28 Mayıs 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Yeni silâh icadı ne tavsiye ettiğini okumuş değilim. Kusurum büyük: İkinciyi de kezâ okuyamadım. Buna mukabil hayalâta daldım. Yeni bir silâh... (Hattâ iki silâh...) Onu bulup müttefiklere tavsiye et mek!... Ve o sayede demokrasilere ga- lebe temin etmek... Dünyanın mukad. deratı üzerinde hâkim olmak... Sulh devrinde dimağımızı o kadar nz işgal eden silâh, — Tevfik Fikretin meşhur Kiliç manzumesinde — ! O çelik parçasi bir gün bir ehemmiyet alır Dediği gibi kargaşalık devirlerinde birinci plânı ihraz ediyeriyor... Canla başla ona sarılıyor ve ne kıymette ol- duğunu kavrıyoruz. Üstün silâhın he- men her tarih safhasında beşer mu- kadderatını değiştirdiğini de derhal teslim ediyoruz. Daha omektepteki derslerden aklımdadır: Büyük İsken- derin büyük cihangir olmasma, Hint- lere kadar gidebilmesine başlıca s€- bep, babası tarafmdan fhdas eğilen .«phalange» larmış, Sık saflardan mü- Tekkep askerler ki, öndekilerin elinde kısa, ortadakilerin mütevassıt, en ar- kadakilerinde uzun omuzraklar bulu- nuyor. Hattâ on altı sıra üzerinden böylece düşmana saldırarak önlerine çıkan başka tertipleki bütün orduları deviriyor, geçiyorlar, Kerâ, Annibal'in Afrikai filleri, 'Timurun Hintten getirdiği filler, bu İki cihangirin galebesine saik olmuş. Barut on dördüncü asırdanberi mer- mi atma vasıtası olarak kullanılıp askerlikte inkılâplar yaratmış. Türk- ler, Bizansın delinmez surlarını yeni bir silâhla — büyük toplar — devirip beşeriyeti bir asırdan öbürüne geçir- mişler, Misir kölemenlerinin bayı, kendini mağlüp eden Yavuz Selime: — Bu sizinkisi bahadırlık değil! Bize de Cinevizler sizin toplardan teklif ettilerdi, Kahbece uzaktan öl dürür diye kabul etmedik. Biz kahra- manca çarpışmayı kılıç kılıça anlarız. » demiş; ve bu sözlerile devrin icaba- tını anlamaktan çok uzak bir zihni- yette olduğunu, ezilmeğe mahküm bulunduğunu göstermis. Avrupa, Osmanlı imparatorluğunu yeni silâhlarla yendi. -Geçen harpte Müttefikler, tankı Almanların karşı» Sına bir sürpriz olarak çıkarmışlardı. "Tayyare, dövüşme sahasına üçüncü bir buud ilâve etti. Bu sefer, yeni tank, tayyare, miknatıslı mayn tiple- rile Almanlar, galebe çalmak için can- Ta başla çabalıyorlar. Maamafih sanılmasın ki, yeni silâh- lar hep böyle tank, tayyare, torpil gibi muğlâk şeyler. Demin odamızı ziyaret eden üstad Refik Halid, geçen barpte telörgünün nasıl keşfedilip ne roller oynadığını — bir kitapta oku- muş — anlatıyordu. Tatlı tath tafsi- Jât vermek hakkı yine ona aid kalsın; fakat ben bu münasebetle ulelâde bir telörğünün bile asrımızda yaman ve müessir bir silâh olabileceğini, karşı tarafa milyonlarca zarar verdirebile- ceğini akla getireyim. Diğer muhar- rirlerimiz, »lânlar çizip hattı hare- ketler gösterirlerken Etem İzzet Be- nice de «Birinci silâh», «İkinel silâh» diye sayıyor. Aman bir bildiği varsa sempatisi olduğu tarafa lüfen haber Vali dün Ankaraya gitti Bu seyahat yeni bütçenin tasdiki işile alâkadardır Vali va belediye relsi doklor LAL Ku dar, dün akşamki İrenle Ankaraya git- miştir. Vali, Ankarada vilâyet ve beledi- yenin 940 bütçesi etrafında aldkadar Ve- Kâletlerle temas ederek bütçenin tasdikini temin edecektir. Vali ayni zamanda pasif korunma, tedbirleri etrafında hükümetle ismaslarda bulunacaktır. Ankarada bulunan belediye iktisad mü- dürü B. Saffet bugün Ankaradan şehrimi- ze gelecektir. İktisad müdürü, bütçe ile beraber gehrin un stoku ve et nakliyat iş- leri etrafında alâkadar Vekâletlerie. te- masta bulunmuştu. Vali muavin! B. Halk Nihad Pepeyi ile tramray, elektirik müdürü B. Tayfur Nâ- zn da Du akşamki irenle Ankaradan şehrimize hareket edeceklerdir. Şehrimizde temizlik Fatih - Taksim arasi daimi surette temiz tutulacak Belediye, şhrin başhea caddelerini daimi bir temizliğe tâbi tutmağa karar vermiştir. Taksim ile Fatih arasındaki tramvay csd- desinin sabahleyin şafakla başlıyarak ge- €2 geç vakte akdar temizlenmesini temin etmek üzere bu sahada daimi amele ekip- leri bulunacaktır. Bu amele için Süleyma- hiye medresesi temizlenerek hazırlanmış- tır. Meğreseye öltmiş awele için karyola konulmuştur. Sabahleyin bu amele, ikametgâhların- dan çıkarak Fatih ile Taksim arasndaki Caddeye tevzi edilecekler, akşamları da medreseye döneceklerdir. AAmeleye her akşam on kuruş mukabilinde sicak yemek verilecektir. Otobüsçüyü öldüren Hayri tevkif edildi Evvelki gün Beyoğlunda Tarlabaşı ciya- rinda Nebahat adında bir kadının evinde kıskançlık yüzünden, otobüs sahibi Halli tabanca ile öldüren Hayri dün müddelu- mumilkte sorguya çekilmiştir. Hayri ifa- desinde, poliste de söylediği şekilde Halitin tecavüzüne uğradığını ve kendini kurtarı mak için tabanca kullandığını söylemek suretile cürmünü itiraf etmiştir. Dördün- cü sorgu hikimliği Hayriyi tevkif etmiştir, | Pencereden düşen adamin sar'alı olduğu anlaşıldı Sirkecide Aydın otelinde misafir bulunan Bafra tüccarlarından Mecid adında 35 yaş- larında bir adam evvelki gece yarısı otelin dördüncü katındaki pencereden sokağı düşerek ölmüştü. - Yapılan muayenede Mecldin ötedenberi sara hastalığına müptelâ bulunduğu ve evvelki gece de oteldeki odasında oturur- ken birdenbire sara nöbeti geçirdiği ve o esnada ne yaptığını bilmiyerek pencere yar nina şokulup muvaaenesini Kaybekme reti- cesinde pencereden düştüğü teebi: edilmiş- tir. Adliye doktoru B. Salih Hâşim taratın- dan yaplan muayene neticesinde cesedin götnülmesine ruhsat verilmiştir. 4 On iki yaşlarında Selamun izminde bir çocuk Karaköyde bir tramvaydan aşağı atlarken B. İsmetin idaresindeki husus bir otomobilin önüne düşerek yaralanmış- tir, Çocuk tedavi altına alınmıştır. * Tophanede marangozluk eden Artin, o civarda Emine apartımanının camekânı- ni tamir ederken düşmüş, ehemmiyeti su- tette yarılandığından polis tarafından has tanaye kaldırılmıştır. nir neme zam PA versin de kimi yıldıracaksa yıldırsın, beşeriyete bir istikamet cizsin... Zira bir avuç içini dolduracak küçüklükte- ki bir tek insan beyninden çıkan bir likir, hakikaten şu koca dünyanın İs- tikbalini tayin edebiliyor... Yukarda Ve acaba, böyle Kanada krallığını mı? Tunus gediğini mi? Ravayvay Adalarının tapusunu mu?... Haydi Etem İzzet. (Vâ - Nü) ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin mektupları Edirnekapi - Yedikule yolu niçin böyle duruyor? Gazetenizin 22 mayıs 1940 tarihli nüshasında, bu sene belediyenin yap- tıracağı yollar arasında Yedikule ie Balıklı hastanesi arasında katranlı bir yol yapılncağını okudum. Muhiddin oÜstündük zamanında Edirnekapıdan Yodikule'ye kadar sür haricinde asfalt bir cadde yapılmasına başlanmış ve Mevlevihane kapı'ya ka- dar olan kısmı ikmal olunduğu gibi buradan Yedikule'ye kadar olan par- çasmın da tesviyei türabiyesi yapıl- mıştı. Fakat aradan üç, dört sene geçtiği halde bu kım henüz yapıl- madı, Olduğu gibi duruyor. Evvelce burada tabii bir yol vardı ve halk pekâlâ gelip geçiyor du. Şimdi iw tesviyei türabiye sebebile yazın tozdan, kışın çamurdan göğmek kabil olamıyor. Balıklı hastanesine de yol yapılsın. Lâkin başlanmış ve mühim mikdan ikmal edilmiş olan Edimekapı - Ye- dikule asfalt caddesinin Mevlevihane» kapı'danı Yedikule'ye kadar olan kıs- mı da tamamlansın. Muhterem Lütfi Kırdar'ın nazarı dikkatini celbederim. $. Kr KÜÇÜK HABERLER: X Dün aabbahki eksprese Andre Susi isminde İsviçreli bir sanayi ve fabrikalar bizzat Belediye tarafından idare edilecek- tir. Bu hususta bütün hazırlıklar tamam- lanmıştır, 4 Yirmi beş tonluk «Ruzayı Bahri» İs- minde bir motör dün sabah köprü gözün- den geçmek isterken Tazin siz dolayıslle dubaya çarparak kusuru uğramıştır. Mo- tör kaptanı hakkmda lâzım gelen tahki- kat yapılmaktadır, k İstanbuldaki kaza ve nahiyelerdeki graniyek Amir ve memurları arasında de- işikli yapılması karurlaştırılmıştır. Taksim âbidesi «Taksimdeki Cümhuriyet âbidesinin bazi taşları dökülmüş, tamiri için âbideyi ya» pan İtalyan heykeltraşı Kanonika'ya mü- racsat edilmişti. Heykeltraş belediyeye bir mektup göndererek âbidenin dökülen taşlarının tamiri için kendisinin İstanbu- la gelip Abidenin bauk kısımları etrafın- da tedkikat yapmasının ve bu tedkikler neticesinde âbidesin bizzat kendi nezareti altında tamir edilmesinin daha doğru ola- cağını bildirmiştir. Belediye, heykeltraşın bu cevabı üzerine âbidenin tamirini daha müsaid bir zama- na tallka karar vermiştir. ——————— —— — Milli Piyangonun halka gösterdiği bir kolaylık z Halkımızın Milli piyangoya karşı göster- diği rağbet ve alâka son sylar zarfında çoğalmıştır. Buna muvazi olarak bilet sa- tışları da bu nisbette arimış bulunmakta. dir. Keşide aralarında bilet almak isteyen- ler şimdiye kadar het ayın 4 üncü günü akşamına kadar beklemek zararetinde idi- ler. Mini piyango idaresi aldığı bir kararla bu şekilde bilet almak isteyenlere bu im- kâr vermiştir. Şimal meselâ herhangi bir sebeple I inci keşide bileti alamıyan big şahıs hiç bir flat farkı vermeksizin ve ayın 4 üncü günü akşammı beklemeksizin 2 inci veya 3 üncü keşide bileti tedarik edebi- iecektir. 1 nci keşideden itibaren devamlı bilet almak isteyenlerin biletleri şimdiye ka- dar olduğu gibi her ayın 4 üncü günü ak- Şamına kadar mahfuz tutulacaktır. Mmi Piyango İdaresi Sarıyer memba suları Dİ eğmek EE Gi * tedkiklerde bulundu Belediye zabibtası tallmatnamesini hazır- ayan umumi meclis dilmi encümen! âzası le Belediye zıhhiye müdürü Dr. Osman Sald, Sarıyer monba sularıng giderek ta- Imatnamenin ne suretle tatbik edileceğini tedkik etmişlerdir. Encümen, bundan sonra talimataamenin gıda maddelerine ald kısımlarını hazırlıya- caktır. “Talimatname Sihhiye Vekâletinin bütün memlekete şamil olarak hazırladığı gıda kodeksine göre tanzim edilecektir. Tercümanlara iş kalmadı Harp münagebetile şehrimize ecnebi sey- yahları gelmediğinden seyyah tercüman- larından çoğu kazanç vergisi mükellefi- yetinden kurtulmak üzere tercümanlığı terkettiklerini bildirerek ellerindeki tere - manlık vesikalarını Belediyeye iade etmek- tedirler, Üsküdar tramvayları Evkaf umum müdürü beyanatta bulundu Evkaf umum müdürü B. Fahri Kiper ile İstanbul vakıflar müdürü B. Hüsameddin dün vali B, Lülfi Kırdarı ziyaret etmişler- dir, Evkaf umum müdürü B. Fahri Kiper valiyi ziyaret sebebi etrafında gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur: «İstanbula evkaf işlerile meşgul olmak üzere geldim. Şimdi BR. Val ile Üsküdar trumvay işlerini konuştum. Bü tramvayın banisi şeyhislâm merhum Hayri efendidir. Müessese, beş yüz bin lira sermaye ile te- gekkül etmişti. Şirket, âmme hizmetini ifa etmektedir. Bu itibarla şirketin tasfiyesine gitmek münasib değildir. B, Vali de bu fik- rime iştirak etmektedir, Esasen son zaman- larda şirket de zarar etmiş değildir. Fik- rime göre müesseseyi Belediye satın alma- lıydı. Biz de kendi alasağımızın mühim bin kışmını tenzil ederek mütabaki alacağı- mua uzum, sekiz, on senelik bir vadeye bağ- yabiliriz. Diğer milli bankaların şirketteki alacağını da temin etmek üzere bu ban- 'kalar kolaylıklar gösterebilirler, Bu suretle şirket Belediyeye geçebilir. Bu hizmelin Hası elektrik, tramvay idaresi tarafından mükemmelen yapılır. Üsküdar tramvayları- nin Suadiye, Erenköy ve havalisinin ima- a satılmasının kabil olamıyacağını yap- tirdığım tedkikst neticesinde anladım, İstanbulda yapılacak ticaret sarayı saha- $ı istimlâk edilirse biz de bu sarayın İnşa» sına derhal iştirak edebiliriz.» Evkaf umum müdürü Anka- radan geldi Erkfa umum müdürü B. Sabri, evkafa ald yıllık işlerin otedkiki için Ankaradan şehrimize gelmiştir. B. Sabri dün bir müd- det evkaf müdürlüğünde meşgul olmuş, müteakiben postahane Karşısında yeni ya- pılan Valide Hanına giderek biten İnşaalı tedkik eylemiştir. Umum müdür, bundan başka ovkafın son zamanlardaki inşaat işlerile de ayrıca meşgul olmaktadır. Bu gece nöbetçi eczaneler Beyoğlu mıntakasında merkezde: (Delinsuda), (Vingopulo), Teksim- de: (Limoner), : (Srtuğrul), Şişlide; (Maçka), (Kurtuluş), Galatada: (Mi tafa Nal), Kasımpaşada;: (Turan), Hasköyde: (Hasköy), (o Bminününde merkezde: (Salih Necati) / Küçükpas zarda: (Yargi). Alemdarda: (Al Riza) Kumkapıda; (Haydar), Fatihte: Şeh- remininde (Nözun), Şelzadebaşında; (Hamdi), Karagümrükte: (Kemal), nerde: (Emiiyadis), Samatyada: (Rld- van), Akanrayda: (Şeref), Beşiktaşta: (vidin), Kadıköyde: (Yeni Moda), Üs” küdarda: (Merke), Büyükndada: (Şi- nasi Riza), Heybelide (Halk), Sarıyer- de: (Osman), Eyüpte (Arif), eczaneleri TOrtaköy, Arnavutköy ve Bebek ec- zaneleri her gecs nöbetçidirler.) Sahife İSTANBUL HAYATI Muhite uymuşlar!... Topkapı civarında oturdukları sı- rada, komşuları olan bir ahbabim vasıtasile tanışmıştım. Bayın altmış beş lira kadar tutan maaşile beş kişi- Tik aile, alâkülliha! geçiniyordu. Ara- sıra ailece toplanıp konuşurken, gez- mek, eğlenmek bahisleri açılınca bay dudak büker: — Bazı tanıdık aileler var ki, vazi- yetlerine hayret ediyorum. Yazın her akşam üzeri parklara, pazar güm Teri mesirelere koşuyorlar. Kış gece leri sinemadan sinemaya dolaşırlar. Diye, konu komşuyu çekiştirir; ba- yan da ciddiyetle tasdik ederdi: — Evet... Bu gesmelerden ne zevk alıyorlar bilmem ki, Hava alacağız diye sokaklara fırlıyorlar. Sanki evde hava yokmuş. Yazım akşam üzeri ka- pıyı, pencereyi açtın mı, püfür püfür rüzgâr eser, hem hava alırsın, hem de çoluğun çocuğun arasında tatlıca vakit geçirirsin. Kışın da odada gürül İ gürül yanan sobanm başında ne gü- sel eğlenir insan, değil mi efendim? Hem de beyhude masraf olmaz. Aradan bir müddet geçti. Bizim ge zinti aleyhdurı ahbapların akraba- sından biri Beyoğlunda bir ev almış, bir katını da ucuzca onlara kiraya vermiş. Eski mahalle konışuları ah- babımla beraber bir pazar günü öğ- leden sonra ziyaretlerine gittik. Kapıdan girince, vaziyetlerinde st- rıtan değişiklik derhal gözüme ilişti. Bayanın giyiniş tarzı tamamen de- Zişmiş, eski kapalı elbiseleri dekolte- leşmiş, o konuşması o başkalaşmış; Topkapıda iken yangın harabele rinde yalınayak başı kabak oynıyan çocuklar bile iki dirhem bir çekirdek şıklaşmışlar, Bayan bizi gülerek karşıladı, ağ- zında kelimeleri uzata uzata garip bir şive ile: — Oh, dedi. İyi ki geldiniz. Biz de akşam gezintisine çıkmağa hazırlanı- yorduk. Reraher çıkarız. Odaya girince izahat vergi: — Bay da elbisesini değişiyor. Şim- di gelir. Efendim, kışın her akşam sinemalara takılmaktan usandık. Ar tık yaz geldi. İnsan kapalı yerlerde bunalıyor. Ter gün akşam üzerleri çıkıp hava almazsak patır patır pat yoruz. Taksim bahçesinde dolaşıyo- Tuz, dönüşte de bir mahallebiciye gi- rip dinleniyoruz. İlk zamanlar bizim bay bu gezintilere itiraz ediyordu amma, şimdi o da alıştı. Oda kapısından çıkarken müte hassir bir eda ile ilâve etti: —Gezmek, eğlenmek lâzım elen- dim. Hayatı böyle geçirmeli, Ah, şu sazlı bahçe gazinoları bir açılsa... O sırada koridorda hayın sesi du- yuldu. Vaktile, borç etmekten huy- landığını sık sık tekrarlıyan bay, oğ- luna sesleniyordu! — Karşı köşedeki tütüncüye git, benden selim söyle, iki paket sigara daha versin. Ay başında borcumuzun hepsini öderiz inşallah. y Yavaşça dostuma sordum; — Bu, ne değişiklik?. Gülerek: — Hakları var, dedi. Muhite uyma- ga çalışıyorlar. Cemal Refik ... .... Dr. İbrahim Zati Öget'in iki konferansı Cezaevi sertabibi Dr. İbrahim Zati Özet Bursa Halkerinde çocuk içtimai korunması ve çocuk clnalyatı hakkında iki konferans vermiştir. Konferanslar büyük alâka ile ta- kib edilmiştir. e a Şİ YO. Bay Amcaya göre!... — Bir kaç manifatura eşyası almak B.A. — Kapalı çarşıyıgeç, sağa | O... Solda bir kunduracı göreceksin. | — Aman bay Amcacığım, o dediğin | İstiyorum bay Amca, bana neresini | sap... Yüz adım yürü... İ Onun bitişiğindeki dükkâna giri... O; yer kalaycı dükkânıdiri... MK verirsin... ei * eğ kn ölelim