Sahife 7 Gökten ölüm yağıyor Vercun kalesi Almanlara karsı nasıl durdu? Yazan: Fransız erkânıharp kaymakamlarından Türkı K Jorj Londen GKMi Grel A. Kâmi Oral — — Sağ cenahı müdafaa eden fırkalar, cansiperane çarpışmışlardı. Bu cephede, vazifelerini yapamı- yan zabitan da, derhal intihar ederek, ANADOLU Iki cani adaletin pençesinde! Ismaili bir armut ağacına asa- rak öldürmüşler!.. vatanperverliğin timsali olmuşlardı 14 üncü hırka ise, sekiz kiler metre geride mevze geçerek ihtiyat tedbirleri almış ve Duo- mon hattını yarmak istiyen dü; manın bütün tertibalını akamete uğratmıştı. M üncü fırkanın bu muvaf- fakıyeti, her süretle takdire şayandır. Bu fırka, almış olduğu takviye kıtaatile büyük yararlık- lar göstermişti. 38inci ve 5Slinci fırkalar da, nadir görülen muvaffakıyetler temin ettilerdi. 21 Şubat gece yarısında başlıyan kanlı muha- rebelerde düşmanı ilerlemekten menettikleri gibi, defatle de püskürttüler, esir ve mühimmat aldılar. Gerçi, inkıtaa uğrıyan muvasala hatlarını teminde aciz gösteren bazmı zabitan görüldü; fakat bunlar, hatalarını anlar anlamaz, bulundukları yerlerde intihâr ettiler ve bu suretle vatanperverliğin timsali oldular. İşte, sağ cenahın vaziyet, 22 Şubat 1916 gece yarısına kadar aşağı yukarı bu merkez- deydi. Bizim 142 inci alaya gelince, fasılasız ve emsalsiz bir. kah- ramanlıkla harp ettik, düşmana mühim zayiat verdirdik ve onu tard ve takip etmek suretila Fransız ordusunun şerefini yük- selttik. Mareşal Peten, göster: diği kahramanlıktan dolayı erte- Si 142 inci alayı takdirle yâd ve alayın bütün zabitan ve efradını barp madalyasile taltif etti.. Karanlık basıyor. Fırka kü: mandanı, yaralı olmasına rağ- men cepheyi terketmiyor. Kıtaat — karanlıktan - istifade ederek, yavaşça çekilmeğe baş- ladı. İki bölük, alayın sağ ve sol cenahlarında — mevzi alarak bizi himaye ediyor. Biz, tama- men çekildikten soara süvari lerle vaziyeti kendilerine bildi. receğiz ve bizi takip için tali- mat vereceğiz.. Saat 7 de çekilmeğe başla dık. Telefonla topçu kumanda. mına malümat verdim ve; düş. devam etmesini rica ettim. Esa- sen Mareşal Petenin de emri bu idi. Topçu ateşi şiddetle devam ederken, biz de, yavaş yavaş çekiliyorduk.. Saat 8 oldu. Bu sırada, bar: daktan boşanırcasına şiddetli bir yağmur başladı! Yağmur, iliklerimize kadar geçiyor. Ek rad, canından bezmiş bir halde; fakat Mareşal Petenin emrini biran evel yerine getirmek mec- buriyeti, otuz altı saattenberi fasılasız barp eden kıtmata âdeta kuvvet veriyor. Almanların terk ettikleri yar ralılarla kendi yaralılarımızın ıı!ıll. dakikadan dakikaya güç- leşiyor. Zira, devam eden şid- detli yağmurlardan dereler taş- =' ve geçid vermemeğe bap İki saattenberi şiddetli murlar altında yolumuza ’:t vam ediyoruz. Topumuzun, düş- mana açtığı ateş te — devam ediyor. _Mh yanlarımızı muhafaza için geride Ibıraktığımız bölüke lere talimat verdik ve istika- Metimizi takip ederek bir an — 26 — evel bize iltihak etmelerini bil: dirdik. Yağmur yağıyor ve biz de yolumuza devam ediyorduk. Gece yarısında, 38 inci fırkanın diğer alay'arile iltisak temin etmeğe — muvalfak olduk. Ve Mareşal Petenin emrile Dran ziyede — hazırlanan — mevzilere girdik. Yağan şiddetli yeğmurlar, gece yarısına talık edilen düş- man taarruzuna mani oldu. Bu teahhur, bizim için çok fayda verdi. Bu suretle, kuvvetlerimizi tanzim etmek va daha iyi ha- zırlanmak fırsatını bulduk.. Fırka kumandanının yarası, vaktinde tedavi görmed'ğinden feaa bir hale girdi. Kangıran olmak tehlikesi yüzde doksan başgösterdi. Bu hususta, kim- senin taksiri yoktur. Zira fırka kumandanı, cepheden ayrılmak istemiyor ve yarasını kendisi ihmal ediyordu.. Kumandanın harareti gittikçe artıyor! Kendisini — hastaneye nakletmek lâzımdır. Bu vazifeyi ben üzerime aldım ve kendi- sino telkinattı. bulunmak iste- dim; fakat beyhude zahmell Kumandan teklfimi redde- diyor ve âdeta beni azarlıyor: — Siz -diyor: işinize bakı« nız ve beni rahat — bırakınız. Zira Mareşal Poten dahi em- Şehrimizdeki büyük müesse- dassa mesaisi gün ge :lı_çe ırıııııkıı ve bu':lre'klîı Üceseseler — arasını izim kulüb rekabetlerine g:ı'ııe: bir takım rekabetlere vesile olmak- tadır. Hem eğlenceli, hem de faydalı olan bu hareketlerden birini, iki hafta evel seyrettik: İş bankası takımı, Üzüm ku rTumu takımını 1-0 yenmişti. Haber aldığımıza göre, bankası takımı, şimdi de Emlâk bankası takımı ile oynıyacaktır. Maç Cumartesi günü Alsancak sahasında yapılacaktır. Emlâk bankı kımı da, fudbolu çok- tan veya bir müddet evel terk- etmiş oyunculardan müteşekk |- dir. Aralarında eski K.S.K. h Emlâk bankasi takımı retse, cephedem ayrılmıyaca- ğıml Kumsandanın bu sözlerine karşı dedim ki: — Kumandanım, sureti kat'i- yıde hastaneye g dip ameliyat olmanız Tâzımdır. “Doktorlar, yarasızın kaagıran o.mak üze- re bulunduğunu söylüyorlar. O zaman, szi hçbir. kuvvet ölümden kurtaramıyacaktır. S.hhatinizle &lâkadar olmanızı ricx ederiz. tana İâzım- Ssınız. Fırka kumandanı, söyledik lerime kulak asmıyor ve: —Doktorların zevzekliği! Ben, kendimi çok iyi hissediyorum. Hiçbir şeyim yoktur, alay ku- mandanı! Bir zabit, bu derece ehemmiyetsiz bir yara için va- zifesini terketmezi Kumandanın bu inadı hayrete şayandı.. Düşündüm ve tekrar yalvar mağa başlıyarak: — Kumandanım -dedim-, ha- raretiniz, dakikadan dakikaya artıyor. Sizi hastaneye kaldır- malıyız. İlimat edniz ki, biz, sizin kumandanız'a hareket ede- ceğiz, emirlerinize sadık kala- cağız. Fakat, hayatınızı © ka- dar istihkar etmeyi Bu sözlerime zerre kadar ehemmiyet vermiyen fırka ku- mandanı, biraz da sert bir li sanla şu mukabelede bulundu: —Devam edecek— Mütekaid fudbolcu- lar faaliyette. Iş bankası, Emlâk bankası takı mını da yene_bı'lecg_k_ MiZ - g Esat da vardır. Bu takıma mensub bir zat; — İş bankası takımının oyu- nunu gördük. Biz, ona muhak- kak galib gelmeğe çalışacağ. Demiştir. Mütekaidlerin, hoş geçeceği şüphesi. bulunan bu oyununu, bakalım kim kazana: cak? Dr.Behçet Uz Çocuk hastalıkları mütehassısı Hastalarını 11,30 dan bire ka- dar Beyler sokağında Ahenk matbaası yanında kabul eder. Muayenehane ielefonu 3990 2261 Bundan bir müddet evel Bozdoğanın Asma köyünden iki kardeş, eniştelerinin teşve kile kardeşleri Hatice ile gay- rimeşiu münasebette bulunan bir delikanlıyı armut ağacına asarak öldürmüşlerdi. Hat'ce- den başka şah'di bulunmıyan bu feci cinayetin muhakeme" sine şebrimiz Ağırceza mahke- mesinde devam olunmaktadır. Fakat zabıla ve sorgu hâkim- liğinde hakikati olduğu gibi söyliyen Hat'c> mah<eme huzu: runda inkârda bulunduğundan vaziyeti şipheli görülmüş, tev- kif edilmiştir. Vak'anın tafsilâtı şudur: Asma köyünden Mustafa oğ'u Şaban ve kardeşi Hasan, kü- çük kız kardeşleri Haticeyi yedi sene evel kaçıran ayni köyden İsmal oğlu İsmaile kin besle- mektedirler. Bu kinleri zamanla yatışmamış, İsmailin Haticenin peşini bırakmamasından ve gayri Mmeşru münasebette bulunma» sından bilâkis ziyadoleşmiştir. seyinin enişteleri köyün muhtarıdır. Muhtar, İsmaili ve Haticeyi da- ima takip etmekte ve gittikleri kötü yoldan ayrılmaları için tazyik etmektedirler. Bundan usanan Hatice, İsma- ille beraber Bozdoğana gek mişler. Müddeimumiliğe Süleyman hakkında istida vermişler tekrar köylerine dönmüşler Bundan muğber ols Süleyman. kayınbiraderl vik etmiş, bir gün İsmail Hati- ceyi alarak istidayı takip et mek üzere Bozdoğana doğru yola çıkmıştır. Tam Hasan ve Şabanın dam- ' Jarımın arasından — geçerlerken önlerine Hasan ve Şaban çık- mışlar, İsmaili yakalıyarak ci vardaki tarlaya doğru götür meğe başlamışlar, İsmail: — Bırakın benil diyerek yzk yarmağa başlamış. — Senden soracağımız var! Cevabile tarla içindeki armut tiller, İsmailin eilerini ve ayak- larını bağladıktan sonra bir fi- Bayındır iki gece sıra ile bir müsamere piyes büyük bir muvalfakıyetle Gene evimiz spor şubesinin dırmıştir. Hâdisenin tek şahidi, maktulün maşukası Haticedir. O da tevkif edilmiştir til ile ağaca asmışlar. Sonra da| peneklerini giydirerek - kız kar: porçalanmış gömleğini çıkarıp temiz bir kadın gömleği gy- dirmişler, boğazına ipin üzerine bir çevre sarmı kendi ke- egama, (Hususi )— 9 Nisan sar Sinan gününde Halk- vvinde bir ihtifal yapıldı. Koca ustanın 350 inci yıl | dönümü münasebetile hayatı ve san'at kudreti derin bir tetkik mahsulü olarak hazırlanan kon- ferans ile İsmet Toprak tarafın- dan anlatıldı. Bundan sonra Tarık Ziya, S- nan için yazdığı şiri okudu. Gir ve vakur sesile sanki bü- yük Türk mimarı Sinanmıa ruhu salonu dolduruyordu. Aile geceleri: Pazar geceleri devam edege- len aile toplantıları, çeşitli eğ- lencelerle alâkalı bir vaz yete göemiş bulun maktadır. Saz, halk türküleri, piyano, keman, cüm- | büş, bazan davul, zurna sesleri Halkevi çatısını çınlatmakta Asri danslar arasında lit kıyafetlerile katılan eleler, Ben- gi ve Harmandalı — oyunlarile ağacının altına gölürmüşler. Kas| herkeste heyecan uyandırmak: A tadi ura perdede şem'a yakan ka bu eğlencelere Halkevinin müsameres' BğıMv Halkevi gençleri “Yaşıyan ölü, piyesinde Bayındır, (Hususi) — Halkevimizi gösterit şubesi tarafından verilmiş ve (Yaşıyan ölü) adlı »temsil edilmiştir. amatör pehlivanları — tarafından gösteriş güreşleri yaplmış ve ayrıca ar şubesinin ince saz kolu tarafından mandolin konseri veril! Halkev.mizin yaşattığı bu iki gece, muhitte çok alâka Uyan: iştir. Bergama Halkevinden bir görünüş yardım ile binanın inşasına baş- yadaki Leh“ler |Südet A.m:nları gibi deşlerinin yanına gelm şierd.r. Bu feci enayetin muhakesine bir hafla sonra Jİevam - oluna- caktı. Bergama Halkevinde pazar toplantıları. Kermes hazırlıkları ilerliyor ayrı bir çeşni katmaktadır, B tün bunlar kermese bir hazır : teşkil etmektedir. Torbalı belediye- ı:'ı_ıı'n vaziyeti Halk, çalışılmadığın. dan müştekidir Torbalı, (Hususi) — Beledi i, azaların gelme içtimalarını muntazaman pamamakta, meclis azalarının ’l:ııılui- ab dılı_iıırı vazileyi benimsememe- lerinden birçok - işler yüzüstü lkılı.ıııktıdıı. Yiyecek madde- leri, tenvirat ve tanzil i bakımsızdır. - 938 y.ıımıçi'd.:.l Dşsı mukarrer olan Halkevi binası için bi ye büdoesin- den para bi ayrılmamıştır. Habuki büdceden yapılacak Tanacaktır. Belediye reisliği de vekâleten idare olımmakta, iş başnda bulunanlar vazifelerine ehemmiyet — vermemektedirler, Torbalı- balkı, bu vaziyettenm ox müteessirdir. Ecirneye gelacek talebeler Edirne, (Hususi) — 16 Ni sanda İstanbul Alman mektebi talebesi 49 kişEk kafle halim de Edirneye geleceklerdir. | d Vererek Ç. E. unuz. Çocukiarı kurtarmak iça nede bir lira Kurumuna aza ol Çekoslovak- muhtariyet istiyorlar, Varşova, 13 (Rıdyo) — Çe. kos.ovakyadaki Polonyalıların, Südet Almanları gıbi muhtarf» yet istedikleri ve bu bi bütü » TL SEN mevcudiyetlerile Çalı; çe makta oldukları söyleniyor. Çekoslovıkya hü ünet, Pa: lonya ile oan ha wt W 5A Dükmiştir