Vaktile, ve şehirde köyde güzel evleri bulanan çok zengin br. adam vardı. Bütüa ev- ler'nin mutfak te- kum'arı — &l indan ve günüşlen yar pılmişi. Oda'arı gayet - ynetli ha« hlarla döşeliydi. Fakat ge yazık ki, bu adam mavi sakallı idi, Sakalının mavi oluşu, onu öyle çirkin gösteriyordu - ki, ondan korkup kaçmıyan bir tek kadın veya kız yoktu. Bu adamın kadın komşula- modan birinin çok güzel iki kızı vardı. Bir gün, komşusuna, kızlarından birile evlenmek is- tediğni söyledi. Fakat kızlar. dan hiçbiri, bu çirkin adamın karısı olmağı kabul etmiyordu. Onları en ziyade korkutan şey; bu adamın evelce evlendiği birçok kadınların ortadan kay- bolmalarıydı. Mayvi Sakal, bu kızları ken- disine ısındırmak — için onları analarile ve komşularile birlikte köydeki evlerinden birine davet Btti. Orada, tam sekiz gün, geceli gündüzlü eğlendiler. Nihayet, küçük kız mavi sakalla evlen- meğe razı oldu vye şebire döner döamez, âhları kıyıldı. Bir ay sorra, Mavi sakal ku- rısına şöyle dedi: — Ben, mübim bir işimi dü- zeltmek üzere, beş altı hafta için başka bir memlekete gide- ceğim. Geri döneceğim güne kadar canın sıkılmasın diye, bütün tanıdıklarını davet ed'p oularla beraber eğlentiler tertip et ve hiçbir masraftan sakınma, İşte, sana bütün evin anabtar- larını veriyorum. Yalnız, evin alt kısmında bulunan kırmızı kapılı odayı açma. Şayet aça- cak olursan beni kızdırırsın. Bu yüzden, başına büyük bir felâket te gelir!, Kocası gittikten sonra, Mavi sakalın karısı, tekmil tanıdıkla- rını eve davet etti. Herkes, bu evin kıymetli eşyalarını seyret- mek için sevinçle geliyordu. Çünkü Mavi sakal evde bulun. duğu müddetçe kimse buraya girmeğe cesaret edememişti. Fakat tertip edilen her çeşit eğle: rağmen, genç kadın bir türlü neşelenemiyordu. Onun aklı fikri, bep kırmızı kapılı odada idi. Bir gün, merakı o derece arttı ki, bu odayı âçıp içerisin- de ne bulunduğunu öğrenmek istedi. Odadan içeriye girdiği za- man korkudîıı :iııe:reiıi baş- Mavi Sakal, ilk karılarını öldürerek bu odaya kapatmıştı. Heyecandan elindeki —anahtarı yere düşürdü. Ve anahtarı yer- den alarak odayı kapadı, oda- dan süratle uzaklaştı. Kendini biraz - toparladıktan sonra anahtarı tetkik etti, üze- rinde kan lekeleri bulunduğu- nü gördü. Bu odayı açtığını kocasından gizlemek için kan lekelerini yıkayıp çıkarmak is- tedi. Fakat bu lekeler bir tür- lâ çıkmıyordu; çünkü anahtar “ gihirli idi, Ayni gı'ınüv: .ıkşımı. Mavi sakal evine geldi. Genç kadın kabahatini öztmek için onu gü- ler yüzle karşıladı Ertesi gün, Mavi Sakal ka- rısından evin bütür anahtarla. . Fakat bundan bir eksik olduğunu gö kapılı — odanın anahtarı nerede? Diye sordu. Karısı: — Yukarıda, sanın — Üze- rinde unutmuşumdur. Cevabını verdi. — Çabuk, onu da buraya deki kan lekelerini görerek: — Bunun sebebi nedir? Dedi. — Bilmem! — Sen bilmiyorsun amma, ben biliyorum. Banim yoklu- ğumdan istifade ederek o oda- ya girdin. Şitadi seni de öldü reyim de gör.. Karısı kocasının ayaklarına kapanarak ağlamağa — baş adı. Bu manzara karşısında bir ka- ya bile yumuşardı. Fakat Mavi Sakalın kalbi, taştan da sertti. Karısına: — Nafile yalvarma, dedi, seni herhalde öldüreceğim.. İşte daha bir çeyrek saat yaşaman için sana müssade ediyorum, Genç kadın, yalnız - kalınca, düşünmeğe başı.d. Dzmek o da, biraz sonra öldü ülüp, o kokunc odaya kıpatılacaktı. Bari, davet ettiği ağabeyleri tam zamanında yet'şebilselerdi. Fakat, dakikalar geçtiği ha:de, sokak kapısını çalan — yoktu. Zavallı kadıncağız korkusundan tirtir titriyordu. Mavi sakal, bir çeyrek saa- tin geçliğini görünce, elinde tuttuğu büyük bir bıçakla karı- sının yanına geldi; onu kes- meğe haz rlandı. Tam bu sı , odanın ka- pisi açıldı. — İçeriye, bellerinde piril piril kıliıçlar asılı olan iki kahraman zabit girdi. Bunlar; genç kadının — ağabeyleriydi. Mavi Sakalın kız kardeş erini öldürmek üzere olduğunu gö rünce, kılıçlarını çekerek bu korkunç adamı ikiye böldüler, Bu suretle, bu suüretle, bütün memleket Mavi Sakaldan kur- tulmuş oldu. Kocasının tekmil serveti, Mavi Sakalın kimsesi bulunmadığı için, genç kadımna kaldı. O, bu gervetin bir. kısmiyle, insanlar için faydalı heyır müeaseseleri kardurdu; kırmızı kapılı odada e*setleri yatan zavallı kadınla- ra da, ççekler ve ağaçlarla süslenmiş mezârlar yaptırdı. Güneşteki leke Sinıfta öğretmen anlatıyordu: — Alimler bakmışlar ve gü- neşte bazı lekeler görmüşler.. Çocuklardan biri atıldı: ANADOLU ÜŞ Biraz da gülel.'mı Bin parça oldu! Çocuk annes'ne: — Ağnel Dedi, — Ne var oğlum? — Hani bizim yirmi dört parça çay Jakımımiz vardı ya? — Evçt? — Ş mdi tam bin parça oldul!. Saâti yıkamiş Babası eline saati aldı, bir kaç defa salladı. Sonra: — Oğlum durmuş, dedi. Ga- Uba fazla kirlenmiş, şunu bir temizlesek.. — Aman baba, ben onu da- ha sabahleyin yıkamıştım. Ne çabuk kirlendi. Faydalı hilgiler Yumuartadan vazo yapabilir miyiz? Anneniz size ömlet yaparken yumurtayı sivri tarafından kır- masını rica ediniz. Yalaız, ka- buğun diğer kısmı çatlamama- hdır, Buna çok dikkat ediniz. Böyle bir yumurta kabuğu elinizde oldu mu, ufak bir vazo yapmak sizla iça Artık mesele deği:dir. Bu kabuğun kırık kısmını dik. katle düzeltirsiniz, sonra sekiz santimetre kutrunda mukavya- dan bir daire kesersiniz. Bu mukavvanın tam ortasına dört santimetro kutrunda ufak bir daire daha çzersiniz. Çediği- niz bu daireyi resimdeki sekiz dilime ayırırsınız ve yu- kabuğunu bu dilimlerin orti oturlursunuz. Bu iş te bittikten sonrâ, yu- murtanın içine su koyap, çiçek- lerinizi yecleşi niz? Büyük ağaçlar Kanarya adalarında La La- gima şehrinde 2,300 kilometre murabba: sahada yeryüzünün en güzel ağaçlı ormanları vardır. Bütün sene karlar altında yaşyan bu ağaçlar 3,700 metre rakımlı bir tepededr, Şehrin 70,000 nülusu bu yük- sek —ormanın — yamaçlarında yaşar, için dolgun karneler lâzımdır, Avrupada, sizin gibi küçük çocuklar için bazan böyle balolar tertip edilir, Anneler ve babalar, çocuklarını en güzel elbiselerle süsliyerek bu balolara getirirler ve onların danslarını seyrederler. Çocuk baloları ukşam üzerleri olur ve birkaç saat devam eder. Bu resim, işte böyle bir balaya aittir, Küçük kavalye ve dam- lan dans ederlerken görüyorsunuz. Fakat baloya iştirak etmek 'Telefon ilkönce 1854de bir | Fransız telgrafçının aklına geldi. Bir mecmua da telefenun — nasıl olacağını tasvir etti. Fakat âlet içad etmedi, v Şu yukandaki resim, Alfrika ormanlarında yaşıyan kabileler- den birine mensup zenci bir yavrudur ve kolundan yaralıdır. Upuzun başı, ürkek bakışları, medeniyetin bir eseri olan t toğraf makinesi karşısındaki şaş- kınlığına ne güzel bir misal değil mi? Şundan, bundan: ah —— — ——— ilk Telefon Gray — Amerikada âletini icad ettiler. İlk telefon hattı 1878 de ku- ruldu. Yırmi kadar abonesi yardı. Hat Nevyorkla Ş.kagor ya uzatı!'dı, abonesi yüze çıktı. VARN dm Taerene Ü Tasma arasına telelos hattı çekildi, bu hat 4 kilometre idi, Fener bekçileri Büyük denizlerin ortasındaki büyük kayalıklara dik'len fener- lerin bekçileri yeryüzünde çok acı bir hayat süren insanlardır. Fırtınanın durüp — dinlenmek bilmediği mevsimlerde fener bekçilerinin aç kaldığı çok ol muştur. Tayyareler bu işi biraz kolaylaştırdı. Eskiden gemiler gelir, fenere ip atarlar, köprü gibi ipi gererler ve makart- larla fenere yiyecek — gönderir- lerdi. Gece maytapları lngîlkeudı çocukların en bü- yük eğlençesi geceleri maytap yakmakltır. Londrada oda içlerinde ya- kılacak maytaplar da vardır. hgiliz çocuklarının ek oda- larında maytap yakarak eğle- nirler, Geçenlerde bir kadın bir dükkândan maytap alır, odada yakılacak maytaplardan. Fakat satıcı yanlışlıkla açık havada yakılacak hava fişekleri sattı- ğını sonradan anlar ve derhal radyo merkezine telefon eder, meseleyi anlatır ve telsizle yan- lışlık haber verilir ve felâketin önüne geçilir. ilk - telefon Gramer dersinde bir sual - cevap Öğretmen — “Ali çamı kır- | di, cömlesinde faili bul baka- — Acaba benzinle çıkmaz mı?| lım? Bu © kadar zor bir şey de- gil, Neden düşünceye daldın bakalım? Çocuk — Bugün Ali mekte- be gelmedi de, onu nerede bu. lavyım diye düşünüyorum! ! Batıl itikatlarla mücadele Anıırı'lıadıa. —bı—r cemi- yet kuruldu Bazı insanların bat | itikatları vardır. Meselâ oda içinde şem- siye açmağı, bir merdivenin al- tından geçmeği, on üç rakamı üzerinde İş yapmağı, bir kiprit- le üç sgara yakmağı uğursuz sayarlar. Bunun daba binlerce geşidi yardır. Amerikada, bu yaalış inan: larla mücadele etmek üzere bir kulüp kurulmuştur. Kulübe birdenbire yüzlerce gza — yazıl- mıştır. Azalar akdettikleri kon- grede, on üç kişilik masalar müşler, bir. kipritle üç sigâra yakmışlar, hasılı uğursuz sanı* nılan ne varsa hepsini tatbik etmişlerdir. Son günlerde kuruluş seasi devriyesi kutlulanan bu kulübün azaları, aralarından tek bir ki- şinin bile ekşilmediğini görmüş- ler ve mes'ud olduklarını kon- grede alenen söylemişlerdir. Çocuklar, siz de batıl olan şeylere inanmayınız. Herşeyi muallimlerinizden, büyüklerden ve okumuş olanlardan sorunuz. Bilmece: Biliyor musunuz? Hepinizin heyecanla bekledi. ği bir gün vardr. © gün 'meks YERİSS Te 'anne Yo babale eğlenceli geceler geçirtir. siniz. İşte bu harfleri o şekilde birleştiriniz ki, o ' günü size anlatsın (İs.N.A. Ç (Ü.M.İn.R.Y.) Birinciden yirminciye kadar muhtelif hediyeler verilecektir. Dikkat: — Bilmecenin hallini yollarken, kopunu da ekleameği unutmayınız. Bilmece Kuponu 11 INANALIM MI? I Boğalar Hindistanda boğalar mukad- destir. İngilizler Hindistanı çok medenileştirdiler. Yollar, trenler, elektrik, tele- fon, telsiz yapıldı. Fakat bo. galar gene caddelerde başıboş, keyiflerine buyruk dolaşıyorlar. İşaret memuru kolunu kak dirip mürür ve uburüu dürdü. runca herkes duruyor, yalnız boğa durmuyor, Bazan yol or- tasına yatıyor, kimse kaldıra- mıyor. Hayvanları koruma cemiye- tinin Hindistanda şube açmı- sına hacet yok. Dosyalar Her müeşssesede — dosyalar vardır. Bir Çekoslovak müce- sesesi bugüne kadar — görülme- miş bir dosya yaptırdı. Bu dos- yanın yüksekliği S metre, eni 20 metredir. Bu dosyada çalışmak iç'n küçük asansörler yapıldı, me- murlar bu asansörlerle dosya- ya çıkıp iniyorlar. Asansörler - eletrikle mektedir. Eğer bu dosyalardan yüz da. *Sonu 8 inci sahifede- işletil