10 Teşrinisani Muğada D b H imar faaliyet SSFTİY YT e Sistematik bir çalışma ile yepyeni bir şehir meydana getiriliyor Atatürk heykeli, yurdun en H4 İ d Muğla, (Hususi) — Cumhu- 'et bayramında resmi küşadı- ; yapıldığını bildirdiğim Ata- k heykeli, yurdun muhtelif İölerindeki heykellerden çok ı muazzam ve fevkalâde eserdir. "|hBu abidenin kaidesi, Bodrum- i &bnlunın ve dünyada emsa- (|. * ender tesadüf edilen kırmızı * ı?!li sumaki mermerlerden ya- i :;'_“lh!— Kaidenin yüksekliği 4 *' buçuk, heykelin de üç bu- * !&melre ki ceman âbidenin h kliği on bir buçuk metre- # ş“eykeln plânını yapan, iş- . 4 ve hazırlıyan sanatkâr da, “otayada tahsilini ikmal eyle- güzel abidesi olmuştur ğ miş kıymetli heykeltraşlarımız- dan B. Nusrettir. bide, ince bir zevkle vücu- de getirilen parteller ortasında ve Muğlanın en büyük bir mey- danındadır. Etraf. nadide ağaç- larla süslenmiş, - güzel bir park kurulmuştur. Bu meydanda beş büyük bul- var birleşmektedir. Bunlardan ikisi asfalt olarak inşa edilecek- tir, İleride diğerleri de asfalta çevrilecektir. Bu bulvarların iki tarafında daha şimdiden bahçe der içinde zarif evler, binalar yükselmeğe — başlamış, şehrin manzarası birdenbire değişmiştir. Vali konağı karşısında büyük Melek ve Şeytan #| &y, gelmişler sanki: Ei Bizi koparınız ve yeyiniz! ıq!uılırdı. ;;qikluiııe ermek için yo- —k değil, sadece elimi uzat- Y, Yetiyordu. h"lh yer beyaz pınarlar akı- . Eğildim, içtim. Mevlüt ine benziyordu. bşd'_“l. ne iyil #L A, im ve bol bol içtim. “|İüng ' *min ve hocalarımın an- Piğ, Ve ona kavuşmak için ; j arzularımıza, — hevesleri- t hklö'hk vurduğumuz cennet, y yıındc burası olmalıyd !. h. Z bir aralık arkama dön- a sı birdenbire alçalıyor, &, '7“_' ve derinlğin sonu “yurdıı. Ayaklarımın ucun- '"d' aşağı bakmak Kü ve at- ( 4 Yazan: Kadircan Kaflı tım. O ne karanlıktı; o ne derin- likti! Bundan başka aşağıdan korkunç ses'er de geliyordu: İn- lemeler, haykırmalar, bir karga-: şalık, bir acının ve ölümün gürültüsü. Bakmamla geri çekilmem bir oldu. İniltiler ve - çığlıklar ke- sildi. Kulaklarıma yalnız kuşların cıvıltıları, pınarların — şırıltıları, yaprakların hışırtıları — ve mışıl mişil csen Tüzgârin ninnisi geli- yordu., Birdenbire — önümde - sayısız insanlar gördüm. Hepsi de genç ve güzeldiler. Gürbüz delikan- hlar, beyaz elbiseli kızlarla kol- kola geziyorlar, gülüyorlar, ko- nuşuyorlar, yemişlerden yiyorlar, pınarlardan iç yorlardı. Bana bakan yoktu. Oraya Turgudluda da ayni derd! Müstahsil feryada başladı! Turgudlu, (Hususi) — Tü- tün satışları, kumpanyaların ve bazı müesseselerin insafsızca hareketlerinden — ve aralarında yaptıkları birlikten dolayı çok fena vaziyettedir. Kasabamızda iki bin tütün zürramdan ancak ell'sinin mah- sulü birinci nevi addedilerek 75 kuruştan mübayaa edilmiş, diğerleri muvakkat bir zaman için bırakılmıştır. Kumpanyaların — maksadları şudur: Zürram tütününü ikinci nevi sayarak ölü fiatine almak. Eğer bu işe müdahale edil- mez ve harekete geçilmezse müstahsilleri feci bir vaziyete düşeceklerdir. beşinci mektep binası, sinema hep asfalt bulvarın üzerinde top- lanmıştır. Meydanın bir. kısmı seksen bin liraya ihale edilmiş, inşaatı süratle — iler'emektedir. Diğer bulvarı Halkevi sarayı ve iki otel süsliyecektir. Eski Muğla şehri, bir ovanın nihayetinde yükselen dik bir dağ yamacında kurulu idi. Anadolıu- nun her eski kasabası gibi, eski Muğlanın da sokakları dar ve çarpıktı. Hele dağa doğru çıkan sokaklarır vaziyeti büsbütün gi- rift ve karmakarışıktı. Bu vazi- yet içinde ve — eski kasabayı ihtiva eden mail satıh üzerindeki sokakların ıslahı imkânsızdı. İste bu vaziyeti iyi gören Muğa valisi Recai Gürel, her şeyden evel Muğlayı dağdan düzlüğe (ovaya) indirmek kararını vermiş; evvelâ yeni Muğlanın merkezini tayn etmiştir. Muğlada başlanan umumi imar ve umran seferberliğinde Muğla- hlar, vali Recainin gösterdiği verimli istikamelte yürümekte hiç tereddüd etmemektedirler, Bu hızla Muğla, kısa bir zamanda yeni bir şehir,tam manasile bir Avrupa şehri olacaktır. — Sonu J0 cu sahifede — nasılsa yolu düşen bir yabancı gibiydim. Kendi kendime şöyle düşün- düm: — Evet burası cennettir. Uçu- rumun dibindeki de cehennem- dir. Fakat ikisinin bu kadar birbirine yakın olması insanın rahatını kaçırıyor. — — Yanıbaşımda ağir bir ses, her hecenin üstüne basarak şunları söyledi: — Uçurumu düıi'ınmeııcı;ı ne gözüne görünür, ne de günah işliyenlerin — seslerini duyarsın, Kalbini Allaha verl.. Etrafıma baktım. İçimden ge- çenleri bilen bu adamı görmek istedim. Göremedim. * .. Güneş batıyordu. Etrafımdaki kalabalık, ikişer — ikişer yeşil tepelere doğru uzaklaştılar. Ora- da, koyu çam gölgelerindeki mini mini beyaz köşklere giri- /Orl ANADOLU Bergamada posta derdi! Bir esrar şebekesi| — pozdoğan, (Husus) yakalandı . —at İki gündür faydalı yağmurlar yağıyor Bergama, (Hususi) — Yeni Bergama gazetesi haftada iki defa olarak küçük kıtada intişar sahasına girmiştir. (Anadolu — (Bergama) refi- kimize uzun ömürler dileriz.) Esrar dalgası: Yedibuçuk sene hapse ve o kadar da emniyet: umumiye ce- zasın mahküm olup ta Bergâa- mada oturan Sıvasın Âziziye kazasından Ali oğlu Nurinin gizliden gizliye esrar kaçakçılığı yapmakta ve bunu umumi ka- dınlara sattırmakta olduğu — du- yulmuş ve zabıta faaliyete geç miştir. Bu iş; bütün delillerile mey- dana çıkarılmış ve suçlular ad- liyeye verilmişlerdir. Şebekenin meydana çıkarılmasında jandar- ma komutanı yüzbaşı Bay Talât ve karakol komutanı gedikli üst çavuş Bay Eşref ve arka- daşlarının — yararlıkları — görül- müştür. Bereketli yağmurlar: Yazın uzün kuraklığı — karşı- sında kışa girerken bereketli yağmurlar çiftçiyi sevindirmek- tedir. Tam tavında - ekilen to- humların üzerine bugünlerde ya- gan yağmur, kışlık mahsulü ilk adımda iyi bir vaziyete koy- muştur. Posta işleri: Bir yıldır İzmir postası doğ- ruca İzmirden otomobil ile ya- pılmakta idi. Müddet bu âyın başında bitmiş olduğundan pos- talar trenle ve Soma yoluyla gelmektedir. Bir senedir iki rekabet yüzün- den parasız olarak — taşınmakta olan İzmir postası, bu sefer re- kabetin kalkmış olmasından ay- da 70 lira istenilmiş ve idarede bunu vermediğinden otomobil postaları — kaldırılmıştır. Somadan gelen posta çok defa gece gelmektedir. Ancak posta ve telgraf müdürünün ve , müvezzilerin gayretile gazeteleri gece okumak imkânı bulunabil- mektedir. İzmir ile Bergama arasında en yakın yol - otomobil yolu olduğundan otomobil postala- rının yeniden temini İâzımdır. Zeytindağ yolu: Karanlık basıyor ve yeşil kır- lar, ipeklerini ve etini kaybeden bir vücut gibi kırçıl oluyordu. Beyaz çiftlerin arkalarından hay: kırdım: — Benide alın, ben yalnız- lıktan korkuyorum. Kimse dönüp bakmadı bile.. Koştum, yoruldum, terledim ve bir adım bile ileri gidemedi- ğimi anladım. Arkama baktığım zaman uçurumu kendime daha yaklaşmış gördüm. Deminki ağır ses, her hecenin üzerinde durarak şöyle dedi: — Boşuna yoruluyorsun! İs4 temekla olmaz. Kendini Allaha verl Körü körüne, bilinmez bir kuüvvetin eline teslim olmak, istememek ve beklemek! Ne zor şey! Bunu yapamıyacaktım. Yeniden koştum — ve bütün didinmelere — rağmen yerimde çivilenmiş gibi kaldım. Yarla göğü rada yer almaktadır. Azal — Bozdoğanda Cumhuriyet bayramı — Sahifk © can- dan kutlulanmıştır. Fotoğraf, merasimden bir intibar tespit eyle- mektedir. Çal, (Hususi) — Cumhuriyet bayramında Uray parkına dikilen Alatürk büstü ile hükümet önündeki büyük havuz ve yeni jandar ma komutanlık binasının resmi 'küşatları yapılmıştır. Yeni yapılan altmış tonluk su deposu şehrin sıhhi su ihtiyacını temin edecektir. Kuşa_çiâsında gençliğin güzel bir yuvası Ada kulübü çok iyi çalışıyo Kuşadası, (Hususi) — Kuşa- dasında, faaliyeti takdire şayan olan bir kulüb vardır. Bu kulüb, Kuşadasında Halkevi vazifesini tam bir muvaffakıyetle başar- makta ve bütün gençliği etrafın: da toplamaktadır. Henüz pek genç olan kulüb, iki senede Bı:'ıi- ük işler görmüş, spor, musiki, Zımıil veg külı'üı Pf:ıl kolları esaslı çalışmalarile muvaffak ol- muşlardır. Kulübün ilk teşekkâ- lünde 45 azası var iken bu mik- tar iki sene zarfında iki yüze baliğ olmuş, öğretmen, avukat, memur, çiftçi her sınıf halk bu- ay- aa — —— — Nahiyenin bazı köy yollarile Zeytindağdan Manisa hududuna giden İsmailler yolu da tanzim edilmiş ve otomobil ile gitmek imkânı hasıl olmuştur. bir katran denizi doldurdu. Bitkin bir halde nefes nefese çöktüm, başımı toprağa daya- dim, Yerler çakıl ve topraktı. So- ğguk, sert tikenli bir toprak. O güzel ipek gibi otlar ne oldu? O çiçekler ne çabuk kurudu? Ağlıyordum!. * ** Yumuşak bir el omuzuma do- kundu: — Ağlksiz; küçüklYalniz değilsin! Yerimden fırladım - ve bağır- dim: — Ah, sen kimsin? Seni kim gönderdi?. Gece, mektebin kara tahta- sından, bahçedeki derin kuyudan daha karanlıktı. Orada yalnız iki parlak göz,iki pembe yanak, iki al dudak ve kıpkızıl, dara- cık, vücudüne derisi gibi yapışan de çok güzel bir Ada kulübünün bandosu N da on kuruş gibi az bir para ile yardımda bulunmakta, kulü- bün büdcesi 8-9 yüz lirayı tut- maktadır. Kulübün, —muhtelif şahıs ve teşekküllerin — hediye ettikleri kitaplerla dolu, oldukça zengin bir kütüphanesi vardır. 13 parçadan mürekkep bir bando, temsil kolile birlikte faaliyettedir. Bandonun bir öğ- retmeni de vardır. Temsil kolu, şimdiye kadar yedi temsil ver« miş, çok muvaffak olmuştur. Temsil faaliyeti muhitte büyük alâka görmektedir. Kuşadasında spor hayatı pek sönüktür. Sahası da iyi tanzim edilmemiştir. Maamafih kulüb bu iştede gayretler sarfetmekte, sporun canlandırılmasına çalış- maktadır. Onu tanıdım: Hatice idi. Dağlarda birer yıldız böceği gibi parlıyan beyaz köşkleri gösterdim: — Çabuk. gidelim; ben kor: kuyorum! Dedim. Elimden sımsıkı - tuttu. Göz- lerinde bir alev parıltısı ve dudaklarında bir âlev gülümse- mesile cevab verdi: — Yorulmağa hacet yok! İs. tediklerimizin hepsi bizim Üya. gelir. Başka — şeyleri aklından at! Yalnız beni ve kendini düşünl. — Fakat sabaha kadar böyle karanlıkta.. — Şimdi ay doğacak, etraf yeşillenecek; ağaçlar yemiş vere- cekler. Serin pınarlar fışkıracak; hava ilıyacak. Şakaklardan taşan kara saç: ları bir Buhara kuzusunun tüy- leri gibi parlıyordu. Ouda gerip