2 Şubat 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

2 Şubat 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

x Şübat İzmir meslekdaşla- rına ziyaretlerini iade edecekler Manisa, (Hasasi) — Ge- çenlerde İzmir öğretmenleri değerli kültür direktörleri- nin refakatinde yüz kişilik bir kafile halinde Manisa- mızı ziyaret etmişlerdi. Kur- ban bayramı tatili münese- betile Manisa öğretimenle- rinin de İzmirli kardeşle- rüne bir iadei ziyaret yap- maları düşünülmektedir. Aydında Anadolu WNazilli ovasının | — ; sulanması Kanalinşaatı ilerliyor Aydın, (İguıu ) — Aydında | W yaptırlacak beş yüz kişilik mo- | —— ğ gcezaevinin inşası artırmaya çıkarılmıştır. Cezaevi 82 bin liraya çıkacaktır. Hazirana kadar 20 bin liralık kısmı tamamlanacak, 938 mali yılında da bitrilecektir. Çine posta müdürü mahkâm oldu ihtilâs Aydın Ağırceza mahk mbhakeme edilen Çine posta | müdürü Hakkının suçu sabit olmuş, beş yıl, on ay ağır hapse mahküm edilmiştir. suçu ile lüller! yeni kararlar alınmıştır. Manisa Atlıspor kalübü mensubları bir gezintide Manisâ, (Hususi) — Atlıspor kulübü senelik kongresini pazar inü saat yirmide Halkevi salonlarında yapacaktır, İlimiz çevresinde ötedenberi sevilen ve çok rağbet gören bu ,sporun daha geniş bir ölçüde yayımıpı temin için -bu kongrede | Izmir muallimlerinin Manisaya seyahatleri intibalartıdan Manisada Atlıspor Genç münevverler köylerde Köy gezilerinden iki intiba Mühendis mektebi Talebesinden 25 kişilik bir ka- #file Manisaya geliyor Manisa, (Hususi) — 5 şubatta başlıyan vö bayram günlerini de içine alan sömestr tatilinden istifade ederek garbi Anadoluda bir tedkik gezisine çıkacak olan Yüksek Mühendis mektebi talebesi, yirmi beş kişilik bir kafile halinde profesörleri refakatinde Mani- saya geleceklerdir. 7 - 8 - 9 şubatta üç gün Halkevinin misafiri olacak, burada mesleki tedkikat yapacak ve Ayrıca şehrimiz spor kulüblerile spor temaslarında bulunacaklardır. Kafileye iştirak eden değerli profesörlerimizin | Wi konferans salonunda bir kaç konferans verecekleri dı';:# ınmıştır. lll el 4 Geziler Köylüye de çok fay. dalı olmaktadır İ bi Z Halkevi temsil şubesi Kara- oğlanlı köyünde Manisa, (Hususi) — Bugün- lerde havaların müsaid gitme- mesi Halkevi mensublarının fay- dalı köy gezileri vesile vermektedir. Köycülük, spor ve gösterit şübeleri işbirliği kurarak her pazar bir köye gezi yapmakta- dırlar. Bu gezilerde köylü yurddaş- larımızın her yönden faydalan- maâları için gereken bütün işler evelden hazırlanmakta ve gezi- ler bir program içinde tatbik edilmektedir. Havalar müsaid giderse bu haftanın gezisi Muradiye köyüne yapılacaktır. Nazilli ovasınin sulanması Nazilli ovasını sulamak üzere Horsunluda açılân kanalın uza- tılmasına başlanmıştır. Ameliye Nazillinin bir mahallesi olan Arslanlı küyüne kadar - getiril- miştir. Yakında sifonları takı- lacak, önümüzdeki yıl Nazilli ovası bu kanaldan sulanacaktır. ÖĞÜ aç e yapmalarına ANADÖLÜ Skide yaralanan artist Meşhur tenor Rişard Toberin zevcesi olan tanınmış sahne yıl« dızlarından Dina Vapier, İngil: terede St. Moritzde kar üze- rinde ski ekzersizleri yaparken bir kazaya uğramış ve yaralan- Turgudluda lekelihumma —.. e— Parti kongrelerinde- ki dilekler 'Turğudlu, (Hususi) -- * zab ve nahiye kongreleri 0or — lâ> kalı bir surette cereyân — etmiş- tir. Halk, dileklerini - serbestçe miş, netice, alâkadar ma- kamata bildirilmiştir. Dileklerin en mühimleri şun- lardırı 1 — Ortamektebin — mahsu lâtı arziyeden *61 ile yaptırıl- ması, 2 — Üzüm istihsalinde kub lanılan göktaşı, potas - kükürl gibi mualece fiatlertül. — wdiril mesinin temini, 3 — Memleketin aühm kesw fetine binaen polis teşkilâtımın kurulması, 4 — Bağlarımızın idrak mev siminde yağan yağmurlar tesira- tından vekayesi için elverişli şerait tahtında Ziraat bankasının bağcılara tente yapmak üzere ikrazatta bulunmasının temini, Lekelihumma var Bu günlerde şehrimizde lekeli humma vardır. Belediye bu hu- susta çok hassas davranmakta- dır. Sıkı tedbirler alınmış, her tarafa ilânlar dağıtılmıştır. Okuma evleri Aydın Cuma mahallesi parti ocak yönkurulu, ocak kurağında bir okumaevi — açmıştır. Ocı_lı beyeti, kendi büdcesinden kö- mür alarak mahalledeki 30 yok- sula nüfüsları nisbetinde dağıt- mıştır. Ocak heyeti, ocak kura- gında bir de okuma kursu #Ça- rak mahallenin okuma yaZma bilmiyenlerini okutacaktır. Bu- nun için kültür dairesile, Halk- evi kurslar — şubesine Muştur. Billür Büyük köy hikâyesi Sevgili, köylü kardeşlerime armağan Bekdle $ Köşk YAZAN: Nezihe Muhiddin - 3— *Mühendis Doğan, sözlerini bitirince eline bir kazma aldı ve köylülerin önüne düşerek fabrikanın temeline ilk kazmayı vurmaga gitti. Köyün gençleri, başta Bay Doğan olduğu hâlde köy mey- danından uzaklaşınca Fadimenin etrafındaki yavuklu kızlar nişan- hlarının ardından sevinçli — ses- lerle cıvıldaşmağa başladılar. — Bak hele Hasanın gidişine, ne boy, ne pos. Sonbaharda düğünümüz olacak. — Ya Hüseyin? Hüseyin Ha sandan aşığı mı sanki? Adım atarken yer gök sallanıyor.Onun kahramanlık madalyası da var. — Canım biribirinize ne çe- tp duruyorsunuz eltiler. Onlar ikiz kardeşler. Elbet — ikisi de tam yiğit, Biribirinin eşi, — Kızlar kızlar! Bana bizim “Akman, ne dedi biliyor muzu- nuz? Fabrika açılınca bana şe- hirden bir yüz görümlüğü geti- recekmiş. Görürsünüz. Akman yakında bir ağa olacak. — Hu Fadime.. Aa. Fadime sana ne oldu. kuzum — böyle?.. Hani senin o bülbüller — gibi dilin? Bir genç kız arkadaşının ku- lağına fısıldadı — Zavallı Fadimenin bir ya- vuklusu yok ki söze karışsın. — Neden zavallı olacakmış? Fadime elini sallasa ellisi, ba- şini sallasa — tellisi. — Kabahat kendinde. Fadime isteseydi şim- diye kadar yüz defa yavukla- nirdi. Fadime bu köyün en dilber, en şen, en zeki bir — kızı Okumuş yazmış, şair — tabiatli, güzel bir bayancıktı. Elinden kuş uçmiyan bu hünerli dilber kızı gönlünden geçirmiyen — bir köy delikanlısı yoktu. Fakat gel gelelim, Fad menin hiç kim- seye gönlü, gözü ilişmemişti. Onun bir kanarya gibi kafese girmeğe niyeti yoktu. Hür, neş- eli bir çalıkuşu gıbi yeşil çam ormanlarında — şakrayıb — siçri- yordu. Şimdi Fadimeyi aralarında dalgin gören arkadaşları şaşıb | kalmışlardı. Onun menevişli ko- yu elâ gözleri fabrikanın teme- lini kurmağa gidenlerin izlerine takılıp kalmıştı. İki üç dakika önce koşarak mnana dalan iki genç köylü kız ellerinde taze çam - dalları ve kır çiçeklerile yapılmış ko- gaman bir demotle arkadaşla: rının yanına geldiler. Öbürleri gülüşerek sordular: — Bu ne kızlar?.. yem mi getirdiniz? Demeti - getirenlerden cevab verdi: — Ne yemi a canım? Bayan Gündüzle Bay Doğamı kutlulı- yacağız. Bilmez misiniz; (Gün- düz) çiçeklere bayılır. — Hay aklınızla bin yaşayın kızlar. Biz burada çan — çan ederken bak siz ne güzel şey: ler düşünmüşsünüz. — Haydi ne duruyorsunuz? Fabrikanın temeli atılırken — çi- çekleri Bay Doğana götürünüz. — Aasa biz utanırız. — Mademki — utanacaktınız; ne demeğe topladınız bunları ya? — İçimizden geldi. Öyle de- gil mi, hele Emine? Topladık, amma götürüb vermeğe — utanr yoruz işte. — Öylayse bu işi yapsa Fadime yapar. Keçilere biri yapsa Fadime hâlâ dalgındı. Çekin- gen çekinken cevab verdi: — Ben davarları otlamağa götüreceğim. — A Fadime, şu çiçekleri götürüver de sonra — davarları iletirsin. Fadime incecik hilâl kaşlarını kaldırdı. — Olmaz! Dedi. — Öyleyse sen Bayaân Gün- düzü sevmiyorsun; nafile. — Sevmez olur. muyum hiç, onu canım gibi severim. — Öyleyse Bay Doğanı sev- miyorsun. Güzel Fadimenin — solgunca duran yanakları şimdi al güller gibi kıp kızıl yanmağa başladı. Güzel gözlerini yere dikerken öbür kızlar yarenlikte devam ettiler: — Eğer Bayar — Gündüzle Bayan Doğanı seviyorsan — bu çiçekleri köy kızları tarafından götürüb verirsin Fadimel Fadime yanaklarında yanan © alev rengi güzelliğe pek uyan bir gürürla başını kaldırarak: — Olamaz! -Diye tekrarladı.. davarlar açlıktan ölüyorlar. Ç- çekleri siz götürün: Fadime koşarak — onlardan uzaklaştı. Ççek demetin'n etra- fına toplanan kızlar “ aralarında yavaşca fısıldaşmağa başladılar: — Bu ne biçim sevgi anla- madım. Bayan Gündüzle Bay Doğan için canını veriyor da yanlarına yaklaşmaktan âdeta ürküyor. — Bunun manası — nedir « kızlar? — Bunun —manasını ancak Fadimeciğin yüreği bilir: « .« Irmakla “Koca Selim,, arâ- sında fabrikanın temelleri atı. lalı epeyce olmuştu. Genç sanlar bütün güçleri, bütün gü- vençlerile işe koyulmuşlardı. İşlerin bu g-dişatına karşı ya- ğiz nine artık Garibler köyüne sığamıyor, 'küplere :biniyordu. Her güa — köylüleri — etrafına topluyor, bu imansız adamların başlarına getirecekleri uğursuz- luklara karşı korunmalarını, öne ların işledikleri günahlara uy- mamalarını nasihat ederek, bil: diği ve uydurduğu — masalları anlatıyordu. İlk zamanlar tesi- rini gösteren yağız ninenin, gün geçtikçe yanına uğrıyanlar aza- hyordu. Hem artık ihtiyar ka- dın söz söylerken — dinliyenler biyik altı gülümsiyerek âdeta onunla alay ediyorlardı. Çünkü bu garib ve yoksul köyde gözle görünür epey değişiklikler var- dı. İşe başlıyan heyetin otomo- billeri kasaba ve şehirlerle ilgi kurmuşlardı. Şimdi Garibeler köyü işlek bır hayat — akışına kapılmıştı.. Her kulübede bir şehirli konuk vardı. Hele kö- yün erkekleri kurulmağa — baş- lanan fabrikada birer işe alına- rak cepleri paraya ve mideleri bol yiyeceği kavuşmuştu. Bütün bu açık ve güzel şeyler — gör önünde durürken yağız ninenin yavan uydurma masallarına ki kulak verecekti? Yalnız bütün bu güzel şeyler yağız ninenit fersiz gözlerine görünmüyordu Bir akşam üstü gün batarker kulübesinin kapısına çömelmi artık etrafına toplanmıyan, lerine kulak asmayanlara ka: in: içinin garez ve hıncmı homur danıb durüyordu. *Arkası var-

Bu sayıdan diğer sayfalar: