KARA KORSANLAR ŞEFİ Dilber kadın korsan Aşktan başka kuvvele baş eğmiyen deniz kızının maceraları... Naktli: Faik Şemseddin BENLİOĞLU Bi ü Meri umumi korku ve nefrete mukabil Karasa- kalı takdir ve tahsin ediyordu Karasakal, bu adamları am- bardan çıkardıktan sonra, kendi kamarasına davet etti; onlara kendi kadehile içki içirdi; fakat birdenbire kamaranın kandilini söndürdü; tabancasını sağa, sola ateş etmeğe başladı. Bu garip eğlentide ikinci kaptan İsrail Hanç öldü! Bu garip hâdiseden sonra Karasakal - güverteye çıktığı va- kit, tuhaf bir hâdise olarak gene Meriye tesadüf etti. Kendi ken- dine söyleniyormuş gibi: — Arasıra içlerinden bir kaçını öldürmezsem benim kim oldu- ğumu unuturlar! Karrsakal bu tedhiş usulünü böyle bir düşünce ile — tatbik etmekle beraber, hakikatte adam öldürmekten zevk alan bir insan olduğu için böyle kanlı eğlenti- ler tertib etmekte idi. Böyle hareketinde başka bir sebeb daha vardı. Tiç müdhiş — bir pinti, para düşmanı idi. Usul mucibince, gemide ölen korsan- ların da mal ve parasına sahip olurdu. Bu suretle öldürdüğü yaveri ile ikinci kaptanın da mi- rasına tamamen konmuş olu- yordu. Karasakal kaptan Tiçin ka- runlar kadar zengin olduğuna şüphe yoktu. Bu korkunç hay- dud, Amerika ile Avrupa ara- sında işliyen İspanyol gemile- rinih hemen hemen ortağı de- mekli, - .. Karasakal, garip ve dikkate şayan bir tip ve idaresi çok mükemmel idi. Denizler üzerin- de “Kader ve tali arıyan, bir gemi için, iyi idare şarttı. Çün- kü bir korsan gemisinin bazı müşkül şartlar altında olduğu zamanlarda liman bulamaması pek tabit ve olağan şeylerdir. Gemide kâfi derecede su ve yi- yecek bulunmazsa, böyle zaman- larda korsan gemisi mukavemet kudretini kaybederdi. Bunun için Karasakalın gemisinde su ve erzak fıkdanı hiçbir zaman his- sedilmemişti. İşte bir zamanlar denizleri baştan başa haraca kesen, ge- micileri titreten Karasakal ev- velâ çok merhametsiz ve zalim- liği, sonra sert, fakat müdebbi- rane idaresile bu mevkii tutmuş bir adamdı; daha doğrusu Al- lahın denizlerde bir belâsı idi. Karasakalı maiyeti arasında şöylece samimi seven bir kimse yoktu. Korku belâsına itaat gös- teren bu korsanlar, Karasakab dan, Kral Corcun - cellâdından ziyade korkar ve nefret eder- lerdi. Fakat Meri bunlar arasın da garip bir istisna teşkil edi- yordu. Meri; Karasakal Tiç kap- ç;m takdir ediyor, ona hayran idi. Meri, Karasakalın fenalıklarını göremiyor, fakat cesaret ve mü- debbirliğine şaşıp kalıyordu! Şu halde?. Meri, hakikatte bir, genç kız olduğu için, Kara- sakala âşık mı olmuştu?. Belkil Meri, bu bislerini ancak fev- kalâde takdir ve tahsinden doğ- Mmuş sanıyordu. Ve Meri, şu ha- yatta bir erkeği sevdiğini bilmiş ©olsa, çok utanacaktı. O, kadın olmamak, kadın görünmemek için elinden gelen gayretleri sar- fediyordu. Sonra... .îâ Tiçin tam on Te ç Nihayet şiddetli bir rampadan sonra Karasakal harp sefinesini mağlüp etmişti üç defa evlendiğinden de ha- berdardı. Ve - biri arkasına terkettiği ilk on iki karısı he- nüz sağdı. Böyle, Allahın namına yemin ederek hayatını birleştirdiği ka- dınları birer köpek gibi atan bir adama nasıl inanılırdı. Meri, Karasakalın on üç defa evlend haber aldığı- vakit, kenc “zâpledemeihiş ve”gü- lerek: — Fena değil, demişti. Hiç olmazsaâ hayatında on üç defa bir papaz önünde duz almiştir! bir de Evet.. Gemide koca paz, bu korsan gemisine kendi arzusile ve hayatının sonuna ka- dar kalmak üzere gelmişti. Karasakal bir gün Uflov adlı bir harb sefinesile şiddetli bir muharebeye tutuşmuş bu harb tam beş saat sürmüştü. İki ta- kazanmak raf ta partiyi için azami gayret sarfetmişler idi. Ni- haj iddetli bi ı harb sefinesini mağlüb ve esir etmiş, fakat gemi pek ziyade hasara uğradığı için de batır- mağa mecbur kalmışlardı. Papaz, işte bu harb gemisinin leri Denizbanka geçiyor İhracat gümrüğü anbarlarında yeni tesisat yapılacak. B. Haşmet Dülgenin umum müdür muaviri olması muhtemelair Denizbankın teşkili münase- betile yeni Bankanın umım mü- dürlüğüne İktısad Vekâleti den.z müsteşarı B. Sadullahın gevirik mesi tekarrür ettiğini yazmıştık. Haber aldığımıza göre, Banka- nın umum Mülür muavinliğine İzmir Liman işletme müdürü B. Haşmet Dülge getirilecek ve İz- mir Liman işletme müdürlüğü- ne de idarenin tahmıl ve tah- liye şefi B. Şevket tayin oluna- caktır. Denizbank, bütün ANADOLU Günlük - siyasal limanlarla gazete Bi ve uharriri Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi meşriyat ve yazı işleri müdü. vü: Hamdi Nüzbet ÇANÇAR — İDAREHANESİ Tzmir İkinci Beyler sokağı C.Halk Partisi binasi içinde Telgraf: İzmir -- ANADOLU Telefon: 2776- Posta kutasu: 405 Abone şeraiti Yiliğı 1400, alü aylığı “800, öç aylığı 600 küruştur Yabancı memleketler için — senelik abone ücreti 27 liradır | tahlis.ye, balıkçılık ve sünger- cilik teşkilât ve işlerini idar> edecektir. Ankarada İktısat Vekâletinde alâkadar kamisyonda çalışmakta olan B. Haşmet Dülge bu şam şehrimize gelecektir.. Yine Büdce müzakeresi için Ankara- ya gtm ş olan tahmil ve tahliye şefi B. Şevket de bu gün İzmire dönecektir. - İderenin yeni yıl büdcesi hazırlanmıştır ve bir çok işler için büdceye tahs sat kon- muştur. Bu kadar mühim işleri göre- cek olacak bu bankanın - teşki- lâtı çok geniş olacaktır. İzmir Iman işletme müdürü B. Haşmet Dülgenin Ankarada fazla kalmasının, Denizbank ha- zırlıklarile ve ayni zamanda İz: mir liman işletme idaresinin 938 yılı büdcesinin hazırlanmasile alâkadar olduğu bildiriliyor. Türkiyede ilk defa İzmir güm- rüklerinde liman işletme müdür- lüğü tarafından — tesis edilen elektrikli vinçlerin ihracat güm- rüğü ambarlarında da kurulması muvafık - görülmüştur. — İhracat gümrüğü ambarlarına da elektrikli vinçler konduktan sonra ihraç edilecek malların şatlara yüklet- me ameliyesi de ithalât eşya- sında olduğu gibi bu — vinçlerle yapılacaktır. ANADOLU ıı’ Liman ve bütün deniz İŞ- * Akisler İnebolu faciası maznunlarının muhakemelerine dün öğleden sonra şehrimiz Ağırceza mah- kemesnde , devam edilmiştir.. inkd Ali, üçüncü kaptan “Rami, çarkçı Halide Salim maznun mevkünde hazırdılar. Maznun- lardan denizyolları işletme şefi B. Zekeriya gelmemişti. Maz- nunların hepsinin vekilleri de yerlerindeydiler. Geçen celsede maznunların vekilleri, bazı şahidlerin buldu- rulup dinlenme: ayni zaman- da vapurun ikinci . ambarında sonradan, deniz ticaret müdür- lüğünden habersiz yapılan ta- dilât sebebile vapurun muvaze- nesini kaybettiği mütaleasile bir Yunanistanda - - gazel yasak. Yunan matbuatı neler yazıyor? Yunan basın ve turizm müs- teşarlığı, umumi mahallerde din ve ahlâka mugayir şarkılarla ga- zel okunmasını yasak etmiştir. Bu münasebetle gazetelerden bir kısmı gazel hakkında - şunları yazmaktadırlar: Etnos: Gazelin — vatanı Türkiyedir. Orası; bunu çoktan yasak etti, Gramafon plâklarının “Ama amaaan.. 1, kulaklarımızı. p: tıyordu. Fakat bu yasak yalnız gramafon plâklarına inhisar etti- ğinden, gazelhanların da mene- dilmes'ni gönül arzu ederdi. Bu yabancı meyvadan tamamile kur- tulmalıydık. Alinaika Nea: Bizde de gazel son darbeyi yemiştir. Semamıza melânkoli saçıyor. ve Akropol yasının altında falso taşkil ediyordu. Anadoludan koğalduktan sonra, bize geldi. Satılan gramafon plâklarının yarısını gazeller teş: kil ediyordu. Muhacir mahalle- lerinden butün köylerimize ya- yıldı. Âşık Mehmed, âşık Manol ve sevdalı Fatma, sevdalı Eleni oldular. Yurdundan koğulan ga- zeller geldi ve misafir iken hâ- kim oldu. Gözümüzü rbe — dikerken, kalaklarımız şarkta olamaz. P. Paleologos Etniki: Gazel yasak oldu. Biz yurd- daşlar, bu yasağa boyun eğmeye mecburuz. Eğlencelerimiz matem âyinlerine dönmüştü. Şarap ka- dehini boşaltanlar, dertlerini dö- küyorlor. Şimdi bize düşen va- zife, yasak edilen gazelin şere- fine gazel okumaktır. Mirsvilis İnebolu birinci kaptanı B. Meh- ” resad ehlivukufun bu . mevzuu tedkik etmesini . istemişlerdi. Dünkü celsede mahkemenin .kî'"' okunmuş, bu şahidin din- lenmesine 've tapârün ikinci an- barında yapılan tadilâtla kömür- lüğün su tanğı haline getirilmiş olduğu ve vapurun muvazenesi- nin bozulduğu hakkında ilk fen- ni raporu cerhedecek vaziyet görülmed ginden eh ivukufa tek- rar tetkikat yaptırmağa lüzum olmadığı anlaşılmıştır. Mahke- me, netice itibarile, maznunların müdafaalarını yapmağı bekledi- ğini bildirmiştir. Maznunların - vekilleri,, mehil istediklerinden, muhakeme, mü- dafaa için 17 ikincikânuna br rakılmıştır. Sevgilisile beraber koca- sını öldüren kadın Şahid Cafer: “Biz ahrete gidece- ğiz, yalan söyliyemem..,, dedi Menemen kazasının Çavuş kö- yüüde Mmühacir ” Necbi " öldür: Mekle maznım Hasan Çetia ile Necibin karısı Zelihanın muha- kemelerine: dün ,, şehrimiz Ağır: ceza mahkemesinde devam edil” miştir. Bu celsede Necibin uzak akrabasından rencber Cafer din- lenmiş - ve bildiklerini şöylece anlatmıştır: — Yatsı namazını - kıldım, Musabey köyünden Çavuş kö: yüne giderken yolda bir ağacın altında yatan bir adama rastla- dim. Yanma yaklaşarak: — Hastâ mısın yahul. Diye seslendim, hiç ses ver- medi. Sokuldum, elimle kolunu tu' atak salladım: — Ne oldun ” arkadaş? kalk Bel, dedim - gene cevab yok.. Ölü olduğun anladıni, köye gir dip muhtarı buldum. Muhtarla beraber gelip baktık, Necib amca olduğunu anladık. Reis — Bu Zeliha adındaki kadinla bu Hasanin münasebette bulunduklarından haberin var mı?| — Ben ahrete gideceğim, onlar da gidecekler, Hiçbir şey bilmiyorum ve bea doğruyu söy- lerim. Reis — Ölünün yanında değ- nek gördün mü? — Evet. Ölünün altında bir değnek vardı. Kanlı bir değnek. Maznunların gösterdikleri müda- faa şahidleri gelmemişlerdi. On- ların çelbi için muhakeme, başka Yurddaş! Her Türk, yerli malı kul- lanmak savaşında gönüllü bir propagandacı almalıdır. 15 Birincikânun Çarşam ba akşamı saat 21 de Fransız Tiyatrosu (ELHAMRA) Salo- nunda biricik temsilini verecektir. Yerler_ı'nı'zi şimdiden lıı'ralqş)'m;; Italyanın Uluslar sosyetesinden çekil- mesi, kendi aleyhine dönecektir ——— —— —— — — İngilterede muhalifler lideri Attle, İtalyanın siyasetini ayıpladı, Avrupa ve Amerika matbuatının neşriyatı. Motanın takriri. Mahkemenin kararı ara dün tefhim edildi Muhekeme, müdafaa için 17 ikincikânuna kaldı Londra, 13 (Radyo) — Evenin Standard gazetesi, İtalyanın Ulus- lar Sosyetesinden - çekilişinden bahsile bir makale yazmış ve bundan sonra İngilterenin, İtalya ile daha kolay anlaşabileceğini kaydeylemiştir. Diğer gazeteler,' hâdiseyi yaz- makla iktifa etmektedirler. Muhalifler lideri Major Attle, dün bir söylev vermiş ve İtak yanın siyasetini şiddetle ayıbla- mıştır. Major Attle, diğer devletlerin as| bündan sonra müttehid ol- maları lâzimgeldiğini — kaydet miştir. Bren, 13 (Radyo) — İsv'çre Cumhurrcisi B. Mota; İtalyanın Uluslar Sosyetesinden - çekilişi dolayısle Federal meclisine bir takrir verek bu hâdisenin, İsviç- renin bitaraflığına halel verip vermediğinin müzakere edilme- sini istem ştir, İsviçre Federal meclisi, bu takriri müzakere için derhal top- Tanmıştır. (Gazet Lozan), yazdığı bir makalede, İtalyanın çoktanberi Uluslar sosyetesinden çekilmeği tasmim ettiğini ve çünkü Uluslar sösyetes'nin, son zamanlarda en çok sola temayül eylediğini ileri sürmektedir. Cennvre, 13 (Radyo) — İtal- yanın Uluslar Sosyetesindeki da- imi murahhası Buvaskopa, bu- gün genel sekreter B. Avenolu ziyaret etmiş ve İtalyanın so$- yeteden çekild ğini resmen bil direk — snı — vermiş, dört ki Cenevreyi terk eylemiştir. Londra, 13 (Radyo) — Efkârı umumiye, İtalyanın cemiyeti ak- vamdan çeki mesile meşguldür. Gazeteler, keyfiyeti sükünetle mütalca etmektedirler. Sunday Taymis, İtalyanın Roe- ma-Berlin-Tokyo mihverini kuve vetlendirmek için sosyeteden çe- kildiğini yazmaktadır. Poris, 17 (Radyo) — İtalyanın milletler cemiyetini terketmesi, Fransız -matbuatında da sükü- netle karşılanmıştır. Gazeteler, İtalyanın Lâhey adalet divanın- dan ve Londra ademi müdahele komitesinden de çekilmesine in- tizar edebiliriz, diyorlar. ,, Bazı gazeteler de İtalyanın, Almanya ve Japonya elinde bi oyuncak haline geldiği mütalca» sındadırlar. Peşte, 13 (Radyo)— Duçenin; İtaiyanın Cemiyeti akvamdan ay- rılışini — bildiren — nutku, bütün Macar matbaatında yer bulmuş ve bu hususta makaleler neşri- ne vesile teşkil etmiştir. Yarı resmi Peşte Luid: *Mussolininin kararı Cemiyeti akvamın zaafını bir kere daha bütün çıplaklığile ortaya koy- muştur. Bu nutuk, ayni zaman- da gaflet politikası takip eden milletlere bir ihtar mahiyetin- dedir., Diyor. Nevyork, 13 (Radyo) — Ney- york Tayın ş gazeteşi gı e- nın Milletler cemiyetinden çekil- mesinin kendi aleyhine dönece. gi, çünkü Milletler cemiyetinin daha kuvvetli bir icraat aleti , ziyetine girmek fırsatı verildiğini yazmaktadır.