Sahife 6 Tehlike çanı çalındı! Deliler gün geçtikçe çoğalıyor! Paristeki 17,000 deli 20,000 oldu Doktorlara göre: Hayatın bugünkü şekli deliliği ar- tırmaktadır Paris gazeteleri, tehlike ça- nını çalmağa başladılar: Deliler çoğalıyor, hem de tehlikeli surettel Dünyanın — birçok yerlerinde olduğu gibi, Pariste de delile- rin yekünu yirmi bine — çıkımış- tır. Daha az bir zaman evel yapılan istatistiklerde, Pariste 17 bin deli mevcud olduğu tesbit edilmişken, yekünun, bu kadar kısa bir müddet içinde bu derece kabarması, iyi - bir alâmet sayılmıyor.. Fransada olduğu gibi, Avru- panin diğer birçok yerlerinde ge delilerin çoğaldığı kaydolu- buyor. Doktorlar; bu halin en çok işszlikten ileri geldiğini kay- detmekle beraber, siyasi teşev: vüşlerin de; insanların, günden gine sinirli olmalarına sebebi- yet verdiğini, bidayette tedav.si mümkün iken, müruru zamanla şayri kabili şifa bir şekle giren < sabi hastalıklara ehemmiyet verilmemesinden ileri geldiğini vesbit ediyorlar. Avrupanın en meşhur hekim- leri, delilerin hergün çoğalma- a Mmacib olan ahval üzerinde iyice tevakkuf ettikleri bu za: manda, en çok ileri sürülen nokta şudür: Sabahleyin evinden işine gi- den bir adam; bütün gün, ha- valın binbir tecellisile karşı- laşmakta ve bütün bunlarla mücadele etmek mecburiyetin- de bulunmaktadır. Çülışma saha- sında, gerçi bir çok kolaylık- lar vardır, ancak, mihaniki va- sıtaların günden güne çoğalması hç şüphe yok ki insanların si- 1 neti üzerinde birer fiske te- sri yapmaktaa hali kalmamak- tadır. Mağazalarından evlerine ve evlerinden işlerine hususi oto- mobillerle gidenleri değil, oto- Lüs, tramvay, ominbüs, şimen difer veya vapur beklemek, ya- rım saat evel işine yetişmek için herhangi bir nakil vasıta- snı kaçırmamak ıztırarında bu- lunan ve her memlekette ekse- derdinden başka daha ne gibi gailelerle pençeleşmek mecbu- riyetinde bulunduklarını göz önüne getiriniz; göreceksin z ki, bu zamanda insanların lazla sinirli olmamalarına imkân yok- tur. Bu hal karşısında insanla- pn mutlak surette arasıra hava almaları ve kendilerini üzecek meşgalelerden fazla sakınmaları zaruridir. Çünkü, mademki bu- günkü şerait altında hayat şart- larını değiştirmek imkânsızdır, insanlar sinir hastalığını intaç edecek şeylerden azami dere- cede uzak kalmalıdır. Aksi takdirde delilik mutlak surette ANADOLU Paristen bir görünüş çoğalacak ve fakat azalıniya- caktır. Belçika sefirlerini değiştiriyor Brüksel, 8 (A.A.) — İyi ma- lümat alan Mmehafilde teyid olunduğuna göre, Belçikanın Paris büyük elçsi Kont Den- terghem Romaya, — Moskova orta elçisi Lotelye Parise, Mor kova işgüderi Handrik Mosko- va elçiliğine tayin — olunacak- lardır. Belçikanın yeni Roma büyük elçisi Denterghem itimadname- sini İtalya kralı ve Habeşistan imparatoruna takdim edecektir. Moskova muhakemesine dün de devam olundu Daoktor (Levin) Makı.;'mGorİu'yi zehirledik. 'ten sonra Stalinin oğlunu da zıhirliyıcclı(i Moskovadan bir görünüş Moskova, 8 (Radyo) — Moskova muhakemesi, bugün de de- vam etmiştir. Bu celsede, Yakoda ile doktor Levin isticvap edil- mişlerdir. Doktor Levn, Kremlin sarayı kliniği başdoktoru iken, Stali- nin oğlunu zehirlemeğe teşebbüs etmiş ve bu hususta Yakoda ile mutabık kalmıştı. Müddeiumumi Visinski, gösterdiği bir takım vesaikle Levinin, Maksim Gorkiyi zehirlediğini iddia eylemiştir. riyeti teşkil eden milyonları dü- şününüz ve bunların, maişet Muhakeme, geç vakte kadar devam etmiş ve maznunların en çoğu isticvap olunmuştur. “Ah, bu gönül,, Yazan: Saime Sadi — — » — Zalimi.. Zalim!.. Diye inledi ve yorganını ba- şından aşağı çekti. O günden itibaren, Aferidenin adı bir- denbire — değişivermişti. Artık ona “Afrodit, diyorduk.. Ve o da, kendisine verdiğimiz bu çök yerinde ismi, gurursuz ve iftiharsız, bir nevi yük gibi taşımağa başladı. Kız Muallim Mektebinin son sınıfında Dudakları ömründe hiçbir za- man en küçük bir gülüş gös- termiyen riyaziye hocamız bile, bu buluşuma gülmüş: y — Güzell. Demişti. Aferide bu yf Birdenbire hastalanıvermişti. Onun yoklu- gu, bizim aramızda doldurul ması imkânı olmıyan büyük bir boşluk açmıştı. Halbuki ©, etrafını neşe ile dolduran kız- lardan değildi. Jestleri yoktu. Gürültücü, şakacı, muzip maktan çok uzaktı. Konuşurken sesi, lâtif ve uzak bir ahen gibi, meçhul derinlikli , den eser gelirdi. Bu sesin ma> deni hiçbir tonu — yoktu. Si de, varlığı gibi yumuşak ve sıcaktı.. ki, Hani bazı şeyler "_'d"_ ie mevcudiyetlerinin ve tesirlerinin bizdeki izlerini kolaylıkla anlr yamayız, Aferide de öyleydi.. Onu yalnız yakınları seviyor değildi. Bütün şınıf, — bütün mektep, bütün tanıdıkları, er- kek, kadın, ihtiyar genç herkes seviyordu onu... Yalnız; şimdi iyice hatırl- )'onllll: Onda garip bir melânkoli vardı. Galiba, ona en çok ya- kışan da bu idi. İri gözlerinin berraklığı içinde, namütenahi bir düşüncenin, tarif ve ifade edilemiyen derin bir hüzaün Uçuştuğu görülüyordu. lığında her akşam uğ- rardım. Gözleri birar — daha büyümüş gibiydi. Çehresinin ",ç"şh_'h. inceliği artan parlak sildinin — altındaki - da arları, Parmaklarının zarif — uzunluğu, Ona bu hastalığında ilâhi, saf B bambaşka bir şekil ver Mişti, Bir akşam, karyolasının baş- Ucunda — dürüyordüm. Buügün daha yorgun, daha bitkin gibi Londra, 8 (ALA. ) — İngiliz matbuatı Frankoya ait Balcares kruvazörünün - hükümetçiler ta- rafından torpillenerek batrık: ması hâdisesi ile çok meşgul olmaktadır. Taymisin mütaleca- sına göre Cumhuriyetçi filo ar- tık Asi filosuna kafa tutacak bir vaziyete gelmiştir. Ve mu- hariplık hakları tanınması Asi- lere Cumhuriyetçi limanlarını fili bir tarzda ablukâ altına a" mak imkânını vereceği nazar> yesini ortadan kaldırmıştır. Sol cenah matbuatı ise bit- tabi hükümetçilerin . zaferinden memnun olmakta ve fıkat de- niz kuvvetleri arasındaki muva- zenin muhbariplik haklarının ta- mızmasına karşı yükseltilen iti- razları ortadan kaldırdığını söy- lemekte pek istical gösterme- mektedir. Niyüz Kronik diyor ki: *Çemberlayn, İspanya mese- lesinin tamamile İtalyanın gizli anlaşmasına idhal olunacağını vadetti. Fakat bu meselenin ne tarzda anlaşmaya konulacağı Londra komitesine havale memelidir. Çı'uılnîı ilânihaye uzayıp gidecektir. İtalya, İspan- yıdıkpi şuvvotlırlui ;ıri ı::k' mek ve Frankoya harp levazımı göndermek suretile iyi niyetini isbat - eylemektedir., Son haberlere göre, ihtilâlci- ler, intikam almak için, bugün Kartajen limanını tayyarelerle 3 defa bombardıman etmişler ve külliyetli bomba atarak, mühim hasarat yapmışlardır. Roma müzakereleri — Başı Tinci sahifede — at kabilinden kalacak ve pek ko. Tayca bir hal yekline bağlanacaktır. Vaziyote reslist bir gösle bakı- İacak olursa temenni edilen bua uyuşmanın mümkün. olduğu melice- viae varılmamak kabil değildir. İogiltete artık bir emri' lini alan İtalyaa — imparatorlaj bir'esimet noktan — gibi alır vi mun meticesi olarak İtalyaya istihen: Yermeğe ram — olursa, İtalya da İngi enisyolları: nn hükim etimi Smubafara etmek tün — dünyayı elde etmek dilik m etmesini beklemektan ve bu esaslar Üzerii inkişafını temeani otmek. tea başka yapılacak birşay yoktur. idi. Uzun; geniş gölgeli ve ucları kıvrık kirpiklerinin —al- tındaki gözleri, daha uzaklarda dolaşıyordu. Odada kimse yoktu. — Kar yağıyor değil mi d- şarıda Saimel Dedi.. — Evet, dedim, fakat çok hafif... İçini çekti: — Ah, dedi, karı ne kadar severim.. Karın yağışı, karın savruluşu, karın uçuşu beni ne kadar heyecanlandırır. bilmez- sin.. Sonra, temiz bir yerde, bembeyaz bir kar tabakası dü- şün.. Tertemiz, lekesiz bir ta- baka.. Gözlerini; kapedi: — Şu meçhul şairin kış ak- şamlarını okusana bana Saimel, Aleridenin - istediği şir, ismi hatırımda değil, br mecmuanın ilk sahifelerinde çerçeve içinde neşrettiği güzel br. parçaydı. 9 Matt Ihtilâlciler, intikam almak için sağa sola saldırıyorlar Londra gazeteleri, (Balear) hâdisesile meşguldür. Taymis gaze. tesi, Cumhuriyetçi İspanya donanmasının mevcut olduğunu yazıyor (Balear) zırhlısı, Amiral sancağını hamilen battı Bu hâdiseds:, Amiral de dahil olduğu halde tam al'ıyâz kişi boğulmuştur Cebelüttarık, 8 (Radyo) — Deniz muharebesinde batan Frank- sist Balcar zırhlısında, amiral ve zabitler dahil olduğu halde 600 kişi boğulmuştu . Muharebe esaasında o c'varda bulunan İngiliz muhripleri mü- rettebatın gemiyi terketmesi için işaretler vermişlerse de zabitan ve efrad denize atlamaktan imtina etmişlerdir. Ölü miktarı, bu sebepten fızladır. İngiliz muhriplerinin sandalları, denizden 200 kişi toplamıştır. Balear zırhlısı, gtânda direğinde Kontr amiral sancağını hamil olarak batmıştır. Türk - Yunan dostluğu — Başı J inci sahifede — Muhtelif teşekküller, ellerinde zeytin ve defae dalları olduğu halde istasyona gelmişler ve Başvekili, — şiddetli — alkışlarla karşılamışlardır. General Metaksas, vagondan çıkınca eller üstünde otomobi- line bindirilmiş ve görülmemiş derecede coşkun tezahürat için- de Başvekâlete gitmiştir. Yunan Başvekili, Başvekâlet binasında derhal matbuat mü- messillerini kabul etmiş ve ken- dilerine beyanatta bulunarak, Ankaradan son derece memnun avdet ettiğini, Yananistanın Tür- kiye ile daha sıkı bir surette elele verdiğini ve bundan do- layı ayrıca mütehassis olduğunu ilâve eylemiştir. General Metaksas, müteakı- bBen kabineyi içtiman davet etmiş ve Balkan — konseyinin verdiği kararlar hakkında uzun uzadıya izahat verdikten sonra, Türkiye, Yugoslavya ve Ro: manyâ sefirlerini kabul eylemiş, kendilerile uzun müddet konuş- muştur. Atina, bugün baştan başa bayraklarla donanmıştır. İtalya Triyanon muahedesinin lâğvına taraftardır Roma, 8 (Radyo) — Jurnale Di'ltalyı gazetesi; Macaristan Başvek'li M. Daraninin son be- yanatından bahsederek bir ma- kale yazmıştır. Gazete, Triyanon — muahede- sinin lâğvı için İtalyanın Ma- caristana zahir olmağa âmade bulunduğunu kaydetmektedir. İmzası da yoktu. “Kış akşam- lan, gürbette kalmış bir gen- cin, uzak hasretlerini ve ıstı- raplarını anlatıyordu. Şimdi bunu okumak istemi- yordum. Zaten hastanın kendi hali kâfi idi. Onun sakin ru- hunda yeni bir heyecânın uyan- ması doğru olmiyacaktı, — Ne sustun Saime, okusana kuzum! Saçlarını — okşadım: — Gel, yarın akşam okur yayım... İlk defadır ki, birşey üzerinde istâr ediyordu. O, ©o kadâar kibar ve naziktir ki, hayatında hiçbir zaman onun birşey üze. rinde ısrar ettiğini görmemiş- tim, Bu, belki d-, her söyledi- $i şeyin esasen makul ve ka- bule şayan olmasından mı ileri geliyordu, bilmem.. Fakat bu akşam.. İşte, şimdi de görüyor gibiyim, kaşlarının üstünde © şiküyet eden, o yak- Belçika Maliye Nazıri istifa etti Brüksel, 8 (Radyo)— Belçika Maliye Nazırı B. Döman bugün istifa etmiştir. Yerine, B. Merlo geçmiştir. Belçika kabinesinde yeni bir buhran baş göstereceğinden en- dişe ile bahsolunuyor. İki Rus diplomatı Rusyadan kaçmış ise de Polonya hududla. rında yakalanmıştır Varşovâ, 8 (Radyo) — Rus- yadan —kaçan iki diplomat, Moskovadan verilen emir üre- rine Polonya hududlarına gir mek üzere iken bindikleri tren durdurulmuş ve kendileri tev- kif edilerek Moskovaya gönde derilmiştir. Pa M. Eden Lord Baldvine mülâki -olmak üzere Fran: saya gidiyor Londra, 8 (Radyo) — Sabık Hariciye Nazırı M. Eden, ya- rın - Parise gidecek ve orada hemşiresinin yanında az bir müddet kaldıktan — sonra, Dajorda bulunan sabık başve- kil Lord Baldvine mülâki olmak üzere Paristen ayrılacaktır. İzmit fidanlığında yetiştirilen meyve fidanları İzmit, 7 (A.A.) — Vilâyet - danlığında busene yetiştirilen 31,000 muhtelif aşılı meyve fi- danı ile 259,000 adet muhtelif aşısız meyve fidanı halka de- gıtılmıştır. Gelecek sene daha fazla miktarda fidan yetiştirik mesi kararlaştırılmıştır- varan hafif çatıklık belirmişti: — Beni kırmal.. Bunu ben kendim de okuyabilirim.. Fakat sen daha başka bir zevkle, daha başka bir ahenk ve ruh yakınlığı ile okuyorsun da.. Pekil Dedim ve istediği şüri okur dum.. Gözleri kapalıydı. Kirpikleri titriyordu. — Dudaklarının, yü- zünün rengi biraz daha uçmuş- tu. Ben şiirin okumasını biti- rince, elini alaıma götürdü: — Gürbet -diye mırıldandı gurbetl. Ben de gurbette gi- biyim.. Hem de bir ruh gur- betindel.. Aferidenin bu sözü beni şaşırtmıştı: — Ne demek istedin Aferi- de?.. Hangi ruh gurbetinden bahsediyorsun? j İçini çekti ve zorla gülüm- sedi: — Devam edeçek — Ükülan aA