüaü görünce sevinçle haykırdı, dine ©| dar bir hürmetle yazısım öptü, ve zarfı yırlarak Çıkardığı mek- tupta şunlar yazılıydı: *Dostum... Bir müddet daha ayrı bulunmaklığımız kaderimi- zin icabıdır; fakat, gençliğin mesut günleri buluşmamızdan | evel geçmiş olmiıyacaktır. Or- duda vazifenizi yapınız; - ben de başka bir cephede yapaca- gımi. Mektubu getiren adamın vereceği şeyi kabul ederek harp meydanında hakiki bir asilzade gibi boy gösteriniz ve güzel h gözlerinizden — iştir yakla öpen beni düşününüz! adiyöl daha doğrusu inşaallah görüşürüz!, Dilenci elbisesini sökmekte devam ediyordu; eski elbisesi- ANANOCU — İktısad —| | kadar memnuniyet duyduğuna nin içinden yüz elli adet çilt İspanyol altını çıkararak masa Üzerli döktü; sonra kapıyı sevincinden şa; likanlının kendi: söyl yebilmesini beklemeden çı- kıp gitti, ç Bunun üzerine Aramiz “mek> tubu tekrar okumuş ve bu. se- fer mektuptaki derkenarı — gör- müştü: *Derkenar: Mektubu getiren zat bir kont ve İspanya erkâ- mından olduğu için kendisine nezaketle muamele ediniz. Aramis sevincinden bağırı- yordu; — Tatlı rüyal! Oh! tatlı rü- yal Evet, daha genciz, evet, dala mes'ut günler göreceğiz! Ohl aşkım, kamım, hayatım! Hepsi, hepsi, hepsi senindir, sevgili metresiml... Masa üzerinde parıldıyan ah tınlara bakmağa tenezzül göstermiyerek — mektubu yakla öpüyordu. Bazen kapıda göründü ve onu dışarda tutmak - için bir sebep kalmadığından — içeriye gelmesini emretti. - Sonu var- KEZE KM SAT TU L SERAALAŞAI GUU Borsa 16-4-938 Üzüm — satışları C. Alıcı KS KA 199 A.R.Üzümcü 12 13 875 1126 İnhisar ida. 10 10 75 69 Albayrak 14 50 38 J. Taranto 15 13 Esnaf ban. 10 50 9 $. Rıza H. 14 25 7 F. Solari 13 75 3 P. Klark 13 464 Yekün 4377 Eski Yekün 1 Umum yekün Piyasa Hiatlari 16 4-938 çekirdeksiz orta fiatleri: No. iştir üzüm 12 50 13 00 13 75 M 30 16 00 Zahire satışları Ç Cinsi İ& SAYIĞ 79 Buğday i 4 5. 75 75 48 Çavdar 190 Arpa Maktu fiat üze- rinden satış ——— Piyasada pazarlık usulünün tamamen kaldırılması — için bir kanun lâyihasının hazırlandığını öğreniyoruz. Bu lâyiha, memte- ketin her tarafında perakende alışverislerde pazarlık usulünü menetmek ve yerine maktu Haati esas tutmak maksadına matuf- tur. Bu cihetin temini için, lâ- yihaya cezri hükümler konmuş ve maktu fiatler haricinde satış yapanlar hakkında cezai mü: eyyideler tertip olunmuştur. Pazarlık usulünün kalkmasile aldanma endişesinden bizar ob muş müsteblik ile aldatma mec- buriyetinde kalmış esnafın ne şüphe yoktur. Çünkü, pazarlık usulünün kaldırılması iktısadi olduğu kadar içtimai bir i sedir de.. Aldığı malın hakiki değerini bilmiyen müşteri, fiat ne olursa olsun, daima aldatık miş endişesi ve izzeti mefsinin burkulduğunu duyar. Fiks fiatin Ingiliz - Italyan müzakere- leri ve neticeleri. Bir gün Alman-Italyan anlaşma: sı kıymetten düşecektir Yazan: Piyer Dominik İngiliz - İtalyan müzakereleri neticelenecek gibi görünüyor. | İngiltere ve İtalyanın menfaat- leri Akdenizde, İspanyada ve yakın şarkta biribirine zıd ol madığını - birçok defalar yaz- mışlım. Roma müzakerecileri Kont Ciano ile Lord Pöst bur nu anlamış görünüyorlar. Müzakerelerin karakteri Müzakereler — şu esaslar üze- rinde yapılmaktadır: 1 — rılyıııı Akdenizdeki veziyeti ve Süveyş kanalından geçme hürriyeti. 2 — Habeşistanda esas tutuluşu, şüphesiz, müsteh: liğin izzeti nefsini kurtaracak- tır. Fakat, maksat, halkın izzeti nefsi ila birlikte kesesinin de haddinden faz'a saritan kurtul. ması değil midir? Müstehlik bunun içindir ki, henüz lâyiha halinde bulundu- mnu öğrendiğimiz kanunun ve- ğocığî şekilden memnun olmakla beraber endişelidir. Memnun, çünkü, artık bundan sonra ah datılmıyacaktır. Endişeli, çünkü, bundan sonra canafın - istediği finti kabyle mecbur. Fakat, müstehliği bu endişesinde tamamen haklı göremeyiz. Mu- hakkak ki, hükümet, fiks fiati esas tutarken, salışları konirol- suz ve esnahıa insahna birak- mıyacaktır. Lâkin bu da ilk bakışta güç görünebilir. Çünkü, hükümetin kontrolu demek, sa- tışa çıkarılacak her moddenin fiatini tesbit etmek demektir. Bu te te eşyanın maliyeti, bırakacağı kârı inceden inceye hesaplıyarak mümkündür. Bugün satışa arzedilen öyle çeşitli maddeler vardır ki, bun- ların hakiki değerini bulmak ve tesbit etmek kolay bir iş de- gildir. Belki geniş bir teşkilât işidir. Bu mümkün görülmediği takdirde, esaafa fiat tesbitinde müşterek bir serbesti mi ver- mek icab edecektir. Meşru bir spekâlâsyon mahiyetini alıver- mesi pek mümkün olan böyle bir serbesti düşünülemez. Fa- kat, her halde, her madde, ayrı, ayrı bakikt değeri ilo sattırık masa da azami bir fiat haddine çıkartılmıyacaktır. Her halde bunda, ticaret er- babının va esnafın ticari ahlâk ve vicdanından beklenecek çok şey vardır. Bundan 20 sene eveline kadar ticaret hdyatı- mizda mühim roller oynıyan yabancı ve gayri Türk anasırın bize mirası olan aldatma zih- niyeti elbette buodan sonra da devam edecek değildir. Bir taraftan hükümet, zecıi tedbir- lerle, yerleşmiş itiyatı köklerken diğer taraftan millet, kendine yakışan bir ticaret ahlâk ve vicdanın filizini verecektir. Bunun İçindir ki, pazarlık usu- Tünüa kaldırılmasını içtimai ve iktisadi inkılâplardan sayma- hıyız. Nejad Bögürtlen Hırsızlık Bayraklıda İsmail oğğlu ame- le Mustafa, Fethi oğlu Halil Örzkulun bağından iki battaniye İtalyan hâkimiyetinin tasdiki. 3 — İspanyadan İtalyan gö nöllülerinin çekilmesi ve İtab yanın, İspanyanın metropol veya sömürge topraklarına alâka gös- termemesi, Anlaşmanın paskalyadan önce imzalanması — muhtemeldir. İn- giltere, İtalyanın Akdenizdeki ehemmiyetli mevklni tanıyacak vt İtalyaya her zaman ve her şekilde Süveyş kanalından sor- bestçe geçmek hakkını — vere- cektir. Diğer taraftan, bulunacak ve belki de bulunmuş olan bir formül dairesinde Roma ile Milletler Cemiyetinin arzuları telif edilerek İngiltere Habeşişı tan üzerinde İtalyan hâkimiye- tini tanıyaçaktır. Nihayet, İtalya, yalnız İspan- yadaki gönüllülerini çekmekle kalmıyacak, İspanyol toprakla- rında gözü olmadığını resmen bildirecektir. Harp ve müzakere İspanyol — Nasyonalistlerinin muvaffakıyeti, müzakereleri ge- niş ölçüde kolaylaştırmış oldu- gu aşikârdır. Eğer cumhuriyet- çiler kazanmış olsalardı, Roma bükümetinin lejyonerlerini ge riye çekmesi çok müşkülleşirdi. General Franko, son günlerde Ajans Havasın muhabirine ver. diği beyanatta İspanyol kıt'ala- rının harbı. idameye kâfi gele: ceğini söylemişti, Bu sözün doğru olduğuna bu- gü inanılmaktadır. Şu halde gönüllülerin geri çekilmesi, bu. nu istiyen İngilizlerce, gönüllü lerin pek pahalıya mal olduğu- nu İtalyanlarca, harekete tek başlarına devam niyetinde olan Nasyonalistlerce iyi bir gözle görülecektir. Nihayet bu çekiliş, Fransada Fransız - İtalyan yakınlaşmasına muhalif olanların elinden kuv- vetli bir silâhı düşürmüş ola- caktır. Avrupada bugün Alman - İtak yan işbirliğinin yegâne müşterek faaliyet zemini İspanyadır. İs- panyol — sivil harbi bittiği xa man - ki bitmaek üzeredir - İtal- yan - Alman — anlaşmasının ma- nası kalmıyacaktır. Roma va Berlin arasında Tu- na üzerinde güçlükler çoğaldığı zaman bu anlaşmanın manası büsbütün kalmıyacaktır. Bu eş. nada, B. Hitlerin İtalyayı ziya- yeti yapılmış olacak ve Fransız: İtalyan — müzakereleri açılabile- cektir. Yeni bir formül Habeşistan üzerinde İtalyan y | Eğer Roma bâdiseleri tesri eiv hâkimiyetinin tanınması mese- lesine dönelim. Dava, Romayı tatmin ederken Milletler cemis yeti kararlarını ilga etmemektir, memiş olsaydı, aramılan formül İtalyanın himayesi altında Ne: güsün zahiri hâkimiyetini tanı mak şeklinde olacaktı. — İtalya Habeşistanda, bizim Tunusta, Fasta veya Annamda hâkim olduğumuz kadar tam bir şes kilde hükümranlığı elde edecek ve Habeşistan Milletler cemir — yeti azası olarak kalabilecekti. Şimdi İtalya kralı imparator — ilân edilmiş olduğu için bu şekle dönmek güçtür, — lakat belki Habeşistanın vaziyetini Hindistanınkine — yakınlaştır bilecektir. Hindiştan Milletler cemiyelinde temsil edilir, nuala beraber Hindistanın kene disini idare eden müstakil bir devlet olduğu söylenemez. Pra: tikte bütün hâkimiyet kral ve- kilindedir. Habeşistanda da bir kral vekili vardır. Ve İtalya kralı, Habeşistan imparatorudur. Tıpkı İngiltere kralı Hindistan imparatoru olduğu gibi. — Esa- sen bu gibi ballerde bir ân aş: ma sureti bulmak daima müm kündür. Fali meseleler Müzakereler esnasındı b'rçok tali meselelere de temaâs ed - miştir. Bir miktar İtalyan 3& kerinin Libyadan çekilmesi da bu meyandadır. Orada en az — dört fırka vardı. Libya için bu — kadarı fazla idi. Ancak 700,000 nüfusu olan, hemen — tamamile çölden ibaret bulunan — bir memleketi müdafaa için altmı bin (bazıları yüz bin diyorlardı) — gakeri muhafaza — etmek, nevi meydan okuma mal arzediyordu. Müzakereye gvişe — meden önce — İngiltere Misir — garnizonlarını takviye — etmiştir — ve Misinn Libya hududunda — Musirin — kolay yutulacak — bir — lokma — olmadığını — anlatmak — maksadile büyük — manevral yaptı. Bir başka tali mosele de Fis — Tistindir. İtalyanlar, gerek silâh kaçakçılığı, “gerek Bari merkar — zindeki radyo propagandalarile Arap hâlkı teşvik etmiştir. Fa- Iınt k...ııı..ıııı.. ki, bu. kaçakçılı» — 'a şı İngilterede de ğ Olalanı "ilük : Kaçakçıkğe. yane | mak suretile cevap v. D Filistin müslümanlarına yapılan teşvikler Trablus ve Hararda :_ondl ılı;fhl;vino dönebilir. ; ransız-İtalyan görüşmeler Böylece İngiliz-İtalyan mü: a :evııleri müstakbel bir Fransı talyan görüşmesine muşlddîmc şeklinde ;:":ı:;:ıi—ıb!i:' ü tedir Bu müzakerelerin K ll:ıınz_ıışın Frankonun eline esinin ertesinde —başlıyıcı Bikia ;îillcbılir. F...ı:_.'_.n.î'.“ spanyada İtalyanlar — va h“d' a Alıııınylıı var) dri)' j yecek, şimali Afriles ! kalelerinin emniyetis. duymiyacak, Habe $e — İle M .lıılır. m Veri süe vYemiyecektir. Çünke &., tarare lar daha önce İnçı findan - değiştirilm.ş © zaman Romaya bir elçisinin — gönderilmesi n $ ünkân — dahiline girecektr.