» Selim, Hasan Paşaya öyle tekliflerde bulundu ki, Paşa bile önun zekâsına hayran kâaldı Hasan paşa içinden mırıl- dandı: — Ba haber iyi. Tehlikeyi atlattık demek.. — Vö derhal dişarıya çıkarak atına bindi... Hasan paşa tozu dumana kâ- tarak Çakurovânın şimal istikâ- metine doğru - ilerledi. Selim, çadırın. önünde dolaşıyor, kar- şıda babasının ordügühina b kıyordu. Kaşlâtı çatıldı. Asabis yeti üstündeydi. Bir âralık cephe ilerisinden Beyaz aâta binmiş meçkül bir süvarinin belirdiğini gördü. Zeki şehzâde güldür — Kıbıcımı ikiye parçâlanin, şayet bu gelen bir elçi değilses Diye mıtıldandı. Hasan pâşa karakollara kendisini anlatmıştı, yoluna devam edip geliyordu. Şebzedenin çadırının. önünö gelince bir kaç nefer seyirttiler, paşahın atımı aldılar. Selim de çadına kapısında göründü. Bür tün mehabeti, bütün ciddiyeti üstünde idi. — Buyurun paşa, dedi, hay- rola, tarah şahaneden bir ira- de mi var? Şehzade Selim, babasımın or- dusile karşı karşıya geldiği hak de gene hezaketi ve diplömat- lığı elden birâkmiyördü. Hasan paşa yerlere kâdar ebildi: — Şehtadenii — etendimize şehriyarın selâm Ve Mmuhabbet: lerini getirdim. Selim bu sölâmda Hürmeteü eğildi ve: — Büyür puşal Diyerek çadıtdan içeri girdi. Rumtli Böylerbeyi de çadıra girmişti. Şehzade — kılieimı iki dizinin Üüstüne üzatarâk — ötür müştü. Hütaü püşü âayakta dü- rüyordü. Kendisine işaret etti, ©o dâ Bağda bir sedire ilişti. Ve ne maksadla geldiğini anlatmağa büşladı. Ara sira şehzadeye ba- kıyordu. Selim bu hâberden memnun olmuştu. - Fakat hiç belli &tmi- yordu. Yüzünde ew küçük bir değişiklik bile farkedilmiyordu. Paşânım kalbine öndişe düş- müştü. Hem bütün — talâkati ile anlatiyor, hem de içindea ken- di kendine: — Eyvah, ya bir pot kırdık veya şehzade bu sözlerin hiç birisine metelik bile vermiyor. Şu hale göre de kellemin kai- desi titremeğe başladı, demek. tir. Neredeyse idamımı emre- decek, diye mırıldandı. — Bitti mi kaşa? Efendimiz, — zanüedersem vazifemi âcizand olârak yapâ- bildim. — Evet, evet.. Güzel söyle- Hağdar Rüşdü ÖKTEM Lııııı Höğrüyet ve yüzk işleri müdü. ğ Telgrif Takkik — ANADÖLU fodt ÜT16 « Postü katüsek 405 Takbı TAĞĞ. Gi Eğlı Bön, t aylığı 600 Yabancı — memleketlee lıiı_ senelik Yazan: M. Aayhan Şebzade bir az dürdu, Hasan paşi öndişe ile yutkunda: — Fakat bâbami — ziyaret &demiyecek miyim? Dedik a, yirmi âllı senedir. hasretiz. Hiç olmâazsa elini öpeyim. — Hakk âliniz var şehzdem, gidip arâedey m v — Dur, daha söyliyeceklerim Yarı — Emredin'z devletlüm. — Madamıki padişih — bira- detim Ahmede tâahtını ve miye- teğini — vademlişti. Şu hade benim de Rumelide eyalet a- Mmama mani kalnadı demektir. Hâösân paşa şehzadenin zekâ- Bına hayran kalmıştı. Selim — işi Bağlama bağ'ıyardu. Yani rradt hiç br engel kalmadan Rum- el de kalmak istiyo du. B kü Çüz bir hâlisede bir sıçray şta İstanbul kapılırına dayanacaktu — Ne düşündün paşa? Hasan pâşı sarsimışti: Düşünmediin — şehzadem, emirlerinizi dinli örum, — Söylediklerim haklıdır. sa- nwim, Trabzönda çök sıkıldim. Doğlk, tüşlık, dar bir araziz Senelerdenberi hayatını oralarda geçlik Babamdan — istirham edi- yorum, bana Semendire eyaletini telliz. buyursun... — Müsterih olün şehzadem, gidip hemen arzedeyim. Umüarım ki talebin z kâbul edilir. Rumeli Beylerbeyi ayağa kab kürak müsaade istedi. Selim de ayağa küalkmıştı. Yavaş yavaş paşaya yaklaştı ve şunları söy- ledi: — Anladın ya paşa, geriye dönmiyeceğim, Rumelide kalar cüğüü. Ba böyle lâzım. — Hakkıiz. var şebzıdem. Hasan pâşa eletek öperek dişanıya çıktı. Selim de elletini oğuşturuyordut — İşler youna girer yibi ölüyör.. Diye söyleniyördü. — Hasan Paşa tözü dümant köriştirarak Beyazıdın — ordüğükina döğrü iletledi. Çadıtrına yaklaşıncı Be- yazıdı heyecin Ve enlişe ile kendisine muatafif buldu. Ha san Paşi çalıra ginb de &ek öpünet: — Ne öldü? Diye sordü. — Kabul &tt g, iyi ı? — Evet sultahimi, iyi.. — Otur, şöyle yanıma gel Veziriâzam Ali Paşa da bit habötler uzaktan Tarzanın sesini duyma- Hüş ölsaydı, ölüm muhakkak idi. Müayilün bütün sürât ve şiddetile Tarzanın — yardımına koştu.. Fakât valişiler bü aralık t üzerine bağdaş kurmüştü. Hâsan Paşa, Selimin — söyledik- le ini anlattı. Beyazıd derin ve inüsterihane bir nefes aldı: — Derhal geriye dön. Oğ- İuma — söyle ki muhabbet ve hulüsündan emin oldum. Beni tiyaretle elimi öpmek arzusunu şimdlik tehir etsin. Müsaid bir İırsata intizar ey esin, Aksi ha- teket bir suitefehhüme sebvebiyet v tin Bu arzusundan feragat eyled ği taktirde.. — Sönüu var — macna Kuşbazların mu- hakemesi Sülexman Küaşları çalm dığıni, daşı*dığını (!) söyliyor Dünr iknci Sulhceza mahke- mesinde, Vuşbazlarih muhake- bakıldı. Davaci, elli se- kuşbâzık yâpan ve Mai- şetini de bu süretle tem n eden Süleyman adında bir ihliyardı. En kiymetli — çüvercinlerihden dördürün gene Süleyman adın- dâ diğe- Bır. küşbaz taraf ndan çalıhdığını iddia ediyordü. Hâ- kimtin katşısında davasini söyle afilatti: , — Bü güvertinlerimin kıymneti merüklısina göre beş — liradân yrm- beş lirayâ kâadar yükeelir. H psi de hâvâda dönat? cinsin- dend r. Bir kere”uçteları biatleri v: değeri dönmeme Süleyman dâ bi bü güvercinlerimi aşırmıştır. Hâkim hu defâ suçlu Süley- midnâ söz Verdi Ve şâ — Gövâbı aldı: — Biz bi ibirimizin kuşlarım dalma aşırı ız. — Bu he demek?. — Güvercincilerde bir usul vardır. Küş havalandırildiktah sonra ger'ye konârsa, — oranın sabibnin olur. — Mukave'eri z var mı?, a Bu işde mukavsle olmak kil —a Peki Bü usü'ü — öğrerim & iç'a burüya güvere nei mi ge » Vp l& sozadağı, nereden bi> Tekim?. — Kuşçular bilirler. Bir kuşbaz şahid olarak dins lefdi: Suçlumün kuş samak gn teki fte Bu unduğanu vebu küş- ların da Süleymana aid oldü- ğunu bildgini söyledi. Muhekeme, diğer bir şahidin celbi çin bışka güne bırakıldı. mesine nedr en iyi iyice yaklaştıştı. 2 — Köyu ve siyah bir dür mâh Tarzanla genç kinı Boğdmak üzere idi. Maymuh — âğaçtan sârkti, Tarzanın baâğlarını çöz- ineğe koyuldü. Fakat vahşiler maymunun — beyazlara yardıma geldiğini gördüler ve okları ile ANADOLU Konya vapurunda çırkınl bir hâdise oldu İsmail te Kani adırda iki kişi, yolculardan bir kadma lecavuze kalkışmışlar.. Suçlular dün tevkif edildi n İstanbuldan İimanımıza gelen Konya vapurunda çrkin bir te tavüz hâdisesinin cirmü meşhu- dü yapılmış, suçlu olarak Kâni ve İsmail adlarında iki kişi de Höbetçi mahkemeye — verilmiş- lerdir. Hâdisa şudüt: Mabmüre adında — bir kâadın, İzmire gelmek üzere üç yaşında- ki çocüğu ile birlikte İstanbul: dah Konya vapürüna — binmiş, Vepurun hareket üden sonra bü iki adam kendisine musallat ol Müşlardır. M ohmure, — nereye gitse, nerede dölajsa bu adâğ larım peşini bırakmadıklarını göre müş, bir kaç defa - evli bir ka: din oldağunu, kendisimi - rahat birakmalarını ihtar etmiş, fakat ikisi de — çirkin — hareket erine devamdan vazgeçimemişlerdir. Nihayet hâd se büyümüş, vas purda gürültü çıkmış ve mesele- den kaptan haberdar - edilmiş, gemi İimanım za demirley.nce mütec vizlet zabıtaya teslim edil- mişlerd *. Göz yaşları dökerek hâkimin huzuruna çıkan Mahmure, bâşi- na gelen felâketi anlatmış, bu iki adamdan fazla olârak dayak bile yediğini, yüzünde mevcut berelerle bunu ispat edebilece- lemiş ve suçluların ce- palarını istemiştir. Süş'ülar, Bâdiseyi evvelâ ine kâr etmiş, fakat İsimâil sörtradân hâdis yi-şöyle aülâtiniştir: — B. hâkim, yolcülük âlemi -malfim.. Dahâ vapür İstânbüldari hareket eder etmez hepimiz ah- bâp ö dük. Sofra kurduk; çalğı çald k; altmyaltı oynadık. Filvâaki Kâni ile bu hanım arasında bir münakaşa geçti. Fakat bu izam edilecek bit hâdise değildir. İsmailin b : sözlerini dinliyen Bn. Mahmure de: — Ben güvertede geziyordum. İkisi birden: *“Burası duns salonu değildir!., Diyesek önümü kestiler. Hatta göğsümü tultular, ben tinte de tokat att lar, Demiştir. Müteakıben — vapur tayfaların- dan iki kişi şah d olarak din- leimiş; —müştekinin gösterdiği diğer şahidlerin ccİplerine, suç- lular n sabıkalarının — sorulma: sına ve her ikisininin de — tevki- fine kârar verilmiştir. Katarı tefh m eylediktet söü- ra hâkim B. Naci Erol suçlulara hitaben: — Şurâstnı biliniz ki, bü mem> lekette erkek de, kadın da, bü- yük küçük hörkes ya'niz büşihâ seyahat edebileceklerdir. Yalnız bir kadın Buldik diye işi zör: balığa bindirme devri geçmiştir. Bunu hatırınızdan çıkarmayınız! Demiş; İsimail v Kâni vapur: dan alınarak — cezaevine gönde- rilmişlerdi Esrarci Refik tevkif edildi Dünkü sayımızda — sabıkalılar» dan silâhçi Refikte yarım kilo esrar bulunduğunu ve hakkında tahkıkat baâşladığımı — yazmıştık. Bu hâdisede, bir gzli memur Refikin evine kıyafetini — tebdil etmek suretile gelmiş ve evelce mütabık kaldıkları veçh le yirmi beş bra vererek yarım kilo cs- rar almıştır. O zaman, gizli me Mur büviyetini meydana — çıkar miş ve zaten kapıda beklemek- te olan diğer memurlar da eve girerek araştırma emrine - tevli- kan, evde — taharriyatta — bulun: muşlardır. Dün Adliyeye sevke- dilen Refikin tevkifine karar ve- rilmiş ve cezaevine — gönderik: miştir. Kiızı kaçtranlar Bayitıddır kâzasının Çıftçigediği köyünden- Hakl - lam Elifi svla Yaçırmağa leşebbüsedet Havür başı köyünden Kerim iki ay, Kerime yardım eden Şaban, Haydar ve Sinan da birer ay | hapsâ mahküm edi mişlerdir. Üç gün hapis Kâatşiyakada — Mühendis — Bay Rüslüyâ katil — kasdile silâh at- makla mazaım — Mahir oğu Sit kınih yalıt kotkütinak - kasdile bâreket ett gi ânlaş İmiş ve Ağır: ceza mühkemes'nde üç gün hap: sine körtür verilmiştir. Hava!ar s0, Havalar brdenbire soğumuş, resmi dairelerde sobalar kurul- muş, — yakılmağa * baş'ânmıştır. İzm r bükümet konağının kalo- | riferleri dünden itibacen işlemeğe bağlamişt . Meliye dairesi, muh: telif ko idorlarına sobalar kon- mük süretile ısıtılması — temin mihb edilmiştir. Bü yil hükümet dairelerindeki — sobalarda odun kömürü vakılmıyacaktır. Tarzan: Balta değmemiş ormanlarda.. 26 -qı.ıuııu öldürmeğe hazırlan- dilâr. 3 — Tarzâan mayimunün taye: sinde Bir &lini küttârmıştı. Bü suretle hem kendi bağlarını hem de Sivillininkilerini çözmeğe mu- vakak oldu. Maymun, kendisine mahsus çevik bir hareketle ağa- cin Özerine tıtmahdı, oldııılııı köndisini korudu. 4 — Tarzan ile Sivilli bir haölede ağaca tırmandılar. Fakat) vahşilerin hiddeti azami bir de* receyi bulmuştü. — Bunün. için ağacı sıkı bir şekilde abluka altına aldılar. bahisleri Pabili hastalıklar mütehasamımz Dü M Şetki Uğur diyet kiz Yenen ve içilen zehirler ha. Ülrnkin İhsanlâtın — vücüde * bilerek idhal ettikleri zehirlerden biri de ispirto (alkol) dür. Alkol; müt- hiş ve mühlik bir hücte zehri- dir. Uzviyet hücrelerinin müba- deles'ini tamâmile tağyir eder ve hücrelerin hayat, - kuvvet ve kudretlerini felce uğratıt, - Hüc- teleri zehirliyen alkol, hayatla: Hına, canlanmalarına sed çeker, bu süretle vücut mübadelesi bozülur. B Ihassa karaciğer, kalb ve kan damar'arının büyük bir tegayyüre duçar oldukları görü- lür. Alkol, vücudün en mühim Örgeni olan asabi cümleye dö Şiddetli ve öldürücü bir zehir Kg'bi tesir eder; yavaş yavaş Vü- zileden muattal bırâkır. - İtiyad sa kasile alkol kullananlar dâ zamanla ruhi tegayyürat ta baş- lar, İnsanın tinel dirimini mahv ve helâk etmiş olur. Bu gibi insahlarda evvelâ hıfif bir alköl zeh'tlenmesi tezahüratı görülür, Mese'â (tutukluk, Yuhi — inhitat, neşesizlik, vstırab çizgileri) gibi asabi hücrenin geşici zehirlem me âlâmetleri müşahade edilir. Bü hal gelib geçer; lâkin het gün vücude giren ispirto, hüe releri bir az daha yakar, tütüştur rut. Uzviyette her güü bu atöş alevile yanan, ispirto Boharile tütsülenen hüecre daimâ ölüme doğrü sürüklenir, dutur. Bu kur gin ateş altıdda erir, etidikçe de VZviyatin-onlumünlarınılemibiğeme ıstırab ilânları yüz gösterir. Vü- cud hücreleri bu yakitı ve öl- dürücü zehir maddesi selleri altındâ yüvarlana yuvarlana ted rticeh böğülür, nihâyet ölümün pençesiht düşer. -Arkasi vâr- Nöbetçi eczahaneler Bu cece Bâşdürakta Sıhbat, Habif, Tükilikte Yöni İzmlr, Ih gadpazarında Asri, Güzelyerde Emniyet cezahaneleri nöbetgi- drler. Ye Neşriyat: t Yeni Adam aüsiklö. pedisi Bü hâftadan itibaren — Yenlf Adam gâzetesi “Yeni Adam An- Karstaşta siklopedisi, adlı büyük bir eseti ilâve olarek vermeğe başlıyor. Bu ilâve Yeni Adam nüshalarıle birlikte parasiz — olarak — verile- cektir. Eser; imütehâassıs bir hey* et tarafıntlan yazılmıştır. Fikirler İzmir Ha kevi tarafından ön Beş günde bir çıkarılan Fikirler meciivasinıin 199 numarali sıyî' sı dâ intişik etim ştir. Deg!' makaleleri mühtevi bülunün BÜ sayida ökuyuculara Refaelin M' tablosa da hediye edilmek tavsiye ederiz. TAKVİM Rumi - 1353 | Arabi - 1356 , Teşcinisani 18 Ramazan z Kânunüevel 1 Çarşamba İGüneş 2,23 7 SELCEK PTSSŞFERLETTELAZ