Musiki ve bizler Gündüzleri, ağızlarını sokaklara çeviren gramafonlar, hoparlörle bü- yütülen şarkıları, ağır ağır, damla damla, insan rulhuna dökülüb müte- madiyen plâklar aktarıyorlar. Bua şarkıların çoğu hayatın, neş'e ve saadetin değil, tahteşşmura yerleşmiş bir 1stırabın İniltisidir ki, şark musikisinin beşiğinde doğmuş- tur. Bo ağır, bu derin, ruhi ve devamlı inilti, bötün bir şarka hâkim olmuş görünen eski mtrab — felsefesinin tevekkül ve vecdi içinde, bir mevlevi neyi derinliği ile hâlâ üflenib duruyor. Sıra sıra kahvehanelerin içinden, gramafon dediğimiz, hoparlör, radyo dediğimiz medeni aletler, en derin Tah ağrılarım nakletmekte berdevamdırlar. Bu musikinin en sayıf taraflarından biri de, sadece mistik bir elem içinde kalmasıdır. Onun, beş çizgiden mürekkeb musiki sazının üstünde koşan seşi, ne tabiati alıyor, ne hayatın bir sevgisini düşünüyor, ne in- Ban ruhünün — geniş, aydınlık köşelerine doğru esmeği ve orada yeni Alemler yaratmağı istiyor. O, ağır fakat lezzetli bir şarap sarboşluğu ile, devamlı bir ıstırabı yaşatmak istiyor. Bumun içindir ki, şarkılar az gülü- yor. Bunun içindir ki biz şarklıların kahkahaları gayri tabildir, gülerken dişlerimiz bil» gözükmiyor. Gene bunun tesiriledir ki, gözlerimizde neş- eli bir hayat felsefe ve görüşünün parıltısı yoktur. Müsikinin kudretine inananlar, onun tesirlerini de bilirler. Bu asırda musiki ile hastalık tedavi edilirken, amrlara karışmış bir musiki havasının teneffüsü içinde, insan varlığının da kendine başka bir ruh kalıbı dökeceğine inanmamak hatadır. Güzel, temiz, berrak bir kahkaha düşününüz: Ruhumuzda ne akisler yapıyor? Bu, sadece bir muzik hâdisesidir. Keza, vahşi bir hayvanın, korkunç, ) firtınalı bir kış gecesinde dağlardan acı acı bağırdığımı bir an için ta- ayyül ediniz. Duyduğunuz hissin yegâne esiki gene musikidir. İşte, bizde, şark musikisinin yekmesak, elemli ve şark semasının ç gebavet, tevekkül, sessizlik ve hareketsizlik dolu havasına kapıldığımız - içindir ki, vaktinden evel ibtiyarlıyor, musikimizin yanında işret sofra- sını kuruyor, hayatın bize — verebileceği taadet ve meş'eyi aramıyor, içi- mizi çekib, boynumuzu büküb düşünüyor, onu dinliyoruz. Şurk musikisinin bu mistik tarafı kadar san'atkârane ve tabil torafı a. kuvvetli olaydı, zararı yoktu. Fakat ne çareki, vaziyet hiç te öyle değil. Saime Sıldl Birinci sınıf bir kocal Amerika gazetelerinden bi- risi “Birleşik Amerika'nın en iyi kocası kimdir?, Esası üze- tinde bir anket yapmış ve bi- | rinciliği kazanan kocanın şu şartları haiz olduğu anlaşıl- miştır. ÜLüa Bo bir.Yodü Şu hesaba göre arz üzerin- de her altı saniyede bir oto- mobil yapılmıştır! Bu muazzam otomobil inşa- atının yüzde yetmiş yedisi Bir- leşik Amerika'da yüzde sekizi Ingiltere'de, yüzde beşi Al- manya'da, yüzde üçü Kana- da'da ve yüzde biri de İtal- ya'da yapılmıştır. Yarım saat gömülen fakir Şimali Hindistan'da Masu- lipotâm şehrinde Yugi deni- len fakirlerden birisi diri, diri olarak yarım saat gömülmüş ve gene canlı olarak toprak altından çıkarılmıştır. Bu garip tecrübe birçok 1 — Sabahları keyifli olur; 2 — Yemek zamanları mun- tazamdır; 3 — Ev idaresini karısına “birakır ve hiçbir - şekilde ka- Tışmaz; | 4 — Karısının -hattâ kendi annesinden daha güzel olmak Düzere mükemmel yemek pi- şirdiğini söyler; yerli ve yabancı önünde ya- | 5 — İyi kalpli ve seciyesi | pılmiış ve bir. hileye imkân sağlamdır; kalmamak üzere birçok da 6 — Evini kulübünden faz- | tedbirler ittihaz edilmiştir. la sever; Ş 7 — Cemiyet hayatında Omazik ve iyidir; 'e_ 8 — Kadın güzelliği hak- kinda hususi - fikirlere malik bulunur! 6 Saniyede bır otomobil “ Londra'da neşredilmiş bir ticaret rehberine göre, 1936 ' senesinde tam 5,200,000 oto- mobil yapılmıştır, ki her on ğhhkıdı 100 otomobil de- Fakir, bu tecrübesini, 100 Ingiliz liralık bir bahse mu- kabil yapılmış ve tabii bu pa- rayı kazanmıştır. En pahalı hayatlar Birleşik Amerika sigorta şirketleri umumi bürosunun neşrettiği bir risaleye göre, en pahalı hayatlar Amerika- dadır. — Rokfeller kendisini 5 mil- yon dolar, sigorta ettirmiştir. Amerika harp sanayii serma- yedarlarından Pon dö Nemur- İ Bııgdıı doğacah di de yedi milyon dolara si- li gortalıdır. Ailesi erkânının her yör elt birini 5,000,000 dolara sigor- ta ettirmiştir. Şikago'da Marsel Fild is- minde bir zengin 5 buçuk milyon dolara sigortalıdır. Arz üzerinde bunlardan baş- ka hiçbir kimse kendisini bu kadar yüksek bir paraya mu- kabil sigorta ettirmiş değildir. Pratik bir buluş . Londra'da bir lokantanın küçük ve bhususi bölmelere konmuş güzel ve rahat kar- yolılır vardır. dedik, otel değil, Bugün utarüt ile müşteri ara: — Bügün elde edilecek fırsatlar. n istifade imkâm büyüktür. kat öğleye kadar aşk ve gönül rinde bazı teblikeler vardır, kısım nişanlılar küçük ve se. kavgalar yüzünden ayrıla: — Bugün doğacak çocuklar ser samimi ve cesur — olacaklar. Kırlar, koca bulmakta güçlük Kilovat tarifesi Komisyon için ha- zırlık yapılıyor Elektirik kilovat ücretinin yeniden tesbiti için tarife ko- misyonu yakında toplanacaktır. Tarifenin tesbitine esas olmak üzere kömür ve işçi ücretleri ile muhtelif gıda maddelerinin Fatleri hakkında ticaret oda- sından malümat istenmiştir. Naha - komiserliği, bu malü- matı topladıktan sonra tarife komisyonunu toplantıya davet edecektir. Aile faciası Bir kadın, kocasını baldızı ile yakaladı Evelki akşam Damlacık'ta bir aile faciası olmuş; Mus- tafa oğlu Avni adında - biri, kendisini baldızı ile fena va- ziyette yakalıyan karısını ağır surette yaralamıştır. Yaptığımız tahkikata göre hâdise şöyle cereyan etmiştir. Avni, evelki gece eve gel- diği zaman baldızını yalnız bulmuş ve bir müddet baş-ba şa kalmıştır. Bu sırada evine dönen Avni'nin karısı Hacer, kendi anahtarı ile kapıyı aç- mış ve içeri girerek yatak odasına geçtiği zaman kocası ile kız kardeşini fena bir va- ziyette görmüş ve feryadı bas- mıştır. Bu cürmümeşhuda fena halde içerliyen Avni, derhal karısının üÜzerine atılmış ve kendisini yaralamıştır. Zabıta- ca tahkikata başlanmıştır. ĞİR. Cam şişeler için de- ğişiklik yapıldı İktısad Vekâletinden şehri- miz Türkofis şubesine : gönde- rilen bir yazıda; genel ithalât rejimi tarifesinin 494 A po- zisyonuna göre ince cam şi- şelerin İcra Vekilleri Heyeti kararile M. listesinden 4 K. Tistesine alındığı bildirilmek- tedir, Bu hususta bir yanlışlığa mahal bırakmamak üzere, 4 K. listesine alınmış olan ince cam şişelerin, (Gülyağı, esans, müstahzerat ampulleri vesair gibi riketleri boyamağa mah- sus ince camdan yapılmış ufak — şişeler) olduğu yazıl- maktadır. Hayırlı bir eğlence C.H.P. Buca kamunu s0s- yal işler komitesi tarafından bu akşam saat 20 de Buca belediye dairesinde fakir ço- cuklar menfaatine güzel bir eğlence tertip edilmiştir. Bergama'da ne kadar Et yemişler — İkincikânun ayında Bergama Belediye mezbahasında 140 koyun, 84 keçi, 65 kuzu, 19 manda, 79 öküz, 11 inek, 32 dana, 10 malak ve 1 deve ol- mak üzere 826 baş hayvan kesilmiştir. MARÜELTEM YNUT ERLAREA DARTENR AT 1 MA Bunu teminden sonra yazımı- zın kusurunu da yazıyoruz: Lokanta sahibi, pek çok kimselerin öğle yemeğinden sonra biraz hyuyarak, bizim tabirle bir şekerleme yaptık- larını bildiği için yemek ma- saları gibi müşterilerine birer- de karyola hasretmeği müva- fik bulmuş imiş. " Fena bir buluş « ANADOLU YEHİRH, Mühim 'bir sahtekârlık 'dâvâsı Karataş'ta satılan his- seli bir ev.. Halide'nin mühürü ile alınan 1300 lirayı kim almış? Karataş'ta Halide adında bir kadının sattığı hisseli evi- nin parası olan 1300 lirayı sahte bir mühürle almak ve zimmetine geçirmekle maznun Buldan'da avukat ve İzmir Sulh Hukuk mahkemesi eski başkâtibi Bekir Sıdkı'nın mu- hakemesine dün şehrimiz Ağır Ceza mahkemesinde başlan- miştir. Evvelâ dâvâ hakkında izahat verelim: Halide'nin, Roza adında bir kadınla hisseli olan Karataş'ta 110 numaralı evi Roza satmak ve hissesini para olarak almak istemiş. Fakat Halide evi sat- mağa rTazı olmamıştı. 1929 yılında mahkemenin gıyap ka- rarile ve Roza'nın müracaatı üzerine ev icra marifetile sa- tılmış, Roza kendi hissesini aldıktan sonra Halide'nin his- sesine düşen 1300 lirayı mah- kemede bırakmıştı. Halide, kendi hissesini al- mak üzere mahkemeye müra- caat ettiği vakit parasının (Halide) mühürü basılmak sure- tile alınmış olduğunu anlamış ve asıl parayı alanı meydana çıkarmak için müddeiumumi- liğe şikâyet etmişti. Halide, bu paranın o vakit sahte bir mühürle mahkeme başkâtibi olan Bekir Sıdkı tarafından alındığını iddia et- mişti. Dünkü muhakeme cel- sesinde Halide gene bulun- mamıştı. Bekir Sıdkı: — Parayı Halide almıştır. Ben kendim verdim, mühürünü bastı ve aldı. Demiştir. Kadı- nın okunan ifadesinde parayı almadığı zikrediliyordu. Asliye ceza mahkemesinde de bu me- seleye dair bir dosya bulun- duğu anlaşıldığından bu dos- yanın celbine karar verilmiş ve muhakeme, başka bir güne bırakılmıştır. Dayaktan ölen ihtiyar Ahmed dayı bir kuzu yü- zünden öldürüldü.. İhtiyarın karısı mahkeme huzurunda: Bir insan bu kadar dövülür mü? dedi. Cumaovası nahiyesinin Sandı köyünde 70 yaşında Ahmed dayıyı döverek ölümüne sebe- biyet vermekle maznün Sandı köyü muhtarı Hasan'ın muha- kemesine dün şehrimiz ağır- ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Ahmed dayı, bir gün kırda muhtar Hasan'ın bir kuzusunu görmüş ve bu kuzuyu kesmişti. O sırada muhtar Hasan gelmiş ve ku- zunun kesildiğini görünce ih- tiyarı dövmüştü. Bu celsede dayaktan ölen Ahmed dayının karısı 80 ya- şında Ümmi şahid sıfatile din- lenmiştir. İhtiyar kadın demiş- tir ki: — Ölen Ahmed dayı be- nim kocamdı, Hasan'ın kuzu- sunu görmüş ve kesmiş. An: ladık, fakat bir kuzu kesti diye bir adam bu kadar dö- vülür mü? Öldü işte. Kocamın bulunduğu yerde bir uçurum varmış da oradan düştüğü için yaralanmış diyor- larmış, ben yerinden kalkamı- yacak derecede dövülen ve yaralanan Ahmed dayıyı eve getirmek için kıra gitmiştim, kestiği kuzu da yanıbaşında idi. Orası düzlüktü, ne yar, ne de uçurum vardı. Maznun Hasan'a, şahid Üm- mü kadının bu ifadesine karşı ne diyeceği soruldu, Hasan: — Orada yar vardı, düş. müş, yaralanmış olacak. Kadın, — Böyle şey yoktur. Dedi. Geçen celsede dinlenen ve evelce verdikleri ifadede muh- tar Hasan'ın kuzu için Ahmed dayıyı fenı bılde dovdı"gğünıı şördükleri şahid, mahkemede ilk sözle- rini inkâr ederek bir şey gör- mediklerini söylemişlerdi. Ya- lan yere şahitlik etmek suçun- dan bu çocuklar hakkında müddeiumumi, takibata başla: mıştır. Ümmi kadın, evelce jandar- ma karakolunda ifadesinin alın- dığını söylemiş ve bu ifadenin dâvâ dosyasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Jandarma kara- kol kumandanının celbi için muhakeme, başka bir güne bırakılmıştır. Halk türlıülerı Kıyafet, oyun rakıs- lar tesbit ettiriliyor Kültür Bakanlığınca memle- kette ulusal muzik reform ve organizasyonuna — başlandığı için ilk evel Halk türkülerile kıyafet, oyun ve rakıslarının dokümanter bir surette tesbit ettirilmesine başlanmıştır. Bu ulusal işe vilâyetlerce büyük ehemmiyet verilmesi ve derle- menin kısa bir zamanda biti- rilmesi Dahiliye vekâletinden vilâyete bildirilmiştir. Göçmen işleri Bergama'nın Kınık nahiyesi ile Çandarlıda iskân edilen göçmenler için yaptırılacak yeni köylerin yerlerini tesbit ile meşgul olan komisyon, Bergama ve Çeşme kazaları dahilinde tetkiklerini bitirmiş ve şehrimize dönmüştür. Komisyon, tetkikatı netice- sine dair raporunu derhal vi- lâyete verecektir.. Göçmen eiREĞ isiside 6/2/937 ü | Almanya AB E müstemleke RLE R i istemekte haklıdır.. — Başı T inci sahifede — İki tarafın sırf kendi dâvilar- ni haklı göstermek için ileri sür düğü bu delillerin hakikatte ikisi de doğrudur. Almanya müstemlekelerini geri istemekle hem kendi iddia — ettiği gibi iktısaden “ve hem de muariz« larının ileri sürdüğü gibi askerlik bakımından dünyadaki — mevküni kuvvetlendirmek emelindedir. Avrupa'nın şimdiki müstemle- keci, ilik emici zihniyeti baki ol dukça, bugün müstemleke variye- tinde bulanan memleketler kendi kuvvetlerine dayanarak fuzali müs- tevlilerini topraklarımdan süpürmek kudretini elde edemedikçe Alman- ya'ıın bu talebini tabit görmek ve dünya tulhü mamma da ister iste- mez tatmin etmek xzarureti vardır. Güneş İngiltere'nin işgali altındaki topraklarda bir saniye bile gurub etmedikçe, Fransa denizler — ötesi Fransa'n namı ve maskesi altında dünyanın mühim bir kısmım işgali altında tuttukça ve nihayet Millet- ler cemiyeti daha bir sene evvel bile bir Avrupa hükümetinin müs: temleke edinmek — hırsile kendi azâtından bir hükümetini baştan Bbaşa İstilâ etmesine karşı ellerini eğuştarmaktan başka birşey yapa- madıkça Avrapa'aın — göbeğine sı- kışmış olan yetmiş milyonlak ça Tışkan, teşkilâtçi ve müstümereci bir Alman kütlesi yeni müstemle- keler talebinde elbette haklı ola- caktır. Nitekim dünkü gazetelerde çı- kan bazı telgraflar İngiltere'de Al- manya'nın bu talebini gizliden giz- liye terviç etmiye mütemayil kuv- vetli bir coreyan belirmiye başla- dığım haber verdiği gibi Fransa'da da “ Almanya tarafından buna dair yapılacak herhangi bir teklifin bir Avrupa mes'elesi telâkki olunarak müzakere edilmesi mümkün olduğu,, anlaşılmıya başlandığını bildirmek- todirler. Dünyanın belli-başlı ve eu küv: vetlij iki müstemlekeci memleketi olan İngiltere ile Fransa'da böyle cereyan ve kanastlerin belirmesi sulh dâvâsnm gittikçe yayılmakta olduğuna çok kuvvetli bir delil gi- bi telâkki olunabilir. Ne yapalım dünyanın bir müd: det daha sulh içinde yaşaması, ra- hat nefes alabilmesi için Afrika'da- ki yerli ve zavallı halkın bir kerre daha metbularımı — ve bayraklarını değiştirmeleri lâzımgeliyor. Ferdi ve içtimat Hayatta esa- zeti ilga etmiş olmak — iddiasile övünen insanlar siyasi ve Milletler arası hayatta birbirlerini köle gibi kullanmak illetinden henüz çifayab olamudılar. İngiltere, Fransa, İtalya ve da- ha birçok milletler dünyanın yarı: sandan çok fazlasını muhtelif isim- Ter altında kendi huzur ve refah- Tarınin kölesi — gibi kullanmakta devam etlikçe Almanya da ayni yolu takibetmekte ve umumi harb- tan evvelki müstemlekelerinin ken- disine geri verilmesini — istemekte haklı olacaktır. ve çok yakında bu hakkım istihsal de edecektir. Hamdi Nüzhet Çançar bti a el Rlübei. İngiltere ve dominyonlar Kap, 5 (A.A) Royter Ajansı bildiriyor: Cenubi Afrika birliği meb- usan meclisi 16 reye karşı 88 reyle tetevvüç yemini hakkın- daki kanun projesini - tasvip eylemiştir.$ Başbakan Hortzog - kralın bütün dominyonler için bir- den kollektif yemin etmesinin kararlaştırıldığını bildirmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir: Artık Büyük Britanya'nın malı değiliz. Büyük Anne etek- lerine yapışık vaziyette bulun- miyoruz. Büyük Anne'ye karşı büyük hürmet be.ılıyorııı. Fı- kat artık « tık onunla ayni m