3 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

3 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Kânunuevel ANADÖLÜ Şevketlinin yüzünde açıkça götülen bu biddet, saray erkâ- nının kralın geçeceği yolun iki tarafına dizilmesine mâni olma- maştı.. Şevketlinin - misafir oda- sında hiç görünmemektehse ğa- zaplı göz ile olsun görülmek daha münasiptir. Bunun için, üç, silâhşor. bir âdım ileri gelmekte tereddüt etmemiş oldukları halde, Dar- tanyan ise, bunun aksine ola- râk, otiların arkasına gizlenmiş- ti; fakat kral Atos, Portos ve Arâmisi şâhsen tanıdığı halde, sanki hiç tâniımıyormuş gibi, önlerinden geçerken hiç bir şey söylememiş ve hâtta yüzlerine | bile bakmamıştı. M. dö Trevile gelince, krâbni gözü , kendisine iliştiği Zaman o da kralın yüzüne imetin bir nazarla bakmış ve nihayet kral başını diğer tarafa çevirmişti; bundan sonra, şevketli homur- dânarak dairesine girdi: — Vaziyet fena, bu sefer ka- valyer rütbesini alamıyacağız.. Diyerek Atos gülümöedi. M.dö Trevil onâ cevaâp Verdi: - Bürâda ön dükikâ bekler- siniz; eğer on dakikâ Zzarfındâ dışarıya - çıktığımı görmersekiz konağıma gidiniz, çünkü daha ziyade beklemek faydasız olür. Dört delikanlı on dakika; ;_ ai M. dö Trevilin gelme: iği biten şey- leri merak e crc!ş gıkıp J;ı’; mişlerdi. Kralin kabinesine cesaretle gire M. dö Trevil, şevketliyi çok Biddetli bir halde koltu- Butâ kürulmüş olarak — kamçısı- Bit kabzasiını çizmesine — vur- Mâkla Mmeşgül bir Hâlde bül- Mmuşta; fakat bu hâl ketidisinin büyük sükünetle krâlin keyfini Mamıştı. — Fenayım, çok fena, Efen: Tefrikâa No. 27 e Kralın İtâbinesine tesâfetle giren M. dö Trevil, şevketliyi çok hiddetli bir halde büulmüştü dil Şaşkın ve meşe-izim.. 13 üntü Lüinin €n Büyük takdiri bu gözlerdi ve biddetli zamanlarında baz kere mabeyn- cilerinden birini pencerenin yar nına çekerek: — Dertleşelim. Derdi, — Doğrusu iyi eğlendik, efen- dim! Hayatım hakkı için, her şey zevksiz; av mi iz bırakm- yor, köpekler mi burunsuz an- hyamadım. On kere bir geyiğin peşine düştük, altı saat kovaladık, tam yakalıyacağımız sırada, tam Az- ral ağzına boynuzunu koyup ta *ölüm, borusunu çalacağı es- nada bütün köpekler yanlış ko- ku alıyor ve başka tarafa sal- dırıyordu. Şahin avından — vazgeçtiğim gibi başka avlardan da vazge- çeceğim. Ahi M. dö Trebil, ben talihsiz bir kralim! Bir doğağim vardı; oda evelki gün öldü... — Üzüntütüz'i hakiki olarak anlıyorum, Efendimiz; talihsizli« ğiniz büyüktür; fakat dahâ bir çok şahinleriniz, atmacalarınız, ve “âvcı kuşlarınız. var zanne- derit. — Fkat onları tâlim ava ter- biye edecek - bir adamım yök: Şahin ustaları azâlıyor; avâiliğin inceliğini benden başka bilen kımseyi bilmiyorum. Bön - ölür- sem bu sanat bitecek ve halk papancalar, tuzaklar ve ağlar ile avlanacıak.. Çırak yetiştirmeğe bile — vâk- tim iyok! Şu M. lö Katrdinal beni bir dakika rahat bırak- imıyor ki; bahâ her zaman İs- dariyadan, Avusturyadan, İngil- tereden bahseder, durut! -Ahi M. 1ö Kardihale küskün olma- makla berâber, size de datgi- hım, M. dö Trevil.. M. dö Trevil de Kralm bu $öze gelmesini bekliyordu. O Krahı #skiden tanıyor ve v hakkında - söylediği haşnutuzluk: Inkılâb hatıralarindan wü————_ Manastırda yırmî üç tabur kadar âsk&t toplan- larıhi bir başlangıç, sadect İği- rişmek için bir yol olduğunu Bilyordü ve nihayet Mmaksada girişmişti. M. dö Trevil, işi anlamamaz- lığa vurârak taaccüple dordu: — Efendimizi dariltacak âca- ba ne talihszlikte bulundum? Kral, M. dö Trevilin / sualine doğrudan doğruya - cevap ver« miyerek sözüne devam etti: — Siz vazifenizi böyle mi ifa edersiniz, efendi? Ben sizi si- lâhşorlar üzerine adam öldür sünler, her tarafta korku - Sal- sınlar ve Parisi yıkmağa kalk- sınlar da siz ağzinızı bile aç- Mmayriz diyemi kumandan yap- tım? Bununla betaber, Krâl sötüne devam etti: — Sizi tekdirde acele gös- terdiğime şüphem yoktur; asileri hapse tiktiğinizi ve bana - ada- letn icra edildiğini söylöneğe geldiğitize şüphe etmiyorum.. M. dö Trevil çok serih kan- klıkla cevap verdi: — Efendimiz, ben adaleti Sizden dilemeğe geldim, — Kimin aleyhine, rica ede- fim?.. Diye Krâl bağıfatak tördü. — İktiracılar aleyhine... Diye M. dö Trevil cevâp verdi; — Öhİ Büuda yehi bir şey: Diyerek Kral sözüne devam — Sizin mel'un — tilâhşorları: nız Atos, Porto$ ve Arâmis ile Bearalı talebeniz'n zavallı Ber- haju Üüzerine canavarlar yibi saldırmadiğimi ve belki Şimdi ölümüne sebep 6'acak derecede yaralamadıklarınımı söyliyecek- sin? Dük dö la Tremuyun ko- hağını kuşatmadıklarını ve yık- mak teşebbüsüne girmediklerini Mi Söyliyeceksiniz?.... — * — Devam edecek — Yazan: M. Döğan mıştı. Şimdilik bü kâdar küvvet kâfi idi yarzmıştırlar. Onlar he sa biz de yâparız geri ek yoktur,; diye hasıl olatı bu kanaate saptaümişlürdi. Efra- ' hakkı da vârdi. Hergün asker lor, çadırlar kuruluyor,; paşa- l dolaşıyor. Nemseliler (Avus: İuyâ hükümeti) Arnavudluğu Pi . deııi!lgyoğ, ve&fıılkbii- ağızdan binbir lâf çıkıyor VE Bünlârin Bepsi meı.m.acğî küfasında yer yâpüâğa ça &Wdıı. Bunun için taburlar kararını vermişlerdi. İzmir ğ bir kere daha gide- er, kerdi dillerile bir kere tmbııb.ıı görüşecekletdi. üt taburu / Seli büyük bir n günü gelm şti. Bütün Hilletin hayatı, şerefi, istik- 'Ondh vereceği karara bağli he idi. Taburlardan murahas- '“.-'Niıağe buşlamıştı. — İztör “de verecekleri - karâr içiti —v—ı daha toplandılar. biş umm veya hürriyet diye daha andiçtiler. Ve ge- ,—h&ihhıılırh Kkonüştuktân Shlarâ da Bu son noktai Bliri Söylediler, kabal et tirdiler ive : ölüd ) var>geri İdöü: mek yok diye son bir and daha içtiler. -Böylelikle İzmir tabürü da; tarihe ve namüsa karşı ken- disine düşen vâazileyi yapimış oldu. Bu taburlar Selânikten Yyeşer: ken bir vak'a olmuştu. Tabür: lârdan birinde Nüti âdında bir Zabit (bu ismin müstesir bir isim ölması da melbüzdut) akşam Östü ortalığın tenhalanmasinı mü- #akıp tegrafhaneye gelir ve 'graf müdütüne koynundan-çı- rdığı bir vesikayı ibraz eder. Mabeyn , başkitabet mühür ve imzasın! taşiıyan bu veşkada, Sahibi vesikanın ber türlü arzu- #ünun is'afı kat'iyetle emrolunu- yordu. Bunun üzerine Yıldız bu- Tündü. Nui efendi makine ba- şına geçti ve koynundan çıkar- dığı uzün boylu bir şifreyi yazdı. Seânik te grafhanesi baştan aşağı kâmilen cemiyete mensup olduklarından bu acayip kılıklı zâbitin usta bir telgrafçı gibi yâzdiğı, şifteyi kulaktan - dinle- meğe bâşladılar. Ve bir taraftan dâ cemiyete haber gönderdiler, Zabit şifteyi yazıp bitirdikten solra, güya bitmemiş gibi elini makiteden âyırmadan şifre harici olafâki *Hissiyâtıtm beni aldatmıyorsa Selânik Celgrafhânesi de baştan- Baştı bü Mel'ük cemiyetih el dile dölü gibidir. Esasin Bi yazılâcak bir şey de Külmamiş: tiro Hüyatırii da teklikede g8:. rüyorüm. Yahın sâbâh Wenle Hareket edecbğimi ârzeylerim, demişti. Bu son sözler telgrafçi: lâr tarafındân Höt Edilmişti. Ma- kirlt Bağıbdân ayrılan Bü Nüri efendiye bir çay ikram edildi, siğara Yerildi. Mâksat bemiyet: ten bir haber geliriciye kâdar bu sadamı — oyalamâktı. — Bunâ muvaffak olundu. 99 uncü bölüğe mensup yüz: başı -Abdülkadir. bey - telgraf müdürünün odasına gelmiş ve kâpı aralığından büu garip vazi: yetli hafiyeyi güzelce götmlüştü. Beş ön dakika sonra işler ta- mlam olmuş gârip vaziyetli adam vürulmuştu; — Sonu vdr — çi ; GENÇLİK K KÖŞESİ Namik Kemal &_Ilayah.. Dün, Kız Lisesinde Namık Kemalin ölümünün kırk doku: zuncu yıldönümü münasebetile genç mektepliler, muallim ve münevyerler tarafından bir ihti- fal yapılmıştır. Kız ve Erkek lisesi talebesinden bazı tâlebe, söz almiş, merhumun hâyatını anlatmış, şiirlerinden okumuşlar, edebi faaliyetin milli kıymetini tebarüz ettirmişlerdir. * ** k Bu vesile ile Erkek lisesi ta- lebesinden bir gencin yazısını neşrediyoruz: Namık Kemal için volkanlar vardır, kaynıyan, ve yanan lâvı bütün tabiatı kendine râm eder. Denizler vardır, engin ufuksuz denizler.. Ziya heybetleri kar- şısında herkes eğİr: Seller vardır. Tabiatın — son- suzluğu içinde — istediği Şşeyi kendisine ösir eder. Yıldırımlar, tufanlar, tabiatın binbir. heybetli, kudretli hâ- kimlöri vardır. Bunlar her şeye sahiptirler. Bulayır sırtlarında, göğsünde, ebediyete kadar Türk milletiğin ruhunda taşıyacağı, Türk genç- liğinin kalbinde hıfzedeceği, va- tânseverliğin ne olduğunu öğ- retöni #Ölürsem görineden millette ümit &- tiğim Cöysi Yazılın seaki kabrimde vetan mül- zun, ben malizan!> Lâyemut beytinin gölgesinde yatan, ey cesaretin, hamasetin, vatanseverliğin kemali, iyi Na- mık Ketnâl, Sen bir. volkandın; fışkırdığın Ja yönüliE eee 18 lâvlarla — yanan kalpler, Bugün senin heybetli ruhunun ulviyeti altında seni tebcil ediyor, sana yaklaşmak istiyor. Sen bir denizdin, heybetli dalgaların, asırların hişmi ve zül- münü ezmek senelerin keyif ve teberutunu yök etmek için şah- landılar, âtıldılar. Sen bir bora, bir tufan idin. Savletinin büyüklüğü karşısında âsırlar diz çöktü. Zulüm geri- ledi. Söni süstüurmak — istediler. Fakat sen bir yıldirim. Seüi bir şimşek idin., Hiç hiç yıldırm durdürulabilir mi, hkiç Şimşeğin önütle geçilebilir 'i? “Merkezi Küke âtenlat da bizi, Kürrel hrzt patlâtır. çıkarik!> Möğasa zridânıma küflü par- maklıklari, rütübetli ödâları ürâ- sında vâtan ve millet mefhum- lari kâybölarâk, büyük bir istiğ- rak Ve Vecd içinde, va için dulüe hâykıran, kine şahlanan, tahakküme — saldıran ey vatan Aşıkı, millet âşıkı, istiklâl âşıkı. €y Kemal, ey milletin Kemali, Sen vatan için canını — iştihkar ettin, zülümden yılmadın. İdealin © kadar büyük, dkas dar engin idi ki, Tni nölyettiler, Bu idealine yeni bir hanle âl- du; seni hapsettiler, Bu - ülküne Coşan bir hız kattı. Ölüm mey danlarında, zulüm - böcreleriride Her zaman ve dâima arslanlar gibi kükredin: Felek Her türlü esbabı cöfann Dönersem — kabpeyim —millet şoldadâ Bir azllllötten Set âç kaldın, zıfdanlarda çütüdüü, —mehâfalârdâ İayatını göçirdin ve öldün. Fâkst millet yölundu hiç Bir Üziüetteri Üön: medin. Koyu taassüb; müdkiş Yü lüm, Gtğin takâkkürk altiüda cati çekişen Milleti, inliyen va-. tanı kurtarmak için hiç bir şey» Perdemizde Akisler Kapanış Kasidesi Nüktelerle şenletip — efkâ, ibret perdesi Muhterem kari'lere oldu şetaret perdesi Tatlı, tatlı tam bir ay serdi Jletaif eyledik Halka höş günler geçirtti bezmi sohbet perdesi Artık oön bir ay, azizler, intizar etmek gerek ğr.mdiden yandı gönülde narı firkat perdesi âzı hiddet eyleyip ahbabâ attıysak sopa Ekseri afveyledik zira nezaket perdesi Perdemiz ancak zarafet râhına etti sülük Olmadı hiç kimseye Aasla felâköt perdesi Hem basar damgayı tehzilü mizahi âlnına Hem hududu hürmeti aşmaz zatafet perdesi Eyledikse bâzı dem gafletle bBiz sürçülisân Müstahaktır affa zannımca bü gâaflet pördesi Be ) kaparken perdeyi asla unüttüaf #âtini Mahzırahmettir. vücudun Uzlu Behcet perdesi Bir de Emniyyet müdiri var ki ihmal öylemem Zâtı, matbuata elhak mahzirahmet perdesi Ey Kemal Kâmil, unutmam perdeye eltafim Eyledin Şeyh Küşteriye bezli himmet pördesi Sen de ey Sâdık bin elha& Çâyi ü küyü Şayret eyledin nedir hep sende Hizmet perdesi Gillügıştan, zemmü tezyiften bertdir perdemiz Bir tebessüm halkedip tenğıti millet perdesi İşte erbâbi yesâre geldi çattı fırsatı Bayrama bir kaç yetime bezli şefkat perdesi Gözyaşı silmektir ancak insanı insân eden Firsatı fevtetme, göster âdemiyyet perdesi Hep namaz kılmakla insan Cennete girmez hoca Bir yetimin gülmesinde gizli Cennet perdesi Var pâaran amma tutup ta kimsesiz bir yavruya Bir pabuç almâzsın ey mel'un denaet perdesi müdür çehrende halkın balgamı rakseylese 1 rüsvâyeder elbette bisset perdesi Bahsi W hâltetme sen de Küşteri Çünki insanlık değil süretle, siret perdesi “Perde kurdum, şem'a yaktim, gösterip zıllü hayal, Nükte, vicdan ehline kâfi basiret perdesi Fıtrant Tüyyareye vermekle ispat eyle kim En büyük bir vasfıdır Türkün hamiyyet perdesi rmâ ver arlır semânın hârisi tayyareyi Âkıbet Zillettir uçkaçlarda — killet perdesi Zorlu bir bombardumanda türbe imdad eylemez Martâval faslındadır attık keramet perdesi Sürçmesin bit ketre bâhtin yârüağyar çullanır Kimseden ğörüezsin, ârslânim, ianet perdösi Çek şu şişkin cüzdanı Tüğyâreye ver ey hasis Bir yetime &l uzat, köptnaz kiyamet perdesi Sulh damanı harbi &klhndan atan milletlere Hem de Vallahi mukadderdir esarkt perdebi Yatsı vaktı neş'eli mazmüna Müümkün mü tekias Gündüze âittir, ey şeb, dilde Hasret -desi Yirmi dört sâat te kâfi iştiyakâ döstlarim Bastırır insânı bâzan böyle gürbet petdesi Atlatıp şehri sıyamı bir gün âğlık Çekmedeh Duhteri Bayrâma kurdük bezihi Vüslet perdesi Kutlu olsun cümleten bayrâminiz kâhi'lerimi Hem Hacivat; hem de benden “zı mintlet perdei den yılmıyan Kemal, millet'n fedai Kemali; şimdi — ruhun semalârdâ —râhat etsinl Gü. İümsesin. Çünkü açtığın — ce- safât, hamaset; vatan ve istiklâl Çığırı üzerinde tutuşturduğun gö- nüller, aşıladığın dimağlar, bu gün âşıkını, vataninı ve milletini kuttardılar. Şimdi tahakküm, zu- lüm yok. Şimdi vatatı Var, mil: let var, istiklâl var. Seh bit zaman: «Vatantü Büğrdük düpülüh da Dedin, Meyus olma Kömal, Vatanın, ânnemizin balti açık. Onun bağrını körumak - için 17 milyon Türk nöbet bekliyor. Ve sariki senin Bulayırdaki mützevi kabrin itilâ ve Şaşdaldrla dolü olan bit istiklâl ve kürriyet se. masinâ bakiyor. Hör Türk - va- tân hususunda sönin ğibi ölma- Ya çalışiyor ve oladaktir. Ebedi istirâhâlgâhiâda tahât üyul Ey d&lan Yürekli fedat Ke- Mal; &y milletik Ketnali! Etkek Lisesi 6 F. » Haşmet Molıı_ı' A.ra 20İN — hE konser verilecektir. » ha SA aa Şeyh Kü; rl___ Mübadillerin üçüncü tertip bonoları - Mübadilleri:; Üçüncü — terti| boğolerdin. fatlüri &üşük(ü:'l;: kariimiz, bize gönderdiği mek- balitdü, hükülüktee bu ı::ip bönolürin da ervâli gayri men- kul satişlarinda kâbül edilmeğe başlanacak olürsü bönolârin kiy- Metleketeğini bildiretek, bunun İii!_.l &vel yapılrüasını istemek- tedir, ..—l— eölöjik araştırmalar Şehrimiğde “Bulunân — Ziraat Vekâleti. Jeoloji azaştırma- Bilk- titüsü müdürü B. Saldınöon tefa- kâtiâde Vilâyet ziraât tüdürü B. Refet duğu halde dön Çöğnle kaz. gitmiştir. Orada İöölojik araştırmalâr yapacaktır. ilâyet z raat müdürü de Çeş- tit kaphca sular. idan istifâde sdf&tile her mevsimde turfandâ meyva ve sebzeyetiştirmek için tetkikler yapacaktır. Bürnavdda konser Bağtamı 'bitinci günü akşami, yaği Cumartesi günü akşamı Bürnüva — Ziraât — mektebinde - ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: