— Başı T inci sahifede — — Manasile hususi bir mahiyet ar zeylemiştir. Yani bu bir dönüm — noktası teşkil etmiştir. Eğer mil- letle beraber hükümetiniz bu dö- nüm noktası üzerinde bütün te- yakkuzunu toplıyarak dürüst ve — İsabetli hareket etmek imkânını bulmamış olsaydı memleketimiz bundan zarar görebilirdi. Mese- le aksine olmuştur, diyebilirim. Zirai istihsalâtımız geçen se- neye nazaran bazı maddelerde eksik ve bazı maddelerde fazlâ olmak suretile bize büyük bir fark göstermiş bulunuyor. Fakat | harici ticaretimiz büsbütün baş- S« bir manzaranın tesiri altında «endisini gösteriyor. Şu halde noksan idhalât — vükubulduğu takdirde memleketimizde mallar üzerinde biz de satış için yeni yeni mahreçler bulmak mecbu- riyetinde idik. Yeni bir mahreç bulmak kolay bir iş değildir. O hayatı ve ananeyi değiştir- mek kadar güçtür. Memlekette iş hacmini artırmak ve hayat üzerinde müessir olan bazı mad- deleri idhal etmek suretile ucuz- luğu temin etmek prensibini ta- kib ediyoruz. Ve bu sebeble- dir ki köntenjanı malüm - olan şekilde kaldırdık. Kontenjanın kalkmış olması ve satışların bu- na muvazi olarak da temin et- mek gayreti bize ne netice ver- m ştir? Bunu şimdi rakamla huzurunuzda arzedeyim: Ön aylık harici ticaretimizin müukayesesini yaptığımız zaman şu rakamları görüyoruz: 1935 senesinde 134 milyon 1936 senesinde 138 milyon 1937 Senesinin yani içinde bulunduğumuz senenin on ayı zarfında 183 milyon lira. Geçen senehin ayni aylarına nazaran harici ticaretimizde 25 milyon Tiralık bir fazla vardır. Bu Türk ekönomisinin iş hacmine ilâve edilmiş bir miktardır. İhrâcatı- mız geçen seneye nazaran on ay zarfında on milyon İira fazla kaydetmektedir. İdhalâtimız da bu nisbette yükselmiştir. Bundan anlıyabiliriz ki bu raporiz deni- len devrede âlınan tedbirler te- sirini göstermiştir. Bütün cihan hayatındâ siyasi olsun, iktısadi olsun yeni sürp- rizle karşılaşmadığımız takdirde diyebiliriz ki, Türk ticareti umu: miyetle geçen senelere nazaran busene bizi memnun edecek şe- kilde cereyan etmek istidadımı göstermektedir. Bittabi bazi mad- delerimiz üzerinde birâz ferahlık olduğu gibi bazı maddelerimizin satışları üzerinde de sikınti mevs cuttur. Fakat burada ifade et- meliyim ki, ikistai de kül hâlinde mütâlea ediyoruz. Bize bu ümidi veren diğer nokta da gene ci- han ekonomi politikası üzerinde tebeddüle doğrü meyil sezmiş olmaklığımızdır. Bazı iptidai maddelerin diğer memleketlerde bol olarak yetiş- miş olması istihsalâtın genişle- mesine vesile olmustur. itibarla mal satmak islemiyen memleketler yeniden satış işti- hasını göstermeğe başlamışlardır. Bu halde bizim prensibimiz mak larımızı alanın malını alırız esa- * d ettiği için ticaretimiz inde ve seyrinde yürü- Ve buna bilhassa hükü- metimiz dikkatetmekle kendisini Mükellef addeder, Harici ticaretimizin 25 milyon- luk fazlasına rağmen dahildeki istihsalâtımız ve istihlâkâtimiz ne ' Taddededir? Elbette Bü merak Ve bu | mize bu sene arzettiğim veçhile mal idhal edilmiştir. Bizzat me- rak ettim. Rakam İstedin. Sü- merbankın — konjöktür. bürosu bana 10 aylık besaplarını verdi. Bunlar içinde görüyorum ki bizim için hiç şikâyet edilmiyen ve iyi bir sene addedilen 1936 sene- sine nazaran 1937 senesinin on aylık hesabı yüzde 51 nisbetinde bir istihlâk fazlalığı kaydetmek- tedir. Bu bize isbat eder ki milletimizin alış kabiliyeti mü- temadiyen ve mütevaliyen' yük- selmektedir. (Alkışlar) Burada diğer bir bahse geç- mezden evel müstahsillerimize bir noktayı hatırlatmak — istiyo- rum. Bizim harici ticaretimiz âdeta bir hesabıcari şeklindedir. Malüm olan kliring hesaplarıdır. Kliring hesaplarında 27 milyon lira birikmiş paramız vardır. Bu para Türk malı alınması kaydı şartile Cumhuriyet Merkez ban- kasında nakden mevcuttur. Ayni zamanda Türk piyasasına ecnebi memleketlerinin veresiye olarak kismen kısa ve kismen uzun vadeli olmak üzere toplanan me baliğ miktarı 32 milyon liradır. Bunlar da vadesi geldiği zaman Cumhuriyet Merkez -bankasına yatacak ve Türk malı satın alı- nacaktır. Buna mukabil bizim de yalı- nız Almanyada birikmiş paramiz yardır. - Bunun miktar ihracat mevsimine girdiğimiz zaman 44 milyon lira idi. Bugün 18 buçuk milyon liraya düşmüştür. Fakat buna mukabil Almanya piyasa: | unın Türk piyasasından veresiye satışından — mütevellit rardır. Yani biz ketdi hesabımiza as-| Ja aç kta değiliz. Bunu bu sı- alacağı retle muvacehan zde ifa etmekten| ( maksadım, —alnan tedbirlerle 'Türk müstahsili için müşteri bu- lunduğunu — göstermektir. Mus- tahsilin sadece dikkat edeceği nokta bol istihsalât yapmakla beraber, beynelmilel piyasaya göre maliyet fiatini ayaretme- sidir, Eğer biz memleketimizin bu- günkü inkişaf seyrini arzu etti- Kimiz veçhile tam manasiyie re- fah devresine intikal ettirmek istiyorsak, gerek sınai sahada olsun, gerek zirsi sahada olsun müstahsillerimizin mutlaka bey- nelmilel maliyet fiatıni gözönün- de tütmâları ve ©o mktarlara öre ist hsa'âtı temin etmeleri mdileri ve büyük milletimiz için zarüri bir keyfiyettir. Aksi takdirde almacak her hangi bir tedbir sun'i olur. Ben isterim ki buradan mâ- Müstahsil işitsin ve disinin kulağına güşin. Ve tedbir almakt gecikmesin.. Muhtelif zamanlarda, muhtelif vesilelerle “biraci —Beş senelik programımızdan - bahsedilmiştir. Ben öyle zannediyorum ki bu sanayi programımızın izah edi- lecok hiç bir noktası kalma, mıştır. Yalnız ben burada huzuru- nuzda şu kadarcık - söyliyebili- rim birinci beş senelik sanayi programı bitmek üzeredir. Bu- nun bittiğini belki gelecek sene burada içtimaımızda size tebşir edebileceğim. Birinci beş senelik sanayi pro- gramı nasıl vücude gelmiştir?. Bunun teknik cihetlerinden, te- sisatından, idare tarzından ve saf şlarından bahsedecek değilim, Birinci beş sene'ik sanayi pro- gralm tesisab, inşaatı ve müte- davil Sermayesile bize 90 mil- “yona malomuştur. 90 milyonluk 'dir. Bu 90 _ı'ı:ıymıâk e ANADOLU Başvekilimiz B. Celâl Bayarın nutku den vücude getirilmiştir. Bunun de etmekten mak- sadım Türkiye hükümetinin her yaptığı işte çok hesaplı hare- iğini tabif kaynaklarından hiç birisini forse etmeden eser- lerini birer milletin nazarı tak- dirine arzetmiş olduğunu gös- termektir. (Alkışlar) Kömür havzasındaki yeni ras- yonel tedbirlerle birlikte bu ma- denlerimiz de bütün programla- rile, plânlarile, parasile işletil- meğe bazırdır. Âyni zamanda möhkleketin içihde henüz mevcu: diyeti tesbit edilmiyen bir çok madenler vardır. Bunların bir kısmı tezahürat halinde bulun- muş, bir kısmı da bize eskiler tarafından İşletilmiş, fakat pro- gramsız ve plânsız bırakılmıştır. Eskiler, işlettikleri bu mâdenler- de belki plânsız çalışıyorladı. Bundan dolayı eskilerin işlettiği bu madenlerin ne cevhberleri, ne de halihazırdaki kıymetleri hakkında malümatımız yoktur. Programın ikinci salhası bunların tetkikini Gmirdir. M. T. A. enstitüsü, jeolojik tetkiklerini ve bunlar üzerinde iş'etme hesaplarını yapacak mem- leketin istifadesine arzedecktir. Büu maden proğramı çok müte- vazi olarak sizlere hediye edil- miş olmasına rağmen üç senenin nihayetinde memleketin iş hac- mine 14 milyon İira ilâve etmiş olmakla beraber bizim için da- ha hususi bir kıymeti de haiz- dir. O da döviz membarmızı kuvvetlendirecektir. Çünkü metaı üzerinde alışveriş dövizle yapıl- maktadır. Ekonomi denince finansın ha- tıra gelmemesi gayri kabildir. Acaba harici ticaretimizdeki in- işaf bu mem'eketle mali me- nabiimizi forse etmeden yapılan işler iş hacminin çoğalması mali vaziyetimiz Üzerinde ne tesir yapmıştır? Elbette merak edile- cek bir meseledir. Maliyemiz gayet dürüst, gayet salâbetli bir esasa istinad etmek- tedir. Büdcesi kat'i ve samimi olarak mütevazindir. Ve bu kat'i ye samimi olarak mütevaz.n olan büdcenin bu hHali i ânihaye de- yam edecektir, — ettirilecektir. (Şiddetli “alkışlar) Çünkü arkadaşlar, bir devle- tin büdcesi mütevazin olmazsa hükümet kurmağa imkân yoktur, Ordusu olmazsa emniyet mes- nedi yoktur. Ve binaenaleyh mü- levazin olmiyan bir büdosaih arkasından muhakkak bir anarşi beklemek zarüreti vardir. Biz bu anarşinin memlekette doğmasına değil memleketimizin hududla- rından bakmasına dahi müsaade etm'yeceğiz. (Şiddetli ve sürekli alkışlar. Büdce muvazenesi bizim na- zarımızda bu kadar hassas bir eseledir. Acaba büdcemiz ne ldedir? Size bir iki mukayeseli rakam okuyacağım. Bilirsiniz ki büdce senesi Ha- zirandan başlar. Ve ayrı bir se- nedir. Ve şimdi bu ay altıncı ayıdır. Vergi tahilâtımızın altı aylığı 1935 senesinde 95 Milyon, 1936 senesinde 127 milyon, 1937 k=dn 147 milyon.. (Alkışlar) ikamız üzerinde eko- ali poli Nomi politikamızda olduğu gibi duracak değilim. Yakın zamanda B. M. Meclisinde bun p fında uzun - izahatile :ırıı::ı bulundum. Esasen burada tafsi: lâta girmekle sizi sıkmak sadet harici addedilebilir. Mevduat kısmına — geçiyorum. Milletin kazancı ne raddededir? (Pouvoir D Achat) nin satın a kabiliyetinin yükseldiğini ve nekte olduğunu size ( TÜ zetmiştim. Buna işaret etmekle beraber milli tasarruf ne - rad- dededir? Millt tasarruf her gün büyük hamlelerle artmaktadır. Ve bu tasarruf memleketin iş hayatına karışmakla umrana yardım et- mektedir. Çocuklarımızdan baş- hyan bü güzel âdet bütün mil- letçe seve seve tatbik edilmek- tedir. Şurasını tebarüz ettirmek isterim ki tasarruf etmek sadece şahsi menfaat değildir. Tasarru- fun manasında milli ekonomiye hizmet vardır. Ve tasarruf he- yeti umumiyesile bir milletin esas servetini ve esas sermaye" sini teşkil eder. Bizim memleke- timizde bu sermaye kudreti ne haldedir? Mevduat kelimesi içe- risinde küçük ve büyük cari he- saplarla beraber umumi tasarruf miktarları da dahildir. Bu su- retle maruzatta bulunuyoruz. 1935 senesinde 198 milyon, 1936 senesinde 230 milyon, 1937 scnesi Haziran gayesine 277 milyon.. (Alkışlar) Milletin tasarrufu budur. Ve bankalarda nakit olarak mev- cultur. (Sürekli alkışlar) AÂziz vatandaşlarım, Her sene burada bu mevzuu bahsolurdu. Ben de kısaca bu Mevzua temas edeceğim. O da milli paranın istikrarı meselesi- dir, Geçen sene ve ondan evel- ki senelerde derhatır edebilirsi- niz ki bir çok memleketlerin Paraları çökmüş, inhidam eyle- miş, sukut etmiştir. Bu inhidam esnasında ayakta duran ve ayak- ta durmasına kat'iyotle karar verilen Türk parasıdır. Türk milli parasıdır. (sürekli alkışlar) Büdcemiz mütevazin, harici ticaretimiz bizim (i yanı Mmemnuniyet, vergi tah mız muntazam.: Bilmiyorum ki, Türk parası üzerinde toplanabilecek, tekâsüf edebilecek ufak bulutlu bir nokta bulunabilir mi? 90 milyon Türk lirasını mo- dest bir moblâğ olarak telâkki edecek memleketler vardır. Fa- kat bizim için maalesef henüz 90 milyon lira büyük bir pa- radır. Ve bu büyük parayı hiç bir istihsal ve lahsil menabini tazyik etmeden elde etmiş ve işimizi görmüş bulunuyoruz. Bu- nun manasını elbette takdir bu- yurursunuz. Hükümetimiz ve İktısad Ve- kâletimiz bu sene ulusal eko- nomi ve artırma haftasında mil- lete küçük bir hediye verdi. O hediye üç senelik maden prog- ramıdır. Madenlerimiz şimdiye kadar üzden imaadâ herkesin mali idi. Türk imâdenleri üze- rinde herkes spekülâsyon yap- mak ve dilediği gibi müsbet veya menli şekilde rapor - ver- mek hakkını haiz olduğunu zan- nederdi. Hükümetimiz kurduğu müesseselerle memlekette bu yeraltı servetlerinin tedkikatını tamik etti ve bitirilenler üzerin- de tesisatını yapmağa karar ver- di. Bunlardan rantabilite hesap- larına nazaran rasyonel olduk- ları anlaşılanlar derakap faaliyet sahasına atılmıştır. Bu faaliyeti bakır, kurşun, demir, altın ve gümüş üzerinde toplamaktayız. Eğer Türk parası üzerinde bulutlu bir nokta görenler varsa © insanlar asla samimi değiller- dir. Türkün dostu değillerdir. (Bravo sesleri, şiddetli alkışlar) Merkez bankamızda her sene altın stokumuzun çoğaldığını bi- lirsiniz. Merkez bankamızın dik- katle takip ettiği bir politika vardır. Enflasyona mani olmak. Evflasyonu Türkçe olarak iptizal kelimesile de ifade edebiliriz. Bilirsiniz ki Merkez bankalarının en esaslı ve en mühim olan vâ- zilelerinden birisi memlekette hacmile beraber para bölümünü ayarlıyarak ikisini muvazi olarak göstermektir. Klâsik nazariyede derler ki, Merkez bankaları bunu yaptıkları takdirde başka hiç bir şey yapmış olmasalar dahi va- zifelerini ifa etmiş olarak kabul edilebilirler, Bizim nazarımızda enflasyon ihtiyaçtan fazla para çıkarmak- tır. Muzurdur, fakat ihtiyaç var iken enflasyon endişesile para çıkarmamak ve piyasayı dar bir vaziyette bırakmak dahi ayni de- |&biz karşımız recede muzurdur. Buna verilen isim deflasyondur. Şüu halde biz milli menfaati- | miz itibarile reflasyonu reddet- tiğimiz ğibi elbette deflasyonu da reddederiz. Bizim için haki- kat olan mesele tabit şekli bul- maktır. Ve ihtiyacımızla para bölümümüzü ciddi ve samimi bir surette ayarlamaktadır. Mer- kez Bankamız bu nokta üzerin- de şüphesiz ki hassaslır ve has- sas bulunacaktır. Hükümetten de lâzımgelen müzahareti elbette görecektir. Ekonomik meselelerin, mali meselelerin ve pâra biriktirme- nin bağlandığı bir faktör var- dır. O faktörün ismini bilirsiniz. Emniyettir. Dahili emniyet, (harici! emniyet. Eğer bu faktörlerden emniyet faktörü noksan olursa bunu sehpanın bir ayağına ben- zetebiliriz. Ayakta — durmasına imkân yoktur. Şimdi sizinle aziz Vatandaş- larım, emniyet faktörü; üzerinde kısaca konuşacağım. Benim' gö- rüşünm:e ve temas ettiğim vatan- daşlarımın bana telkin ettikleri kanaate göre Türkiyede (tcessüs eden asayiş şimdiye kadar olan geçmiş devirlerimizin hiç birinde teessüs etmemiştir. Vaktiyle tet- kikata çıktığımız zaman yani bizim hayata karışlığımız — za- manlarda ilk iddia olarak ser- dedilen memleketimizdeki, kasa- bamızdaki bu şekavet meselesi ne olacaktır? Suali idi. Bugün az çok kabadayılık ananesi ile şekavet merkezi addolunacak muhitlerimizde dahi şekavetin ismi unutulmuştur. Asayiş feve kalâde bir suretle teessüs etmiş- tir. Bu şekaveti san'at - ittihaz edebilen vatandaşlarımız dahi sapanına sarlmış — hayatlarını bizzat kendi gayretlerile kazan- maktadırlar. Bu, Cumhuriyet rejiminin millete bahşettiği bü- yük bir nimettir. (Alkışlar) Bizim memleketimizde - sınıf kavgaları yoktur. Biribirini men- faat saikasile didikliyen, yıkıp bitirmek istiyen ayrı ayrı insan- lar yoktur. Hepsi Türk namı ve vahdeti altiında toplanmış müba- rek insanlardır. (Sürekli ve şid- detli alkışlar) Memleketimizde bilâistisna her fert sayile, kudretile zekâsile memleketin kendisine verdiği nimetleri kullanır ve kudreti, zekâsı ve istidadı nisbetinde müstefit olur. Bunun istifadesine mani olabilecek bir tedbir, hiç bir kanun, hiç bir engel yoktur. ch) olamıyacaktır. (Sürekli alkış- lar| Şu halde vatandaşlarımla da- hili emniyet üzerinde ittifakı tammımız vardır. Görüyorum ki, siz de beni tasvip ediyorsunuz. Şimdi harici emniyete geçi- yorum. Bütün dünya gözden geçiril: diği takdirde bütün cihan için: de düzenliğin mevcut olduğunu iddia etmek fazla safdillik olur. Ve böyle bir iddiayıtekzib ede- cek muhtelif memleketlerde hâ- diseler mevcuttür. Zaman zaman muhtelif diyarlardan — kulakları- miza top sesleri gelmektedir.Bu vaziyeti bu suretle kısaca hulâsa ettikten sonra derakap kendi: mize intikal etmek isterim. Ve derim ki: Türk vatanını istihdaf eden hususi mahiyette ve umumi mas hiyette olsun tehlike mevcut de- gildir. Böyle bir tehlike görük Mmüyor. Hükümetimizin — iki taraflı ve çok taraflı ve muhakkak surette sulh emelile yaptığı dostluk mu: ahedeleri ve misaklar karşılıklı ömniyetimizi: kürmaktadır. — Ve lerin hakkına ne kadar riayet etmekte isek — eli- ıZ ve dostluğumuzu ifade ettiğimiz devletler “dahi ayni surette bizim his ve fikris miz gibi sulh emelile bize elle- rini uzatmaktadır. Bunda şüphe- siz ki bir muvazene teessüs edi- yor. Fakat asıl esas kuvvetimi- zin memleketimizin potanasiyel kuüvveti vahdetimiz ve - bilhassa milletimizin Şefimiz etrafında ve emri altında bilâkaydüşart bulun- müş olmasıdır. (Alkışlar) Memleketimizde — bu suretle nigehbanı olan organize büyük bir kuvvet mevcuddur. Bu kuv- vet Türk milletinin bütün meza» yası, Türk milletinin tarihteki bütün kahramanlık ve şehametini nefsinde toplamıştır. Biz oo ismine sadece ordu diyoruz. Ve onunla iftihar ediyoruz. (Sürekli alkışlar) Bunu ifâde ederken “ürf ore duya karşı olan muhabbetleri- mizi, tevkirlerimizi arzediyorum. Yakin ve uzak tehlike mana- sında bunu ifade etmiş bulun- mıyorum. Tekrar ediyorum ki, vatanımız için istihdaf edilmiş bir tehlike mevzuu bâhs değil- dir, Fakat herhangi bir sür k ında cihân tahayvülâlı içinde tedbirli olmak İâzım ge- leceğini ifade için bu maruzatta bulunuyorum. Teşrin ayları k tarihinde Milli bir bususiyet göstermek- tedir. Bilhassa birinci ve ikinci teşrin aylarının 29 uncu günü... Birinciteşrin ayının 29 uncu ğü- nü biliyorsunuz ki Cumhur.yet bayramıdır. Camhur'yet bize bü: tün hurafeleri yıkmış onun yes rine nurlu bir. devrim hayatım ikame etmiş, Şefimizin idaresi âltında bizi her gün birer suretle terakkiye doğru götürmekte bu- lunmuştur. (Alkışlar) Cumhüriyetmizi takdis ederiz. Biz bu rejimin altında mesud olacağımıza inanırız. 29 İkinci- teşrin Hatay bayramıdır. (Sürekli alkışlar) Elbette ifade edebiliriz ki bi. rinci 29 teşrin kardeşi veyahad evlâdıdır. Geçen sene bu- mev" simde Halay mevzubahs olduğu zaman n çin saklıyayım. İçimizde endişe mevcuddu. Hatayı kur- tarmak azmi karşısında idk. Kat'i netice alınmamıştı. Göne derdiğimiz — heyeti* murahhasa yolda bulunuyordu. Şimdi mik letimizin karşısında diyoruz ki, Hatay kurtulmuştur. - Bayramını yapıyor. (Şiddetli ve sürekli ak ışlar) Bu hususta kabul olunan re- jim behemehal ve tamamile tat: bik olunmalıdır. (Şiddetli alkış- lar.) Şu halde hep beraber arka- daşlar, sevgili Hataya ve Hae taylı kardeşlerimize — sesimizi milli heyecanla yüksellcrek di yelim ki: *Hatay, istiklâlin kutlu olsıı'nı (Bravo sesleri, sürekli ve şid- detli alkı Yurddaş! Faiz getirmeyen para, işle- meyen madene benzer. Para: nı bankaya yatır ki, : ve üresin!