Piyale efendi, firtmadan sonra sükünet bulan bir deniz gibi sustu, fakat içi kan ağlıyordu Sinan bey başını salladı.. Karşısında Piyale oturuyordu. Başını ona doğru çevirerek bay: dudun esinden evel başla- — dığı sözüne devam etti: İşte böyle Piyale efendil. — Hepimize hâkim olan takdiri ilâlüdir. Başımızdan neler gelip “neler geçeceğini bilmeyiz. Be; dakika evel yaşıyan, beş dakika sonra kaybolur. Bugün sahibi iket olan yarın haki zillete | düşer. Bunlar kaza ve kaderin işleridir. — Piyale başını salladı; — — Doğru söylüyorsun Sinan beyl — Sonra.. Bâzan din ve mil- letin maslahatları, şı bat ve ahvali. saire dolayısilâ ani ve fevkalâde işler de - olabilir. Padişahım.zın ef'al ve harekâ- 'tındaki isabetlerinden. emi) ol alısın üstat... — Hay hay Sinan bey!, Ben ni muazzamın kahraman- rana hayranım. Di'iyorum efendimi af bayursunlar. — — Coenabıhak da affetsin Pi: e efendi. Neyse uykunuz niştir.. nuz: Piyale kalktı, — elini göğsüne raraki Hoşça kalın. Sinan bey, görüştüğümüze begayet emnun oldum.. — Bendeniz de öyle, bende- niz de öyle mahzuzum.. Piyale efendi, kapıdı 'bir nefer, elinde fenerle kendi- ine -yol gösterdi. Piyale, acele ediyordu. Efen- disi belki uykudan - uyanmış, sendişe etmiş olabilirdi, “Artık misafir bulundukları '€eve girmişlerdi. Oda kapısından içeri girince Şşehzadenin yata- na baktı. Siyah. bir örtü.. Durakladı, şaşırdı, ağzı açıldı, fırladı: — A.. Acaba ben mi. ört- tüml. Sapsarı kesilmişti. . Bir adım, / bir adim daha... Yaklaştı. Tit riyen eli siyah örtüye uzandı. — Piyale efendi; dedik ya,, ze- n hassastı.. Her şeyi anla- çok uzun olmadı. Ceşedin kapandı ve yırtılırcasına — — Şehzadem, devletlüm, se- ni ben, bu. hi mi görecek- Halk, bir saniye için yü- züme bak, bir saniye için beni - dinlel. Haydar Ri.da,öx”: t n f neşriyat Mi x6: Hamdi ıı':ııı ÇANÇAL mam İDAREHANESİ Yazan:. M.Ayhan —Üd — Bebey yalancı; dedi; gene sen mi geldin.. Beni gene Si nan bey mi çağınyor? Ağa, yavaş yavaş Piyalerefene diye yaklaştı, şehadet pürmas ğını düdaklarına- götürdü: — Süs, mutedil' ol hocaml. Ben ne yapayım?. Ferman bu- lâdam geliyor.. Ülülemre itast borcumurdur. Sen sığ oll P yale efendi, fiırtmadan son- ra süküret bulem bir deniz gıbi sustu; fakât için içim hâlâ yar myon, kıvraniyordur — Artık" bBana da: yaşamılı haram oldu: Hüyattar. kimisem yokta ver yoktur. Ben-de efene dimi takib - etmeliyimi Ertesi gün, Korkud efendit nin de cetnazesi hazırlandı; sar- malandı, tabutlandi. ve yole: çi karıldı.. Hakan, irade: buyar- muşlardı: — Onu da ecdadımızın me: zarlığına gömünüzl, Cenaze o gün öğle vakti Bür- sanın - tenha sokaklarından. ge- çirilerek sultanlar — makberesine götürüldü. Sultan Selim, bittabi gelmemişti. Gelemezdi de:, Kor- kud efeadinin- arkasından yal- nız bir kişi- ağlıyordur Piyalel. Cenaze, merasimle topraklara indirildi. Hoca telkini verib” çe- kildi. Arkasından ihtiyar, yor gun; bitkin bir* vücud bu-kam- bur 've taze toprakların: üstüne kapanıb ağlamağa başladı. —Ah efendim;. ah devlet: Tüm ahi; Bu tek kişi, bittabi Piyaleden başkâ' kimse- değildi... . .. Kiş geçmişti. Hakan- südünü içiyordu. Hâlâ Bursadar idi: Sis nan bey içeriye girdi; Padişabı ona bakti: — Ne o Sinan?! — Biyikların kamçı gibi düşmüş? Sinan bey ellerini oğuşturdu: — Dövletlüm maruzatta: bu- lanmak isterdim- de.. — Söylel.. Kardeşim Alimed için söyliyeceksin - değil mi? Sinan bey gözlerini hayretler ' açarken padişah ta güldü: — Sen zekisin amma- Sinan hele hele bir kaç ölüm tehlikesi atlat ta- ondan sonra. Sinan bey ürper: — Allah efendimize ömürler versini Kulunuzun — hayatı kaç para eder ki. Hakan, südünden- bir yudum daha içti-ve sordu! — Kardeşim; Amasya - tarak larında'epeyce edepsizlik yapı- yormuş değil mi?, Sinan: bey boynunu: büktü: — Vallahi padişahım, - kulus | nuza-bir şey söylemek düşmüs yor. Şehriyarımca; her'şey ayan ve beyan.. Hakan ayak ayak'üstüne attı: — Haydi, haydi, sen merak etmel. Bir kaç gün sonra ora- ya da yollânırız. S'nan bey çıkarken gülüyor- du. Fakat padişahın'yüzüne baks mağa hiçte tahammülü, yoktu. Hâkan, bugüan emin bulun- duğu bir kaç valiye aşağı yur karı, şu mealde mektüp yazdı: — Memleketin ahvalini ıslah ile tebeai şahânemizin istirahat - ve huzuru daimisini temin için her lürlü —isyan - ve , ihtilâlleri i'ıiddede kahrü tedmir - etmek | gerektir. Amasya ve havalisinde | şehzade. Ahmed efendinin - ha- * ie dddi rekâlı, nezdi şahanemizde çok menfur olmaktadır. Kenditerinin maksad . ve emellerini lâyıkile aolıyaraki - muktazayi maslahatı yerine —gelirmek üzera - derhal taraf.nızdan. ona mektup yazınız. Ordu ve halkın kendisini 3e.ri saltanatta.. görmek. arzusunda bulunduğunu, benim — şiddetli ve zalimiıne harekâtla kulları- min kalbini kırdığımı bildiriniz. Yani *suretöer kendinizia de ona taraftan olduğunuzu ve müza- heretin'zden ömin buluamasını lâme ediniz.. Bâkalım, — neylis yecek? Padişah; tezkereci efendiya bu mektupları yazdırdıktan son- ra Spahilerin, — Yeniçerilerin, yayaların ağalarından bir kaçını çağırdı. Onlara iltifat etti, sons ra hazırlanmış bir kaç mektubu uzatarak: — Sonu var — Halkevi köşesi 1 — 20/2/938. pazar günü saat 14 de Hrikevlerinin ye- dinci- yıldönümünü — kutlulama töreni: yapılacaktır. Bu törene bütün yurddaşlar davetlidir. 2 — 25S/2/938 cuma günü akşamı saat 18 de mimar Nec- meddim Emre tarafından (Ay- dın oğullarına dair mimari eser- ler) mevzulu-bir-konferans ve- rilecektir. Bu: konferansa: bütüa yurddaşlar, davetlidir. 3 — “Fikirler, — dergimizde gençliğe bir sahife açtık. Mak-s sadimız, bugünüm kapasitelerini yarına daha küvvetli bir şekil, Kazırlamaktır. Yazı vermek isti- yen gençlerin yazılarını (Halke- dip ) adresine yol- ildiririz. 4 — Evimiz salonunda her hafta perşembe günü — akşamı sast; 20 de- bütüm- yurddaş- lara Karagöz oyunu oynanacak- tir, Parasız - olan bu. Karagöz oyununa- bütün - İzmirliler - da- vetlidir. 5$ — Ha!kevimiz Müstahkem mevki bando şefi- Bay Galibin idaresinde bir Halkevi bandasu: teşiil - edecektir. Devamlı! ve hevesli çalışmak hevesinde olan müzisiyenlerin kayıtların — yap- tırmak üzere evimiz - sekreterli. Şne başvurmaları - bildirilir. 6 — Halkevi, bir Halkevi marş müsabakaya koöyinuştur. İştirak etmek arzusunda olanlar nihayet martın 1lk haltasına ka- dar eserini evimize teslim et. melidir. Müsabakada — mavaifak olan eserin sahibi - mükâfatlan. dırılacaktır.. 7 — 19/2/938 cumartesi gü- nü saat 15 de Temsil- ve saat 17 de Ar komitelerinin haltalık. Hastalarını 11,30 dan bire ka. İdar Beyler - sokağında, Aheaç matbaası yanında kabul eder, -Muayenehane telefonu 3990 “îı telefonu 2261 Ustura ile yaralamış Çorakkapıda Alaca sokakta Beyşehirli; Hali' Etem: vs arka. “daşı Hasan -kavga neticesinde | İstanbullu. Türgüdü ustuna ile başından ve düdüğlüdaa yaralar mişiardir. ga Mavaş, bugünkü / cenub hus dudlarımızı teşkil edenşehir ve kasabalar arasında düşmanı ilk koğan ve istiklâlini ilkkazanan, bu suretle diğerlerine örnek olan yiğit bir şehir payesini — taşır Bu: topraklarda: yerleşmiş bir avuç Türk, içerisinde bulunduk» larr sayısız mahrumiyetlere rağ- men döğüşme yerine atılıp üalü bir- varlığı kendi hududlarında boğmuş, celâdet ve şecaatleri bu kadarla da kalmıyarak kom- şu vilâyet ve kasıbaların - yarı dimina koşmuşladır. Tarihe - lâyık- bir - zafer ve kahrtmanlık destanı yaratımış olan-yiğit' Türk” şehrinin:- üç hafta sürer müdafaası, hepimi- zin- göğüslerini kabartacak ve hepimizde defin iftihar hisleri uyandıracak binbir şehamet ve hamaset menakibile - doludur. Benzerine cihan tarihinde ender rastlanan -bu müdüfanyı bizzat istdâ ordusu — komutanları da takdir etmiş ve bu müdi ait hatıralarını muhtevi asarda Macaşı saygı ile anmışlardır. Maraş, her türlü muharebe vasıtalarından mahium sçık bir şehirdi. Top, tayyara ve tatıkı değil, müdafilerine — yetişecek miktarda silih ve cephaneleri dahi yoktu. Müteaddid defalar tekrar edilen araştırmalar - so- aunda av tüfeklerine varıncıya kadar toplanmış ve musadere olunmuştu. Na içerde bir asker, ne de dışarıdan bir yardım gör- mesi İmsâr vardı. Mevcudu; yerli Ermenilerin de - iltihakile ön binleri aşan istilâ- ordusu ise, son- sistem - silâhlarla mü- cehhez ve korkunç bir kudretti. Şehri dört yandan kuşatmış, müteaddid siper va istibkâmlar vücude getirmışti. Hâkimiyetin- den -o derece - emindi ki, ufak bir mukabele ile kârşılanacağını bir an için tahımin - ve tasavvur, etmiyordu.. Fakat bir gün; kımıldıyamaz sandığı bu kütlenin saldırışı karşısında kalınca neye uğradı: ğını şaşırdı. ve sersemliği üs- tünde, ancak üç balta karşı dur * rabildi. Yirmi ik.aci günü gece- | si Türk yumruğundan — kurtula- bilmiş bir kısım efradile bir- Hkta soluğu. kaçtığı - yollarda. aldı. Bir avuç silâhsız, bir avuç Türk silâhsızı bu müdhiş kudreti - çil yavrusuna döndür- müştü. Ve ba hal onlara bir Türkü yenecek bir kuvvetin he- nüz mavcat olmadığını bür kere daha öğretmişti. Kahraman şehrin, 18 inci kurtuluş yıldönümü münasebe tile' sevinç içinde olduğu bu Maraş müdafaası Bir avuç Türk,Fransız kuv- | vetlerini perişan etmişti: Madalya alan sancak- Bir ahçı ile Fransız işgal kamandanı arasındaki görüşme.. Madalga alan bir bayrak Fransız işgalinin. devam etii- ği günlerde idi. Bir Cuma sı- bıhi, mutad hilâfina kaleye Türk bayrağının çekilmediği gö rüldü. ,Bayraklarının. her Cuma- günü kalede dalgalanışına - alı- şam ve bu suüretle teselli duyan halki derin bir heyecam kapla- mıştı. Herkes bunun - sebebini soruyor, bayrağın ne olduğunu, neye çekilmediğini tahkık edi- yordu. . Nibayet - öğrenilmişti ki. bayrak, Fransız işgal kuvvetleri kumandanının emrile bir daha çekilmemek üzere indirilmiş.. Bu haber halkı galeyana getir- meğe kâli geldi. Cuma- namazı kılınmak üzere Ulu camide toplanılmıştı.. Bür yük mabedin içi binlerce insan- la dolup taşmıştı. Bü binlerce insganın yüzlerinde son bayrak hâdisesin'a husule getirdiği acı ve gözlerinde, kı lgleıinıleki Yar abokunuyordu. idi. Bir gencin ayağa kalktığı görüldü: — Çok ağır bir hakaret kar- şısındayız. Türk olan bizler bu derece ağır hakarcte tahammül edemeyiz. — Namazı — Kâlede Sağlık bahisleri | Dahili hastacıklır mütekamn at Dr. M Şerki Üyür diyor kâr — Modern insanın günlük plânı! ü Jimnastik ve sporlar vücüud bakım için her gün elde kalan az vakit içinde'dahi olsa İay- dalı ve tesirli. olmalıdır. Neti- celerini vaktinde ve erken göse termiyen her jimnastik mstodu tatbik edilmemel'di”. İhsan ha- yat, enerji ve yordamının yük- seldiğini hissetmelidir. Bunun için yapılacak jimnastikler bir tarafli olmamalıdır. Hedefe uy« gün ve biribirine alâtası olân bir- vücud terbiyesi şeklinde olmalı ve. vücud bakımı nokta- sından uygun olmalıdır. İnsan hayat kudretinia ifadesi ancak bedeni ve ruhi kuvvetlerinin bütün tutarıdir, Yapılacak jime nastik ve spor - haseketlerinin şekilleri hoves uyandımıcı ver faydalı olması icabeder, Eğer jimnastik ve spor hareketleri» nin: şekilleri, vücud için - kaza- mlacak kuvvet, yüksek - dereces lerde olacak olursa; bu hare- ketler büyük- bir zevkle yapılır. Bundan başka bir yarış kazane mak, yüksek bir dağ tırman- mak, bir nehri yüzerek geçmek, doğru bir tenis öğrenmek gibi elde edilmesi istenilen bir gaye olursa, bu da daha başka kuy Vetli' arzar tesiri yapar. Fımnastiği; vücud - sağlamlığı ve terbiyesi için kendilerine tat- bik edenlerde bu - hareketler, büyük — sevinç — dupgularını uyandırır. Eğer yapılacak spor ve jimnastik hareketleri - ruhta kıvanç. ve haz, tevlid. etmezse; yapılması faydadan ziyade zaran verir. Bugünun insanları yorucu mes- leki çalışmalar görek manevi ve gerekse maddi bir çok-yoksuz. lak ve ihtiyaçlar içinde kıvrane makta ve özülmektedirler. İne san: yüksek ruh- duygularına yükselten jimnastik ve sporlar ve yeniden dalgalandıracağımız şanlı bayrağın: gölgesinde kıb malıyız. Bir tük adam haykırır gibi binlerce - insanın ağzından şu kelimeler döküldü. — Noamazı kalede ve bayra- ğamızın . âitında kılacağız.. Sonra?.. Evet, soara?,. Camideki san- cak alındı. Bütün: sokakları bu insan seli kapladı.. Aradan beş: dakikâ geçmemişti. Kale ve toprak ye> rine- karıncalaşmış- bir- insan kalabalığı; mahşeri bir manzara gözüküyordu. Bayrak- çekilmiş ve mehib kitle namazı bu bay- rağın altında kılımakta idi. Cumhuriyet hükümeti bu şanlı sancağı İstiklâl madalyusile tak tif ettir Bir: könuşma Fransızlar. gözleri önünde ce- reyan eden bu hâdise.karşışın- da on ufak.bir harekette bulu- namadılar, Halktaki heyecan bu mağrur müstevlileri korkutmuş, hep bir yere sinerek görmemez- liktea. gelmişlerdi.. Küçük.. bir müdahalenin kendileri hakkıanda vahim neticeler doğurabileceğini takdir eyliyen Fransız işgal ko- mutanı; işi siyasete döktü. Er- tesi gün-beraberine aldığı- elli altmış maiyetile çarşıyı - dolaş” mağa ve Türklere kendi-akhaca iccayi nasihale başladı. Saatlerce devam eden dölaş- masından — hiç bir. fayda göre- medi; tabi, Be çokları 6 söy- ne kadar değerli oldukları bili- nen bir meseledir. J mnastik ve sporlar insanı kendisine çeke- cek biçimde ayırt edilmiş olma- hdir ki, çalışma ve iş yapma isleği için gelen bir ihtiyaçtan doğmuş bulunsun. — Sonu yarın — Nöbdetçi eozahanılar Bu gecı Başdurak'a .Sıhhat, Kâranti- nada B. Eş?etl, Kemerde Kamer, Eşrefpaşada Eşrelpaşa Eczahar neleri nöbetçid rler. ARASETUU KR DASGTİ Z VN ON hisle sözü yarıda birakıp - ayrır- lıyordur.. Kolonel bir aşçı dükkânının önünde durmuştu. Lokantanın sahibi olan ihtiyar Memikten sordu: — Senin adin ne? — Memik! — Beni tanıdın, tabül? — Ne olacaktı? — Bir şey - soracağım.. Dün neye benim emrim olmadan gi- dip kaleye sancak çektiniz? Siz Fransızlardan, Fransız ordusun» — dan — korkmuyor musunuz? — Kumandan, bizim için bay- rak demek,, namus - demektir. Ölür de ondan ayrı yaşayama- yız. Onu değil bir gün, hir saat göremersek içimiz içimize sığ- maz. Nitekim sığmadı işte. Korkmak — meselesine - gelince; bizim gibi bütün ömrünü harp- lerde-geçirmiş. bir millet için bü kelimenin manası yoktur. Sonra lerken iş ve gücüyle vğraş yor, ' bazıları işteri Coldüğundan - ba Ü dedim ya, biz sağ kaldıkça baye * Devamı JÜ unca sahifeda »