'Sağlık bahisleri Dabili hastalıklar mdtekasammıı Dr. M. Şevki Uğar diyor &b Uykusuzluk -—-(İm Yavuz Çaldırana giderden Zülkadriye beyinden asker istemiş, o ise cevap bile vermemişti “Aydın haberleri Ondört yaşındaki kızın TvOEreEkEPU NU U ŞU Şu hale göre, Yavuzun ya- nında biçbir. kimse canından, mevkiinden emin sayılamazdı. Padişahın şiddeti o kadar fazla ve kararları bu derece mülritti. İşte, iki vezir şimdi, bir işa- retle ve iki dilsiz'n birer küçük hareketleri ile lânlettayin insan- lar mesabesine inivermişlerdi. Maamafih, — onlar, şimdilik sağ bırakıldıklarından memnuh- dular. Hakikaten, buna “şimdilik, denebilirdi. Ya padişahın ga- zabı ikinci bir dalga balinde yükselirse, ne olacaktı? Yavuz, bir taraltan onları fırlatıp atarken — sadmâzamlık mühürlerini de Rumeli Beyler- beyi Sinan paşaya vermişti. Çünkü, Yavuz, Sinan paşayı Çaldıran ovasında denemişti. Sağlam bir asker, kuvvetli, ce- sur bir kumandandı. İcabında, cünını vermekten çekinmiyecek derecede güvenilebilir bir adam, Yavuz bir aralık şöyle dü- şündür Süvarileri (sipahileri) top ye- kün kendi yerlerine göndermek doğru olmiyacaktı. Onları, bü- tün bir kış, emin bir yerde istirahate çekmek.. Yavuz, nihayet en muvalık olarak Anka:ayı buldu. Onların da bizzat yeni sadrığza- meği kararlaştırdı. buna da razı idiler. ssa bu harb, bu dağlık, bu geçid vermez; kar larla örtülmüş yerlerden kaç: mak istiyorlardı. Sipahilerin hareketinden son- râ o da Amasya yolunu tuttu. Yeniçeri kuvvetlerinin bir kısmı kendisiyle beraberdi. Kış günden güne, dağı taşı donduracak kadar azıyordu. Şimdi plânda Zülkadriye |hü- kümdarı Süleyman vardı.. Yavuz, Çaldıran seferine gi- derken, ondan da iştirakini ve hiç olmazsa bir, iki fırka sü- warisini istemi Zülkadriye hükümdan, ne cevap vermişti, ne de asker.. Bu da yetişmiyormuş gibi, Osmanlı askerleri Zülkadriye ara- onlara her türlü müşkülâtı göstermişti. Yi zisinden geçerken yecek, içecek vermemiş, geçi- lecek yerleri de tahdid etmiş ve bu suretle Yavuzun düşman- lığını kazanmışt. Şimdi ondan da intikam ala- eee Yazan M. Ayhan — 19 — Onu çağırdı: — Ali bey, sana Kayseriye bükümetini vereceğim. Orada benim beyim olarak oturacaksın. — Allah ömürler versin pa- dişahım. — Yok, dun ile iş bitm'yor. — Ferman büyürün padişa- hım.. — Derhal Süleymana hücum sedeceksin. Yenisirsen — kafanı ben uçuracağım. Yenersen, sen- den bir hediye isterim. Anlar- sın yal — Anladım padişahım. Hak- kın inayeti ile bunu yapacağım. Yeni Kayseri beyi Amasya- dan derbal ayrıldı. Hem - bey- liğin verdiği zevk ve kuvvet, hem de eski düşmanlığından doğan bir bırsla akrabası Sü- leymanın arazisine hücum etti. Zülkadriye hükümdarı, esasen bunu bekliyordu. Hatasını kav- ramış ve bunun neticesi olarak Yavuzun yumruğunun er, geç tepesine ineceğini hesaplamıştı. Ali bey, daha :lk hücumlar- da muvaffak olmuştu. Süratle cenauba doğru iniyor ve Süley- man da kaçıyordu. Nihayet, Süleyman, son ilti- cagâhı olan Bozok — kalesine kapandı. Fakat buradaki mu- kavemeti de çok kısa sürdü. Askerinin bir kısmı dağılmış, diğer kısmının da maneviyatı bozulmuştu. Şehsuvar oğlu kaleyi zaptet- tikten iki saat sonra, pa l ÜKü D a am l Kassaletdi; Buhedgı.'mcgihm: tahtı, tacı ve ne de hazinesi idi. Hediye, bir kanlı, kesik ka- fadan ibaretti, Amasyada, bu kafayı Yavu- zun ayakları dibine attılar. Yar vaz, gözünü kırpmadan ona baktı: — Cezasım buldu melun - dedi - aferin şu Şehsuvar oğ- luna.. Kış, kış.. Nihayet hayata ebediyen —— « Lipa lâpa kaâr yağmakta berdevamdı.. Yeniçeriler de için için hoe- murdanıyorlardı. Bütün bu mu- zafferiyetler onları bir türlü tatınia edemiyordu. Çok uzaklara düşmüş ve kendi paylarına ümid ettikleri ganimeti bulamamışlardı. Bun- dan başka, soğuğa dayanamı- yor, mahrumiyete diş gıcırda: tıyorlardı. , Bir gece yarısı idi. Ansızın bir takım feryadlar yükseldi. Yavuz, uyumamıştı. Yanındaki birçok zevatla beraber oturur yor, konuşuyordu. Feryatlar yükselince Yavuz, deli gibi olau. Korktuğu yala.z şu idi: İsyanl. Çünkü bunun küçük mikyasta tekerrürü, yavaş yavaş, asıl veh- mettiği şeyi başına getirebi irdi. Feryatlar devam ediyordu. Bu arada: —- Pirtl. Piril. Paşa Piril. D.ye bağrışıyorlardı. H Ibuki Piri paşa, Padişa hın yanında idi, Padişah birdenbire başka şüp- helere de düştü. Piri paşaya, i bir bakış fırlattı: adını bağrışıyorlar. — Duydum Padişahım.. — Ne anladın? — Hiç birşey anlamadım devlet'üm. — Şımdi anlarız. Bu cümle manidardı. Fakat sesler bu dela: — Hocal.. Hocal.. Höcâ'Har amma, birçok heceler farkedile- biliyordu. Yavuz, bu defa da hocası Halimiye baktı: — Ne oluyoruz. hacam! — Kulunurz, söyledikleri adım dan başka birşey anlamadım ve anlamam da.. Yavuz gene, o manidar cüm- leyi savurdu: — Şimdi anlarız. —Devam edecek— Bütün dünyanın en güzel gözleri| kapandı Dü caktı. Hatırına ilk gelen, Şeh- suvar oğlu Ali bey oldu. Ali bey; Zülkadriye hükümdarının çok yakın akrabasıydı. Fakat aralarında derin bir düşmanlık ve kin vardı. Ali bey ayni za- manda cesur bir kumandandı " ve bunu ispat da etmişti. ANADOL gazete Bir milyon sterlin tahmin edilen gözler Dünyanın | lerini geçen hafta ebediyen dünyaya kapamıştır. Hayatında büyük ve haklı şöhretler alan bu güzel kış için Viyanalı genç- ler matem tutmaktadırlar. Konak iskelesi Perşembe günü işlet. meğe açılacak Yeni Konak vapur iskelesinin açılma merasimi önümüzdeki perşembe günü saat 16 da ya- pılacaktır. Konak vapur iskelesile İzmir hakikaten çok güzel bir binaya kavuşmuştur. İskele - işleti açıldıktan sonra abşap (i yıktırılacak ve n deniz larafım kapayan or tadan kaldırılacaktır. Günlük siyasal ehib ve B Haydar Rüşdü ÖKTEM Ümum) geşriyat ve yazı işleri müde W bamdi Nüzbet ÇANÇAK -x İDAREHANESİ Brir İkinci Beyler sokalı (.Dalk Fartisi binası içinde Telgrak İsmit — ANADOLU Tcleten: 27176 4 Foma kutusu: 403 Ahbone şeraiti Yülpa 3<00, ati aylağı BÜ Kuroştur Yalane aremleketler için — sevelik | elere Gereti 27 lizedır inde tab- .ı.iı:ıodilmkr tir. Viyana tiyatrosu ar- tistlerinden Oscar Homolka ile evlenmişti. Hastalığı kısa sürmüş. kend sine kan verilmiş, fakat bütün bun- | Jara vağmen güzel, firuze göz- ADALULU MATBAASINDA — BAFT NIŞTIR büyük — — hd aşkı Babası yaşını büyütüp, onu sevdiği oğlanla evlendirecek. Aydın, — Aydın Kazılay ku- rumu 937 yılnda çalışmalarımı hızlandırmış ve gelirlerini artır mıştır. 936 yılında üyelerinden topladığı yırdım parâsı 543 lira iken, 937 yılında 850 lirayı bulmuş; şefkat pulu geliri de 79S liradan 2356 liraya yüksel- miştir. Kurumun tertip ettiği eşya p yangosile balodan 894 lira elde ed.lmiştir. Bu suretle 937 yılı geliri $160 liraya çıkmıştır. Bu paradin 2558 lirası şube umum? masral- larına harcanmış, 2485 lirası umümi merkeze — gönderilm'ş, bakiyesi bu yıla devrolunmuş- tur, Şubenin 938 yılı büdeesi 6300 lira olatak tanz'm edil- miştir. Çeçen sene 57 yoksula 408 lira yardım ed imiş, Halk. evi sosyal yardım şıbesinin mü- racaatı üzerine 20 yoksul lohu- saya ayrıca 50 İra verilmiştir. Kurban derileri Aydın Hava kurumu Kurban bayramında il itibarile 25698 deri ve 13825 barsak toplan- mış bunlardan — kurumun kasa- sına 30693 lira girmiştir. Bir aşk macerası Evelki gün burada garip bir vak'a olmuştur. Kadı köyünde oluran Girebina — muhacirlerin- 14 yaşında bir kız, 18 yaşında bir delikan'ıya kaçmış.. Sevgi» pılacak bir muamele — görülme yerek kız babasına teslim olun- muştur. Fakat kız babasile gitmeğe razı olmamış, bağırıp çağırma» ga başlamış, zorla otomobile bindirilerek köyüne götürülmüş- tür. Kızın babası dün gene Ay- dına gelerek kızının yaşını bü- yültülerek sevdiği oğlana ver | yeree n Salihli, (Hususi) — Salı günü ilçebayın başkanlığında 23 N> san bayramı ve çocuk haftası için toplanan bir komite, prog- ramı tesbit etmiştir. Ba yıl 23 Nisan ve çocuk- haftası çok verimli olacaktir. İlk gün 1300 mektepli ve köylü çocuğa ye- mek verilecektir. Sinan gecesi Dün gece Halkevinde büyük mimar Sinan gecesi yapılmıştır. Sinanın hayatı, eserleri, hususi- yeti tebariz ettirilmiştir. Çok tatlı ve sıcak geçen bu geceyi, Altınordu ilkokulu öğ- retmenleri, Ha.kev: sa onunu dolduran dinley ciler tarafından takdir edilmi 'e dir. Salihlide 23 Nisan hazırlıkları mek için teşebhüse başlamıştır. Çünkü babasının söylediğine nazaran kızı sevgilisinden ayır- mak ve zabtetmek mümkün de- gilmiş.. Nazillide bir vak'a N zillinin Sinekçiler köyün- den Kara Hilil oğullarından 38 yaşında Mustafanın kardeşi; komşasu Kara Ali oğlu Nuriye beş liraya bir arsa satmış; ar- sanın pazarlığı yapılıp parası verilirken Nurinin ağtbeysi Hü- seyin yanlarına gelmiş, Musta- faya; “Dağ başında para ile arsa mı salıl r?, diyerek küfret- meğe başlamış. Hiddetini kü- fürle de yenemiyerek bıçağını çekm'ş, Mustafanın üzerine hü- cum etmiş... Mustafa da bu taarruzu def için yerden bir taş kaparak Hüseyinin başına vurmuş. Hü- seyin Memleket — hastanesine getirilerek beş gün soüra ö müştür. Temmuzun 17 inci günü ve- reyan eden bu vak'anın muha- kemesi şehrimiz Ağrcezâ mah- kemesinde neticelendirilmiş ve suçlu Mustafa 3 sene 4 ay ağır hapse mahküm edilmiştir. Halkevi çalışmaları Halkevinde her hafta Çaâr- şamba — günleri — muntazaman konferans ve konser verilmek- 33 Nisan bayramı için Halk- evinde hazırlıklar başlamıştır. Çocuk bayramında sosyal yar- dım şubesi, her okuldan yoksul ve kimsesiz çocuklara elbise, çamaşr, iskarpin vererek — giy- direcektir. O gün öğleden sonra bir çocuk balosu tertip olunmuştur. Hafta içinde bir de kostümlü balo verilerektir. Ödemiş haberleri Ödemiş, (Hususi) — Öde- miş Halkevinde dün gece Mi mar Sıaanın 350 inci yıldönü- mü parlak bir surette kut- lulanmıştır. Törene -bandomu- zün çaldığı İstiklâl marşıyla başlanmış, Mimar Sinanın ha- yat ve eserleri hakkında kültür emeklilerinden B. Halil Dural bir konferans vermiş, avukat B. C. Çandarlıoğlu da konu ile ilgili pitoresk parçalar oku- İzmirliler Ödemişte İzmirden bugün kalabalık bir kafile Ödemişe gezmeğe ge- miş, istasyonda Halkevi ban- dosu başta olduğu halde ileri Pisikopat ve nevropat insan- larda asabi uykusuzluk devam eder. — Bunlarda uykusuzluğa karşı yapılacak tedbirlerin en mühimi, ruhi ve asabi bozuk- lukların önüne geçmektir. Tinel ve sinir bozukluklarının başla. dığı yaşa göre tedbirler yap- mak iktiza eder. Bunun için süt çocuklarında yapılacak tedbirlerin en önem- lisi, en evel çocuğu annesinin emzirmesidir. Sıhbi ve munta- zam bir şekilde anne çocuğuna meme verecek ve çocuğun vü- cudünü sağlamlaştırmağa gayret edecektir. Şayet bu kâfi gebk mezse, çok delfa muhiti değiş- tirmek zarureti hasıl olur. Yer- lerini tebdil eder etmez, ço- cukların rahatsızlıkları ve uy kusuzlukları da geçer. Büyük çocuklarda en ziyade ehemmiyetli tesirler gösteren pedagojik vazifsler tatbik edil: mesi (âzımdır. Büyütmede ted- birler, terbiyede esaslı madde- ler tatbik edilir. Bu suretle ana ve- babanın göstereceği terbiye yolle çocuğu düştüğü bu mustarib ve elim vaziyetten kurtarmak mümküğdür. Çocuk- larının sinirleri bozuk olmıyan çocuklarla temasa gelmelerine ve onlarla oynamalarına çok dikkat etmeleri, verecekleri ter- biye iktizasındandır. Muntazam spor ve idman hareketlerini yapmağa da ehem- miyet vermelidir. Yalnız çocu- gun bu j manastik bareketlerinde yorulmaması icabeder. Bu mü: bimahisas at Cesekfant okunmıyacak ve söylenmiyeceke tir. Çocuklar gece eğlencelerine götürülmiyeceklerdir. Bundan başka konserlere, tiyatrolara ve sinemalara çocuklarını gebirerek sinirlerinin ve tinel kudzetleri. nin bozulmasına sebebiyet ver- miyeceklerdir. Anne ve babanın çocuklarına karşı lüzumsuz derecede mer« hamet göstermemeleri ve lazla ciddiyette de bulunmamaları, hatta çocukların şöyle ufak 1s tıraplarına da o kadar ehem- miyet vermemeleri lâzımgelir, Çünkü çocuklar ancak anne ve babadan görecekleri terbiyeye gerek ruhi ve gerek bes deni kudret ve kuvvetlerini yük- selimiş olacaklardır. Çocuğu bu gibi bozukluk. Jardan kurtaracak en büyük ve mühim tedbir ve tedavinin bik rincisi, anne ve babanın çoca- ga verecekleri müessir eğitim- dir. Hatta bu terbiyedir ki ço cukları büyüdükleri zamanlar- da bile bu stırabı. çekmek- ten kurtarır, İşte kâhillerde görülen asabi uykusuzluk hali, daha küçük yaşta uğradıkları sinir bozuk- Tuklarının, ruhi teşevvüşlerin bir neticesidir. Eğer anne ve baba büyüttükleri bir yavruya İâzım gelen bütün sıhhi tedbirleri yapsalar, tabitdir ki çocukla- rını böyle acı ve ezici bir pençe altında kalmaktan kurtarırlar. (Son) KErEa K T S gelenler tarafından karşılanmış: tır. Kafile akşama doğru İzmire geri dönmüştür. Faydalı yağmurlar Ödemişe iki gündür gene yağmur yağmıştır. Bu yağmur- ları çiftçiler sevinçle — karşıla- maktadırlar. Bu yıl bölgemizde iyi ürün alınacağ. umulmaktadır.