3 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

3 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 Pa Paâdişahım gönül rabâtı çok sürmedi. Haber yetişti: — Belim Zağtebde “dürdü. İleri gitmiyor.. Beyâzıd: — Aman, diye, hâykırdı. Ha« ni gidiyordu ya? Biz onu tâtyib ve tatmin etmemiş miydik? Bu da ne ola? — Bilmiyoruz devletlüm, şeh- zadenin ordusu orada karargâh kurdu. Beyazıd, oğlu Selime derhal teveccüh ve muhâbbetle dolu bir mektup yazdı: — Semendirede din ve mil- | et İşleri yüzüstü kaliyor, der: bal öotaya hareket et, dedi. Bündân başka da huüsüsi bir — Müfreze ile bir çok kiymetli eş- | yayat ve kıliç hediyeler gön- | derdi. Beri tarafta - veziriâzam Geli- boludan Çanakkale topraklarına çıkmıştı. Ali paşa burada duy- — duğu haberlerle şaşırmış - gibi olmuştu: — Şahkulu; şehzade Korkudla Bursa wilâyetinin cenubi şarki cihetinde bir harbe girişmiş ve bu harb de Osmanlı ordusunun mağlübiyeti ile neticelenmişti. " Şebzadenin sekiz bin kişilik bir kuvveti kâmilen kılıçtan geçi- rilmiş ve bu büyük ordu tama- “ mile mâahvölmüştu. Ali paşa bunu duyunca: — Bu ne küstahlık, diye ba- ğırdi, demek vaziyet bu kadar kötüleşmiş hâ?. — Evet Paşam, hatta başka felâketler de var. — Ne gibi?. — Şahkulu Beylerbeyinin ha- zinesini de zaptetti. Alaşehirde bizim müdafaamız kâr etmedi, hazineyi elden gittiği g bi her tarah; yakıp yıktı ve kırk katar deve ile bir çok eşyayı alıp götürdü. Ayni kara haberleri padişah la duymuştu. Zira şehzade Korkut babasına bir. mektup yazarak Şahkulunun yaptıklarını haber verm'şti. Padışah kollarını açtı, gözlerini semaya dikti: — Yarabbi, ben âana ne yap- tim ki bu kadar belâyi . devle- time yağdıriyorsun?. Diye söylendi. Maâtüafih Ve. ziriâzamdan ümidvardı. — Mutlaka hakkından gelirl Diyordu. Birkaç gün — âonra Zağrepten gelen haber Beyazidı büsbütün telâşa düşürdü. Şeh: zade gitmiyor, ordusunda —€n küçük bir hareket hazırlığı bile görünmüyordu. Padişah korku ve telâş içinde yefinden fırla- mıştı: — Niçin? Maksadı nedir ki bir türlü bu civatdan ayrılmı- yor? — -— Günlük sıyasal — gazete Haydar Rüşdü ZKTEI Umumi meşriyat ve yazı işleri müdü- | vü: Hamdi üuua ÇANÇAR İDAREHANESİ İzmir İkinci Beyler #okdğı C Halk Partisi künası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 « Posta kutusu: 405 Yıllğı 1400, altı #yliği 800, üç aylığı 600 karuştur Yabancı memleketler için — dendlik' abone ücreti 27 liradır. Abone şeraiti A | ettiler. Genç kız İ| hükmetmiş idi artık. kü sal İ| dev iliniş kendisi dehize (lı""ıâğ İkindi-bir mektop daha ya- zıldi. Bol, bol iltifat ve tevec- cüh 'dölü ölân imektüptan — dâa bir hetice çıkmazsa o0 — takdirde Selimden mütlaka bir — tehlike beklenitieliydi. Selim ikinci Mmek- tübu dâ öperek aldi, babâsinin elçisini oturttu: — Pederim müsterih ölsütülar, dedi, ordu yorğun düştü. Bözi hazıtlıklarım da var. Bir — kaç güh Sonra hareket ederim. Eçi Selimi'n Rümilide çök dlâka gördüğünü arilamiştı: Rum- ilidin —bir çok beyleri etrâfina toplanmıştı. Şehzadenin etekle- rini “Öpörek " çikürköü: — Bu işin sönüu üe Beyazıd, de de şehzade Ahmet içiti hayırlı olmüyasâk galiba.. Diye kendiken #ins merildatidı. Edirneye avdetinde padişshi kendisine müntatir buldü. Eiği içeri girdiği vakit “Beyazid bü: tüz dikkatı ile yüzü e baâktı; 1 anlamıştı. Elçi tetrilin- kâr bir hâbs le g-lün yördü. âlâ Zağretde m? « Evet padışahum, ötüda.. Beyağıd tâamamile körkmuştu. İk nei vezr ölan Rumdi beyler: beyini Çağırdı. O, kedidi ke idi- sine kararını verdiş: — Taht elden Şidiyor. Selim perdeyse geri dönüp hücüm edecek ve İstanbüu â — inecektir. Bitsönaleyli tahti ve taci tmilida- faa için derhâl İstanbula aödet gerektir. Diye düşünüyo:du. Paşa içeri girince nefes bile â dumadan emrini verdi: — Bugün İstâabula hâreket edyörüm. Hozirliği yapınız! Vaziyet otlatca da tavazzüh etihişti.. * Padişah patik yapmişti. Ali paşa muvakkat bir müddet için İstagbula dönmek zaruretinde kaldı. Bir aralık: — Bölim Edirneye girdi, şehiri zaptetti.. Haberi — İstanbulda bomba gibi patladı. Edirme velvele er, gürü tüler, bayramlar, — şenlikler içindeydi. Fılhakika babasının İstanbula gilliğini heber alan Selim: — Ne olursa olsun, ben Edir- neyi zeptedecezim. İcab ederse Editnede padiş hlk ilân eyler, İılıiw Müzetine yörürüm. Demişti. Seim imüd faa bile görmeden Edirneyi ele geçir- mişti. Dethal hazine sâptedildi ve bap'ihaneler- boşalkıldı.Edir- — Dühden mabad — 1 — Fırtına müdhiş idi. Tar- İ| zan, Sivilli ve maymun kurtül- mak için bütün gayretlerini sarf İacağına Fakat Tarzan seri bit hare- salâ kalmıştı. Selim, bir de Edirneye dâyanmiış ve şehri zaptedivermişti arzan: | haiıie- ne hapishanesinde senelerden- beri kıvranan mahbuslar hürri- yetin kapıları açılınca bir sel gibi sokaklara atıldılar ve: — Yaşasın Selim sultan, ya- Şasın yeni padişahımız! Diye ortalığı velveleye verdi- ler, Halk sokak'lara dökülmüştü. Toplar, silühlar — atılıyor, do- Manma geceleri tertib ediliyor, Edirne ufukları rengârenk may- tablarla yan b tutuşuyordu. Derhal kazanlar. kuru'du, ima- tethanelerde fakirlere yemek tev- Ziine başlandı. Şehrin bir çok yerlerinde imarethaneler vardı. Muazzam kazanlar faaliyete geç- “hişfi. Etrâftân gelen b nlerce Balk. bol, bol yiyb- içiyorlardı. Seliri Kalkiri kalbini kazaniyordu. Yengeti otdüsü da bahş şini Koparmıştı. Her nefer ayrı, ayrı İleyfediyorda. - Devam edecek - —— Halilbeyli » : : Röyü cinayeti —HĞH K Müddeiumumi; &'1ç- lunun cezasıntistedi.. Kemalpaşa kazasının Halil- beyli köyünde Mustâlayı öldür- mekle maznun küçük Mustafanın muhake nesine dün şehrimiz Ağır- geza mahkemes.nde devam edi!- miştir. Mustala, Halilbeyli kö- Şünün süyürel - kınlatından kelan küçük Mustafanın h: mşıresini kaçır Mmiş we bunü haber alân köçük | M stafa tarladan evine gelmiş, çite düleğin) a arak kaçırılan hetnş resinin bulunduğu eve git- da Ş, evin Savüsunda rastladığı Müastafâ keadisine tabanca atmiş, küçük Mustafa da çiftesini ateş edrtek Mus'afayı öldürmüştü. Muhakeme, son safhaya gel- diği için dünkü- celsede iddia tmakamını işgal eden müdd-iv- Mdnumi muavını Bay Şevki Suner idöiüsinı Serdeimiş, bâdisede tahr'k bBulunduğu ve katilin ya- şının küçüklüğü nazatı dikkâte Alınarak Tük ceza kanununun 448 inci maddesi mucib nce ce- zalandırı masını stem şur. Müda- faa ve karar içn , muhakeme, Laşka bir güne bırakılmıştır. Ticaret odası metlisi İzmir Ticatet odası meclisi azASIMOA yeni Heyre için — mti- Dablerne başlanmak üzeredir. İstihabat hazırakları tamamlan- mıştir. Bu ay içnde seçim ya- pdcas ve İkincikantından — iti- baren yeni meçi $ azası işe baş- Tyecaktır. 2 — Geceyi salda geçirdiler, sabahleyin fırtına artık tamamen çıniş idi. Fakat —üçünüa de :mı son derece acıkmış — idi. Maymun — açliğın - tesirile — sal ağaçlarından kalân — yaprakları yemeğe başladı: Fakat — Sivilli gebinden bir kaç ananas çıkar- di ve hepsi de bunlari yemeğe 5 Rüâsunuevel Konya vapurundaki hâdise ———————”—.— ——— Kâni, dün adliye- den firar etti Şahidler dinlendi. Firarinin tev- kifi için zabıta faaliyete geçti Konya vapürunda Bayan Mah- Mureye sarkıntlık etmekten suç- lu İsmail ve Kâhihin durüşma- larıa —dün de devam ö lilmiş, Çocük kaçırina hâdisesi! Hasbiye Dünhâdiseyi anlattı Bud n bir müddet evel şeh- Fmizde bir çocuk kaçırma hâ- disesi olmuş, çocuğu kaçırılan Ana yavrusunu geri alınca dava- dan vazgeçmişti. Fakat bu gi- Bi dava ar âmme hukukuna ta- âllük ettiğinden davaya hukuku üUmum ye namına devam edilmiş ve dün çocuğu — kaçırılan — Bn. Hasb ye dinlenmiştir. Bu çocuk kaçırma — hâd sesi gok entresandı. Bn. Hasbye, B. Müstâfa isminde birile dört sene birlikte yaşamışlar ve bir de çocuk sahibi olmuşlardır. Aralatında çıkan - bir ihtilâf ne- ticesinde Hasbiye ile Muslâfa ayrılmışlar, çocuk anasında kal- faş, sonra da babası — tarâfın dan kaçırılmış; hâdise zabıtaya #ksedince Mustafa yavruyu an- besine teslim etmiştir. Dünkü celsede Hasbiye hâ- diseyi şöyle anlatmıştır: — Ne akılsız, fikirsiz kadın- gmışım ki, bu adamla yaşadım. Merhametsiz adam, bit seneden beri çocuğuna beş küruş bile göndermedi. Dahâ evel, benim üstüme #ve de bir kadın getir- imişti. Zaten aramızdaki geçim- gizlik te buradan patlak verdi. Doğrusunu — isterseniz, bu ör- “keklere de hiç itimad etmemeli? —- Bu çocük hakikaten siz- den m? — Ona şüphe yok! — İşte bu tiheti de biz araş- tırmak mecburiyetindeyiz? — Tâhkik edebilir& nizl Süçlunun sorla getirilmesine, âmine şahidlerinin celbine, Na- mazgâh komiseri Ai Altayın d nlenmesine, küçük Enverden izahat alınmasına ve küçük Öz- | canıt da mahkemeye getirilerek bir defa görülmesine kürar Ve rilmiş, muhakeme başka bir çönetülk edilmistir. başladılar. 3 — Genç kız: “Bunlar hç olmazsa bizi bir az doyurabilir!, Dedi. Maymun hissesine düşen- leri yatar g bi çübukça yedi ve yenidet anınas beklemeğe baş- Tâdı. Halbuki başka ananas yok- tü. Mâymun yöktan — anlâmadı ve gönç kıza düşinan öldu. âncâk suçlulardan Kâni ödliye koridorlarında gözle kaşarasında tabıtanın elinden kaçmağa mü- vaftfak olduğundan, yalnız şa- hitlerle suçlulardan — İsmail din- lenebilmiştir. Vapurda Bayan Mahmuüre ile birlikt» söyahat eden şahit Ba- van Nebile, dünkü -celsede bâ- diseyi şöyle anla mıştır: — Ben de Konya vapürile İstanbuldan İzmire hareket et- tim. Vapurda Mahmure ile ta- nıştık. Gece vakti çocuklarımızıi helâyâ götürdük. İçerde iken, Kelânıh kapısı bir kâç defa vu: ruldu. Mahmure, — süçlülar tara- fından kapının vürüldüğünü ve Mmüacciz adamların bââ peğini takip etmekte olduklarını söy- ledi. “Helâdan çıktığımız zaman, kimseyi göremedik. Fakat ar sonra güvestede bir gürültü ok du. Bu adamlarla Mahimure ara- sında şiddetli bir münakaşanın geçtiğine şahid oldum: Mahmure elinde tuttuğu nüfüs Güzdaninı bu adamla:a göstererek: — Ben evli bir kadınıtm, sişte nüfusumda da yazılıdır.. Rica ederim, bana sarkinitılik yapma- yınız! Diye ricada bulunuyordu. Süçlü İsmailden, bu şehâdete karşı ne diyeceği sorulunca o Şu cevabi. verdi: — Yalan söylüyor! — Neden? — Çünkü bu da kadındır. Kadın kadını himaye eder; bir tane erkek şahit göstersin ba- kalım! — Acayb; demek kadın ka- dını himaye eder ha; bunu da senden işidiyoruz! Muhakeme başka bir güne bırakıldı. Firart? Kâninin derhal bevkki için slkadarlara ikekere yazıldı. Seydiköyde Bir Pazar kurulacak Seydiköv, — Tepeköy, Cuma- ovası ve Bucada olduğu şâbi Seydiköyde de bir Pazar kuruk ması' kararlaştırılmış — ve derhal faaliyete gnçilerek bir Pazaryeri açılmıştır. Pazar yeri Seydiköyün tam ortasındadır. Mektep binası laşa edilmekte olan ilkokul binası, halkın yardımde bitiril- mek üzeredir. Bina, köyün mek- tep ihtiyacım karşıl yacaktır. eğmemiş ormanlarda.. 27 Tarzanın başka bir yere bak- tığı sırada.. 4.— Maymün getç kızin Bo: ğazına sarıldı ve onu istedi fâkat S vüllinin — feryadları üzerine Tarzan Maymutu gırta- 'Sağlık : bahisleri Dabili hastalıklar mütehassıtınma Dr. M. Şevki Uzur diyoz kik Yenen ve içilen zehirler A Âlköl vücüd için sinsi, sinsi öldürücü bir maddedir. Bira iğtidat mübadeleyi bozduğu için gıdai yağların kâfi derecede ihe tirakına mani olur. Bü süretle uğviyette yağların terakümüne sebeb olur. Önuün içindir ki bira içenlerde karın çok yağlamır ve büyür (bütni teşahbami) husule gelir. Bonutila berâber vücudde hü- teyreleri tağyir eder. Ve şahim tağfzuvatı gittikçe yükselir ve fazla miktarda mayiin vücude idhali de uzviyeti hem bozat hem de deveren cihazına şid- detli bir sürette tesir icra edes tek kâlbi afetzede eder ve bozür. Kalbit büyümesini mucib ölür ki; buna ( birâa kalbi ) de — detir. Bundan bâşka kan damarlatına fena bir tösir yaparak önülarm vaktinden evel kireçleşmesine ğ (tekellüsüne) sebeb olür. Şutasi mühbaâkkaktır ki biranın tesirleri ! esnasında Müşterek tesir eden bir Çök âmiller de vardır. Rakı ve likörlerin tesiratı dk sâf alkolun yaptığı tegayyürat ve tesiri yaparlar. Bunlar.da mide ve barsak bozuklukları ile beraber Karaciğer bozukluğu bilhasa (tesahhumi kebed) gibi tedavi kabul etmiyen ve insanı öldüren bir hastalık tevlid eder. -Arkası var- Nöbetçi eczahanelar Bu gece Kemetaltında — İttihat, Güzelk yalıda Güzelyalı, Irgadpazarında Asıi, İkiçeşmelikte — İkiçeşmelik, Alsancakta Jozef Jülyen eczaha- neleri nödetçidirler. Arastadaki yangın Evelki gece arastada bir yâğ- gın çıktığını ve üç dükkkânın — | tamamen yandığını yazmıştık. Yangın; arastada tornacı B. Ali ie Yosef oğlu Robenonun dük- kânlarından çıkmış ve kısa bir zamanda genişlemiştr. Bu iki düxkân ile yanıbaşındaki iki ha- sırci dükkânı ve doğramacı Şe- rifin dükkâmı hep bir çatı altınr da idiler. Talta perdelerle biri- birind v ayrı'mış, olan bu kânlardan Ali ve Robenonun dükkânilarında tahtaları biribirine yapıştırmak için <laimi surette altında ateş yakılar bir tenekesi varmış. -Dükkân kon- şu arı ikide birde: — Ba yakılan tahtaların dü manile bizi rahatsız ediyorsu n z. Günün birinde yahgın da çkacak; söndürün şunu.. aa Diye Şkâyet eım.,ıeıg;r. Far kat bu şikâyete râğmen :k.m- b altidaki ateş sön Amaeliş ayet :vellii geceki ua ateşten « ÇIkmiğ D îî,î'î dükkâhlarımda dahil olduğü halde üç dükkân yanmışlır. Arka tarâfta -bır şekerci “CÜZ kânı-da mteş almışsa da ıtfıt!': ninaldığı tedbir'e deıınllml:._"r dürülmüştür. Bu d ikkânlandör , bazıları sigortalıdır. Ali ve . beno, dikkatsizlık üetıces! )',1 gina sevebiyet Yermek siçündi mahkemeye ver İmişlerdir. Köle Tfsiye « 5 B lörah ti e budü ifsiye efradının fYk D gaytet Ve fedi Jıkları $ müştür. memiş ve nib:

Bu sayıdan diğer sayfalar: