20 Şubat 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8

20 Şubat 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'RaADYO Bugünkü program İstanbul radyosu ÖĞLEYİN : 12,30 Türk mu- — sikisi, 12,50 Havadis, 13,50 - Pilâkla Türk musikisi, 14 Son. AKŞAM : 18,30.Dans musi- — kis, 19 Türk musikisi, 19,30 — Konferans, 20 Türk musikisi, — 20'30 Havaraporu, 20,33 A- rapça söylev, 20,45 Türk mu- - sikisi, 21.15 Stüdyo orkestrası, — 22,15 Ajans haberleri, 22,30 “Mühtelif parçalar plâkla, 23,30 —— Japonlar | Çinde ne kadar yer işgal etmişler — Roma, 19 (Radyo) — Şang- —haydaa bildirildiğine göre, Ja- ponlar şimdiye kadar şimaii Çinde 660 bin metre murabbar, erkezi Çinde de 70 bin metre murabbar genişliğinde arazi iş- gal etmişlerdir. — Danimarka, kral ve - kraliçesi Berlinden Parise gidiyor Berlin, 19 (Radyo)—B. Hitler, resmi olarak buraya gel- huluıı Danimarka kral ve e bugün Danimarka Mlıındıdı ziyaret etmiş- Kral ve kraliçe, Parise ha- üıhhdir Orâdan (Kan)e a ıüylı'yooı*l nutku bek: lüzum yoktur. 4 Şubat liselerinde dikkat nazarında sulundurulması icab eden şey- 1 ııııııyoııl teferrünt değil dir. Fırka ile münasc- olmıyan — zabitlerden dir grup açığa çıka- ün kuvvetler Hit- ı i altına konulmuşlar: — dır. Von Rîüıhıp Hiariciye < Nazıri olmuştur. Almanya eko- nisi dört senelik plân içinde bir kül haline getirilmiştir. Bun- lar dikkat nazarında bulundu- i » gazelesine göre: Almanya hâdiseleri ancak 20 Ş mütkunda — aydınlanacak- a Şimdilik Almanya yüzde yüz nazileşmiştir. 4 Şubat hâ- disesi şimdilik iki büyük netice bulunuyor. — Banlardan ti Almanyanın askeri meka- vahdet vücude ge- | Roma ziyareti esnasın- devlet reisinin değil, iki in karşılaşacağı ne- ci netice de şu- lııdıı sonra Almanyanın &i politika mücadelesi na- Berlin mihverinin — takvi- ü ifade eder. YAZAN; Sax Rohner ıonml B . 20 Şab | Şark tütünleri için müşterek cephe Şark tütünlerinin ıhrıcıtıudı nıılınndın zararsızca çıkabile- Beşıktaş dün 3-0 ve bir müddet sonra (| kızıL AKREB Alsancağı yendi Çoktanberi güzel bir. maç seyretmek — fırsatını ele geçire- miyen halk; Alsancak - Beşiktaş maçını görmek için sahaya âkın etmiş ve sahâanin tribün- leri ve açık tarafı dolmuştu. Oyuha grişmeden evel mü- sabakan'ın — muhtelif safahatını gözönüne getirerek diyeceğiz ki Alsancak takımınin, birinci ve ikinci devrede başta Cemil ye ve kalecisi olmak üzere müda: faası fevkalâde oynamış, mu- hacim hattında her iki açık ta nisbeten muvaffak olmuşlardır. Fakat Üüç Oortanın ve bilkassa Saimin ayakları felce uğramış gibiydi. Basri de mütemadiyen zikzak yapıyordu. Misafır Beşiktaş takımına ge- Hince; birinci devrede Alsancak müdafaasını yarmağa muvaflak olamadı. İkinci devrede de ta- kımında tadilât yapmak suretile oyuna girdiğini ve üç gol attığı halde Alsancağın enerji ile ka- rışık oyununa karşi muvaffakı- yetli bir oyun çıkaramadı. Keza ikinci devrede bilhassa sert bir oyun sistemi tatbikine kalkıştı. Şimdi de oyunu takib edelim: Sahâya önce Beşiktaş takımı çıktı, halkı selâmladı ve alkış- landı. Bir az sonra da İzmir takımı göründü. Kale intiha- bından sonra takımlar şu şekil- de dizildiler: Beşiktaş: Mehmed Ali, Hüsnü, Faruk, Fuad, Nori, Rifat, Eşref, Şeref, Hakkı, Rıdvan, Hayati. Alsancak: Hilmi, Cemil, Z. Ali, Rasim, Enver, Necmi, Hak- kı, Basri, Saim, İlyas, Döğan. Alsancak oyuna güzel baş- ladı ve ilk dakikalarda br kör- ner kazandı. Gölsüz geçen kor- neri Alsancak müdafaasında kı- rılan bir Beşiktaş akını takib etti. 4 üncü dakikada Alsancak takımının sağdan inkişaf eden seri bir akım Beşektaş müda- faasını - karıştırdı. — Ortalanan topa Basri yetişti ve vole bir vuruş yaptı. Mehmed Ali ye- Tinde Mmüdahalesile kurtardı.. Öyün çok seri ve güzel oyna- “myordu. 6 ve 9 üncü dakikâ- larda Beşiktaş biribirine neti- “cesiz geçen iki korner kazandı. Dakikalar geçtikçe oyunun #ürati artıyor ve top san yeler içinde kaleden kaleye mekik doku- yordu. 12 inci dakikada — Beşiktaş en ilham alacaktır. Bu da | kalesi önünde top Basrinin aya- ğına düştü. Fakat Basri topu ezdi, muhek'tak bir fırsatı ö ÇEVİKEN: Sezai Yaşıt ğt “rA SÜĞ z Mw Harton bunları düşü- kapının önünde bir oto- ilin durduğunu işitti. Bir az Madam Gregor içeri gi a İi&hı Donbar sizi gör mek istiyor, dedi. Yanında birisi de var. Yüzü gözü yara a '—B-nı-ılıı. Bir kaç Saniye sonra içeriye ürdi. Bunlardan — biri Yanında başı sarılı , Yüzünde, şakağın- tının kenâmna kadar eskin bir yâranın izi gö- 'du. ©a hayretle bu adama İKİNCİ KISIM bakarken Donbar bir kahkaha attı: — Nasil, dedi. Mükemmel bir makyaj değil mi? Dostum Maksın bu husustaki — mehareti doğrusu takdire şayan. Harton - bir şey söyliyemedi. Gaston Maks gülerek söze ka rıştı. — Bu gece için, yüzü yaralı adam oldum. Yani mezardan çıkan bir hortlakl, Hakikaten Maks bu makyaj altında tıpkı, istemiyerek öldür- düğü, canavara benziyordu. En tecrübeli bir göz bile onu tanı» yamazdı. Harton t>brik etti: — Fevkalâde — muvalfak ol dürdü. 14 üncü dakikada Ce- milin güzel bir müdahalesi- AL sancak aleyhine inkiş:f eden Beşiktaşın tehlikeli -bir akının kesti.- Alsancak takımı nozmal ve güzel bir oyunla Beşiktaş müdafaasını karıştırıyor, İakat üç orta muhacimin tecrübesiz- liği yüzünden netice alınamı yordu. 24 üncü dakikada Beşik- taşın seyrek akınlarından bi- rihi görüyoruz. İzmir kalecisi Hilmi, Şeretin yerden'bir şutünü eüfes bir plonjonla — kurtardı. 32 inci dakikada Alsancak ka- lesi firikikten bir tehlike atlattı. 34 üncü dakikada Beşiktaş ka- lesi bir gol tehlikesi ile karşı- laştı. 35 ve 37 inci dakikalarda her iki takım aleyhine iki kor- ner olda, Fakat ikisi de neti- cesiz geçti. Alsancak — nisbeten — hâkim oyununa devam ediyör ve Be- şiktaş agısıf sahasından âdeta ayrılmıyordu. 44 üncüdakikada orta müdafi Enver güzel bir top yakaladı ve kuvvetli bir şütle Beşiktaş kalesine gönderdi, fa- kat top kalenin sol zaviyesin- den Aavut oldu. Bir az sonra devre Alsancağın fakat golsüz hakimiyeti âaltında 0.0 berabere bitti. İkinci “devrede Beşiktaşlılar takımlarında epeyce tadilât yap: mışlardı, Nuri müdafaaya, Hakkı sânterhaf mevküne, Hüsnü sol içe, Eşrefi merkez muhacime almışlardı. Bununla beraber Al- sancaklılar hakim — oyunlarına devam ediyorlar ve 4 üncü da- kikada neticesiz kalan bir kor« ner kazanıyorlar, Fakat 6 ıncı dakikada müdafi Alisin hatası yüzünden Beşiktaşlılar ilk gol lerini kazandılar, Bu gol müte- madi hâkim öyüyan Alsan- aUı=Mııhhı bozdu. Maa- mafih gene toplanmağa çalışır yorlardı. Üç orta muhacimin uyuşukluğu berdevamdı. 31 inci dakikada Beşiktaş indi. Eşret topu Hüsnüye geçirdi, Hüsnü de) sıkı bir şütle bunu gole tahvil etti. Şeref golünü bekliyen halk Alsancak takımını teşciye baş- ladı. Fakaât netice başka oldu: 35 inci dakikada Eşref topu orta çizgiden kaleye kadâr in- dirdi. Alsancak müdafansı topu kornere attı. Rıdvan, kornerden gelen topu, güzel bir kala vur ruşu ile üçüncü defa olarak ağlara taktı. Oyun da 3-0 mi- safır takımın galibiyeti i! i muşsunuz, Mister Maks, cesurca br hareket, lâkin çok tehlikeli değil mi? Meselâ — “yüzü yaralı adam,ın öldüğünü hissedecek olurlarsa.. — Kat'iyyen anlaşılmıyacak, Çünkü ölen Parisli polis Gaş- ton Makstır. Bunu cesedin ko- lundaki — bilezikten — anlıyoruz. *Yüzü yaralı adam, cinayet günündenberi — saklanıyordu. Şımdi meydana çıkiyorl Doktor cevab vermedi. Miz. ka ile konuştuklarını hatırladı. Maks düşüncelerinde Pek haklı idi. Düşmanları - onu - çoktan öldü. biliyorlardı. Fakat bunu söyliyemezdi. Bir az evel kapa. dığı zarlı masanın . Üzerinden alarak eraniyet müfettişine uzattı; — Bu zarfın içitde, dedi, Bazı şeyler var. Şayed bu ak- şatnki maceradam dönmiyecek olursam açıp * 2 rica ederim. Donbarla Mak$ taşımışlardı. | velâ şunu söylyeyim ki müşterek bir »cephe kurulması, son İstanbul konferasında ko- aüşüldü. Bu davanın başlıca Mütehassıs atından |biri de eski Yunan Ziraat Nazırı B. Anastas Bakklbaşıdır. Sabık Yunan Na- zıirı bu mühim bahse dair bir makale yazmıştır ve şudur: Türkiye ile Yunanistan arâ- sında yapılan son tütün görüş- meleri neticesinde iki dost mem- leket muayyen uyuşmalara var- mışlardir. Tütün, iki memleket için de çok mühim bir milâi mahsuldür. İki memleketin böyle bir hayati meselede anlaşmaları elbette memnuniyetle telâkki edilmeğe değer. Her iki memleket bu meselede iş beraberliği yapmak ihtiya- eındadırlar. Bu ihtiyaç her ikisi için aşikârdır. Varılan anlaşma- ların tatbikat sahasına geçiril- mesi elbette geri bırakılmıya- Caktır. Şark — tütünlerini — yetiştiren memleketler arasında tabit bir menfaat birliği vardır. Tütün üzerindeki iktısadi siyasetlerini birleştirirlerse mahalli buhranla- ma önüne geçerler. Bundan baş- ka harici p.yasalardaki vaziyet- leri de iyileşir. Şark tütünlerine ait işlerle az, çok meşgül ok muş bulunanların bu noktada tereddütleri yoktur. Tütün hakkında iş beraberliği fikri ilk Balkan görüşmelerinde ortaya atıldı. İkinci Balkan gö- rüşmelerinde bahis derinleştiril- di, Türkiye, Yunanistan ve Bul garistanın tütün meselesinde bir cepheden hareket etmeleri ka- rarlaştı. Milletler Cemiyeti de Şark tütünlerinin himayesi için hu- sust bir komite kurdu. Burada müşterek hareket edildi ve bir takım kararlara — varıldı. Eğer kararın hepsiani tatbike imkân olsaydı üç memleket tötün buh- Beşiktaş, bugün, Yamanlar spordan Esadın idaresinde Üç okla oynuyacaktır. İstanbul, 19 (Husust) — Fe- nerbahçe ile — Muhahzgücü, se hr sfıra berabere kaldılar, Ankarada bugün iki maç var Ankara, 19 (Hususi) — Ya- riın Ankara stadında iki mühim müsabaka — yapılacaktır. Saat 13 de, Ankarada yeni teşekkül eden Ankara Güöneş külübü gençlerinden mürekkep takımla Ankaragücü takımmı bir müsa- baka yapacak, saat 15 te de evıleı berabere kalan Gençler irliği * Harbiye takımları şild neticelendirecektir. Bir iki saniye doktora baka kaldılar. Sonra kahkahalarını zaptedemiyerek gülmeğe başla- dılar. Harton ilâve etti: — Fakat cağ salim dönersem okumadan iade edersiniz. Danbar doktor Hartonu te- min etti — Bana itimad edebilirsiniz doktor. Bu sırada Gaston Maks söze karıştı: — Sizi tanınmıyacak bir hale sokmalı, İlâzim olan — şeyleri br çanta içinde getirdim. Bu gece hemen oraya gidp bir çok müşküllerimizi halletmeliyız. Meselâ Mikel Paristen niçin kalkıp geld. Bu geliş acaba *yüzü yasalı adam,, n gaybubeti ile alâkadar mı? — Ya Mikelle karşılaşırsak? — Sevgili dostam, — biz eli- mizden gelen her şeyi yapalım da öbür larafı Allah kerim. Ev- gide- ceklerdi. 21 Mart 1933 tarihinde Tür- kiye, Yunanistan ve Bulgarista- nın, Milletler Cemiyetinin önüne | koydukları müşterek beyanna: menia tarihi bir kıymeti vardır. Beyanname; mahdut bir iktısadi meselenin çerçevesi içinde kal- miüyor, Balkan memleketleri ara- sindaki münasebetleri — sıklaştı- racak, geniş esasları ihtiva edi- yorda, Bülün bu temasların ve müş- terek çrlışmaların faydaları var- di. Bu sayed: müşterek dava- lâr tetkik edildi.. Ve bunların müş'erek bir surette halline ait çareler elbirliğile ve cesaretle tetkik olundu. Üç memleket, Milletler Ce- miyeti huzurunda davalarını be- raberce müdafaa ettikten sonra İstanbulda ikinci bir tütaün konferansı halinda toplandılar ve müşterek bu çalışmanın te- mellerini attılar, Fakat bu &- rada tütün buhram halledildi. Varılan projenin tatbikine doğ- ru gidilemedi.. Aradan geçen seneler içinde Türk- Yunan dostluğu genişledi. Müşterek bir mahiyeti olan ik. tısadi mese'elerde — beraberce hareket edilmesi tabii görüldü. Tütün meselesi bu yolda müş- terek meselelerin başında geli- yordu. Bu meselenin beraberce konuşulması bir zaruret sayıldı ve konuşmiya — Bulgaristan da gçağırıldı. Son defa İstanbulda yapılan görüşmelerde bir tıkım prens sipler kararlaştı. Dunlar hak- kında Bulgaristan he..üz fikrini bildirmedi. — Fakat - kararların tatbikine — Bulgarın da iştirak edeceklerini kuvvetle ümit et- mok caizdir. Bu ümidim'z, Şark tütünleri« nin dünya piyasasında maruz olduğu daimi tehlikelere dayan- maktadır. Son senelerde dünyamıa her köşesinde — (İtalya, — Romanya, Yugoslavya, Rodezya vesaire) Şark tipi tütün yetiştirimek te- şebbüsleri aldı, yörüdü. Bu memleketler, mahalli — ihtiyaç- larını — temin ettikten başka dünya tütün piyasasına da rakip sıfatile atılmaktadırlar. Diğer memleketlerde do ken- di dahili istihlâkleri için Şark tipi tütün yetiştirmek yolunda teşebbüsler ve tecrübeler eksik değildir. Şatk tütünleri için en büyük tehlike Çin, Japon ve Amerika, Virjiniya cinsi tütünlerin dünya tütün piyasasındaki — rekabetle- cağimiz yer sade bir toplantı yeri olmaktan ziyade esrarkeş- lerin ocağıdır. Yani oraya Ah: FangeFunua müsaâde edeceği herkes girebilir. Saniyen “Kızıl Akreb, çetesine mensup olan: İarın umuümiyetle biribrlerini tanımadıkları âşikâr, Çünkü karşılaştıkları zaman alâmeti farika olarak altın akrebi kulla. mıyorlar. Kapıdan girerken pek güçlük çekmiyeceğimizi zanne- diyorum, Asıl mesele - içeride, bütün dikkatimizle hareket et- meliyiz. Akreb görünür görün Mmez ben hemen üzerine atıla- cağım. Siz de düdük öttüre- ceksiniz. Kabil olursa diri diri yakalamağa — ça'ışacağız. Aksi takdirde bir saniye bile kay- betmeden ateş edeceğiz. Mister Donbarın idaresinde mahalleyi sarmış bulunacak olan polisler düdük seslerini duyar duymaz hemen içeri dalacaklar. Haydi. boşuna vakıt geçirmeden hı o zi < Vo'; Pdpen b —— Beyanatta bulundu.. Berlin, 19 (Radyo) — Alman- yanın sabık Viyana sefiri Von Papen, bugün buraya dönmüş ve Hariciye Nazırı Von Ribben- tropu ziyaret ederek Viyanada yaptığı konuşmalar —hakkında izahat vermiştir. Von Papenin yerine, Von Kribelin tayin edileceği söyle- niyor. Voa Kribel, B. Hitlerin ea esk ve yakın arkadaşlarındandır. Pariste çıkan Övr gazetesi de, Viyana sefaretine sabık Maliye Nazın Von Şahtın / tayin edile- ceğini haber veriyor, Berlin, 19 (A.Â) — Angrft güzetesi Von Papenle yaptığı bir mülâkatı neşretmektedir. Bu mülâkat esaasında Von Papen ezcümle şöyle demiştir: — Siyasi mücrimler için Avus- turyada ilân edilen umumi af tam olmalıdır. Avusturyan'n Av- rupadaki vâziyetini Almanyaya karşı olan tatzı hareketinden ayırmanın kabil olmadiğı hak- kındaki kantat gittikçe kuvvet bulmaktadır. Şimdi mesele tali- hön bize Cermenlik sahasında nasip ettiği bu temessül keyfis yetinia seyrini kolaylaştırmaktır. Ayni faal yetin fikir ve ruh sas halarında da tetelli etmesi lâ> zimdir. Cermen kâvmine ıynlııı sahada inkişaf zaruret ve im- Kânları için ayni fikrler hâkim almalıdır. tülünleri br çok piyasalara hâ- kim - olmüştur. f..m-ıım gibi yalnız Şark tütünü kullanan mğ. him piyasalar Vi:jiaiya tarahna geçmişlerdir. Baltık memleketlerinde ve Mi sırda ayni istidat görülmektedir. " Bütün bu haller, şark tütün- leri - için tehlikeli bir - va: hazırlamaktadır. Wmt Büsseli tarafında siçara istihlâki deh. şetli bir sürette arttiğı halde şark tütünleri bu artıştan hiç Buhrandan - evel gark tütünleri ist hlâci 108 mil- yon kilo iken bugün 85 milyon — kıloya düşmüştür. Bu coktanın ESLELİNEE CKS KNNUNSAZYUN CA NDSU rldır. Virjoiya ensi Amerika Almanya, İsveç, - ehemmiyeti, dikkatten uzak kals mamalıdir. Bütün ticart mübadelelerin büyük bir kismı takas şeklinde yapılıyot. Tütün ıhrıaeıpııh*’ dan istfade etmesi de ayrıca Beklenebilirdi. Halbuki — öyle Olmamıştır. Sebep, şark tütüm — leri istihsal eden memleketler ârasında birlik bulunmaması ve * bir tepheden yürünmemesidir. İstanbulda tütün & da elde edilen* neticeleri, bu vaziyet karşısında memüüniyetle karşılar ve bunların yakın istikbalde daha geniş anlaşma- İara başlangıç olmasını dilerim. — . Cını—nn: izinde o Bir keç saât süren güzel bir — havadan sonra gökyüzü tekrar kapanmış, soğuk şimal rüzgârı şiddetle esmeğe başlamıştı. Ko- yu bir sis şehri kaplarken ınıı bir- yağmur çiseliyordu. Karanlık — yollarda glülı ilerliyorlardı. Nihâyet Ah-Fang-, Funün — evinin - bulunduğu dar — Gaston uıııı:'y sokağa sapllar. konuştu: — Yaklaştık. Fakat M çocuklar, güzel ııklınııdıı burunlarının — uçlarımı bile göz termediler! t — Zannederim şu kı'ıü kapı. Umarım ki hususi bir K hşma şekilleri yoktur. dükkânın kapısına vurdu. de. hiç olmazsa birkaç T bekliyeceklerini ummaşlardı. Fa- at aradan iki saniyelik bir zar - Sonı var — V.

Bu sayıdan diğer sayfalar: