18 Haziran 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Azaplı ve kazıklı “eğlence yerleri,,! Alkışlamaktan avucumurun İçi ki Zarmıştı, şimdi heyhat, alkışladığımız , İçin yüzümüz kızarıyor! Demiştik ki: — Ey halk! Müjde ucuzluk var, ucuz” luk! Filânca kojisyon karar verdi, öte- ki faaliyete geçti! Eğlence yerleri ehven ini ehven bir hale getirildi. Fiatlerde yüz- de otuz hatta daha aşağı tenrilât! kazıklanmaktan o korkmıyarak, zet bahçelere, kışlık gazinoları gidebilecek” sin! Olmaya ki duvara fiat İistesini 2* masınlar! Olmaya ki bir kuruş fazla is- tesinier! Hemen ihtkâr teşebbüsünün yakasına yapışmak, o iktısadi zalimin haddini bi'dirmek mümkündür. Fa 2 âmirine haber! Listeler hep ta" ikli olacak! Fakat vaziyet taniamile aksi çıktt-. Bu pazar, iki arkadaş, kalabalığa karışarak, Beyoğlu semtinin pek barcıâlem (bahçelerinden birine gir ii ix, bir çey” — Birer soğuk bira içeriz, bir çeş” Tek ,yarım sant kadar açık havada ko- huşuruz! - diyorduk : Saknlet kapıdan itibaren başladı: Küçük küçük barakalardan seyyar dükkânlar... Önleri hınca ei Amma nasıl hınca hınç!... Ahali yolu kapayıp... Biribirinin omuzu üzerin- den uzanıyorlar: İki yüz elli gram be- — Bakkal! yaz peynir... Bir kutu sardalya... — Bakki Bir francala... On ku- Tuşluk zey! Bir limon... Kaça limon?... İnsan kendini kıtlık memleketlerin. deki Kızılhaç istasyonlarında yen Keçen umumi harbin sanır... İtişiyorlar, kakışıyorlar... Ney- miş?... Eğlence bahçesine girmek için hevale tertipleniyor!.. ; Arakat nda (o hacetlerini görenler, kalabalığı yararak, baston ze Sini yarı yolda zedeliyerek, şapka yanda, ceket öteyanda: — Oh, şilkür!... Alabildim kare Hım. - diye ötede bekliyen ailesine kalabalığın ortasında fıstıki ma- Sai eğlence yerine gidiyorlar... Artık nefes almak için değil de me- rak yüzünden ilerliyorduk. Bu kadar halkın gittiği yer neresidir? a Yanyana olan bahçelerden birinde alafranga müzik çalıyordu. İğne at- san yere düşmiyecek... Oturacak yer yok... Geri döndük. Öbüründe ise, akşam üstü incesaz olacakmış. Daha başlamamış. gen ten tenha... Buraya gil Havlusu kirli masaların etrafında alelâde tahta iskemleler. Gök tavan; yer toprak; en âdi cins tahta perde- lerle iki yan çevrili, Diğer iki yan ise İstanbul manzaralarından biri... Yani © kadar büyük tesisat masrafı yok ki pahahlığ cip olsun... ere gölgelisinde iskemleler kapatılmış. Bunlardan birine otura- bilmek için ligar garsona, razla bah- $iş verici müşterilerden olduğumuzu Ihsas etmek Hizm geldi. — birer hira! - dedik - Ve meze olarak da... Ne var?... Hayır peynir is temez... Biraz sardalya getir, çocu” MI. “ü topuğunu süre süre getire dur- sun; biz, listeye vi ii < 240... 150... 100... 40... A8... ez Gittikçe ucuzluyor!» diyeceksi- fakat bu 10, meze ile birlikte ge için nisbe- TE — Geçen gün bip muhtekirin da- yasında bulundum bay Amca... — AKŞAM ŞEHİR HABERLERİ Ticaret Vekilinin tedkikleri Fiatleri gayri tabii şekilde yükseltenler hakkında şiddetli takibat yapılacak imizde bulunan Ticaret Vekili B. Mami Topoğlu dün, bütün gün, Veki- Jete bağlı müesseselerde tedkikat yapmış, alâkadarlardan izahat almıştır. Vekli, dün sabah saat 10 da, Ömer Âbid Yanındaki teşkilâtlandırma müdürlüğüne gelmiş, bu- yada Vali ve Belediye Reisi B. Lütfi Kırda- rı, bilâhara da ithalât birlikleri mümes- sillerini kabul etmiştir. B. Nazmi, burada sant 135 ğa kadar megrul olduktan aonra tani 15 te takas limitet şirketine gelmiş- tir. Burada da 17 ye kadar çalışmış, Bele- diyeye gldorek valiyi ziyaret etmiştir. Vali ile temazlarm, gehrin ekmeklik un ihti- | yacle adar olduğu anlaşılmıştır. *Ti- | care Vekili, dün, takas Ilmitette kabul | ettiği bir arkadaşımıza gu beyanatta bu- unmuştur: | «İstanbulda muhtelif meselelerin tedki- | kile meşgul almaktayım. Akdenizde son vaziyet dolayısile ve bundan sonra mal gelemiyeceği bahaneslle flatleri gayri ta- bii şekilde yükseltenler varsa bu gibiler hakknda şiddetli takibata | girişilecek ve milli korunma kanununun hükümleri ye- rine getirilecektir. Flat mürakabe komis- yonlarnın yanında lesis edilecek olan flat tedkik bürolarının teşkili üzerinde meşgul ğlence yerleri Fiat listeleri tasdik edildi İçkili Jokantalarla gazino, birahane ve diğer eğlence yerlerinin fiat listeleri dai- mi encümen tarafından tasdik edilmiştir. Encümen, bu yerlerde satılacak yalnız İç- ki #latlerine Azami haddi koymuştur. İçki fiatleri, inhisar flatleri esaş Wühaz edil- mek Üzere şu şekilde tesbit edilmiştir: Birinci sınıf lokantalarda rakıda yüzde 150, şarap ve birada yüzde 120; ikinci si- mf lokantalarda rakıda yüzde $0, şarap ve birada yüzde 80; üçüncü sin:f lokanta. larda da rakıda yüzde 75, şarap ve birada yüzde 50 zam yapılacaktır. Meze vermek serbestir. Meze flatleri tesbit edilmemiştir. Encümen yemek flallerini Ge serbes bi- rakmıştar. Yemeklere fiat konduğu takdir- de porsiyonların azalacağı anlaşılmış ve bun vazgeçilmiştir. Lüks sınıfa ald lo- kunta, gazino veşairenin fiatleri hakkında eneümen ayrica tedkikler yapmaktadır. Fiat mürakabe komisyonu- nun tedkikleri Fiat mürakabe komisyonu dün de vali muavini B. Halik Nihadın riyusetinde tekrar toplanmıştır. Dün de nebati yağ- ların fiatleri görüşülmüştür, Komisyonun vardgı netice birer rapor halinde Vekâlete arzedilmektedir. Şimdiye kadar manifatu- ra, zeytinyağı ve yağcılarla zücaciye, hir- davat ve Kırtasiye satanlardan toptanel, porukendesi ve yarı perakendeciler din- Jenmiş bu maddelerin fiatleri tesbit edil- ŞA tirilen ekmeğin fiatidir; ve suyun fi- ati, 40 İse, minimini piyatada getiri- len en âdi mezenin fiati... Yemek por- siyonunun değil, Biz de, müziksiz bir yerde iki arka- daş bir çeyrek oturmanın ve ancak birer bardak (düble değil) bira İç- mekle küçücük iki ekmek lokmasının üzerine çatalın ucuyla İkişer kılçıklı sardalya koyup yemenin cezası olarak — bahşiş dahil — 150 kuruş verdik, (Wüzde sekiz yüz kâr!) Maazallah!... Oturucu olsaydık, vaktimiz ve iştihamız da olsaydı. Şimdi o kapıdaki halkı böyle zevk- siz ve azablı bir alışverişe sevkeden âmili anlıyorum. Şayed bu sözüm ona eğlence yerleri mâkul bir fiatle alışve- rişe sevkedilse muhkakkak ki ahali de alışverişini onlardan yapacak, o külfetli paketleri taşımayacak... (Vâ - Nü) JallaN SEW İNANDIRSIM “YOK, yak YAYRoPADAN Arat YelAriy; ... Hani mağazasına mal depo edip, arâyanlara yok diyen bir muhtekirin davasındal ... olmaktayız. Ankaraya avdetimde derhal bu bürolar kurulacaktır. Bu bürolar, İs- tanbul, Ankara ve İzmirde kurulacaktır. Gıda maddelerinin en mühimlerile pa- muklu ve yünlülerden halk “Htiyacını karşılıyacak kısımlarin o sanayie mahsus iptidai maddelerin toptan, yarı toptan ve perakende fiatleri tedkik edilmektedir. Netice yakında ilân olunacaktır. “Takaslı memleketler, daha ziyade deniz tarikile mal sevkettiğimiz memleketlerdi. Bir kaç güne kadar vaziyetin tavazzuh edeceğini ümid ediyorum, Deniz nakliya- tmm he şekil alacağı bundan sonra belli olacaktır. Buna mukabil merkezi Avrupa ve Balkan memleketlerile geniş mübadele imkânları vardır. Bugünkü şartlar içeri- sinde bu memleketlerden zaruri ihtiyaç maddelerini alabiliriz. Bu memleketlerde pamuk, yapağı, ti gibi iptidai madde. leri ancak bizden alabilacek vaziyettedir ler, Bunun mukabilinde ihtiyacımız olan nal mamületan mühim bir kısmını vero- bilirler, Altı aylık benzin ve petrol ihtiyacımızı karşılıyacak mikdarda petrol ve müştakkatı Romanyadan mübayan olunmuştur. İlk parti olarak ii bin yüz lon gelmiştir. Karilerimizin mektupları İskele ile vapur ara- sında koordinasyonl! Bursaya tedavi için giden yoleula- rın Mudanya iskelesine çıkış şeklinden çok şikâyetçi olduklarını aldığımız mektuplardan anlıyoruz. Vapurlar ra- has olduğu halde, yolcuların karaya çıkışı, kulağını tersinden göstrir gibi ve ite kakadır. Bir karlimiz: «Her şey- de Koordinasyon düşünülüyor. İskele İle vapur arasındaki koordinasyon €n basit ve zaruri Koordinasyon olmak gerektir!: diye yazıyor. Dünkü sıcak İki kişi yolda düşüp bayıldı K Dün İstanbulda çok ağır bir hava vardı. Termometre 30 dereceyi geçmemekle bo- raber rütubetin azla olması yüzünden herkes mütemadiyen terliyordu. Beşiktaşta Kireçhane sokağında oturan altmış yaş- larında B. Ömer; dün öğle üzeri Akaretler Yokuşunu çıkmakta iken fazla sıcağın te- sirile düşüp bayılmış, polis tarafından Be- yoğlu hastanesine yatırılmıştır Yine Beşiktaşla oturan kırk beş yaşla rında Nazire isminde bir kadın, dün öğle- yin birdenbire fenalaşarak düşüp bayılmış, zabıta tarafından Etfal hastanesine kal- dırılmasına Yüzüm görülmüştür. Milli korunma kanununa muhalif hareket davasi Kilosu üç liradan kalay satın alarâk dört liradan Satmak suretile milli korun- ma kanununa muhalif harekeğ suçundan mMüzhunen mahkemeye verilen Robenonun muhakemesine dün asliye yedinci cesa mahkemesinde başlanmıştır. Evrak okun- duktan Sonra sorguya çekilen maymun Robeno kendisine isnad olunan suçu red- dederek bu kalayları, milli korunma Kâ- nununun mevkiimeriytie #irmesinden evvel alıp sattığını söylemiş ve bu iddlasını is- bat için de bazi noktalardan tahkikatın genişletilmesini istemiştir. Mahkeme, tah- kikatın tevsiine karar vererek muhake- meyi başka güne bırakmıştır. Yakâsını adaletin pençesine kaptıran bay muhtekirin bali görü- lecek şeydi!... İcab ederse petrol ve benzin sarfiyatını tahdid edecek kararlar dahi alacağız. Bu tasarrafu, halk bizzat yapmalıdır.» Ekmek işine temas eden Ticaret Vekili, bu mevzu etrafında da şunları söylemiştir: «Buğday stoku fazlasile mevcuddur. Ye- ni mahsul âe piyasalara çıkmışlır. Fakat, İstanbulda bazı sebepler (o dolayısile un stokları bir mikdar tenakus etmişti. Un stoklarını tamamlamak ve doldurmak için değirmenci ve kırmacılara, dalma verdi- #imiz mikdardan fazla olarak 1500 ton un veriyoruz. Ayrıca İstanbulda bir buçuk aylık ihtiyacı karşılayacak buğday bulun- durmaktayız. İcab ederse Belediye emrin- de saklanacak un yapılmak üzere değir. menci ve kırmacılara, dalmi mikdar ha- Tiç, buğday vermeğe devam edeceğiz.» Değirmencilerin müracaatı Değirmeneiler, dün Belediye riyasetino müracaa$ ederek toprak mahsulleri ofisi- nin bugünkü nâzım fiat üzerinden ver- meği kabul ettiği 1500 ton buğday için Ve- killer heyeti farklı bir fiat çıkarırsa, bu- Bun kür ve yararının Belediyeye «id ol- ması icab ettiğini bildirmislerdir. Bu me- sele de Ticare, Vekâletine bildirilmiştir. Sığınaklar Vilâyet Seferberlik müdür- lüğünün bir izahı Pasif korunma tedbirleri arasında yapı- lacak sığınaklarla siperler hakkında vilâ- yet seferberlik müdürlüğü tarafından ha- zırlanan izahatı aşağıya dercediyoruz. Si- ğınak ve siper inşa edeceklerin tereddüd e noktalar bu suretle tasrih edilmek- 1 — Üç veya daha yukarı katlı kârgir ve beton binalarda korunma odası inşa edecek her vatandaş ikamet etliği kaza- nm fen heyetine müracaat ederek istedi- #i malümatı alabilir. 2 — Korunma odası, siper sığınak veya siper. hendek inşa edecek her vatandaşın vaki müracaatında kaza heyeti fenniyele- ri bizzat cevap verecekler ve sığınak ye- rini tesbit ederek bu gibi yerlerde alınması Jâzım gelen fenni tedbirleri anlatacaklar. 3 — Ahşap mebanide korunma odasi yapılamaz otrafındaki evlerin yıkılmasın- dan müteessir olmıyacak derecede bahçesi geniş ve müsald ahşap evlerde siperler Kazdırılır. 4 — Evletde hem Korunma odası ve hem de siper kaydırmaz, bunlardan bir tanesi 5 — Sığınak işleri dolayısile yapılmakta olan ihtikârm önüne geçilmek için İcab eden tedbirler almıştır. Azgın beygir Bir kişiyi yaraladı, bir evin damını çöktürdü Evvelki akşam geç vakit, Tppkapı sur- ları üzerinde bir beygir muhtelif hadiseler çıkarmıştır. Vaka şudur: Henüz sahibinin rinde ollamakla iken, yanına elli yaşin- rında İbrahim oğlu Ahmed isminde biri yanaşmış, hayvan, bu adamı görür gör- mez ürkmüş ve üzerine bücum ederek, ön ayaklarile Ahmedi altına almıs ve ayak- Jarile muhtelif yerlerini ezdiklen sonra kaçmağı. koyulmuştur. Hayvan bu gekil- de önünü göremiyecek derecede koşarken on beş metre kadar yükseklikteki bir sur üzerinden Sülüklü caddesinde 173 numa- ralı ahşap bir evin çatısı üzerine atlamış, çatıyı da yıkıp tekrar kaçmakta iken va- kadan haberdar olan polis memurları ta- kibine koyulmuşlar ve az ileride beygiri kuşatarak tabancalarin ateş etmek #urb- tile öldürmüşlerdir. Zabıta; yaralı Ahmedi hastaneye kaldırmış olup şimdi bu deli beygirin sahibi aranmaktadır. 5 s.. Nihayet adamı kurtarmak isti- yenler «Aklından zoru vardıriz diye iddia ettiler)... | Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Kara gözlüler Çocukluğumda fırsat © buldukça, rahmetli büyük annemin ip bağlı gözlüğünü alıp burnumun ucuna tak- mak en ük zevklerimden biri idi, Ortası kubbeli beyzi camların ardın- dan neye baksam (şekil değiştirirdi. İnsanlar kâh incelip vapur direği gi- bi uzar, kâh tepsi gibi âeğirmileşip ortası çukurlanır, ağızlar, gözler çar- pılır, gülünç biçimlere girerdi. Hele gözlükle aynada kendi komik vaziye- timi, seyrederken gülmekten katılır. dım. O zaman rahmetli büyük an- nem: — Gözlüğü benim gibi ihtiyarlar takarlar. Senin gözünde ne İşi var bunun? Diye hiddetle gözlüğünü alıp kendi burunun ucuna yerleştirirdi. Hakikaten o zaman gözlük sadece ihtiyarlık alâmeti sayılırdı, Galiba, dünyanm o devirlerinde, göz hastalı. ğı da pek az id! Ki, gençler arasında hastahk yüzünden gözlük anan lara ender tesadüf edilir ve bu hal Adeta garipsenirdi. Kimin hatırına gelirdi ki, o acayip âlet günün birinde türlü renklere bürünerek süs eşyası arasında baş köşeye geçecek ve körpe burunlar üzerine yerleşip birçok sehhar gözle- rin füsunkâr bakışlarını perdeliye- cek... Son zamanlarda İstanbulda taam- müm eden kara gözlük modası bu s6 ne büsbütün aldı yürüdü. Genç ihti- yar, kadın erkek herkes kara gözlük modasına kapıldı. Haspanın da her gün yeni bir şekli meydana çıkıyor. Hele yeni çıkanlar büsbütün acayip şeyler. Burun çukurunun iki yanın. dan başlayan müstatil şeklinde kap- kara camlar gözleri tamamile kapa» dığı gibi, yanlarından kıvrılan geniş siyah parçalar da elmacık kemikleri üzerinden kulak önüne kadar yüzün üst kısmını tamamile örtüyor. Bun- lara gözlükten ziyade, maske demek daha muvafık olur, Kalabalık bir me- sirede insan etrafına bakınca kendini maskeli baloda sanıyor. Eski gözlük- ler daha insaflı idi. Sülün bedenli, pembe tenli bir kadın gözünde kap- kara camları görünce, acaba gözü bozuk mu, kör mü, diye meraka dü. şer, yanıma sokulup gözlüğün kena» rından tetkik edebilirdiniz. Yeni şe kil gözlüklerde buna imkân yok. Merak ettim, tanıdıklardan birinin kara gözlüğünü gözüme taktım. A- suf karanlığı eden her şey, siyah bulut dalgaları halinde üzerime yürüyor sandım. Et. rafımı saran karanlık kâbus altında bunalmağa, nefes alamamağa başla. dım; gözlüğü fırlatıp attım. Geçen gün bir bahçe gazinosunda oturuyorduk. Gramofon, ta çocuklu Zumda dinlediğim; «Kara gözlü gü- zelim, gel yanıma» şarkısını çalmağa başlayınca etraftaki masalarda otu- ran kara gözlüklülere dikkat ettim. Herkes başını çevirip o gülümsiyerek biribirlerine bakmağa başladı! Cemâl Refik Garaja çekilen tramvay ara» baları 10 tanedir Bir gazete, bazı tramvay arabalarının. seferden garaja çekildiğini yazıyordu. Elektrik ve tramvay idaresinden aldığımız malümala göre geçen senedenberi malze- me moksanından dolayı tamir edilmeyen yalnız on araba vardır. Bunlar da garaja çekilmişlerdir. Seferleri tatil ettirecek mikdarda seferden çekilmemiştir. B. A. — İddia doğrudur!... Aklın. dan zoru olmasa ihtikâr yapmağa “| kalıkmazdı!...