11 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

11 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Atatürk Başvekilin ziyafetine şeref verdiler Ankara, 10 (Hususi muhabiri- mizden Ttelefonla) —Başvekilimiz B. Celâl Bayar, bu gece köşk- lerinde Vekillere bir ziyafet vermişlerdir. Ziyafeti, büyük Şef Atatürk huzurlarile şereflendirmişlerdir. Kamutay müzakere etmedi Ankara, 10 (Hususi muhabiri- mizden) — Bugün toplanan Bü- yük Millet Meclisinde Manisa saylavı B. Sabri Toprak tarafın- dan yapılan kanun teklifinin mü- zakeresine lüzum olmadığı hak. kındaki encümen mazbatası okun- Muş ve mazbata kabul edilmiş- tir, Meclis, Pazartesi günü saat 11 de toplanacaktır. Başvekilimiz Sefirlerle konuştu Ankara, 10 (Hususi muhabiri- mizden Telefonla) — Başvekili- miz B. Celâl Bayar, Kamutayın bugünkü içtimaından sonra mec- lis salonunda bazı sefirleri ve bu meyanda Amerika - sefirini kabul ederek görüşmüşlerdir. Mareîalımız Ankaradan İstanbula gitti Ankara, 10 (Hususi muhabi- rimizden Telefonla) Genel Kürmay — başkanı Mareşalımız Fevzi Çakmak, bugün İstanbula hareket ettiler. Amerika aA lem ae İAi Z. asıldı Beyrut, 10 ( Radyo) — Bun- dan bir ay evel Amerika konso- losu B. (Mariter)i öldüren erme- di Mıgırdış Karayan, bugün Asılmıştır. Sıhhat Vekâleti Siyast ve idarf müste- şarları Ankara, 10 (Husust muhabi- Timizden telefonla) — Sıhhat ve imat Muavenet Vekâleti idari Yüsteşarlığına Hıfzıssıhha umum | tüdürü Bay Asım tayin edil- hiştir. Vekâlet siyasi müsteşarlığına Ski idari müsteşar B. Hüsa- heddinin tayini muhtemeldir. İpekli kumaşlar Bundan sonra damgala- nacak.. İstandul, 10 (Hususi) — Pa- esiden itibaren ipekli ku- aşların kenarlarına sun'i, karı- İk veyahut tabii ipek olduğunu 'Österir damga vurmak mecbu- abad - | %— Bu ağ, hakiki bir tu- L_lS arzanın dostu maymun b :Ü içinde kapandı kaldı, K xl:' 'erden birisi, hayvanı öldür: V teşebbüsünde bulundu. Fa: 'estor: “— Ahmak - herifl. 'yvanın esir olması Tarzanı muhtaç edeceklir, bilmiyor -a TELEŞİYA Menemencioğlu Hatayda Hataylılar çok - parlak karşıladılar Menemencioğlunun indiği otelin önünde binlerce halk toplandı İstanbul, 10 (Hustust mubhabi imizden) — Hariciye Vekâleti siyasi müsteşarı B. Numan Menemencioğla bugün Hataya varmış, büyük merasimle Sabri Toprağın kanun teklifini| istikbal edilmiştir. Hatay âli komiseri, jandarma kumandanı, bir müfreze saker, bando muzika ve Hataylılar namına bir heyet, istikbal merasiminde hazır. bulunmuşlardır. Muzika, Türk milli marşını çalmış, asker selâm resmini ifa etmişti B. Numan Menemencioğlunun ikamet ettiği otele Türk bayrağı çekilmiştir. Binlerce halk, otelin önünde toplanmıştır. Yunanistanda yeni rejimin Başvekil B. Metaksas ikinci sene başarı progra Ka M. Metaksas Atina, 9 (A.A.) — Atina Ajan- sı bildiriyor: Başvekil B. Metaksas Patras- da söylediği bir nutukta demiş- tir ki: — Ordu kuvvetlerinin tanzim ve tensiki neticesinde bugün bütün Elenler - kendilerini tam emniyette telâkki edebilirler. Bu sebebten dolayı Yunanistanın hariçteki şerefi de çok yüksel- miştir. Bunu anlamak için ya- bancı memleketler gazetelerini okumak kâfidir B. Metaksas, bundan sonra yeni rejmin ikinci senesi başarı progzamından babsetmiş ve şu esasları bildirmiştir: 1 — Zaten artık mevcat ol- mıyan siyasi partilerin tamamile haricinde ademi merk sına dayanan bir dahi teşkilâtı kurmak, musun?,, Diye bağırdı. 2 — Maymun düştüğü bu tu- zak içinden, sesinin yettiği kadar ve acı, acı bağırmağa başladı; Tarzanı imdada çağırıyordu. Tarzan, sevgili dostunu bu,halde görünce, damları ikişer, ikişer atlıyarak maymunun olduğu yere kadar vardı, eserleri mını anlatıyor 2 — Maarifin esasen başlan- miş tanzim ve takviyesini ta- mâamlamak, 3 — Korporasyonlar vücude getirmek ve milli gençliğe veri- lecek terbiye sistemini teşkilât. landırmak. Mussolininin büyük oğlu sağmış Roma, 10 (Radyo) — Bugün neşredilen resmi bir tebliğde, Başvekil — Mussolininin — büyük oğlu Bruno Mussolini hakkında çıkan şayialar tekz b edilmekte ve Brunonun sağ olduğu bildi- vilmektadir. Paris, 9 (A.A.) — Matin ga- zetesi Londradan aldığı aşağı- daki haberi neşretmektedir. Romanın resmi tekziblerine rağmen Parise Londra ve Valân- siyadan gelen telgraflar B. Mus- solininin büyük — oğlu Bruno Mussolininin düşürüldüğünü ve halen İspanya hükümetçileri nez- dinde esir bulunduğunu bil mekte devam ediyor Londradaki İspanya büyük elçiliği Bruno Mussolininin ne olduğuna dair hiç bir habere malik bulunmadığım söylemiştir İtalya büyük elçiliği de genç tayyare zabitinin nerede bulun- duğundan haberdar olmadığını bildirmiştir. Londra gazetecilerinin mülâ- katta bulundukları İtalya Matbu- at ve Propaganda Nazırı bu hu- susta demiştir ki: — Bruno sağdır ve sıhhattedir. Öldüğüne, yaralandığına, veya- hut esir düştüğüne dair olan haberler bir şeye istinad etme- mektedir. Nerede olduğunu söy- liyemi Zira askeri vazife ila 3 — Tarzan bıçağile ağarı kesmeğe başladı; hayvanı düş- lüğü korkunç halden kurtardı. Maymun ve Tarzan kaçmağa bazırlandılar. Nestor adamlarına: “— Oklarınızı hazırlayınız, ağaç- ları muhasara ediniz.., Dedi. Fakat iki arkadaş bu müddet içinde kaçmağa koyuldular. ŞoF Ü O Alman Askeri heyeti İstan- bula vardı.. İstanbul, 10 (Hususi muhabi- rimizden) — Alman ordusu kur- maylarından albay Krok ve as- ker arkadaşları, bugün Semplon ekspresile İstanbula gelmişler, istasyonda merasimle karşılan- mışlardır. Alman askeri heyeti, Cumhu- riyet abidesine ve Alman me- zarlığına birer çelenk koymüş- tur. Heyet reisi albay Krok ga: zetecilere beyanatında: — Hükümetin daveti üzerine geldik, Büyük harbtenberi Tür- kiye ile askeri rabıtamız vardır. Askeri mekteplerinizi gezerek göreceğiz, siyasi vazifemiz yok- tur.,, Demiştir. İstanbul, 10 (A.A.) — Alman ordusu kurunaylarından — albay Pretterpico ve topçu binbaşısı Lepper, bu sabah Semplon tre- nile İtanbula gelmişlerdir. Ken- dilerini istasyonda İstanbul gar- nizon komutanı, bir kurmay yüzbaşısı ve Alman ataşemili- teri Albay Rochde karşılamıştır. Bu iki yüksek subay izhar et- tikleri arzu üzerine askeri mek- teplerimizi gezeceklerdir. B. Pretter Pico ve Lepper, saat 12 de Taksim Cumhuriyet abidesine bir çelenk koymuş: lardır. Öğleden sonra Trabyaya gi- derek Alman mozarlığına bir çelenk koyacaklardır. Bn. Afet —e Cenevreye —gitti İstanbul, 10 (Hususi) — Pro- fesör Bn. Afet, bugün Ankara- dan gelmiş ve Cenevreye hare- ket eimiştir. Gümrük kanunu ve tarifesi değişiyor İstanbul, 10 (Hususi)— Güm- rük tarifesile gümrük kanununun tadiline karar verilmiştir. Köprülü B. Fuad üniversite rektörü oluyor İstanbul, 10 (Hususi) — Üni- versite rektörlüğüne Köprülü B. Fuadın tayin edi'eceği söyle- hiyor. İstonbulda Bazı komünistler yakalandı İstanbul, 10 (Hasusi) — Du- varlara beyanname yapıştıran bazı komünistler tevkif edilmiştir. Çimento ihtikârı Hakkında tahkikat başladı İstanbul, 10 (Hususi) — İk- tısad Vekâleti, çimento ihtikârı yapanlar hakkında tahkikata baş- Tamıştır. 4 — Oklar yanlarından vızlı- yarak geçiyordu, tehlike büyük ve çoktu. Maymun Tarzanı sırt- ladı, bir ağacın ta tepesine ka- dar çıktı. Tarzanı emin bir yere oturttu, önüne de kendisini siper etti.. — Bayım! Diye söze baş- larken bir ok Maymunu ya- raladı. — Sonu Var — Eski günler: ————”: — Nalbandoğlu İzmirin eski günlerini anlatıyor u iyi yürekli Türk, kızlardan başka bir yığın gence de babalık etmiş hâlâ da etmektedir Nalbandoğlu kendilerine babalık ettiği gençler arasında Geçenlerde bu aütunlarda a» kadaşım K. O. onu size yirmi sekiz çocuk babası Nalbandoğlu diye tanıtmıştı. Hoş, tanıtmıştı diyorum, bilmem Nalbandoğlunu İzmirli olupta tanımayan var mı acaba? Bana kalırsa ona: — İzmirlilerin babası, Demek daha yerinde olur. * .. Onu Ankaraya hareketimden evel Ankarapalas salonunun 18- sızlık ve kimsesizliği içinde yar pâyalnız otururken buldum: — Burada, dedim. Yapayal: nız oturmaktan canınız. sikilmi- yor mu? Güldü. Sualime cevap verme- den bana sordu: — Sizin İzmirin böyle güzel yerleri hep böyle tenha mıdır?. Hem de böyle bir günün böyle bir gecesinde... Üstadın bu sualine bir cevap hazırlamağa çalışıp dururken, beni bu zahmetten kurtardı: — Bu yerde unutulmaz daki- kalar yaşadığım için bu sessiz- liğe aldırış etmiyorum. Buranın tenha oluşu bilâkis o heyecanlı anları göz'erim önünde daha canlı yaşatabilmeme bir vesile oluyor.. * Biraz durdu. Eline siğara ku- tusunu alarak anlatmağa başladı: — Bu yerde Hürriyet baba- miz avukat Nevzat ve Bekir Beh'ülün yazıhanesi vardı. Biz gençler onların daima başında dolaşan Hürriyetin - ilham peri- Roman- yada seçim Bükreş, 10 (Radyo) — Kral Karol, B. Tatareskonun istifasını kabul etmiş ve yeni kabinenin teşkili için, mutedil partiler li- derlerile görüşmeğe başlamıştır. Yeni kabine, saylav intihabatı sonâ erinciye kadar iktidar mev- künde kalacak ve müteakıben, ekseriyeti kazanacak olan parli, temelli surette kabine teşkil edecektir. Alâkadarlar, B. Tatareskonun mensup olduğu Liberal partisi- nin ekseriyeti kazanacağından emindirler, Bükreş, 10 (Radyo) — Kral Sa Majeste Karol, B. Tataresko- dan sonra; B. Brasyano, B. Groguar ve B. Kiliyeskoyu ka- bul etmiştir. Atinada Bir casus yakalandı İstanbul, 10 (Radyo) — Yu- nanistan Hariciye Nezareti dak- tilolarından Elli adında bir kız tanıdığı bir ecneb ye bazı gizli vesaik verirken tevkıf edilmiştir. sinden nasib alırdık. Ve bize derdi ki: — 309 da inkılâp yürüyor. Hiç bir yerde gerilik ileri gide- mez ve zulüm de payidar ola. maz. Bir gün gelecek kızlarımın birisini İzmirde doktor, diğerini Millet Meclisi kürsüsünde meb- us olarak memleket mukadde- ratını idare edenlerle birlikte çalıştığını göreceksiniz. Bu sözleri işidenlerden bugün sağ olan bir ben bir de Eczacı şair Hüseyin Rifattir. — Nevzadın dediği oldu. Ken- dini kalpazan Bahri paşa Ada- nadaki menfasında boğdu. Fa- kat bütün tahmin ettiği inkılâp- lar içindeyiz. Kızı Bayan Benal Nevzat bugün Saylavımızdır. Nevzadın inkılâba ve terak- kiye karşı İzmirde aşıladığı fi kirler tedricen tahakkuk — etti; Zaten şimdiki Maarif — Vekili Saffet Arıkan Fırkamızın umumi kâtibi bulunduğu sırada, Paris- teki Ekseriyet fırkasının kâtibi umumisi Ankarayı zirayet ettiği zaman: — Fırkanızın programı nedir? Diye sorduğu zaman, o iki kelime ile: ; — Revolution et apres e vo. lution! z Diye cevap vermişti. İşte es- ki, yeni inktlâplar daima — bir maksat ve gaye takip ederler. Biz de onların gösterdiği yolları tak p ettikçe daima - muvaffakı- yetten muvaflakıyete koşarız ve koşmaktayız da. Birlikte dirlik ve düzenlik vâr- dır. Sarsılmaz küvvet — vardır. Birlikten ayrılanın yolunu — şaşı- ranlara karşı şaşkınlıklarına te- sadüf etmemek kabil değildir. Onun için: Olsa da yolam bataklı taşlı Atım yağız elim çelik kırbaçlı Yolcuyum arkadaş bu yoldan dön« mem gerek Bu yoldan gidenlerin izi pek seyrek Diyen inkılâbçılar görüyorlar ki, millet yekpare bir kütle ha- linde gidiyor. Bu yürüyüş Ata« türk yolundadır. Harf inkılâbı olduğu vakitte mebuslar intihab dairelerine gi- diyorlardı. İsmet İnönü de Ma- latyaya gitmek üzere Ankara istasyonundan teşyi ederken: — Benharfinkılâbının ileri git. mesi için çavuş oldum. Diye bana mültefitane söyledi. Ve: — Senin derecen ne? Sen de çavuş musun? Diye sorduğu zaman tered. dütsüz cevab verdim: — Daima dümen neferi... _İşle bu dümen neferi, geçen gün gazetemizin yazdığı — gibi zeki çocuklarla alâkadar olarak — Sonu 8 inci sahijede—

Bu sayıdan diğer sayfalar: