SUŞ gebile « Padişahın adamları dışarıya çıktıktan sonra ara- larında bir plân hazırlıyorlardı — O kadar bedbin olma bakalım. Ben veziriâzamdan he- nüz ümidimi kesmedim. Al'âeddin, babasına hayretle baktı: — Mustafa paşadan öyle mi? — Evet.. Ta kendisil. Alâeddin hâlâ hayrette idi.. — Demek ki o bizdenl. — Evet, işimize çok yarıyor! Baba, oğul, nihayet bir parça daha geriye çekilmeğe karar vermişlerdi. Çünkü Malkoçoğlu ile padişahin Ordusu; onlara kal'i bir tehlike gösteriyorlardı. Âsiler üzerine yürüyen her - iki — ordu Ankara yolunda — birleş- “dar ilerlel. Ben mişlerdi. Padişah Kalkoçoğluna şu iradeyi verdi: — Sen; Malatya civarına ka- bu havalide — kalıp islahat yepacağım. Bilâ- hare ben Bursaya geçeceğim. O vakit sen de Ankaraya dö- nersinl. Malkoçoğlu, pad'şahın ordu- sunu geride brakarak Svis — üzerinden Amasyayı — çiğnedi. Fakat ne Ahmed vardı, ne A'âeddin, ne de diğer oğul larıl.. Malkoçoğlu sağdan, soldan tahkikat yapıyordu. Nihayet on- ların kaçtıklarını anlam ştı.. Teşrinisani gelmişti. Soğuklar ve Örta Anadoluya kar düşme- ge baş'amıştı.. Hâlâ âsilerle hiç bir yerde temasa geçileme- — işti.. Ankara havalisinde - teşkilât — ve uslahat yepan Hakan, bir oldu: gün Vezirâzamla — oturuyordu. Hakan, sadrıâzanıı - tccrübeden geçiriyordu. Ona, bir oyun ha- — ozurlamıştı. — Ne dersin pâşa -diye sor- du: ne yapalım? Sadrâzam ellerini — oğuştu- — garak: — Vallahi devletlâm, kulu- Buzün fikrince artık âsiler tas mamen dağılmışlardır. Onlardan hiç bir fenahk gelemez. Kudreti şahaneleri kendilerine” malüm olmuştur. Yavuz, yan bir bakışla sadır- fzamı süzdü: — Acaba çekilsek mi?, Zaten havalar da berbada gidiyor. Şöyle Bursada bir parça istirahat et- sek... — Münasib olur padişahım, çok münasib,.. Padişah içinden hırıldandı: — Tikiyi kapana kıstırıyoruz. Selim, bir parça düşünür gibi — Evet, Bursaya çekilelim, bir parça istirahat edelim, on- dan sonra İstanbula giderek işimize bakalım... Sadrıâzam, padişahın huzu- Günlük siyasal — gazete SaRIB ve Başmuhartiri Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neçriyat ve yazı işleri müdü vi Hazndi Nüzhot ÇANÇAR DDi İrmir İkinci Beyler sokağı CEBalk Partisi binan içinde Telgrafi İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 « Posta katusu: 405 Yabanet memlekeller için senelik «bone Gereti 27 liradır. ANALULU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Yazan: M. Ayhan — 5 e rundan çıkar çıkmaz, Se'im sç radı, kapı ağasım — çağırdı, Ona bir emir verdi. İki dakika sonra padişahın buzurunda Üüç Yeniçeri zabiti duruyordu: — İyi dikkat edini. Sadnâza- mı takıb ve tecessüse memur- sonuz. Adamlarımın bana karşı olan hislerini mutlaka - bilmek isterim. Sadrıâzamın yanından kim çıkarsa derhal yakalıyacak, Üzerini tabarri edeceksiniz, ifa» desini alacaksınız. Fakat malü- Pad şahın adamları, dışarıya çıktıktan sonra kendi aralarındı pânlarını hız rlamışlardı. Akşam olmuştu.. Soğuk bir rüzgür esiyordu. Üç hafiye, sıdriğzamın oturduğu evin ileri- sindeki köşeleri tutmuşlardı. Bir aralık karanlıkta süratle yürü- yen bir gölge, etrafına bakın- dıktan sonra sadnğzümn ika- metgâhinin — kepisini çıldı. ve içeriye girdi. Padişihin Üüç adamı, karan- hkta parlıyan bakışlarını, kürd gibi kapmıya dikmişlerdi. Gece yarısına doğru, kapı açılmış ve ayni gölge, karları çiğniyerek höfiyelerden " birla'n pusu kur? duğu sokağa dalmıştı. Henüz bir kaç adım atmıştı ki, başına inen şiddetli bir darbe ile sen- deledi ve yuvarlandı. Üç hafiye bu meçhul askerin ceplerini ka- rıştıtınca, bir mektup çıkardılar, ceplerine indirdiler. -Askeri de kaldırarak meçhul bir, yere sü- tüklediler. Sabah ezanı okunurken; her Üç zabit, Sultanın huzuruna gir- mişlerdi. — Ne oldu, bir şey var mı? Zab tlerden biri, gece yarısı ele geçen mektubu uzattı. Pa- dşıg derhal bu Mmektubu kapa- rak süratle okudu. cırdiyott — Alçat, bainl »diyordu- ben senin ne kıratta olduğunu zaten fark etmiş'im. Başın! kaldırdı, zabitlere baktı: — Memnun oldum, haydi dışa- rıda bekleyin, fakat ayrılmayın!. Z bitler ç ktıktaa Sonra, mek- tubu tekrar okumuğa başladı. Mektubu şöyle idi: — Biz Ankaradan Bursaya geçtiğimizde s z de diğer taraf tan derhal hareket ederek yes rihize, Amasyaya varınız ve va- ziyete intizar ediniz. Bütün as. ker — kullarınız. siz civanbaht şehzadeyi bekliyorlar. Bu mak- sadın, en ileri fedaisi ben ola- çağım, Sz bu s drisaadeti işgal etmeyince Allah benim canımı almasın.. Zatı devletlerinin ma'ürmu ola ki, bu emele muvaffak olduktan sonra terki hayat etsem de gam yememi. Selm yumruklarını sıktı, diş- lerini gıcırdattı: — Sonu var — Dişleri ge Bergama ve Çeşme de te- lefonla Izmire bağlandı 25,000 iira tahsisatla mükem- mel tesisat yapılacak Vilâyet'mizin bütün köy erine telefon hattı çekilmiştir. Epey zamandanberi Çeşme ile İzmr ve Bergama ile İzmir arasındaki telefon haltının çekilmesine Ça- lışılıyordu; bu hatlar da tamam- lanm ştır. Karaburun - İzmir telefon hat- tıma da kısa bir zamanda ta- mamlanması için çalışı makladır. Böylece vilâyetin bütün kazala. rına köylere vanacıya kadar telelon tesisalı yapılımısı vi.â et jandarma komutanı binbaşı B. Hulüsi Gürün gösterdiği yüksek aşâka sayesinde temin edilmiştir. Bu sayede her kazamız ve kö: yümüzle bir anda telefonla gö- rüşmek mümkün olmaktadır. 1938 senesi içinde bu telefon batları yepyeni ve çok mükem- mel bir hale getir.lecektir. Bu- nu) için alâkadar makamlırdan 35,000 liralık tahsisat verileceği memnuniyetle haber alınmıştır. Yeni sene içinde motosikletli bir telefon fen memuru - islih- dam edilecek ve bu memur, bütün vilâyetteki telefon hatla- rını durmadan kontrol - ederek | irızaların önüne - geçecek, ihti- yacı tesbit edecek, sistemli bir şekilde çalışacaktır. Telefonun âsayiş ve inzibat işlerinde gördüğü yüksek hiz- meti takdir eden köylülerimiz de telefon hatlarının korunması için çok yerinde alâka göslermek- tedirler. Hırsızlık İhiçeşmelikte Kireçlikaya mev- künde fırıncı Mustafanın fırının- dan boş çuval çalan Ahmed Bayındırda otomobi. kazası Bayındırda bır otomobil ka- zası oOlmustur. Şoför Ali, idare- sindeki 44 numaralı ötomobili çarşı içinde Avdınlı B. Hamdi Artaca — çarplırmış, - kasığından ağır sürette yaralanmasına se- bebiyet vermiştir. Suçlu şoför yakalahımıştır. Kıdının evine tzar- ruz e m şler Menemende Kasımpaşa ma- hallesnde Ali kızı 27 yaşların. da Pembe Derenin evine taarruz. eden Ftem oğlu Köse ve Teve fik oğlu İrfan Akın Jandarmalar tarahından yakalanarak Adliyeye verilmişlerdir. Çozuk balosu Sakarya okulu tarafından fakir ve Öksüz yavrular için; dün akşam, İzmirpalas salonlarında bir ço cuk balosu verilmiştir. Balo çok neşeli ve zevkli geçmiş, ekseriyetini Mmünevver ler vş: ı,:uı:’lliııl.ı teşkil eden davetüler, büyük bir hayra ma- tuf olan geceyi, eğlence içinde geçirmişlerdir. Bekçiye hakaret İkiçeşmelikteki iki mezarlık arasında bir vak'a olmuştur. İbrahim oğlu Hüseyin, kumar oynarken bekçi Bekir tarafından görülmüş, yakalânmasına teşeb- büs — edilince iştir. Bu vak'adan muğber olan Hüseyin, bekçi Bekirif Yo unu beklemiş, önüne çık!!'k tokatlamış ve M-iıı üs etmiş- oğlu Nuri zabıtaca tutulmuş'ur. * tir. Hauıank.: Uz-k Şark meselesi Oyunu neticede Çin kazanacak! Kont Sforçanın bir yazısı Japonya mağlüb olacak, Mikado bile Japon değil, Çinli oldu- ğunu söyliyecek Bütün dünyaca tanınmış dip-« lomatlardan — İtalya sabık Hari- ciye Nazırı Kont Sforça Çin- Japon harbi hakkında “oyunu neticede Çın kazanacak, — baş- lığı altında mühim bir makale yazmıştır. Kont S/orça bu makalesinde diyor ki: * Uzağı gören Japon - ricali genç, haris ve tecrübesiz Japon askerlerine mağlüp olmuşlardır. 1932 ve 1934 hüdiseleri Ja- ponyanın Çine bir an evel sal- dırmak arzusundan doğmuştur. Çinliler, biz modemm Avrupa- hlardan çok daha kuvvetli ka- raktere malik br millettir. Bu sebebledir - ki; Japonyanın eski ve müdebbir ricali, bu günkü fütuhattan memnuniyet yerine gizli bir endişe duymakta hak- hdırlar, Bir kaç sene evel, Tokyoda Çinin en büyük'mütefekkirlerin- den Kan-Kıs ile konuşmuştum. Bu zat, siyasi bazı meseleler- den dolayı Çinden sürgün edil- mişti. Memleketinin ahvalinden bahsederken bana şunları söy- ledi idi: — Japonyanın Çine karşı beslediği malümdur. Çok temen- ni ederim ki, Japonya memle- ketime bir an evel saldırsın ve hstta bu günkü Mikado, payi: tahtını Tokyodan Nankine nak- letsin. Elli sene sonra görüle- Iki doktor Hastaya zitmem;'çler, Bütün işçiler için hasta öldü.. Evelki gece Karataş tramvay caddesinde 150 numaralı evde şüpheli bir ölüm vak'ası olmuş- tur. Bu evde oturan binbaşı B. Sadık, birdenbire lenalaşmış, © civarda bulunan - iki döktor telefonla acele eve çağrılmıştır. Fakat bu doktorlar, nedense gelmemişler, bir müddet sonra da B. Sadık velat etmiştir. Hâ dise adliyeyo aksermiş ve müd- delimumt? muavini B. Cevat Özpay tahkikata başlamıştır. Otopside B. Sadığın öteden- beri kalp hastalığından muzta- rip bulunduğu, vak'a gecesi ça- girilan - doktorlar eve — gitmiş olsalar bile kendisini ölümden kurtarmağa muvaffak olamıya- cakları neticesine varılmıştır. Netice böyle olunca hastanın davetine gitmiyen iki doktor hakkında takibat yapılmak im- kâm da yoktur. Ancak bu dok tor hakkında takibat yapılmak imkâni da yoktur. Ancak bu doktarlara inzibati ceza tayini için müddeiumumilikçe alâkadar makamların nazarı dikkati celp edilecektir. İnsbola faciası davası İnebolu faciası maznunlarının mühakemelerine yarın şehrimiz Ağırceza mahkemesinde devam edilecektir. Bu celsede Mmaznun- ların vekilleri, müdalaalarını y pacâklardır. cektir ki, bu gün kuvvetli bir hırsla Çini yutmak — istiyen Ja- poncukiar; kendilerinin, isteme- dikleri halde bütün kültürlerile ve daha neleri varsa, bilcümle varlıklarile dörtyüz elli m İyonur içnde kaybolup gittiklerini gö- recekler, başta Mikado, Japon değil, Çinli oldukiarını iddia edeceklerdir.. Büyük — mütefekkirin bâlâ hatırımdadır. Japonya, bu gü Çinde hayli ilerlemiş bulucuyor; bu bir hâ- disedir. Fakat, uzağı görenler; pek eski bir medeniyete “sahip olan dörtyüz elli milyonluk mu- azzım bir kütlenin, hiç bir veç- hile başka ve hem de kendisi- nin defaatle küçük bir millete ram olamıyacağını pek âlâ tak- dir ederler. Japonya, müstakil bir Man- çüri hükümetini tesisle tasavs vurlarının kuvveden fiile çıka- cağını küvvetle tahmin ederdi. Gerçi Mançuri hükümeti teessüs etti. Lâkin, Japonyanın düşür düklerinden hiç bir şey husul bulmadı. Japonya, Nankini zaptetmekle bütün Çine sahib olacağını zan- nediyor. Gerçi bu az bir muvaf- fakıyet sayılmaz. Fakat, Japon fötuhatı bununla kalmayıpta Çi- nin en uzak yerlerine kadar Uuzasa, netice gene değişmez. Oyunu, nede olsa Çin kazana- caktır., 48 saat iş sözleri emir bekleniyor Dün İzmirde banı müessese- lerde çalışan işçiler, idarehane- m ze müracaatla haftada — 48 sâat iş kanunundan henüz isti- fade etmed.kerini — söylemişlere dir. Yaptığımız tahkıkata göre İzmirde bemen umumiyetle — iş veren — müesseselerde — haftada 48 saat İş usulü tatbık edilmek- tedir. Fakat bazı müesseseler vardır ki, onların — vaziyetleri icabı işçileri henüz bundaa iş- tifade etmenfektedirler. Ankara iş bürosu, bu gibi işçilerin de 48 saat esası üzerinden iş gör- meleri mavafık olacağı bakkın- da bir genel ömr hazırlamak- tadır. Bu emirin, yakında şeh- rimizdeki alâkadarlara geleceği ve bu gibi işçilerin de kanunun bu maddesinden istilade ede. cekleri tab.idir. B. S. N. Gerçek Basma yazı ve resimleri der- leme direktörü ve memleketin tanıntüş piyes müelliflerinden B. Selim Nüzhet Gerçek, şehrimize gelmiştir. Değerli meslekdasımız İzmirin son seneler — zarfıudaki basma eserleri ve resimleri et- rafında etüdler yapmaktadır.Bu etüd, i zamanda Maarl Ve- kâletinin harf inkılâbınm yıldö- nünü için hazırladığı büyük bir “kutlulama gününde yapılacak aenriyalla glükatlerdır: Saâ( < bahisleri Dahili hastalıklar mütebamımnmas Dr. Bi Şerki Uğur diyoe zi Asabi kalb bozuklukları. 5İ Kalb üzerine tesir yapan he- yecan halleri de bu bozukluğa sebebiyet vermektedir. Bundan başka ispirtolu içkiler, çay, kahve ve tütün dahi bu hali muc'bolan mühim âmillerdendir. Bu hale uğrıyanlar kalb yerinde üzücü ve hoş olmıyan bir ağrı hissederler, bununla beraber bir çarpıntı duyarlar. Bu — iztirablar daimi olabildiği gibi nöbetler halinde de vukua — gelebilirler. Bu haller insanın üzviyet muka- vemetine tabidir. Bu hususta istidat ve kabiliyeti olanlar ken dilerini vaktinde muhafaza et- meği ve her türlü suiistimaller- dea kendilerli korumağı bir vazife edinm Santral sınir cümlesile erek kalble idişiği olan muhiti sinirlerin kim- yevi ve fzik olarak bozukluğa Uğraması da, kalbdeki bu tegay yür'ere sebebiyet vermiş olurlar. Bu hale uğrıyonlar tinel ve cismel yorgunluklar getiren fa- aliyetlerden çekinmelidirler. Mide- yi doldurmamaları her türlü baha» rat, tütün ve alkollerden tama» mile ictinab etmeleri İâzımdır. Bu hususta gençlerin sistematik beden idmanları yapmaları icab eder. Yaşli asabt- insanlar — jime nastik yapmaktan çekinttelidir ler. Hayatı neş'eli bir hale malı ve icab ederse bunlar çalışma zamanlarını — tahdit et- melidir. Bundan başka sabahle. yin soğuk — su ile silinmeli ve müteakıben kuru masajlar yap- malıdırlar. Hatta bu- gebi im- sanlara ilıca banyolardan soara soğuk su dökmeler iyi gek mektedir. Hava tebdili de fay- dayı temin etmaktedir. DOKTOR M. Şevki Uğur İç hastalıkları mütehassısı Muayenehane: İkinci Beyler sokağında 82 numarada hastalarını her gün ka- bul eder, lNo“bstçi eczahaneler ı Bu gece Kemeraltında Hi'âl, Karataşta B.Habif, Keçecilerde Yeniizmir, Irgadpazarında Asıt; Yarın gece Kemeraltında Şifa, Güzelyar bda Güzelyalı, Tilkilikte B. Faik, İkiçeşmelikte — İkiçeşmelik, Ak sancıkta B. Fuad eczaneleri nö- betçidirler. Portekizde komünistlik Lizbon, 15 (Radyo) — Mer: kezi Avanti gazetesi idarehane- sinde bir komünist teşektölü meydana çıkarılmıştır. Ba gaze- te muharrirlerinden bazıları tev kif edilmiştir. Rumi - 1523 | Aradi - 2350 Künunusani 3 Zilkade 14 Kânunusani açi d, »ı...ı.? b 386 5406 v