14 Künunuevel ANADOLU Sakifo 9 Faşizm ve M. Mussolini >in emaâ»f Italyada duvar gaze- arder ve sinemakralı| teleri haberleri Sam Goldvin ın birinde şunları şunları okursu- Bilir misiniz ki: nuz: “lngıhzler domuzdur.,, Evelce odacı idi. Müvezzilik te yapmıştı. Fakat bugün.. B l Cenup hududlarımızda ka- çakçılık azalıyor Mardinin Türk tarihindeki mevhkii. oraya niçin Mardin ismi verilmişti? Mardinde Artıkoğullarından kalma Zenciriye medresesinden bir görünüş Cenup muhabirimiz yazıyor: Mardin; 1200 rakımlı bir te- pe üzetinde ve bundan yüzlere ce asır evel kurulmuş büyük bir Türk şehridir. Kasabanın on ki- lometre aşağısından itibaren tar rihin meşhur Mezopotamya ova» sı başlar. Şehir ovaya tamamile hâkimdir. Hiçbir düşman kara- dan Mardine yaklaşamaz. Çünkü bunu tecrübeye kalkıştığı takdir- de 'behemehal helâk olur. Buğün Suriye ve Irakla hemhu- dud kalan Mardin çok eski bir Türk şehridir, Mardin - İsadan çok daha evel Türk medeniye- tinin bu havalide merkezi olmuş ve bu medeniyetin ihtişamını tatimiştir. Mezopotamyadaki Türk medeniyeti Mardinde tecssüs ot- miştir. Bu Komuk medeniyeti idh. Bir tarihte Mardine Erdopa diyorlardı. Romalılar Merdinom, Yunan coğrafyacısı Batlamyos ta Manid adını takmıştı. Uzun yıl- lar Asürilerle çarpışmış ve onları idareleri altına almış olan Ko- muk “Türkleri Mardinden başka daha bir çok şehirler kurmuşlardı. Milâddan 602 sene evel Komuk- ların Asfir hâkimiyetine girmeleri üzerine şehir yukarı Mezopotam- yayı Asürilerden temizliyon Ma- dı Türkleri eline geçti. Bundan sonraki tarihi çok ka- rışıktır. İran ordularının işgal.ne uğradı, Kiyamyan — devletinin elinde kaldı, Sasânilere, Roma- hlara geçti, Emeviler, Abbasiler hüküm sürdü, Hemedan ve Mer- vanoğulları idaresine girdi ve bütün bunlardan sonra 497 hicri senesinde — Artıkoğullarından İl- gazının hâkimiyeti altına girdi. Mardin, Artıkoğullarından on yedi hükümdarın merkezliğini yaptığı müddet zarfında çok te- rakki etti. İmar, ulüm ve fünunda parmakla gösterilir duruma geldi. Ticaret ve sanayide Halebi ge- ride bıraktı. Suriye ve Irakta ticarette —i bir şehir oldu. Artıkoğulları medeniyetine aid Mardin ve mülhakatında bir çok Ssara elân rastlanmaktadır. Mardin 8li Hicri senesinde son Artık hükümdarı Şehabed- din Ahmed tarafından Tebriz hükümdarı Karakoyunlu Yusufa temlik edildi. Sonra Akkoyunlu: lara geçti ve bu devrede de Azerbaycan dan getirtilen seksen bin Türkün çalışmalarile umran sahasında inkişaf eyledi. Akko- Lunlulırı müteakıb bir müddet tan Safevileri hükmü altında kalan Mardin 923 Hicri sene- sinde Yavuz Sultan Selim zama- nında ve Diyarbakır valisi Bıyıklı öki, sanayen aa sadi < l Mehmed paşa tarafından alına- rak Osmanlı imparatorluğuna ilhak edildi. Mardinin ismi hakkında muh- telif rivayetler vardır. Arab mü- verrihlerinden Vakidi, Fütuhüş- şam isimli eserinde; burasının Rum Carioğlu Ersus, eski Mar- din müftüsü Abdüsselâm; — İran hükümdarlarından birisinin Mar- din isimli oğlu ve ti ib> ret sahibi Said paşa da; Kiyan- 'an — devleti - seraskerlerinden lardinos tarafından isim aldı- ğını söylerler. Mardin hakkında bu kadar etraflı izahat vermekliğimizin se- bebi; Suriye ve İrak toprakla- rile hemhudud bulunan ve bu:.. günkü nüfusu yirmi beş bini te-” cavüz eyliyen bu kasabamızın Türklüğü ve Türklüğünün eski- Eği hakkında mühim bir mukad- deme yapmak - fikrinden ileri gelmiştir. Ve zaten Mardin bu kadar Türk olduğu içindir ki, Suriyede hazırlanan kaçakçılık program ve projelerini kıymet- siz düşürmüş, bunca gayret ve faaliyete rağmen kaçakçılığı hu: dutlarımızda boğmuştur. Filhakika, bir zamanlı cıkçılığın membal v kı— Aydın, (Hususi)— İlimizin bu yil ilk tahsil- umumi durumu hakkında - edindiğim malümatı bildiriyorum. Bu yıl İlimizde faaliyette bu- lunan ilkokul sayısı 103 dür. Bunlarda 273 öğretmen ders vermektedir. Geçen yıl öğretmen sayısı 263 tü. Merkez Aydın ilçesinde okur ma çağındaki çocuk sayısı 14222 dir. Okullara devam edenler ise 5302, yüzde nisbeti 37,4 dür. Bozdoğan — ilçesinde okuma çağında çocuk sayısı 6190, okul- lara devam eden 1652, yüzde nisbeti 26,6. Çine ilçesinde okuma çağında çocuk sayısı 5540, okullara de- vam edenler 1003, yüzde nis- beti 18. Karacasu ilçesinde okuma ça- ğında çocuk sayısı 2945, okul- lara devam edenler 789, yüzde nisbeti 26,7. Nazilli ilçesinde tahsil çağın- Aydınlılar bir lise istiyorlar Aydın vilâyetinde 41515 çocuk oku- yor:. Hava Kurumunun faaliyeti Samuel Goldvin tam bir mil- yar dolara malik bir Amerika- hdır; malik olduğu milyar saye- sinde de Holivudda sinema kral- larından birisidir. Bu adamın hayatı çok dikkate lâyıktır. Ve hemen her Ameri- kalı milyoner veya milyarder gibi parasını babasından bulma- miş kendisi kazanmıştır. Samvel Goldvinin — hayatını kendi ağzından d'nliyebiliriz: — Ben 1888 de Varşova doğdum. Babam küçük tacirler- den ve seyyardı. Artırdığı bir miktar para ile bir Yahudi ma- hallesinde bir dükkân açmıştı. Fakat işleri bir türlü iyi gitme- mişti. Bu sebeple beni mektep- ten aldıkları zaman henüz on yaşındaydım. Mektebim onlara masraflı görünmüştü. Eh.. Bugün onları mazur gö- rüyorum, çünkü fakirlik çok müthiş, çok korkunç ve dena bir şeydir | olarak yapıldığı mıntaka - olan Mardin vesair cenup şehirleri- mizde bu gün kaçakçılık yarıdan çok fazla azalmıştır. Bilhassa Mardinde kaçakçılığa kalmamış nazarile — bakabiliriz. Bundan sekiz on sene evel âdeta ser- bestçe yapılan ve — milli serveti şerittikçe eriten kaçakçılığın kısa zamanda *& 20 ye düşürülüşü Cumhuriyet hükümetinin yüksek muvaffakıyetlerinden birisidir. Suriye hudud — boyunda açıl- mış olan kaçakçı — mağazaları, hükümetimizin aldığı tedbirler ve vatandaşlarımız'n - bundaki fenalığı anlamış - olmaları sebe- bile iflâsa mahküm — vaziyete düşmüş, bir çokları da kapan- mıştır. Kafile — kaçakçılığının önüne hemen tamamile geçil- m ştir. Ali Enver Toksoy daki çocuk sayısı 7073, okul- lara devam edenler 4202, yüz- de nisbeti 59,4. Söke ilçesinde okuma çağında çocuk sayısı 5545, okullara de- vam edenler 1960, yüzde nis- beti 35,4. Bütün ilde okuma çağında çoçuk sayısı 41515, okullara devam edenler 14926, yüzde nisbeti 35,90 dır. Bu nisbetin pek yakında yüz- de yüz olacağına şüphe edile- mez. Bana bu kanaati veren şur dur. Kayacık köyü parti kon: gresinde, köylüler şnnu - söylü- yorlardı. Bize plân ve mühendis gönderin, çift öküzlerimizi satıp mektep yapacağız. Hava Kurumu faaliyeti Aydın Hava Kurumu bu yıl litre ve zekât işlerinde geçen yıla! nazaran yüzde kırk fazla varidat elde etmiştir. Geçen yıl fitreden merkez kazada 7000 lira elde edildiği halde bu yıl on bin İiraya) yakın gelir temin ed lmiştir. AY aRaĞ Mektepten fakirlik hissile al- nan bir çocuk ne yapar? Bir iş arar değil mi, ben de ilk zâ- manlar şehrin küçük bir banka- sında iş buldum, hem kapıcılık yapar, hem de etrafı temizler- dim. Yaşıma göre beş, on para kazanıyor demektim. Fakat ben bu işten memnun değildim. Bu iş benim ruhuma ve tabiatime uygun değildi! Pek az sonra, beni onlar mı kovdular, yoksa ben mi istifa ettim, bilmiyorum, kendimi işs'z buldum. Londrada bir teyzezadem var- dı. Bereket ki bu sırada bü teyzezade beni Londraya davet etti. Teyzezadem oldukça zen gin imiş. Belki ben de Londra- da zengin olurdum. Bu ümidle bir sabah Londra yolunu tuttum. *Londraya vardığım zaman hayret iç'inde kaldım; teyze za- dem zengin değildi; âdeta bir hizmetkâr idi. Bu sebeple Lon- drada ilk zamanlarda çok sıkıntı çektim. Kocaman bir hafta ce- bim bir onluk para bile görmedi. " Sam Golduin, Merl Oberor ile birlikte Bu hal böyle devam edemesdi; kendim iş aramak mecburiyetini şiddetle hissettim. Berlingtonda şimendifer idaresinde bir iş bu- labilmek için pek çok yoruldum. İtiraf ederim ki açlık devrinde bulduğum bu iş de beni mem- nun etmiyordu! Şu halde nasıl bir iş istedi- ğime merak ediyorsunuz, değil m:? Benim için iş nevi mevzuu bahs değildi; fakat zengin olmak istiyorum. Bir insan ne banka hizmetçiliği, ne de şimendifer me- murluğile zengin olamaz! Bir gün bir gazetede Birleşik Amerikada insanların çok kolay ve çabuk zengin olduklarına dair bir yazı okudum ve o anda kararımı — verdim: — Amerikaya gidecek, bende zengin ola- caktım! Bu Amerika cidden garip bir yerdir; Kristof Kolombun şeref bulmak için keşfettiği bu diyara Avrupalılar zengin ve meşhur olmak için dört - asırdanberi gelip durmaktadırlar! Amerikada ilk ayak bastığım yer Nevyorktur. Henüz on beş yaşında idim. Cebimdede beş para yoktu. Evvelâ gazete inü- vezziliği yaptım. Bu suretle ç- lıktan kurtuldum, — fakat — bu san'at ta sahibini zengin edecek bir san'at değildi. Bu aralık bir eldiven fabrika> sında iş buldum; — çalışmağa başladım. Yirmi yaşına girdiğim sıralarda bu müessenin müdürü, bir az sonra şeriki oldum. Bun- dan dört, beş sene sonra bir miktar para ve mal sahibi ol- dum. Bu günkü İtalyan zihniyeti nedir ve nasıl kuruldu? Mussolininin sözleri âdeta bi- rer göz gibi her duvardan, her köprüden, yanık ve yıkık her yerden “yetişkin çocuklara, ba- kıyor ve onlara düşünce ve duy- guları hakkında kat'i direktifler veriyor. Mussolini, İtalya halkımı *büyük veya yetişkin çocuklar, diye telâkki eder. Ebeveyn ekseriyal çocuklarına nasihat verirken na- sıl — emrederlerse Romadaki Papa da ümmetine her firsatta vazifelerini ayni şekilde ihtar eder. Duvarlı sılı her resmin altında görüldüğü üzere Musso- lininin her. sözü mücadele ve harp kelimelerinde toplanabilir. Bu sözlerin altında ekseriya Mus- ıolınının ysmi bulunur. Fakat olmadığı zamanda bunların kimin tarafında söylendiğine hiç bir kimse asla şüphe etmez. En meşhur Faşist darbıme- sellerinden biri de şudur: *Ne kadar çok düşmanın olursa, o kadar çok şerelin var- dır.. Bi zihniyette; İtalyanın komşularile geçimsizliğinin ne kadar iyi bir şey telâkki edild ği, ve Faşist rejiminin istikbali se- zilmektedir. Hakikat halde Mus- solininin İtalya halkına karşı çok haşin ve hırpalayıcı bir sevgisi vardır. Nitekim bunu 1922 de iktidar mevküne geç- tiği zaman onları tembel, korkak haysiyetsiz, yalancı ve hain gibi Artık işler yoluna grmiş de- mekti. *Bir gün beni çok seven dost- larımdan birisi, Cesse Losko, -ki bunun kız kardeşi — Blanş bir müddet sonra zevcem olmuş!ur- bana, adına Holivud — denilen küçük bir köyde nl&*çı karan: . hk bir sinematoğraf işi - teklif etti. Ben bu işi hemen kavradım. Para kazanacak bir iş olduğunu anladım. Bu — suretle — “Hırçın, adlı ilk filmi vücude getirdik. Bu filmin sahne vazıı Sesil B. Mil idi. Bu ilk- filmde ne müşküllere tesadüf ettiğimizi ben bile tarif edemem. Fakat iş, iyi bir iş idi. Ve.. Bundan sonrasını izaha lüzum görmüyoum. Bu hayatta müreffehen yaşadım ve bu gün için bir milyar da dolara mali- kim!,, İtalyada bir duvar gazetesi ve karileri seciyelerle itham etmişti ve ih- timal bu muhayyel evsaftan on- ları kurtarmak maksadile bunu yapmış ve hayatını da bu işe vakfetmişti. 1922 de Romada Faşisizmle en çok mücadele eden San Lo- renzo amele birliği — mahallele: rinde dahi bugün davarlarda *“Yaşasın Faşist İspanya,, “İngi- Tizler domuzdür, gibi yazılar karalanmış bulunmaktadır Demokrat bir rejimde reşid olanların bu gibi neticelerden mesul tutulmaları icab ederken bunlara mesuliyet tahmili hemen hemen imkânsızdır. Çünkü İtal. ya halkının ekserisi hâdisatı tek bir objektiten takib ve id rak etmeğe alıştırılmıştır. İtalyan faşistinin sırrını bura- ya konan resimdeki gibi küçük tek bir duvar gazetesinde bul- mak kabildir. Bu gazeteler 40 milyon İtalyan milletinin ekse- riyetinin yegâne hız kaynağını teşkil etmektedir. Bu gazetenin ismi (Notizieda Roma), yani Roma haberleri demektir. Bu gazete haftada bir çıkar ve bü- tün İtalya şehir, kasaba, köyle- rine ve dört yolağızlarına gön- derilir ve oralarda göze çarpan yerlere asılır. Buradan gelip ge- çen, ihtimal senede âncak bir defa gazete yüzü görebilen köy- lüler dahi bu duvar gazete- lerini her hafta okurlar ve zavallıların dünyada — olup - bi- ten şeylere dair bütün fikirleri ancak bu gazeteletin çerçevesine inhisar eder. Bu gazetelerin münderecatın- dan farzımuhal şüphe edenler olacak olursa bu haberlerin Ro- madan geldiğini ihtar kâlidir. BÜ Habörler “Sekeöri kısa sözleri ve 'tek “heceli “kelimaleri ihtiva eder. Bu gazetelerin 18 Temmuz nüshasında İspanyada “bir işçi İtalyan, imzalı şu sözler vardı: “Valânsiyalı komü stler yalnız havadis sütunlarında ilerliyorlar. Biz ise arazi üzerinde ilerliyo- TUZ., Gene bu resimde öldürülen asilerle, mesut İtalyan çocukları görülmektedir. Ve bir de Gene- ral Frankonun İspanyayı kofkunç Bolşeviklikten kurtararak İtalya ve Almanya gibi yapacağı söz- leri vardir. “Leif mecmuasından,