KARA KORSANLAR ŞEFİ Dilber kadın korsan Aşktan başka kuvvete baş eğmiyen deniz kızının maceraları... Nakıli: Faik Şemseddin BENLİOĞLU — 26 — Karasakal, karşısındaki geminin korsan genusı oldugunu anladı Tomasın Meri, bu hâdiselerle Karasa- kalın gemisinin bellibaşh bir şahsiyeti oldu. İspanyol Amerikası — denizle- rine yelken tuttuklarının akşamı, ufukta yeniden bir karaltı gö- ründü. Başta Karasakal olmak üzere bütün haydud ve korsanlar ufuk- taki gemiye baktılar. Gemi kendi istikametleri üze- rinde ilerliyor. Fakat çok uzak- ta olduğu için henüz ne gemisi oldağu belli olmuyordu. Meri, kaptan Tiçin yanında üzerlerine doğru süratle gelen gemiye dikkatle bakıyorlardı. Bir aralık Tiç: — Bu da ne demek böyle?. Diye söylendi. Biraz sonra: — Şeytanın kuyruğu gene gö- rünüyor! Dedi. Bu son cümle, Tiçin ekseriya tuzağa düştüğünü sandığı sıralarda söylediği bir cümleydi. Bir âz sonra, gemi oldukça yaklaştı. Fakat tabiiyeti hâlâ anlaşılmamıştı. Karasakalın emrile arka dire- ğin çanaklığına çıkan bir korsan ses borusile: — Hey.. Kimsiniz?. Nereden geliyor, nereye gidiyorsunuz? Diye bağırdı. Birdenbire karşıki gemiden otasında beyaz bir kafatası hulynan siyah bir bayrak çekildi ve birisi de şu cevabı verde — İntikam korsan gemisi.. 10 topu ve 70 kahramanı vardır. Reisi de Tona Babaçtır. Tiç sadecex — Hay Allah cezanı versinl Dedi, — Sen, benim esirimsin. Am- barlarındaki mallar, altınlar da hep benim olacaktır. Mukave- mete teşebbüs edersen, evvelâ seni sonra bütün adamlarını birer köpek gibi boğazlıyacağım. — Lütfedersin. Bir az gük meğe, eğlenmeğe — ihtiyacımız var. Gel de sen de görl Haydi. Sana teslim oluyoruz! Bu aralık bir sörü küfür de gemiden gemiye teati edildi. * Tiç adamlarına, ancak onların duyabilecekleri bir sesle: — Hepiniz malüm bir kere gizleniniz.. Şu herife bir oyun edelim de o da dünyanın kaç Yazan: Amerika Cumhurreisi M. Ruzvelt — Çeviren: Faik Şemseddin Benlioğlu * Tefrika Numarası; 38 — Dün bana cesedi getirdi- ler, dün akşam da otopsi yap- tım. Yeni yeni endişeler hasıl olmuştur. Sonra.. Bu mülhakat doktoru, zabıta, siz ne derin uykuda bulunuyorsunuz - Allah- aşkına? Dedi. — Ne diyorsunuz? — Buldu- ğunuzu ve gördüğünüzü çabuk ve sarih söyleyiniz, rica ederim. — Ne mi gördüm, ne mi buldum?. Cesedin kafatasında mini mini bir kurşun deliği! Bi- zim köylü meslekdaş bunu mü- kemmelen - görebilirdi! Dahası var: Mermiyi de dimağ içinde ,K»-kdıng-—im,aıdıa&—ır du. Sandalda bizzat Toma Bar- Z Iki gemi ses gelecek luıdıı birbirine yaklaşmıştı köşesi olduğunu öğrensin! dedi, Karasakalın gemisindekilerin hemen hepsi de gizlendiler, Ka- rasakal da sakin bir halle ka- marasına indi. Karasakal, son derecede mem- nun görünüyor ve bol, bol gü- lüyordu. Karşı gemi, “teslim oluyoruz,, sözüne mukabele olarak sandal indirmiş ve bir miktar haydudu boç da vardı. Kaptan Toma kırk beş yaş- larında bir korsandı. Adomlarile Adamlar le birlikte K rasakalın gemisine geçti. Bu adamın yüzü, şekil ve kıyaleti bir 8z evel söy-| lediği sert sözlere hç uymuyor- du. İpek kuşağında Üüç iri ta- banca asılı id. Belinde de ayrıca Üç tabanca kabzesi göze çarpı- yordu. Bunlardan başka omu- zunda iki büyük tülek de asılı bulunuyordu, sağ elinde korsunç bir pala vardı. Toma, mümkün olduğu kadar sert söz söylemeğe çalışarak: — Uyuz köpekler, kokmuş balıklar.. Neredesin 2?. İşte he- piniz de esirsiniz!. Karasakal de- diğiniz herif nere e saklandı?. Bin altına bir fare deliği almış diyorlar, çıksın meydana uğur suz kafasını kendi eliml> kopa- buldum! Mermi şimdi silâh mü- tehassısı yüzbaşı Hegedamdadır. Raporile birlikte size gelecektir. Adliye tabibi bunları söyler- ken telefon zili, hem de şiddet- le çaldı, Makam mikrofonu eli- ne aldı ve bir az sonra: — Yüzbaşı Hegedam telefon ediyor, dedi. Bu mermi, Y mi- limetrelik ve Smt ve Vessinin hususi mamulâtından bir taban- ca ile atılmıştır. Öyle anlaşılı- yor ki, noktai nazarınızı hâkim huzurunda tekrarlıyacaksınız! Doktor Dormus: — Eh.. Biz de mahkeme hu- rayım da görsün. Diye bağırdı., Ve son söz üzerine Karasakal meydana di ve: — Buradayım, arkadaş!. Dedi. Kaptan Toma, çevik bir ha- reketle sesn — geldiği — tarafa döndü. Ve, kahkahalarla gülen Karasakalla karşılaştı. Ve, ki- minle koz paylaşmak - istediğini anladı. — Sonu var — “Bir temenni Tre İ>rde, postalar yer2 alılmam diıdır Ulacık köyü muhtarından al- dığ miz bir mectup'a, köye ve civar köylere gelen mektuplarla gazetelerin stasyon memuruna veya bunları almağa gelen zata tesim edi meyip, tren leki me- muür tarafında) — yerlere atldığı ve bu yüzden daima gazetelerle mekt iplina kir.i ve çamur'u olarak elerine geliğ yazılmak- | tadır. A âkadarların nazarı dik- katini Ge Der d: cir kezı Balıkesir, (Hususi) — Son gün- lerde yağan şiddetli yağmurlar- dan Manyasın Ördekli deresi taşmış; Ferhad oğlu Ahmed adında bir işçi trabasile dere- den geçerken sulara kapılarak boğulmuştur. zurunda izahat vermeğe hemen hemen alıştık demektir, dedi, Yalmız beni kahvaltı saatinde hâkim huzuruna davet etmeyi- niz, rica ederim, Aç karnına hâ- hâkimlere izahat vermek güç oluyor. Ayni günün oge zamanı bay Makam müfettiş Hepin Pented Posta gönderdiği iki memurunun raporlarını da aldı. Bu raporlar, Bayan İlkanın hâdise sıralarında bir otelde bir müddet kald ğını bildirmekte idiler. Hatta otelin garaj memurile, Jim Blakın 0'o: mobili yola çıkar çıkmaz kendi otomobilini hazır bulundurması ve kendisinin de haberdar edil- mesi hususunda anlaşıldığı da tesbit edilmişti. İlka, kaza veya hâdise gününde kendi otomor bilile Jim Blakı takip etmişti. İlka bundan sonra da Pented Posta dönmemişti. Akşam, Makam " hâdiseyi her ANA DOLI# İ 17 Künunuevel MEMLEKET KU FAŞ Li Manisa köylerinde kalkınma faaliyeti Muradiyede yepyeni, modern bir köy kuru- luyor. Bır yurddaşm çok güzel bir teşebbüsu Muradiyede Cumhuriyet meydanı ve inşa edilmekte olan okul binası Manisa, (Hususi) — Manisa -« Menemen yolu üzerinde bulunan Muradiye, ilimizin 'nüfusca en kalabalık köylerinin başında ge- lir. Dört binden fazla nüfusu içinde barındıran köy, Manisa- nın altın ovasının en verimli bir kısmında kurulmuştur. Köyde; beş yıllık kalkınma programına göre, faaliyete ge çlerek bir çok işler başarılmış- tır. Bu işlerin başında Cumhu- riyet alanı ve Atatürk amıtı gelir. Şimdiki okul binasının geniş bahçesini çerçeveliyen kalın ve eski duvarlar yıktırılarak büyük bir meydanlık açılmış, burada güzel bir kaide üzerine Atatürk atıtı konmuştur. Cumhuriyet bay- ramında açılış töreni yapılan (Cumhuriyet alanı) ve ( Atatürk anıtı), köye yepyeni - bir veçhe verm ştir. Manısa haberleri Köylülere verilen müscmere Manisa, (Hususi) Halke- vnde açıan köy muhtarları kursuna devam edenlerle, yakın köylerimiz halkına Salı akşamı Halkevinde (Himmetin oğlu) pi: yeril tonüntl öğilmiştr. Müzame: rede altı yüzden fazla köylü bulunmuştur. Konferans Limizde Artırma ve yerli mal- lar haftası münasebetile dün gece Halkevinde Avukat Mitat Turanlı tarafından (ulusal eko- pomi ve önemi) mevzulu bir — Sonu 8 inci sahifede — | müddet evel Balıkesirde bir. aşk faciası Sermed adındaki genç sevgilisini öldürdü Balıkesir, (Hususi) — Şehri- mizde facia ile neticelenen bir Aşk macerasının son safhası ce- reyan etmiştir. Hâdise şudur: Naha Vekâleti su işleri daire- sinde vazifedar bulunan Sermed adında bir genç, bundan bir tüccardan B. İs- mailin kızı Müberra ile uzun zaman sevişmiş, görüşmüş; Ay- dında bulunduğu müddetçe de mektublaşmıştır. Sermed bayram münasebetile izin alarak Aydından Balıkesire gelmiş ve Müberra ile gene bur luşmuştur. İki âşık, hâdise gü- nüne kadar birlikte gezmişler, fakat son gün aralarında bir ih- tilâf çıkmıştır. Sermet kıza evlenme teklif et- miş; Müberra ise bunu kabul etmemiştir. Bu ret cevabı; aşki en son mertebesine yükselmiş bulunan genci teessüre gark etmiş; onu başkasile görmesi, kıskançlık bislerini körüklemiştir. — Sonu Binci sahifede — Ayvalıkta spor Bn. Hüsniyenin başkanlığındaki Akınpor kulübü çok iyi çalışıyor Akınspor güreşçileri Ayvalık, (Hususi) — Ayvalıkta r faaliyeti çok ilerlemiştir. Buhassa yeni teşekkül eden (Akınspor) kulübü, büyük terakki bamleleri göstermiş, bu sene zarfında federe ku'üpler arasına girmiştir. Kulübün başkanlık - vazifesini bayan Hüsniye görmektedir. De- ğgerli bir idareci ve sporcu olan bayan Hüsniye, gençleri munta- zaman çalıştırmakta ve müsbet neticeler temin eylemektedir. Kulübün sahilde güzel bir bi- nası, htaların muhafazası için konferans verilmiştir. barakaları vardır. Geaçlik kulüp binasında toplanmakta ve sami- mi hasbıhallerde bulunmaktadır. Akınsporun deniz yüzme, yel- ken ve kürek şubeleri olduğu gibi bir de güreş takımı vardır. M kişilik güreş takımı mıntaka güreş birincilk müsabakalarında iki birincilik, üç üçüncülük ka- zanmıştır. Futbol takımı da çok kuvvet. lidir. Bergama ve Balıkesirde yaptığı maçlarda galip gelmiş yüksek bir oyun göstermiştir. Kulübün 170 üyesi vardır. Ayrıca çalışan temsil kolu da muavaflakıvet göstermektedir. noktaj nazardan tedkik etti, bu iş ile gece “yarısına kadar meş- gul oldu; Fakat ayağa kalktığı zaman artık kararını vermişti. Ertesi sabah ta polis müfettişi Hete Bayan İlka Blakı kendisine getirmeğe memur etti. İlka, polis müdürünün yanına büyük bir telâş ve heyecanla geldi. Bu davetin kocasının inti- harı hâdisesile alâkadar oldu. ğuna emindi. Daha - doğrusu, kocasının kaybolan beş milyo- nün bulunduğunu sanıyordu. Polis müdürünün gösterdiğ yere oturdu. Makam - oldukça sert bir sesle: — Bayan, kocanızın öldüğü akşam siz neredeydiniz?. Diye sordu. İlka birden irkildi; gözlerini kırpıştırarak: — Ben mi?. Evimde ve bir az hastaydım! Cevabını verdi. — Yoksa.. Post Prcintedde | PDBlakın geç kaldığı miydin?. — Hayır... Fakat bu sualle ne nizi anlıyamıyorum. — Size mahsus bir ruvelver vardı. Siz bu tabancayı daima yanınızda bulundururdunuz. de- ğgil mi?. Bu son sual İlkada derin bir tesir husule getirdi, o kadar ki nefes almak için bile bir an te- reddüd gösterdi, karşısındaki bu kir saçlı adamın bazı şeyler bildiği artık muhakkaktı. Maa- Kat'iyen — hayırl. kasdettiği- | mafih kendisini çabuk toplad ; — Bir tabancam vardı; Jim akşamlar, kendimi emniyet altına almak için bu tabancayı tedarik et- miştim, dedi. — Pek âlâ. Bu tabancayı bana gösterebileceğinizi yorum! — Fakat... değildir. silâhi Bu tabanca bende Çok zaman evel bu tim. Çok sinirli ol- muştum. Korktum da ondan! Bu tabanca beni cidden korkutu- yordu. — Bu tabanca Smit ve Vessen mamulâtı ve 9 milimetrelik mi- dir?. İlka gene bir heyecan ve te- reddüt geçirdi; ve sonra: — Evet, dedi, Ma'am başını salladı: — Bayan, bu silâhi yok etme- niz çok fena olmuş ur.. Zevciniz bir otomobil kazası neticesinde olmüş değildir. Cesedi mezarın- dan tekrar ç karılmış ve morgda teşrih edilmiştir. Neticede Bay Jim Blakın kafatasına atılan 9 milimetrelik Smit ve Vessen markalı hususi mamu'ât br ta- banca kurşunile mak:ulen öldüğü | anlaşılmıştır. Karşu 1 da dimağı içinde bulunmuştur. Eğer silâbır nız mevcut olsıydı, bu meriniyi tatbik eder ve neticeyi kat'i olarak anlardı | — 3904 Senımk