2 Nisan 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

2 Nisan 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Padişah * vanlar yola çıkıyordu. Haz'ne- ; )) orduda bir memnuniyetsizlik başgösterdi —.. Tibrizden hiç durmadan kâr- Yazan M. Ayhan — 113 — Divan kuruldu ve şu karar verild: Kyşın, Azerbaycan - kışlakla- rında geçirilmes'... Karabağ cheti, en müsait gö- nuş, bakal m, ne isterler? ler, kiyinetli eşya, san'atkârlar vesaire... Cumartesi günü idi; Bediüzza: man, padişaha yaklaştı: — Devletlümdan birşey istir filel,, Kendisi kavıamıştı. ğuk şiddetini artırmış ve den kar bastırmıştı. Tı'riıde dört beş gün kaldıktan sonra — Git te kullarımla bir ko- Mustafa paşa çıktı, fakat nar zaten vaziyeti ine olarak so- İlk sesler, biraz sonra çoğal: ANADOLU Son Etrol hâdiseleri: l Dilencilikten Cum- . hurreisliğine Meksika Cumhurreisi kimdir, nası yetişti, neler yaptı? Meksika petrollarını işletmekic olan Amerika ve İngiliz şirket- lerini adeta kovarak, petrolların millileştirilmesi hususunda bir kanun çıkaran ve bütün dün- bahisleri Dahili hastalıklar matehamna arı Du. M. Şevki Uğut diyot bi —— Difteri-Kuşp.l zı — Öt Kuşpalazı hastalığı yalnızne fes borularında görülmez. Bun- dan baska cilt, burun ve hatta gözde bile tesadüf edilmektedir. Gözde teşekkül eden Dilteri âleti, gözün mahvolmasına se- bebiyet verebilir. Bu hastalığın yeni- seyri esnasında vücutte pek BU söcceğin KTT mağa başladı. Kafile — kafile | yayı hayretler içinde bırakarak ürühim ihtilâtler mücib 'almek — Buyurun, söyleyin. z 14 Eyluldı' nrdu.yı hareket | biraz ötelerden geçiyorlardı ve | bir anda en meşhur — simalar tadır. İhtilâtl Eğa z — Mehmed Hafız İsfehani | hazırlığı emri verildi. Efrad | bağrışıyorlardı. Heyanlla DA A, MERM ır. İhtilâtların pek ehemmi kulunuz iki kaside yazmış, fer- | âdeta pervasızca sormağa baş- Mustafa paşa geldi. Yüzü | ei U ve diktatörü Kar- T ERELER Ğ CUĞ !(.!b man buyurun da huzüurda oku- | ladıi: sapsarı idi. kştamiü Tükebi - pek- süklik d in - bi mak hususunda hummalı - bir | tehl.kesi T gz Şi L:ı!ı'::m:n’ıoı: ';T,".','."..ğğîği'ı.."'âaı'ı’;*ı.b.'..'. :t"lı:ulAı? eee Nn | teviğte ae B ge l-'ü":" a :ıd:: ı;: 1 — Evimiz Gezi komitesi n gi ll l e işti. İ er: m k x “'ı:“ı: :u ':"'“":'İi'ı &:! y Iıl::ı'ı:ı' İ'..ıî.'." l’ıılıııı. '3'.'.'.""....,.""'" Bıçak çekmek ı"ı..ııı.h'ı Şc:hrik':uıs'. tmü:ı.; östel I:.Mm mecburi bir da- | 10 Nisa Pazar günü Yeniköye - Pait altında uyul orduyu , n Haydar Rüşdü ÖKTEM Ümumi meştiyat ve yazı işleri müdü v Bamdi Nüzhet ÇANÇAK İDAREHANESİ suün. — Ya; ne lisanla yazmış! — Bizi Farisi, biri Çağatay. —Gelsin, gelsin! Zaten onu da yanımıza alacağız. İranlı müezzin, bundan çok memnun olmuştu. Maamafih, kendisi basit bir müezzin de- gildi.. Oldukça okumuş, bil- — Hareket âmma, nereyel. Rum diyarına m?.. — Onu Hakan bilir. — Yalnız Hakanın bilmesi yetmez, bizim de bilmekliğimiz lâzım. Ertesi gün Tebrizden Sohlo- neye giden yola düşülünce, ef- rad herşeyi anlamıştı ve açık- — No var paşal. Mustafa paşa yütgündü. Zabıta ——— Yangın değilmiş kağında evinde yangın — çıkmış, hassa — şiirle uğraşmış — bir | tan açığa bağrışmağa başla- | derhal yetişmişse de yanan bir adamdı. mıştı:; şey görememiştir. Evde hizmet- Şiirler hakikaten güzeldi. Pa- | —— Yeter artıkl., Yetişir bu | çilik eden Kadriyenin, banyo dişah ona bol bol iltifat etti | yollarl.. odasındaki — silaon musluğunu Solim, tehlikenin kapıyı çal- dığını anlam:ştı. Mümkün oldu- ğu kadar süratle gitmek ve ka- rargâhı kurmak, ayni zamanda erzak ve iaşe işini yoluna koy- mak istiyordu. Kış başlamıştı. Burada Eylü! sonları ile beraber ilk yağmuar ve ardınca yüksek yaylalara kar düşüyor, birinci - va ikinci teş- rinde kış bütün hızı ile giri- yordu.. Sipahilerde, şimdilik — sızıltı yoktu. Fakat onların da vaziyet. ten memnun olmadıkları aşikâr- dı. Çünkü atlarını düşünüyor» lardı.. Altı gün sonra Aras çayına varılmıştı. Fakat çay epeyce kabarmıştı. dal kurup geçmek imkânsızdı. Çare yok atlarla geçilecekti. Kuvvetlerin bir kıs- mı, Çaâyın geniş ve suyun azgı olduğu yerlerden geçmek mecx> buriyetinde kalmışlardı. Fakat bu tasavvur ve hare- ketler, epeyce tuzluya mal oldu: Efraddan bir kısmı, cereyana kapılmış, keza süvariler de at- ları ile beraber boğulmuşlardı. Yavuz; — Uğursuzlukl.. Uğursuzluki ve hediyelerde verdikten sonra kazır olmasını söyledi. — Evlâdü ayalin de bera- ber.. Nasıl, çocuğun var mı?. — Vardır. şevkellâüm; Hasan Can adında bir oğlum var. — Getir, görel'm.. Biraz sonra müezzinin oğlu grdi ve padişahin uzattığı eli öptü. Hasan Can, çok genç ve çok güzeldi. Hatta bir kız ka- dar güzeldi. Padişah, dikkâatle ona baktı. İçinde ona karşı derin bir ya kınlık duydu.. Padişah Tibrizde dört beş gün kaldıktan sonra anlıdı ki, orduda bir homurtu vardı. Ye biçeriler, zaferin verdiği ilk manevi zeykten sonra, asıl ana vatanın en uzak köşelerinde aylırca yol teperek, açik ve mahrumiyet — çekerek buraya kadar geldikten sonra, kendi- lerine no düştüğünü hesapla- mağa başlamışlardı. Yavuz bunu, şehirde gezinir- ken, son günlerde artık eski hararet ve heyecanın kaybol. masında kuyvetle sezyor ve açınca fazla buhar çıktığını anlaşılmıştır. Yankesicilik tını tetkik ettiği görülmüş, disi zabıtaca yakalanmıştır. danın, Dikili Zi tahkikata devam ediliyor. hısı, bir. kavga Ömer oğlu Fehmi bıçakla tır. Yaralı, İzm'r memleket faili yakalanmıştır. Hıyrsızlık kaynakçısı B. Mustafanın kânından iki otomobil zabıtâca tutulmuştur. Esrar satarken —Devam edecek— Karşıyakada şehit Fadıl 80- doktor B, Vasfinin itfaiye döğü ve bunu yangın zannettiği Memleket hastanesi önünde do'aşan Ali Şefik oğlu Sadığın, elinde tuttuğu bir para cüzda. nını kurcaladığı ve muhteviya- memuru Bay Necip Eldeme ait olduğu anlaşılmıştır. Suçlu hakkında Karnından ağır yaralamış Cumaovası nah yesinin Keler öyün bir. vak"ı Yen'öye MA MA neticesinde nından ağır sürette yaralamış tanesine kaldırılmış, vak'anın Fevzipaşa bulvarında İlâstik lâstiği çalan Edremidli Niyazi Kanyak denaş, bu mevkie yükselmeden bir ihtilâttır. Hastalık pek şid. detli olursa kalbde genişlikler de yapar; bu sebeple de kara- ciğer şişer - ve " vazifesini göre- mez. Bu suratle kalb hastalığı- nın teessüsüne meydan verir. Nihayet kalbi felç ederek has- tanın hayatına hatime çekmiş bulunur. Bundan başkabu has- talığın mühim ihtilâtından - biri de boğaz felcidir. Difteri mik- robunun çkardığı zehri lere tlesir ile iltihaplaştırması ve neticede sinirlerin nihayet bulduğu kasıları felce uğratması ve sergüzeştlerin kahramanıydı. Lazaro Kardenas, 1893 te Meksikanın garbında bulunan San Lui şehrinde doğmuştur. Babası, yerli bir kadınla evlen- miş olan fakir bir İspanyol çift- çisiydi. Henüz on iki yaşınday: ken hem annesini, hem de ba- basını kaybederek yetim kalan Lazaro, dilenci çetelerinin, tah- rikçilerin ve haydutların dah« şet saldıkları bu karmakarışık ve selil memlekette yapayalnız kaldı. Cenaze masraflarını kar- Meksika Cumhur?gisi Kardenas olur. Kendisi ise asla tütün ve içki içmez ve âdeta keşiş ha- yatı şürer, Her sabah saat dört- te kalkar. Bir çeyrek “saat yü- zer, sonçâ da at gez ntisine kar. Gezinti dönüşünde as gör vaki etmeden büzosuna | dolayısile hastalar —sulu mad- * sılamak üzere satılan küçük ev ,..r ,,h:ğb, ,,:;,.i,î. kâ- | deleri yutarlarken — burunların- ve toprak parçası da elden gi- | Kp'erile beraber durmadan tam | dan çıkarırlar. — Nihayet felç dince, bedbaht çocuk serseri | Cat şaat müddetle çalışır. neticesi — hiçbir. şey yutamaz oldu ve kendisini “-."d" Kardenas bir iş göreceği za- | bir hale gelirler. Göz kasıla- rek - hirsızliğa ve - dilenciliğe | » A l DN y | rında vüküa gelen felçlerde alıştıran bir dilenci güryhu içine düştü. İki sene bu dilenciler arasında kalan çocuk, nihayet on dört yaşındayken — buradan kaçarak serseri hayatına buşka yerlerde devam etti ve bir gün aslen Fransız olan bir halk bes- tekârına tesadül ederek yanına çırak olarak girdi. ? ; ât ve lalete katlanmış olan Lazaro Kardenas, başkalarının çocuk sayıldıkları bir yaştâ, adeta ol hasta yakından göremez, oku- yamaz ve hatta ş-şİk bil- zu- hur eder. Kuşpalazı ayni za- manda böbrek hastalıklarına ga sebep olur. Ve bazan müzmin bir şekle girerek uzun müddet Bu mühlik hasta- İelln aa dürlsi eeeit B l ran ve boğaz hilzissıhhasını tatbik etmek, daim» bu örgen: leri temiz bulundurmak - lâzume gei. Bundan başka sirayet vasıtalırından uzak bulunmak ket eder ve hiç kimseden fikir sormaz. — Nefsine ve — bilhıssa enerjsine büyük bir itimadi vardır. Diplomasi denilen ilmi tama. mile inkâr eder ve kendişine karşı kuvvetli bir cephe alan birçok yonaliet — bırkata, l iya lüzüm götmez. Hab buki bu işt fırkalar bil- hassa 50%“"%;;3 îîr rine, büsbütün kuvvet bulmuş lardır. ken- Cüp- HĞDNi kar gun bir erkek haline gelmişti P: hâdisşsinin d, icabeder. has- | , bu hayatın nişanelerini bür J.':b:."k“::" g ge İnsandan insana doğrudan tün hayatı müddetince muha- | — Fihakika, Kardenaş, son kg- | doğruya — bulaşması, — hastanın | faza etti. Kardenas on yedi yaşındayken orduya grerek, 1910 da ce- nup alaylarının — yaptıkları is- yana iştirak etli. Gayet zeki we enerjik olduğu için derhal kendisini gösterdi, sivrildi. Gayet iyi bir nâtık olan Kar- eşyasle de sirayet ettiğinden hastaya sokulmamak, has'anın dokunduğu şeylere el sürme. mektir. Bu eşyalar dezenfekte edilmelidir. Hastaya bakanların başka insanlarla temas etme- melerini temin şarttır. Difterf * mikı obunu taşıyanlara teblikeyi rarile çok müşkül bir vaziyete düşmüştür. Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin çebif feshi üzerine Mek'ska başlıca müşte- rilerj olan ve menfaatleri Ame- rikaya bağlı bulunan bütün de- mokrat memleketleri kaybetm'ş oluyor. Ger'ye kalap Almanya, dük- görüyordu.. Korkmağa başla- | — Diye kıvranıyordu.. Harbin | | Gözi bulvarında Mehmedin | donas, kütleleri tabrik etmekte | İtalya ve Jıponya gibi - büyük | izıh etmeli ve sık sık Antisep: eli m;’:ıdım: çay “ywıoıdı- h.h"hn“md:l Kafkasyalı De- | büyük bir meharet göstererek, Ö:'L*l“' i":ow'k"kll“' pet | tik ilâçlarla burur w& beğaz Ya ordu, fütuhata devamdan | Sulara epeyce kurban verilmiş- | Tile Kü::ı '= Barar 88 | yirmi yaşında miralay ve sonra | rol satmaktan imtina . ett ği | larını temizlemelerini söylemeli; ı gekinirsel.. —— ti ve bu hâdise askerin esasen derkön < ya x.::., M ".K.ı'lîıı ..ld"'. hurl "::'.h'" h- leki höşlürbir EARE İ n vi dir büsbütün sin reisicumhurluğu z8- un Üzerine, memleket | hemen mütehassıs bir doktara SA U Te | Eana y e Daaea aa a Mehmet Mi | Manında, — Meydyokan — eyaleti | dahilinde ancak. yüzde en bes | müracaat etmelidir. — -SON- OÖrte, Garbi Anadoluya veya Çayın öbür kenarında mola « Ali caddesinde Ali- | Şaliliğzinde bulunan Kardenas, | sarfedilen — iştihşalâtın — yüzde nin kahvesinde Abdullah, Rumel ye benzemezdi. Kar bas- | verilmişti. Akşam karanlığı ile beslemek çok zordu. Şu halde derhal, en iyi, soğuğu en az ve lcabiında erzak temin edilebi- Tecek bir kışlağa gitmek lâzımdı. ANADOLU gazete na çekilmişti. Padişah, vezirlerle ve bazı maiyeti ile çadırında oturuyor. du. İleriden sesler gelmeğe başladı. Bu sesler, tehdit, şi- kâyet ve hiddetle karışık, bü- yükçe bir kalabalk ağmadan | geliyordu. Padişah kılıcına sarıldı: —Ne oluyor? D'ye bağırdı. Herkes sapsarı kes İmişti. Sesler, şunları söylüyordu: —Gitmezükl. Gitmezük.. Daha uzaklara gitmezük.. Başka bir şey istemezükl.. gektiğinden tutulmuştur. Günlük siyasal zabıtaca yakalanmıştır. Tahkir kını Güzide, Osman kızi riyeyi tahkir etmiştir. herir İkinci Beylee sokalı GEslik Fartisi binası içinde Telşrafi İsmiz — ANADOLU Telefom 2776 « Fosta kutumu 405 Yavuz, çadırdan - hırladı. Fa- k hastalıklı kabare dansözlerinin akşam sa- Alman iden piyes temsil edilecektir. Bı Abone şeraiti | kat kılıcını kınına sokmağı da Çi at Gıdl. vazilelerine —mhayet WOYE Gi ler Halkevi sekreterliğin Yallığı 1600, ati aylığı 800 unutmadı. Çünkü bu hareketi, mütehassısı vermelerini emretti, AD“İ"O kolordusu! verilmektedir. ssker tarafından fena görüle bilirdi ve o takdirde, şu küçük isyan hareketi, büyük bir gaile çıkarabilirdi. Tekrar çadırına girdi ve Mus- tafa paşaya döndü: karuştur. Yabana — memleketler İçin — secelik abene Gereti 27 Hiradır — GDALOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIK Ev telefona 2261 san, Hasan, Ali, Ömer Ali ve & me kazasında Camiicedit m sinde Arif oğlu sabıkalı Ali, kara Mehmedin kahvesinde Ahmet oğ'u Mustafaya biçak Falcı Çingene tutulmuş Çingene Ahmet kızı 40 ya- şında Pembe Çeşme kazasında garşı içinde falcılık yaparken Kahraman sokağında Hâmid Dr.Behçet Uz Hastalarını 11,30 dan bire ka» Muagenehane telefonu 3990 Ha: ini ihraç edememek ziraatte tam bir inkılâp yapr E rşışında kalan hü- seksen Halkevi köşesi, bili istikraz yapmağa karar yermiştir ki, bu da balk ara- sında büyük bir memnuniyetsiz: Iği mucip olmuştur. Hükümet, bu dabili istikrazla ecoebi şirketlerin zarar ve zi- yanlırımı ödemek niyetindeyse de, umumt? kanaate göre, hâ- dise ve müşkülâtin bu suretle bir kır gezintisi tertip edilmiş- tir. Geziye iştirak etmek isti- yen arkadaşların nihayet 7 ni- san tarihine kadar Halkevi sek- veterliğine müracaatları. 2 — Evimiz salonunda her hafta cumartesi günü saat 15 de İlkokullara Karagöz - oyunu oynatılmaktadır. tar daha kazandi ve 1934 te, altı senelik bir devre iç'in rek- sicumhur iatihap edildi. Birçok kimseler, iktidar mev- kiire yükselince Kardenaşın ih- tilâlci —enerjisinin - kırılacağını iddin etliler, Fakat o, bütün bunları tekzip edecek mahiyet- te, Fııulı bir faaliyete gi- rişli ye Meksikada namüte- | kapabiması pek mümkün olmu | 38 — 2/4/938 cumartesi gü nahi inkılâplar yaptı. Bilhassa yacaktır. , | nü saat 17 d: Ar.koıııhj *Meksikalıların ahlâk seviye- Hulâsa, son petrol hâdisesi- | şaat 15 de Gösterit komitel Hay: | gini tekâmül, — ettirmek için nin Meksikada mühim akisler | rinin baftalık toplantıları vardır uyandırdığı ve bel i de bazı hâdişeler doğuracağı — anlaşık maktadır, . 4 — Evimiz Temsil kolu tar rafından 2 Nisan 938 cum tesi akşamı “Ceza kanunu, büyük bir gayret gösterdi. satışını iyice tahdid etti. Bü- tün kumar salonlarını kapattı, Kardenas bususi — hayatında, Salzburg, 1 (Radyo)—Alman- $ — 2 Nisan 938.Cumarte! vatandaşlarına nümunsi imtisal | yaya gitmiş olan gn bin kişilik | akşamı Kitapsaray. ve Yayıl olmaktadır. Memleketin âdet | bir Avusturya kolordusu, bugün | kolumuz taralından tert p ve an'anesi mücibince karısı | sekiz yöz kamyonla bııııyı?öo- len ve davetiyeleri dağılmı halk arasına nadiren çıkar ve evinde hep çocuklarile meşgul müştür. Halk, kolorduyu teza: hüratla karşılam:ştır. olan gece eğlentisi tekir ci mistir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: