20 Ekim 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

20 Ekim 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NADOLÜİ ” Yazan: M. Ayhan Kiyara, Dokanın kendi üzerine yü- **& | rüdüğünü görünce hançerini çekti. ammumuyz Doka hiddetinden deli gibi olmuştu: — Bana tokat hal. hakaret hal Diye bağırdı ve şuurunu kaybetmiş bir mahlük gibi, hançerini çekti. Fakat ayni saniye içinde Mehlika da han- çerini çekmişti: — Gel, tecrübe et bakalım sefil!.. Doka, hayretle, — dehşetle olduğu yerde donakaldı: Kiyara; sevdikten, ana ol- duktan sonra ne kadar değiş- mişti? Eski sessiz ve masum kızın yerinde, şimdi, hayâğiye- tini, aşkını ve karnındaki yav- “ruyu ölüm pahasına bile olsa müdafaaya kadir güzel bir dişi kaplan vardı. Doka, fazla ileri anlamıştı ve elile oğuşturdu: — Göreceksin -dedi- göre- ceksin. Ve asla onunla karşı karşıya gelmiyeceksin. Ve, odadan çıktı. Dışarıda kıyamet kopuyordu. Halk, bu ani hâdiseden, -kilisenin alev- ler içinde kalmasından hayret ve korkuya düşmüştü. Çünkü şimdiye kadar böyle bir şey görmemiş, işitmemişti. Papazlar âvaz âvaz rıyorlardı: Kilisenin kahrolsun.. Halk da cevab veriyordu: — Kahrolsun.. — Allah onların üstüne lâ- net şeytanlarını musallat etsin! — AÂmin!. İşin içyüzünü bilen ancak beş kişi idi. Doğan, Kaptan, İrini, Doka ve Mehlika.. Mehlika, sonradan farkına varmıştı. Bunu yapsa yapsa, ancak kocası yapabilirdi.. Ve korku ile yerinden sıçrar sıç- ramaz: — Kocam -diye- bağırmıştı: kocam kendisini gösteriyor. Mehlika ümidini daha ile- riye götürmi Doğanın sarayı basmasını bekliyordu.. Çünkü onun, da- ima harikulâde şeylerle uğraş- tığını biliyordu. Doğan, akla sığımıyan işlerin adamı idi.. Bekledi, saatler geçti, dışarı- daki kalabalık ve gürültü ya- tıştı, fakat Doğan görünmedi. Aklına bu defa, Doğanın tevkifi veya muvaffak olama- ması gelmişti. Fakat içi, kak- binin dili öyle söylüyordu: — Sabret!... Sabırlı oll.. Diyordu. Evet, sabredecekti. Yanlış bir hareketin vaziyeti , daha fenalaştırması ihtimali de vardı. Pencereden :etrafa ba- kıyordu: Muhafızlar artırılmıştı. Dev- riyeler, saray civarındaki yol- larda mekik dokuyorlatdı. Va- kit, hiç durmadan geçiyordu. Sağdan, soldan arlık ilk ka- yıklar ve göndollar gözükmiye başlamıştı. Ufuk artık — yırtılı- yor ve donuk bir aydınlık, saatlerdenberi heyecanla ürpe- ren şehrin son sükünetinin üstünde yayılıb gidiyordu. Bulunduğu köşeden - denizi göremiyordu. Kimbilir Doğan, oradan kaç defa gelib geç. Bana gittiğini yanağını haykı- düşmanları mişti. Filhakika tam o sırada Cezayir gemisinin bir sandalı, süratle İrininin sarayının rih- tımına yaklaşmış ve Doğan sıçrıyarak saraya dalmıştı. İrini, uyanmıştı. Fakat göz- lerinde, o gecenin bir kısmını uykusuz geçirdiğini okumak gayet kolaydı. Dağanı görünce, kapadı ve güldü: — Bütün Venediği kaldırdın.. Çok hakikaten... Doğan bir kahkaha atarak koltuklardan birine oturdu ve sabah içinde, iri, beyaz ve kokulu bir gül gibi karşısında duran güzel kadına baktı: — Demek muyaffakıyet bü- yük... İrini ona yaklaştı ve yanın- daki koltuğa o da oturdu: — Evet, çok büyük... Ben bile saatlerce uzaktan yangını seyrettim.. a — Fazla gürültü oldu mu? — Ona ne şüphe!.. Belki Mehlika da büyük korkular geçirmiştir. Doğan güldü: — Zarar yok, asıl korkuyu Dokanın geçirmesini isterim.. Bugünkü işin de evyelâ bunu anlamak olacaktır. — Ya Doka yola gelmedi ise? — © takdirde, Dokayı ka- çıracağız. Hem de bu akşam.. Anlıyor musun; bu akşamdan tezi yok.. İrini, iri, simsiyah gözlerinin içi hayret ve hayranlıkla dolu göğsünü ayağa müthiş oldu Aydın demiîoiufıîm bir senelik kârı Aydın demiryolu, eski idare zamanında her senenin plân- çosunu zararla kapatıyordu. Haber aldığımıza göre, devlet demiryolları, bilet ve navlun- larındaki tenzilât ve balk bi- letleri sebebile bir yıl içinde çok mühim hasılat elde et- miştir. Safi hasılatın bir mil- yon liraya yakın olduğu söy- leniyor. Demiryolları idaresinde Türk memurlarının gösterdikleri yük- sek muvaffakıyet hakikâten takdire değer derecededir. Hayvan istatistiği 1937 yılında vilâyet içinde bulunan hayvanlara dair ihsai malümat baytar müdürlüğünce tesbit edilmişti. Başbakanlık istatistik umum — müdürlüğü, bu malümatı baytar müdürlü- ğünden istemiştir. Ödemiş baytarlığı Ödemiş kazasında boş ve- teriner (baytar) liğe emekli baytar B. Arif Raifin tayini Ödemiş kaymakamlığınca mu- vafık görülmüş ve vilâyete inha edilmiştir. Devrim Kitabevi Sahibi: MİTAT. Bütün mektep kitaplarını en müsait şartlarla satışa çı- kardığını sayın öğretmenlerle müşterilerine arzeder. Adres: Ikinci Beyler soka: ğında 58 numara. olarak onu dinliyordu.. — Bu akşam mı?. yapacaksın bunu? Doğan ellerini oğuşturdu ve Yunanlı Prensesin gözlerine ayni dikkatle baktı: — Ben yapmıyacağım.. Sen yapacaksın bunu.. Bu, senin işin olacak.. Son fedakârlığın olacak... İrini, kendisine düşen vazi- fenin büyüklüğünü ve getire- bileceği fenalıkların dehşetini anlamıyor. değildi. Gözlerini kapadı ve bir hamlede kara- rını verdi: — Söyle Doğan, seni din- liyorum.. — Demek ki mutabıkız.. İrini gözlerini tekrar kapadı. Çehresi hafifçe sararmıştı. El- leri titriyordu. Seven kadınla- rın en mustarib zamanların- daki tezahürleri tamamile üs- tünde idi. Titrek bir sesle: — BSeni ne dinle: medim ki -dedi- hangi arzuna baş eğmedim ki... Ve işte o dakikada Doğan, bu sesin, bu çehrenin, bu yaş: larla kabaran güzel gözlerin ve bu dolgun, bahar gibi ko- kan kadının karşısında, irade- sinin çatlayıb - kırlıverdiğini hissetti. Ve bir hamlede İri- ninin sellerini tuttu.. İrini — titriyordu. Nefesleri sıcak bir rüzgâr gibi idi.. — İrini.... Güzel Yunan kadını gözle- rini kaldırdı ve gülümsemek istedi. — SONU VAR — Nasıl zaman Göçmen işleri Ev!erın inşaatına ehemmiyetle de. vam ediliyor Geçen sene Romanya ile Bulgaristandan vilâyetimize ge- len (4316) göçmen için muh- telif yerlerde inşa edilmekte olan 575 evden başka bu hafta daha 300 evin inşaatı mütcahhitlere — ihale — oluna- caktır. İnşasına devam edilen evler Kânunuevel ayında tamamla- nacak ve derhal hak sahibi göçmenlere verilecektir. Bu sene — vilâyetimize getirilen göçmenlerin miktarı 3379dur. Göçmenlere yemeklik za- hireler, tohumlukları tevzi edil- miş, arazileri verilmiştir. Fakat bu arazi henüz tapu senedine bağlanmamıştır. Ilgın at yarışları İlgin Gençler Birliği tara- fından 31 Birinciteşrin Pazar günü kaplıca önündeki alanda at koşuları tertip edildiği vilâ- yet Baytar müdürlüğüne bildi- rilmiş ve koşu afişleri gel- miştir. Çürüme nisbeti İzmirden Halebe sevk ve ihraç edilen Ceviziçi, Badem ve Kestanelerin bir kısmının çürüdüğünden — bahsedilerek bedelleri tam verilmemektedir. Kambiyo müdürlüğü, bu çü- rüme nisbetinin ne derecede olduğunu Ticaret Odasından | sormuştur. 20 İlkteşrin 91 Amerika, bugünkü vazıyelı ile baskına uğrıyamaz Amerikanın deniz ve hav kuvvetleri çok hazırlıklıdı — Başı 5 inci sahifede — lara göre bizzat talim ve ter- biye görmeleri lâzımdır. Ancak, aktif kıt'aların bir çok küçük garnizonlara tevzii dolayısile, bir taraftan bu su- bay ve yarsubayların talim ve- terbiye görmeleri için lâzım olan büyük çerçevenin mev- cud olmaması diğer taraftan kıt'alarda yıllarca çalıştırmak suretile kendilerine icab eden bilgiyi vermiye vakit olmadı- ğından, yedekleri yetiştirmekle Meşgul olan sübay ve yarsu- bay yığını, vazifelerine göre kurs ve mekteplerde . her za- man yeniden talim ve terbi- yeye tâbi tutulmaları mecbu- riyeti hasıl olmaktadır. Bunun neticesinde, subayların hayat ve faaliyetleri, ekseriya yedek- lere talim ve terbiye vermek ile mekteplerde talim ve ter- biye görmek arasında geç- mektedir. Bu izahtan da anlışıldıgı gibi, kısa bir müddet hizmet görenlerden mürekkeb — bir ordu bu vazifeyi başarabile- bir mevkide değildir; çünkü, kısa müddet hizmet gören bir orduda, nisbeten çok kısa ve birbirini takib eden fasılalarla silâh altına alınanları talim ve terbiye edebilmek için mev- cud bütün kuvvetleri hârekete getirmek lâzımdır. Bundan dolayıdır ki, Birleşik Amerika ordusu, uzun müddet hizmet gören er ve yarsubaylardan teşkil edilmiştir. Bundan — başka, ordunun diğer bir vazifesi de, modern silâh ve komutanlık kaidele- rini mükemmelleştirip bunları tecrübe etmektir. Er, bu ba- kımdan zengin bir ülke ile İzmit, — 3 gündür geceli günüzlü yağan yağmurlar, İz- mit mıntakasında büyük tah- ribat yapmıştır. Geyveyi su basmış şehir ile Geyve ara- sındaki muvasala kesilmiştir. Geyve ovasının büyük bir kısmı su altında bulunmakta- dır. Derbend ile Sapanca ara- sında da bir kiiometrelik de- miryolu sahasını su basmış ve dün akşamdanberi trenler iş- liyememiştir. İzmitte iki, Sapancada bir, Arifiyede bir, Bilecikte iki yolcu treni beklenmektedir. İzmitteki yolcular Vali Hâ- mit Oskayın alâkası ile İzmit- teki otellere yerleştirilmiş ve vali bütün yolcuları şerefine Belediye bahçesinde bir ziya- fet vermiştir. Sapanca ile Arifiyedeki yol- cular da ayni şekilde vali tara- fından izaz ve lütuf görmüş- lerdir. Sel tahribatının olduğu sâ- hada 100, 120 metre kadar kusım sel tarafından sökülüp atılmıştır. Ankara - İstanbul - İzmit ve Adapazarından tahrik edilen imdat katarları bin kadar amele ile derhal vak'a yerine gelmişler ve gece yağmurun şiddetli yağmasına rağmen sa- baha kadar ve bugün saat on beşe kadar yolun yapılması yüksek bir inkişafa mazhar olmuş kudretli bir endüstri- den yardım görmektedir. Amerika tayyare ve tayya- recilerinin. yüksek evsaf ve kabiliyetleri herkesçe malüm olan bir meseledir. Amerika ile Avrupa arasındaki Okya- nusu bir Amerikan tayyare- sile ilk defa aşan da bir Ame- rikalıdır. Teksasda, Meksika sınırına yakın bir yerde pilot yetiştiren dünyanın en büyük ve en mükemmel tayyareci mektebi bulunmaktadır. Birleşik Amerika, saatte 70 kilometereden fazla bir sürati olan ve dünyanın en' süratli tankı sayılan Christi adındaki tankı yapan memlekettir. Filoridanın şimalinde, Geor- gia hükümetinde piyade faa- liyeti, taktik ve sılâhın şuurlu bir tarzda ve çok çetin çalış- malarla — mükemmelleştirilen muazzam bir piyade mektebi bulunmaktadır. — Amerikanın kara ordusu, vaktile, piyade- sini otomatik tüfeklerle ilk defa techiz eden devletlerden biridir. Amerikanın binek hayvan- larile binici subayları, Berlin elimpiyadlarında yüksek ka- biliyetlerini göstermeğe muval- fak -olmuşlardır. Her silâh sınıfının. subay ve kurmay subaylarını yetiş- tirmek için, mükemmel bir su- rette teçhiz. edilmiş mektep- ler mevcuddur. lerde çok ciddi bır tarzda çalışılmakta, — hedefe doğru yürünmektedir; çünkü onların Avrupa ordularının — vazifele- rine benzemiyen vazileleri çok büyüktür. Ve bu itibarla da bunları başka vasıtalarla Prens Pol Rumen ordusu ikinci hu- dud taburu fahri ko- mutanı oldu Belgrad, 19 (Radyo) — Romanya Kralı Karolun ira- desi ile Yugoslavya saltanat naibi prens Pol, Rumen üçün- cü hudud taburu fahri ko tanlığına tayin edilmiştir. Ma- lüm olduğu veçhile Kral Ka- rol, ikinci hudud taburu ko- mutanıdır. için azami gayret lerdir. Hâdise yerine vali Hâmit Oskay da gitmiş ve Haydar- pâşa işletme müdürü, başmü- hendisle fen memurları da gelmişlerdir. Trenler saat 17 göstermiş- de seyrisefer yapmıya başla- mışlardır. İzmitte hâlâ şiddetli yağmur yağmakta ve mülhakatın her tarafında ayni şekilde yağmur- lar devam etmektedir. Geyvede kış Geyve (Hususi) — Ruhsati- yesiz olarak ağaç katiyatı ya- sağı karşısında odun fiatleri haddinden fazla yükselmiştir. Bu derdin çaresini düşünürken birdenbire yağmağa başlıyan şiddetli yağmurlar harareti değiştirmiştir. Hatta ani olarak hararetin düşmesi yüzünden Geyvenin doğu istikametinde ve iki saat mesafesindeki Ortaköy sırtla- rına hafifçe kar yamıştır. Bu mektep- | başarmak zarureti vardır. Amerika ordusu, bug kadar memleketinin tarih kaybedilmiş bir harbi kayı memiş olmakla olmakla bih kın iftihar edebilir. B. Kompani Valânsiyaya vardı Barselon, 19 ( Radyo ) Katalonya sabık hukümet r B. Kompani, bugün Valâr yaya gitmiş ve cumhuriyı İspanya Başvekili B. Neş tarafından kabul edilmiştir B. Kompani, seyahati h kında matbuat mümessiller beyanatta bulunmaktan çel miştir. İtalyanın nüfus çoğalıyor Roma, 19 (Radyo) — | yada nüfusun her gün art tesbit edilmiştir. Eskiden milyondan çok noksan © Roma nüfusu, şimdi 1,236,| Lişiyc baliğ olmaktadır. General Gamelen Parise döndü Paris, 19 (Radyo) — Fra Erkâmıharbiyei umumiye r General Gamelen, bugün leden sonra Bükreşten d Müştür. Foto Oı İNÖNÜ Cad. No. 2( Atölyede En güzel pozla| çekilir. Amatör işler Temiz çabı ucuz yapılı Şeyh Rıza Ve arkadaşlarının muhi mesi devam ediyor — Başı 1 inci sahifede mek üzere andiçtiklerini diklerini maznunların yüzle!r karşı söylediler. Öğleden sonraki —muhi mede Tunceli isyanı mazo larından Seyid Rıza ve dil aşiret reislerinden — Kan Cebrail ve Sedu Haso ile avenesinin muhakemelerine vakte kader devam edildi.- Bu celsede birçok şahir rin mazbut ifadelerinin oki masına devam edilmiş ve kısım şahidlerin de - ifade alınmıştır. Şahidlerden Çökrek kö Hasan oğlu Hıdir. ifadesirl Seyid Rızanın Bahtiyar aşi reislerinden Sanine ber dererek Delikbaştaki karak' basmasını ve oradaki ku' leri geri sürmesini emret söyledi. Başka şahitlerden Umiffj Hüseyin de ifadesinde i: ne süretle çıktığını anlatti: | isyana âmil ve müşevvik lerin rollerini tebarüz eti Suçlular inkârda devl' mektedirler. Diğer şahitler de i: ilk başlama yeri olan din Pah nahiyesini b oradaki karakollara yapan aşiretler arasındâ hassa Demenan aşii bu aşiretin reisi Cebrâ! oğlu Kekonun oynadığ! leri anlattılar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: