UZ SE Kış geçmıştı. Anadoıunun müdhiş soğukları da- Z SELİM ğılmış, karlar sokulmege başlamıştı — İmza ediniz! Diye irada buyurdu. Ağalar — mektupları alınca imza için saz — kalemlere sarıldılar. Fakat bak- tılar ki, bu mektuplar şehzade ğ Ahıd efendiye, bir saniyete- 'nddlklı mektubun içine göz — gözdirmekten kendilerini ala- — madılar. Padişah — gülüyordu. — Ağaları ise, büyük bir — telâş almıştı. — Acaba padişahin kendileri a Nh&ı şüpheleri mi vardı? “Bu suretle hatalarını yüzlerine — çarpasak onları idam mı etti- recektil. — Hakan, ağaların kalbinden — geçen korkuyu anlamıştı: — — Korkmayın, dedi, bu mek- tuplar, şehzade Ahmed efendi- — min maksatlarını anlamak - için tertib ve ihzar edilmiştir. Yok- / sa, sizin sedakatinizden eminim. “Ağalar, bunun üzerine ın;l— Mlın ıınlıdıkr ve pıdıu n tığı ı kalın kısa r öpoıık çıklılır K Pıdlııh ayni zamanda Amr valisine emir verdi: - Şehzade Ahmed elendinin yakında harekete geçmesi muh: temeldir, ona bana pe derp ııııuııf:“ veriniz. &T Kıo gelmişti. -Anadolunun soğukları dağılmış, kar- l sökülmeğe başlamıştı. — Gelen haberler, padişahın miştiz — Bu kuvvet şimdilik kâfi. 1 olsa Ankara üzerine yü- Tüyeceğim. Yolda epeyce kın— dılıı toplıyabilirim. A: an ler ve ağalar e h— kâmilen bana ta- aftar, Bittabi ben — Bursaya “yaklaşırken onlar biraderim Sul- n Selim canibinden ferağatla bana iltihak edecekler! Yazan: M Ayhan ei öi Bahar vakti idi. Evve'â Ana- dolu ordusu, sonra Rümeli - or- dusu iki ayrı yoldan Ankaraya doğru yürüyordu. Her iki taraf neticeden emin- di, Badişah; biraderi Ahmedin büyükçe bir kuvvetl> Yenişehire doğru ilerlediğini işitmişti. Bu itibarla Anadolu — ordusunu o istikamete sevketmişti. Ahmedin kumandasında Ka- raman askeri vardı. Fakat ge- riden ve geçtiği yerlerden epey- ©e asker toplamış ve ordu mik- tarı otuz binden kırk bine çık- mışti. Artık iki ordu Yenişehir ova- sınâ gelmişlerdi. Karşı karşıya cebhe almışlardı. Düşman kar- deşler, biribirinin ordusuna ba- karak diş gerdatıyorlardı. Sal- tanat ihtirası, neler yapmıyordu. Harp başladı. Anadolu kuv- vetleri, Karamân — askerierine karşı şiddetle ve muvaffakıyetle meydan okuyorlardı. Harp ye- rinde binlerce maktul vardı. Rumeli kıtaatı, ancak kısmen iş- tirak etmişlerdi. Oalar, icabında son kozu oynıyacaklardı, Ertesi gün harb gene çok kanlı, çok çetin bir surette de- vam etti. Karaman askeri, muh- telif cebholerde yavaş yavaş ric'ate başlamıştı. Ahmed, bu ric'ati tanzim edemiyordu. Ru- meli kuvvetleri de iltihaka ge- çiyorlardı. —Artık şehzade Ah- med için tutunmak değil; mun- tazam bir surette geriye çekil- mek imkânı bile kalmamıştı. Ahmed, mağlüb olmuştu. Kar- şılara baktı: Selim, kimbilir hangi küme- nin içinde idi. —"Yumruklarını sıktı, haykırdı: — Zarar yok. Bu defa da gar lipsinl, ARADA SIRADA ai — — — Kıuııın askeri — kaçışıyordu. es'ir edilenler kâmilen öldürü- lüyardu. Adeta onlardan - inti- kam alınıyo.da. Ahmed etrafına bakındı. Ne- redeyse o da esir düşecekti. Yar nında bir kaç ileri gelen dostu, zabiti vardı. İçlerinden birisi, mağlüb şehradeye: — Devletlâm! dedi, tehlikeli dakikalardayız, kaçalım! Ahmed, dişlerini gıcırdattı: — Göne kaçıyorum. Gene kadınlar gibi gaçıyorum. Ne ta- lisiz bir adammışım! Sonra hayvanının - başını çe- virdi, kaçmağa başladı. Artık dolu dizg'n Yenişehir. ovasının öbür ucundan çıkmağa, dağlara sarmağa çalışıyorlardı. Hakan emretmişti: — Ahmed efendiyi — şiddetle takib ediniz!. Ahmed, ikide bir geriye ba- kıyordu. Bir müfreze kendisini takib ediyordu. Ansızın, atın ayağı bir taşa takıldı. Hayvan bütün süratile gittiği için tutu- namadı ve yuvarlandı. Atın bir ayağı kırılmıştı. Ahmed, bir ke- nara düşmüştü. — Eyvahi! Mahvoldum! Diye inledi. Çünkü kendisini takib eden müfreze, bir kaç adım kadar — yaklaşmış, — silâhlarımı çevirmişlerdi. Şehzade gene gu- rurunu bırakmadan yavaş yavaş ayağa kalktı. Etrafını çeviren müfreze, hiç ses çıkarmıyordu.. Ne yapılar cak, ne edilecekti? Müfreze kumandanı sipahiler- den birine: — Git, dedi, hakana haber veri. Ne ferman buyuracaklar? Sipahi, atını gerisin geriye epeyce yaklaşmıştı. Sipal kana yaklaştı: — Sonu var — ŞEN FIKRALAR Krrşılıklı: — Baba, evlenirsem seni dü- © davet etmiyeceğim. —— Neden oğlum? — Sen beni davet etmedin de ondan! Yalan değil: Bay pürhiddet sokak kapı- sından girer. Hizmetçi kurnaz bir kızdır. Bay ona sorar: — Fatma, söyle, bu sabah buraya hı geldi? ehibbasından birinin kulağına eğilerek der ki: — Ayk, Şüna bakl Kızına bri koca, kendisine de kocalı kadın bulmağa gelmiş! Adamana göre hesap: olunuyordu. betaya sordu: Geçenlerde bir Musevi- mek- tebinde, hesap imtihamı icra Mıîınıyyl.z. altıncı sınıftan Sa- — Senevi yüzde beş faizle pederinizden dört yüz lira borç d aldığımı farzediniz. Sene niha« yetinde, bu borcuma ödemiş olmak için, kendisine ne ver- meliyim? — Sekiz yuz lira! — Aman oğlum! Sen biç he- sap bilmiyorsun. — Affedersiniz efendim, ben çok yüzel hisap biliyorum am- ma.. Siz babamı bilmiyorsu. nuz! Uzaktan: Bay Ekremin babası, memle- ketten İzmire yeni — gelmişti. Bittabi ilk işi, yatılı ta'ebe olan oğlunun — çalışıp — çalışmadığını tahkik etmek oldu. — Oğlum! Dedi; derslerini muntazaman takib ediyor — mu- sun? — Evet babal.. Fakat benim — Onun için, ancak uzaktan takib edivorum. ANANen D îehif meseleleri: Herhangi bir tetkik karşı- sında bu telâş ne? Vicdanım bana diyor ki: Şehirli muztariptir — Başı T inci sahifede — Muhatabımın yavısına göre 6,10),978 Tiradır. Kendileri bugüne kadar ya- prlan iş ve belediye kasısında mev: cud paradan da - babssttiklerine ne- varan 937 yi de bu hesaba ithal et mek Hamgelir. Buna da toparlak rakam olarak bir milyoa lira der. sek belediyenin — eline küsurettan sarfınazar yedi milyoa Jira para geçmiş demoklir. Ba paraden İima Tat, inşaat ve tamirata — sarfolunun pora ise ayci hesaba nazaran yangın yetlerinin imarı için bunun yüzde 3,5 ga ve buodan hariç kalan bötün İzmir için de yüsde 2 #i taksim edilmiştir. Yani daha açık — suretle izah odersek tabminen 200 hektar. hk ve şehria boş addelunacak — bir parçasıma yüzde 3,5 bahşolunmuş ve 5500 hektarlık ve balkı en mütekik sif olan ee bakıma müahteç yörlerede, yözde 2 «i serpilmişti de 5,5 dar. Bu bizim bilgilerimiz değil, doğrudan doğtuya verilca he sabatın zübdesidir. Bunu çöre me- hatabımız bizim iddismin yani yan- gn yerlerine fazla — sarfolunmuş ö züdü tasdik ve teyid ediyor de mektir, Bu hesaba nazaran, imarat ve inşaat ve tamirata sarfolu- nan parâyı senelere taksim eder- isek beher söneye 54,000 lira sabet eder ki, bu paranın 38,090) Birası (otobüscülere ve ayrıca arsalara mukabil müteahhitlere yaptırılan işler hariç olmak üzre yalmız yangın - yerlerine, 16,000 lirası da İzmirin yangın yerin- den hariç bütün yerlerine sarf olunmuş demektir. Burada müsaadenizle ufak bir mukayese yapalım: 1928 « 1929 senelerile 1930 senesi nisfinda adi büdceden imarat ve inşaata aşağı yukarı 850,000 lira, yani muhatabımın gösterdiği varidat tahsilâtının asğari yüzde yirmisinden fazlası sarfolunmuştur. ki, senevi he- sab vasatis: 283,000 lirayı mü- tecavizdir. Yalnız bir seneye, meselâ, 929 seaesine bakarsak 1,281,000 ve küsur tahsil olunan varidata mukabil imarat ve inşaata ( ki tamirat dahil olduğu halde) sarf olunan para 300 küsur bin lira, yani varidatın yüzde 30 zu ol- duğu görülür. İşte muhterem Ocakoğlunun verdiği hesabata göre belediyemizin eski bele- diyelerle mukayesesi eskiden Asgari yüzde 30, şimdi İse yüz- de 5 buçuk (yangın yerlerini hariç addedersok yüzde 2 ve tamirat ta dahil olduğu halde) Arsa satışlarından olan intıfa ile otobüscülere yaptırılan yol- ların, bunlara dahil olmadığıni ve bunların yalnız yangın yer- lerine tahsis olunduğunu bik mem tekrara hacet var mı? Arsa satışlarından, yani arsa mukabili inşaat yaptırmağa ge- lince, bu hikâyeyi tetkik etmi- yeceğim, Zra bu iş bugün her» kesin bildiği ve gördüğü gibi bir arsa spekülâsyonu doğur muştur ki, bunun — neticesinin mnereye varacağını ve şehir — te- şekkülüne ne kadar müessir olacağını şimdiden tetkik etmek bir az acelecilik olur. Otobüscülere yol — yaptırmak meselesi ise, bunu — otoritesi Yazan: Dr. Memduh Say vakık buluyorum. Üçüncü kısım masarifi saire ve bakiye kalanı ise: i Bunlar bir belediyenin kanu: nen yapmağa mecbur olduğu vazifelerden başka bir şey de- ğildir. Beled.ye borcunu ver- meğe ne kadar mecbür ise, belediye bankasına yatırmağa da o0 kadar mecbur - olduğunu tabil — mühterem — muhatabım bilir. Bütün bu — hesablardan bakıye belediyenin elinde bu müddet zarfında 3,800,000 kü- sur para kalınıştır ki, — hesabda buna dair bir kayıd görmedi- gimden ben de yazıma idhal etmiyorum. 6 — Borç ödemeğe gelince, borç ödemek belediyeden zi« yade halkın sabrına, — halkin borçları ödemek için ne kadar tahammül ettiğine raci bir key. fiyettir. Bundaki hissei — fahır bunu vasıta olup topliyandan zyade bunu temin edene ra- cidir, Şehrli, senelerce yarı gece- den sonra zülmet içnde yaşa. mıştır. Tek borcumuz ödensin bahisleri Dabili hastalıklar mütehamınımıa De. M. Şavki Uşur diyot ki — Modern insanın günlük plânı! -)0 İnsanın tinel ve cismel tere biye ve duygulara pek mühim tesirler yapan spor ve j mnas- tik hareketleri şekillerinde her yerde tatbiki kolay olan iple jimnastiktir. İple jimnastik, hem kolay yapılır, hem de şekilleri itibarile can sıkmaz. İple jim- nastiğin diğer jimnastıklerden daha üstün ve faz'a şeki'ılııd ve kıymeti vardır. Bu jimnas- tikte kullamlacak, bir ipten iba- rettir. Spor ve oyun yerlerinde deniz banyolarında, gezinti yer- lerinde insanın hareket zevkini bundan fazla kamçılıyan bir âlet bulunabilir mi? Kısa bir din: lenmeden sonra bazı insanların kendi kendilerine gövdeyi bük- mek kolları çaprazlamak ve bus na benzer bir kaç jimnastik şekli yapmak istedikleri görür lür. Fakat sıkılırlar ve kendile- rine bakılıb bakılmadığını am lamak için ürkek, ürkek :lııî* larına bakınırlar. Bu göbi ye lerde insanı sıkılmaktan ınuk âlet kurtacır. Â et asasında bir gaye ve zevkli faaliyetler için bir cazibe vardır. İnsan kendi- sini o kadar yalnız duymamış olur. Elinde kendisile meşgul ol:cak br şey bulunmuş - olur.. Çalışma meydanı genşlemiş bu- lunur. Bu âlet kendi bususiye- diyel. Şehrin ölü bir şehir | tine uygün bazı jimnastiklerin haline geçmesine boyun eğmiş: yapılmasını gösterir. tir, eğlenmemiş. gülmemiştr, En değerli ip jimnastiklerini Hedefieri belediyenin borcunu ödemesini temin etmek olan iş ad , karanlıkta Çamur- lara saplana saplana işlerine gitmişlerdir. Buna mukabil ise, bir az ay- dinlik istiyen şehri, belediye azâsından muhterem bir zatın *gece gezenler maksadı mâh- susu takib edenlerdir- suretinde bir itabına maruz kalmıştır. Beled yo yeni bir membaı varidat keşfetmiş te şehri hisset» meden borcu ödemiş değildir. Şehirli bunu zaruri olarak his- az çok geniş bçimile de yazı- yor isek te, bü esas şekiller içinde bir sürü yeni yeni jime pastik usulleri bulmak ber va» kit kabildir. Bunun için yalnız ip atlamayı düşünmek kâfi ge- d, Vücud makinesini bu oyun- larla terbiye etmek zâruteti vardır. Nöbetçi eczananslır Bu gec: Kemeraltında Hilâ', Karataşta B. Habif, Keçecilerde Yeni İze mir, İrgadpazarında Asri; Setmiştir. Yarın akşam 7 — Açıkta toz toprak al- Kemeraltında 'IŞf:. Güzelyas tında satılan gıda maddelerinin | lıda Gözelyalı, Tilkilikte, B. kapanıp kapanmadığını zanne- derimki, —mesleğim itibarile, ben daha iyi bilirim. Muhterem muhatabımdan —burada sözü bizlere bırakmasımı rica ederim. Yalnız son mecliste meclis azâsından muühterem bir dok- torun alenen şikâyet ettiklerini hatırlatmama müsaade etmeleri lâzımdır. Açıkça pazarlarda ne kadar gayri sıhhi şerait altında mevaddı gidaiyenin satıldığını uzun uzün bahsetmişlerdi, Bu, kendilerine bir cevab teşkil eder ümidindeyim. 8 — Bataklık kurutulması da za.. Hastahana ile Sıhhiye dairesi arasında 1930; senesi seylâbın- da yıkılarak ve 1938 başına şına kadar el sürülmemiş lâğım çağlıyanı ve gölü gözönünde dururken bataklıktan bahsetmek bana tuhaf geliyor. Bataklıkları süprüntü ila dok durmak modasının © zamanın sıhhiyecileri ve makamatı arâ- sında ne kadar muhaberat bâdi oldoğu hâlâ hatırlardadır. Ve şehirliye ne kadar fedakâr- lığa mal olduğu da unutulma- mıştır. Bunlardan uzun uzadıya, bahis, hhnııh ğirmektir ki — istemi- lıı uzatmamak için neticeyi bağlıyatım: 1ı1— Ben ıılvıh Faik, İkiçeşmelikte İkişeşmelik, Alsancakta B. Fuat ane- leri nöbetçid rler — edi; ve kanaailerimi açıkça ıoyiyış'ynıııı Kanaa'lerim mevcud vessike istinaden, keni kanaat- lerim - vo fikirlerimdir 2 — Hesaplar belediye lehim de bir şey söylemiyor. Bahset- tiğiniz be âgatı erkamı bulama: dim. Ve iddialarımın aksine bir şey söylemiş olmadı. Hatta teyid edildi. 3 — Muhakkak vicdan seşik- nin dinlenmesi lâzımsa, vicda. nım bana diyor ki: Şehirli muz- taribdir. 4 — Şahsi işlere cevap ver- meğe fıtratim müsaid değildir. 5 — Muhatabamin tavsiyelek rine mukabil müsaadelerile ben- den bir tavsiye de bulunmak isterim o da şeh rlinin makamatı aidesine mühtelif yollardan vere diği bin'erce dilekleri, ricaları lütlen — okusunlar. Biraz halkı dinlesinler. Kimbilir belki. çok haklı şeyler vardır. * .. Bay Şevket Bilginin bu sa» bahki yazısını okudum. Bu tarz yazılarla alâkam olmadığını evek ce söylemişsem de insanın, hayriiht yari, kendis. için çalı- şanları bilen ve kadirşinas olan ve yolunu şaşırm'yan sevgili İz- mirim z karşısında her hangi birisinin yaptığı bir tetkike mü- kabil *bu elâşlara sebep ne?, * uğcaşmı. yorum,