Karasakal,körfezdeki gemiler içinde sade birisi- ni, en zengin olanını zaptetmişti — Evet, ben (kaptanım! — Âlâ. Zahmet ette bizim gemiye geç. Şefimiz Karasakal seninle bir az görüşecektir. Yalnız bir az acele etmelisin? Çünkü bizim şefin cesareti ve hiddeti ne kadar büyükse sab- rı da o kadar az ve küçüktür! Küçük bir teahhur, başınıza * bin bir türlü belâ getirebilir! Portekizli kaptan da bu ha- kikati kâfi derecede biliyordu. Bilmesine de lüzum yoktu? Çünkü mukadderatı korsan ge- misinin eline düşmüş bulunu: yordu. Bunun için iki dakika gibi az bir zaman içinde Por- tekiz gemisinin kaptanı korsan gemisine geçti ve Rişarın ya- nına vardı, Karasakal Portekiz gemisinin kaptanını güler yüzle kabul etti. — Hoş geldin! Dedi. Beni dikkatle dinle ve sana diyecek- lerimi iyi anla. Vakit kaybede- cek mevkide değiliz. Sen, beni üzmeden buradaki — gemilerin içinde en zengin hangisidir gös- ter, Sakın ha beni aldatayım deme, Sonra işin fena olur. Görüyorsun ki çok insanca ha- reket ediyorum. Bu kadar ge- miyi zaptetmek, eşyasını almak istemiyorum. Bir - tanesile iktifa edeceğim, fakat bu bir tane, çok zengin olmalıdır. Portekizli kaptan böyle bir teklif ile karşılaşacağını aklına bile getirmemişti. O, gemisinin Zzaptedileceğini ve keadısinin. ö dürüleceğini, yabud en zayıf bir ihtimalle küreğe vurulacağını sanmıştı. Bunun için Karasaka- — hn teklifine birdenbire cevap veremedi. Karasakal biraz süküttan son- ra, çirkin bir gülüşle: — Hile ve kaçamak yok ha. Benim kemrim mutlaka yerine gelmelidir. Emri yerine getir- mezsen seni şurada kıyma gibi kıydırırım!. Dedi, Ve, Rişar belindeki kocaman bıçağı çekti, Karasakalın bir işaretini beklemeğe başladı. Karasakal, bir az yumuşaya- rak: — Rişar be -dedi- bu deli- kanlıya bir kadeh rom ver, Aklı bir az dağılmış da yerine gelsin Rişar, kamasını kınına koyup beline soktuktan sonra Porte- E'mlı kıpuuı bir kadeh rom SİZSKO Dlllnılıı çeviren: Şükrü Kaya tatlı ve hafif bir Nisan saba- Hava da insanları ruhan tanıştığı kardeşlerine karşı so- kulgan yapan ıl k nefesler vardı. Evvelâ havanın güzelliğinde iki- Mizde mutabık kadık. Bunun Üzerine yanında bir yer gösterdi ve beni davet etti. Bir arkadaş a kazanmıştım. Bu zatın adı “Kanabol,muş. * zannederim ki bu civarın en Meşhur oburu bu zatmış, Göğ- sünde bir nişanı — vardı. Niçin Ve ne münasebetle aldığını bik Miyorum amma her halde bu Dişana çok İlâyk bir adaml! 25 KARA KORSANLAR ŞEFİi Dilber kadın korsan Aşklan başka kuvvete baş eğmiyen deniz kızının maceraları... — # a Kaptanın böyle bir vasıtaya ihtiyacı hakikaten büyüktü; ro- mu içtikten sonra aklını bir az başına toplıyabildi. Körfez şu anda Karasakalın elinde de- mekti. Buradaki tüccar gemile- rini bu haydudun elinden kur- taracak bir kuvvet yoktu, civar- da imdada yetişecek bir harp gemisi de yoktu. Bunun için gemilerin hamuleleri hakkinda en mükemmel izahatı vermeği tek kurtuluş yolu saydı. Karasakal, Portekizli kaptanın verdiği malümatı dikkatle din- ledi. Bir çok tecrübeleri saye- sinde bu izahatın doğruluğunu anladı, ve: — Teşekkür ederim kaptan, namuslu bir adam imişsin! dedi, Hele bir rom daha iç! Bundan sonra da kendi gemine dönebi- lirsin. Sana benden burada hiç bir zarar gelmiyecektir. Fakat sen denizlerin en talihli bir in- sanısın! Çünkü Karasakal kap- tan Tiçin eline düşüp de sağ olarak kurtulmuş tek — insan sensin!. * .. Portekizli”kaptan, en büyük belâdan böyle ucuz kurtulduğu: na teşekkür ederek kendi gemi- sine giderken, kaptan Tiç de, körfezde bulunan en zengin ge- miye yaklaşmak — manavrasına geçti. Bu gemiyi zaptetmek Kara- sakal için çok kolay bir iş ol- du. Geminin mukayemete, kud- Teti yoktu. y Karasakal, zengin Portekiz gemisini zaptettikten sonra, ye- dekte sahile doğru çekti — ve bundan sonra kumandasını Ri- şarda verdi. Meri bu hâdise üzerine gizli kocası Klifforda: — Bak, dedi. Bizim Karasa- kal neler yapar? Osun — basit bir insan olmadığını söylediğim için hiç bir batada bulunmuş olmıyorum. Bu adam bir hari- kadır! — Her halde kötü bir âdam- dir. Ben sadece cesur. — fakat kötü bir adam olduğuna eminim. Klifford, Karasaka'ı — âdeta kıskanıyordu. — Merinin — kap: tan Tiçe meyli olduğunu sanı- yordu. Neri, gizli kocasının bu hissini belki de anlamadığı ç'n: — Karasakal iyi bir adam- dır. Dedi. Bu adamın - cesareti- Yazan: Hanri Bero Görseniz birader, ne babacan, ne babayani bır adam! Öteden beriden konuşurken ben hep caketnin yakalarına taşan siyah sakalına bekiyordum. Nişaninin kırmızı kördelesi - sakalının ara- sında bir kvılcm gbi parlı- yordu. İkmiz de tamamı tama- mına ayni okkada imi hal, yüz kiloluklardan ü:uln olanlarda bir ııılıqını. bir se- vişme hissi verir, Ben bütün faziletler arasında ketamluğa çok ehemınıye( rim amma mösyö Kababola kal- bimin sırrını dökmekten kendimi nin hayranıyım. Seni ise sevi- yorum, Fakat cesaret ve kah- ramanlıkta Karasakala benziye- cek bir insan tasavvur etmiyo- ruml... Merinin Kliffordu sevdiğine şüphe yoktu. Fakat Karasakala da hayranlığı âşikârdı. Sabık logiliz zabiti, Merinin bu hay- ranlığını kalbi bir münasebetin izi addediyordu. Haklı mi idi?, İster baklı, is: ter haksız olsun, Ceymis Klif ford Meriyi nikâhlıyarak kendi- sine zevce yapmış idi. Meri gü- zel bir kadındı. Bunun için kit- kanıyordu. * Arkası var « Kopenhagda bir konferans toplanıyor Oslo, 14 (Radyo) — Belçika, Hollanda ve Skandinavya hü- kümetleri arasında imzalanan muahedenin bazı maddelerinde tedkikat yapılmak üzere Pazar- tesi günü Kopenhagda bir top- lantı yapılacaktır. Nüfus müdürlüğü Vilâyet Nüfus müdürlüğüne vekâleten Vilâyet daire müdürü B. Sabri Tuncay tayin edilmiş, işe başlamıştır. Halkevi köşesi 1 — Halkevi, geçen sene olduğu gibi bu sene de aile toplantılarına başlamıştır. Üye- lerimiz bu toplantılara kendile- rine evelce verilmiş olan daimi davetiyelerle geleceklerdir. Bu aile toplantıları her hafta Pazar günü saat 17 de başlar. 2 — 15/1/938 Cumartesi gü- nü saat 15 de evimizde ilkmek- tepler için Karagöz oyunu var- r. 3 — 15/1/938 Cumartesi gü- nü saat 17 de Ar komitesi ve saat 15 de Temsil komitesinin haftalık toplantısı. 4 — 15/1/938 Cumartesi gü nü saat 17 de evimiz köycüler komitesinin umumi - toplantısı vardır. 5 — 15/1/938 Cumartesi gü nü akşamı saac 20,30 da evi- miz temsil kolu tarafından Dev- rim Yoscuları adındaki piyes temsil edilecektir. Evimiz her- k se açıktır. 12 yaşında kadar olan ço- cuklar getirilemez. alamadım. Beni pâu başını salb hyarak ve arasıra yeleğ ni tulum şeklindeki karnının — üstüne çe- kerek cidd yetle dinledi. Bitir: diğim vakit elini uzattı: Tam dedi; — Tıbkı benimkine benziyen bir kadın: seviyorsunuz. Sz an latırken gördükleri ayni yerleri biribirler.ne anlatan seyyahların duyduğu zevki duydum. Sevdi- giniz kadın âdeta karımın cldi sanisi gibi bir şey, Efendim bizm refika da tibki öyledir. Sırası geldi de söylüyorum, evde bazan meselâ bir oxka kezzabı bir kâğıda sarda getir diye tutturur. Mösyö “Kanabol,, böyle an- latırken ben yüzüne bakıyor- sdum- O hem sigarasını Sarıyor, hem de karısının hayaline karşı gülümsüyordu. — Sizin bu kadını daha evel sevmemiş olmanıza bayret edi- yorum. Bunlar! Bu müstehzi ğm-:n YT mİİ"HABERLI'-LRI Aydın haberleri Çine, Karacasu, Nazilli okulları ikmal edilecek! Hava kurumunun faaliyeti - Aydın Halkevi bir mecmua çıkaracak. M"'d' yeni Iıııııdllıııkıı olan büyük beton köprü Aydın, ( Hususi ) — İlimiz Husust Muhasebe büdcesinde 936 mali yılındanberi başlıyan inkişaf, ilin muhtelif hizmetle- rine her yıl daha fazla tahsisat ayırmak imkânını vermiştir. 936 mali yılında 746 bin, 937de 783 bin lira olan il büdcesinin 936 mali yılında 900 bin ilrayı aşacağı anlaşıl. maktadır. 938 büdcesinden, bu yıl temel ve ilk kat duvarları yaptırılan Çine, Karacasu ve Nazilli ilgokul binalarının ta- tamamlanması için 60,000 lira, ilkökul öğretmenlerinin mesken bedelleri ayrilacağı gibi öğret- men kâdrosu da genişletilecek- *tir."Yeni büdcede sıhhat, ziraat ve baytarlık işleri için de ge- çen yıllara nazaran mühım tah. sisat ayrılacaktır. İlbay yeni büdce hakkında: “Umumi meclis azaları arka. daşlarım mütevazin ve müsbet büdce yapmakta çok hassas ve titizdirler.., Demiştir. Hakikaten üç yıllık tahakkuk ve tahsisat nisbetleri yapılan büdcelerin tahmindeki isabeti gösterdiği gibi, tahak- kuk ve tahsil işlerinde ilbay- lıkça alınan sıkı takib ve ted. birlerin tesiri görülüyor. Akala cinsi pamuk yetiştirilecek Geçen yil İlimizde Nazilli, Bozdoğan ve Karacasu ilçele- rinde Akala cinsi pamuk tohu- mu exilm şti. Bu yıldan itibaren Aydın Merkez, Söke ve Çine ilçelerinin de Akala mıntakasına Çalınacağığı yazmıştım. — Nazilli yaramaz ve hırçın kadınlar tam bizm için yaratılmış gibidirler. Ümdnizi kaybetmeyiniz. Eğer benim tecrübeme inanırsanız, bu kadın szi seviyor, bir akşam sizin en beklemediğiniz bir sıra- da o sizin tıbkı bir döşek g bi olan yumuşak kucağınıza lâtif ve tatlı bir surette düşecektir, Şimdi onun sz: böyle didikle- mesi caketimizin ko'una saklıya- bileceğimiz bu Mmini minj ka- dınlara karşı bizdeki o ur&ng z kuvvetlere tâbi olduğu içindir. Şimdi o sizi oynatıyorum zan nediyor, sz de Onu güldürüyor: sunuz. Fakat bir boğa boyau kadar kalın enseniz ayni za- manda onun kalbine itimad veriyor. Kollarını — boyaunuza dolayacağı gün de uzak değildir. Bana inanınız. Çünkü ben lâf- larımı bilerek söylerim. İşte Mösyö Kanabolun bana söyledikleri bunlardı. Soyra daha bwyîerdnıi de bahsettik. pamuk ıslah istasyonu müdürü Tahsin, Aydına gelerek bu yıl bu kazalar çiftçilerine dağıtıla- cak tohum ve dejenere olmuş tohumların İl sınırı dışına çıka- rılması işlerile meşgul olmağa başlamıştır. Hava Kurumunun faaliyeti limiz Hava Kurumunda 934 mali yılından itibaren büyük bir inkişaf ve ilerleme görülmek- tedir. 933 yılında 7000 lira olan kurumun geliri 934 de 34 bin, 935 de 90 bin liraya çıkarılmış 936 mali yılı ilk yedi ayında'da 37 bin küsur İira gelir elde edilmiştir. Kurban derisi ve barsak paralarile beş aylık tah- silâtın geliri geçen yılki miktara yükseleceği ümit edilmektedir. Geçen yıl kürban - derisinden 12,000, barsaktan 1340, fitre ve zekâttan 6200 lira alınmıştı. Bu yıl fitre ve zekât geliri 6500 liraya yükselmiştir. Kurum, Aydında modern bir bina satın almış, kamun mer- kezleri. şubeleri de - ıslah edile. rek hakiki bir faaliyet kaynağı haline getirilmiştir. Hava kurumu genel merkezi bu mütebariz faaliyetten dolayı kurumun fahri başkarıı ilbay Öz- demir Gündaya takdirname gön- dermiş ve Kurum başkanı Ah met Emin Arkaynı da direktör tayin ederek Aydına bağlı ilçe- leri de Aydın şubesine bağla- mıştir. 1 Ağuslos 937 den iti- baren tatbik olunan yeni teşki- Jâtın faydası da az bir zamanda görülmüştür. Bu yıl Bozdoğan şubesi 10 bin İira fazlasle 14 Sözlerimiz hep namus — daire- sinde geçti. Daha ufak çapta iki adam arasında olsaydı kim bilir. biribirlerine ne arsızca bikâyeler anlatırlardı. Sırası — gelmişken söyleyim!. Şışmanlar zevzek ve — çapkın hikâyelerden ve başkalırına aid münasebetsiz manzaralardan hiç boşlanmazlar. Gevezeler ve kapı aralığından başkalarının ne yapr tığına bakanlar ekseriya göğüs lerinin genişliği seksen santir melreyi geçmiyen adamlardır. Bu, muhakkak ve müsbet bir şeydir, Bana öyle geliyor ki Mösyö Kanabol yuvarlak ve toparlak kimselerin sevda ve aşklarını iyiden iyiye tecessüs ve tetkik etmiş, Anlaşılan şişmanlar en çök kalem gibi ince, zayıf, cılız we birazda aksi kadınları se- verlermiş, Tabiat bunu böyle istermiş. Tıbkı büyük balıkların oltadaki yapma sineklere kapıl- B , - 2 Deli değil! — .— Tilkilik cinayeti davası devamda! Tilkilikte Hatuniye camii ci- varında Turanı sarhoşluk — yür zünden — öldüren Hamdullahın dün Ağırcezada muhakemesine devam edilmiştir.. Hamdullah, bundan evel deli - olduğunu id- di& etmiş, müşahede altına alın- mış, neticede deli olmadığı an- laşılmıştı. Öldürülen Turanın bıçağım sakladığını — söylüyen aşçı Fadıl adında bir — şahid aranıyordu. Bu şahidin İstanbul- da olduğu mahkemeye bildiril- miş ve ifadesinin istinabe sure- tile alınması için İstanbul Ağır ceza mahkemesine talimat ya- kemenin devamı başka bir güne bırakılmıştır. * .Fuar afiş ve kartpostalları Fuar Komitesi, bu seneki fu- ar efişleri hazırlıyacakları nümuneleri tete; kik ve en güzelini intihab ede. - cektir. Ayrıca fuar — kartpostal- — ları da bastırılacaktır. Bu kart» postalların üzerinde (1938 İzmir Enternasyonal fuarı) yazısı bı-_ lunacaktır. . —- bin, Çine 12 bin lira fazlasile- 15 bin, Karacasu ve Nazilli Ser bin lira fazlasile 8 bin ve 28 bin, Söke ilçesi de 7 bin lira fazlasile 20 bin liralık büdoe yapmışlardır. Bu güne kadar olan tahakkuk ve tahsilât, ilçe lerde de muhammen rakamlar- dan fazla gelir temin edilece- ğini göstermektedir. Köprü inşaatı Aydın parti ve uray alanıarı arasında ve demiryolu üstüne Naha Vekâleti tarafından yap- tırılmakta olan beton . —İüi- tirilmek üzeredir. Köprü V liraya ihale olunmuştur. Boyu 15, eni 20 metredir. Bu. köprü iki alanı birleştirerek şeh- rin güzslleşmesine yardım ede- ceği gibi ekseri törenlerin ya dıldığı bü alanda daha - fazla balkın birikmesini ve yer alma. sını da temin edecektir.Gönder diğim fotograf köprü inşasının sön durumunu gösteriyor. Dil kursları Halkevinde açılan Fransızca ve İngilizce ders kursları çok rağbet görmüştür. Her iki kursa bir çok münevver ve öğretmen- ler devam etmektedir. Bir mecmua çıkarılacak Aydın Halkevi, 23 — Şubat halkevleri açılma yıl dönümün den itibaren aylık Tıral adlı edebi ve fikir mecmuası çıkara- caktır. Mecmuanın — çıkarılması için hazırlıklar bitirilmiştir. ması gibi. Anlaşılan yağ kitlelerini cılız” kadınların ayaklarına kapandır-” mak tabiatin ezeli bir kanunuy- muş. Roma İmparatoru kocaman” *Vetyelyüs, ü karıları “Petronya, - ve “Galerya, da tıbki. böyle- imişler. Yarın buna daâir size- bir hikâye anlatacağım. Çok okka çeken erkekler, en büyük saadetlerini zayıf bir ka- d nn vefesi karşısında tüy gibi- titremekte bulurlar. Çöp gibi kadınlara göz atarlar ve mer: diven kurarak aşk yapmak Iıd- Yasına düşerler. Bunun olması dapek münasib bir $ Çünkü başka türlü o'saydı yer Yüzünde bal kabaklarile süpürge saplarından başka bir şey kah * mazdı. Küçük hanım beni pekte « Sonu var - dir için — san'atkârların — A ? j ğ ' ) fırlamalarda bayram yerlerinde cambazlarda gördükleri dev gibi