Benibeyaz saçları vardı. Yaşı epeyce emişti, Pakaz hiç göstermiyordu. Yalnız &o zamanlarda sakalları da bembe! tığı için hergün, bem de perdah Artık da köki vvel beyazlar» adam tesirini u ismile, Nezihi Şa: Miş, fakat uyandı, Mecil diye çağırm derlerdi. Daha Wir yazmağa h Güzel manzum irin neşret ely: kım defterlere yazı Haftada bir 1 & hi Necli k okurdu dururdu oturdül o zamani ni dostlarına güzel şi- at Ne- di Arkada F; nlara kulak vermezdi, azam nların edu. vücud. Kli bir adamdı. Hâlâ babadan ka ki konakta oturuyordu. ükin bu tah nağı, teki tarz- da çok iyi süslemi: da en büyü Yazı üstadlarının sanatkürane levhaları & M idi, Bu levha van edebiyata! rin Necli d ima Ç en i manzume- amdı. Her- mesud bir mik: h sevgi & N 1 esrner, ine eki bak tu. Ler ıların en #ekisi gi akışlı kadına ztyordu. Bu man? i o derece ne- kaba bulduğu için ka» Kes öne Jard kâdina âşık olr kadar tanıdığı kad nce, xme- irlerdeni zupesin- duyduklarım mümkün olduğu kadar tati ula e 5 ısrsı da okuduktan Memana sormuştu Nasıl buldur büzerek: aklarını iraz eski amma Fena dei aha başka rai şuna gidiyor adan çok saş ayrılırken ödeta yeğeni vardı avara bi bir Ahmed Perha t tembe çoc Her Niha; ktu sene okuyarak hayata kapıp i Necil bu ço- orkuyordu, Ona her yatım yoluna koy. Kafan da bombe » gibi nas Kün: «Gi biraz h Kocaman adam oldun. zekânı İşl had bunları dinlemezdi bile... avasında idi. Bir Nezihi Ne- da kendisini en ziyade şaşırtan özüne gayet Itimad ettiği bir Ahmed Ferhad şair olmuş!... nüştü, Ah- ıkânı mı var- velâ bun, Bu med Ferhadnı mesini ken ne gös Hele bunları okuyunca etmişti, Çünki lar bir zemiyordu © pek şa büsbütün şiire Tuzak içinde Tuzak | Tefrika 138 No, — Kolonbey zadeler zengin insan- lâr... Paraları için bu izdivaca razi “lüyor demektir Amma ne de olsa beni aldattı... Yalan söyledi... Komiser: Hakikati €der m — Ederim. — Amma unutmayın ki bu ifade- he âşığınız mahvolacak- ır. yemin söylediğinize niz? yüzünden n fakir bir kızdım... Hiç bir in... Bana annelik ve edenler açlıktan ölmek Taddelerine gelmişlerdi... Bu sırada bir erkek , pek âli- €tnak dımda bulundu. — Be #yim vok hemşirelik ana pek cömrdç ne bir y - Kim? Molla Murad. — Allah Allah... — Evet bu adamın torunu. pa Bu kızı bö ten R YO: kurtarıp ödemek istedim. türlü ma» ağzımı âaçmaz- yunluğu ba olsaydı i kurta, Min dum, — Pe mkânı âlâ... Anlaşılıyor. e artik Ahmed Ferhad al Miyordu. Necil şaşkır disi nezahet beyan aruzla yazdığı sozmağı bir manzumeler kirli tırnaklardan bah: Ahmed Forhada bir gu hsedlirken art esini bile yeğeni efendim? Şir gibi gibi dapdari: di? ı fazla okunar dan büyük bir sitayişle bahs diyorlardı. Mod: ün şık kadı. ne mode icabı olsun diye eserierine bayılıyoriard. Nezihi Necil onun öylediğini | «Eriğtun £ «Bu Fevkalâde... Fevkalâde arıka... Demek bu şah Nezihi şiirden, edebiyattan bahis açılmea hemen sözü d etmiyor. Biştiziyor Hikmet Feridun Es BULMACAMIZ Soldan sağa: 1 — Havada uçan çocuk oyuncakların. dan biri - Uzak hldası 2 — Kulakları işltmemek. 3 — Dilenmek. 4 — Bir kadın ismi - Üzerine bina yapı- lan yer, $ — Yemek - Hafif rüzgâr. 6 — Çıplak resim - Oraya pirince gider - ken evdeki bulgurdan olur. Memuriyetten ihraç et "Tersi n ali ie bir madendi 4 Dücllonun başlangı gelirse düşmanlık olur. 9 — Amcaya bazıları böyle ça zi yazma vasıtası. 10 emin edilmiş - Başına «İs gelirse büyük. olur. ri - Sonuna «T» r-Y Yukarıdan aşağı: 1 Bıkan sat. 2 Bir nevi taze 3 — Meynemet - Tı 4 — Yalvaralım $ — Vapurun uğramadan geçmesi. 6 — Ter 1 başıdır - Tersi nota « Ba; «La gelirse mobiiy: arzudur Nakleden : (Vd - NüJ Komiser ayağa kalktı Şapkasını aceleyle giydi. — Gelin! - dedi, Genç kız, titriyerek onu takip etti, Birlikte otele gittiler, Bir kapı açıp içeri baktılar. Komiser, gelinle dans eden erkeği gösterdi: — O mu? — Evet, Biraz geriye doğru gidelim. z Ziyafet salonunda, gelinin anne, «— Ferhad gelmedi - diye düşü- nüyordu. - Çok fena oldu Keşki gelseydi... Halbuki söz de verdi...3 , sütunlardan birine da- ortalığa göz gezdiriyordu. bir taraftan zuhur etmesi- yanmış, «— Oh... İşte... Şükür...» dedi Genç kızı, kâpının yanında kal: balıkta, bir iskemlenin üzerine tır- manmış, dans edenleri seyrederken görmrüştü, Şerminin perişan bir hal- de olduğunu farketmişti «— Bütün plârum, kurduğum gibi, ge- dönmüştü, Ken- dığı için | AKŞAM (320) Türkiye Radyodifüryon Postaları Dalga uzunluğu Türkiye Radyosu 1643 m Radyosu T.A. P.317 m, 65 Ke/520K. W. Her gün öğleleri 19.74 metre ve nkşam- ları 31/7 melre kısa dalga postalarile her 182 Ko/8, 120 Ew Ankar gün yapılmakta olar ecnebi dillerde ha- | Derler neşriyatı programı servis 17,30 VAS 1845 21.00 2115 15.50 Birinci serviş oİkinel 1200 (o Saat 1215 . 1345 14.00 115 40 ri Türkiye saatile m ve eteorolo Müzik, Çalanlar: Şerit İçi! hun, Cevdet Çağla, İzzettin Ökte, i— Ol yan: Mahmud Karındaş, 1- De şarkı: (Reha buldum. Gt arkı: (Dağları türküsü: (Kevenk ze 'Tüzem, 1- Ud! kı: (8 an severim), bey - İsfahan şarkı: (Canda haysiyet var), 3- İsfahan türkü: (Yesliyan ekdim), 1415 Müzik: Halk türküleri, Aziz Şen: ve Sadi Yaver Ataman, 1430 Müzi setlcumhur bandosu (Şef: İhsan Künçer), 1- Franz von Blon; Mars, 2- R. Sirauss: Der Rosenkavalier operasinin h, öğ ner20, 5 operasından Müzik: Cazbı İranca Arapça Elence Fransızca İngilizce Bulgarca , CUMARTESİ 13,30 Prtg; mer Ajans ve habi valsla snleket saat a 3 orkestrası, 18.40 kurumu tarafı , 19,10 Memleket saat meteoroloji haberleri, 19, 20,10 25 Çalanlar: Şerif İç) a, İzzettin Ökte, Kemal N, ç i— Okuyan: Radife Erten, 1- Sadettin k - Nihavend şarkı: (Gönül nedir Rahmi bey - Müstear şarkı: (Ge tazelendir). 3- Sadetti türkü: (Batan gür Ain Kaynak - Muh; görsem onu), 2— Okuya: - Mahur şe meseleleri), t Çe yor), 4- kü Badi Hoşse kı: (İki göz hur şarki hmed - Kürdili 1. şarkı: CE nar » Kürdili H. şarkı ne gölgenle), 21 Delman tarafından bi 2140 Müzik: Küçük o: Aşkın), 1- Suppö: Maça uvertürü, Gur man Annie eeip erasının idr - patenler in hülyaları, 6 t Entermezz0), 5- Techaikowsky: 6- Morena: Pospuri, T- Rebikoff mans, 8- Helnz Munkel: Venedik hatırası, 8- Czernik; Rakseden kalbier, 2 leket sant ayarı, Ajan, esham - tahvilât, kambiyo - nuk (fiat), 22,30 Konuşma - ecnebi dillerde (Yal- sile), 22,30 Müzik: Cuö- 23 e kadar yalnız uzun dalga postasile), 2325-2330 Y Geçen bulmacamızın hali Soldan sağa: 1,2 azalan, 7 ra, Keman Yukarıdan aşağı: 1 — Mütevekkil Art, ber nacak, Ma, 9 â 2 Üzet Alemdarlar, 5 — Kel, Ar. İç, Liyem, $ — Elye 10 — İstif, Kani intizamla yürüyor!» diye dü Tekrar kızı kayt ehemmiyet verme da de- gü miydi?... İstedikleri olacak Rus uşağı Nikolaya bir işaret çaktı Ziyaletin en ihtiremlı yerinde ih- yiharlâr oturmuşlardı. Bunların ar snda Kudretde dikkati celbedi- yordu. Bu aralık, Baha bu grupa yaklaştı EKolonbey onu farkederek başile se- lâmladı, Baha, gülümsiyerek — İmzalanan resmi evr kıyordunuz? Ben de göreyim... 2 damadın babası makamındayım... — Ha... Evet efendim... Sizinle ndiye kadar öyle az tesadüf ettik, öyle az görüştük ki... — Maamafih, bu evrakta imzaları- mız yanyana... Bakın benimkine... Okuyabiliyor musunuz? Kolonbey bu sözleri mânasız bul- makla beraber, eğildi. Şu izmzs okudu: Üçpınarlı Baha Bakırcıların Kolonbey, imzayı ra, Baha, y — Biraz şu târafa teşrif eder misi- niz? « dedi. Ne istiyorsunuz benden? Sahte profesi — Gelin, gelin! Her hâlde sizi ündü artık okuduk vaş sesle: an son - diye ısrar etti, - alâkadar eden bir Tefrika: No, 48 İmad, Uzlak Şahın sarayinda.. Sultan Mehmedin zabiti Horasana varır İ varmaz, ik öne şalın sarayına gi Ve şehzadeye Vezir Nâsir affedildi. Onu almağa gel- dim. Dedi. Uzlak şah inanmadı. İmada kimin tarafından geldiğini #ordu — Beni, banız gönderdi. Deyince, şehzade vezirir Haydi, hazır ol, Babam Eğer Türkân sı sen niş olsaydı, gön- erikli adamlara anamıyordu. tiği gibi söy- 1. Nüsir İmad, Türkün hi ledi Hükümdarımız, benim ondan başka ve- irim yoktur diyor Vezir, & ki kanaat, abere bunun öğ i Horasandan Seir. misiniz? e olsaydı dim, Babam af siri Dedi elmiş İmad va: r bir gün $ şah babasına bir katır di. İmad, Hora: dıktan sönre, eti çok İyi idare landı. Uzlak Ki gün k: med mi söy- de sultan mı emret İmad, zeki vezirin ne demek istediğ hal anlamıştı. — Beni gönd ben Horasan zünü görmedim. İmad bu yalar rın geri döneceğ yolda korku girmi slmesi r — Su len iyi, benden be- cerikli vezir bulamaz. O, benin hizmetleri- mi ancak ben öldükten , dedi Nâsr bunları söylemekle beraber, Semer- nda gelinceye kadar içindeki şüpheler 1 olmamıştı. der- ddan bu cevabı ikümadarları yendim. Bir kölenin hakkından gelemedim.» Vezir Nâsır Semerki kimseye görünmeden, tu nda gelir gelmez, alide sullana koş- Bu Jütfun yerden geldiğini biliyorum, sultanım! Beni Uzlak şâhın yanından kur- tardığınıza teşekkür ederim. Çocuklarla iş görmek, onlara derd anlatmak çok güç olu- yor. © Dedi ve dizlerini öperek: — Hakkımda duyduklarınızın hepsi landır. Düşmanlarım o kadar çoğalm nerdeyse tenefföz ettiğim havayı bi vet alıyorum diye İlân edecekler Diyerek kendini affeitirdi. Bundan sonra vallde sultan oğluna gitti — Semerkandda Moğollar gizliden gisliye m tahtını yıkmağı çalışıyorlarmış. Onların hakkından ancak vezir Nâ: dir diye, kendisini He mek, büyüklüğün vezirlik hizme Dedi, Sultan Mehmed gerçek 0 8 endisine kulağı delik ve becerikli bir vezir bulamamıştı. Annesi emri vaki yapınca red dedemedi affetti. Bu suretle Nâsır ye- niden eski hizmetine alındı ve işe başlad. Sultan Mehmed bu işi istemiyerek yap- ya- ki, rüş- ar şey... Kudret, canı sıkılı esrarengiz ve antipati adamın arkasından yi fakat endişeli bir tavırla Söyleyin... Neymiş? Baha: — O kadar ehemmiyetli değil ye alay etti, - Sadece hntıranızdan silindiğini gördüğüm bir macerayı hatırlatmak istiyorum. Demin oku- duğunuz İsim size bir şey ifade etmi- yor galiba.. — Etmiyor gibi... — ÜUçpına; Unuttunuz mu nım Bu çiflik size ald. hesabını bilemiyeceğini lâkiniz var... — Ha... Çiflik... | —öÖyle efendim.. ) seşehir taraflarında,. akla beraber, bulduğu bu dü, Mağrur, ..di ca Demek, kadı em- ce ile Ak- — Öyle bir malım vardır, doğru... Dumanlı gözlüğü arkasından, kur- naz kurmaz bakarak: Oranın eski kiracıla- «Bakırcıların; ailesi. Hukukçu bu ismi unulmuştu bile... Muhstabının ne demek istediğini anlamak için, kaşlarını çattı, dikka» tini topladı ve ona baktı Baha, gözlüğünü çıkardı. Kudre- ün kendisini iyi tanıması için sanki yardım etti, Uçpımar - Hani takdir edecek» | sandan getirttim, Affet. | hediye gönder- | Sane e TÜRKÂN HÂTUN Yazan: İSKENDER FAHREDDİN Mogolların son günlerde Harzem topraklarında fazla faa- liyet göstermeleri Sultan Mehmedin rahatını kaçırmıştı 7 du. Hate muşt, V tâ bir akşa «— Ben, birçok hükümd çok tahtları yıktığım hal vezirliğe çıkan bir lemedim.» Diye söylendi. Fa ne başlar başlama hükümdarın teveccühünü kara; cikmedi. Buha ret ediy p sıkıca sorguya çekince, hepsi rer casus olduğunu meydana çıkard bu tacirlerder biri, sopaton tes Fırsat düşünce sultan Mek recektim. Cengiz handan böyle tamla DB İ atti. Bu'hâd e sultan Meh İyi ki Yoksa İç en ordu: bep ol ya gitmek fikt Moğolların unda fazla din ra 8 arâmakla meşguldü. İmad, sevgilisine kavuşacak Biz rkanda gel ı hatuna gi ulu ana vadınızı geldim i ve yere eğ e sultanın eteğin Türkân hatun imada rada valide Sul çok sevdiğini öğrenmişti. - Ben sana söz verdim amma, oğlumun İşoya çok sevdiğini bilmiyordum. Onu sira lerden sanıyordum. Oysa ki, İşo, oğlu- ok sevdiği Bayat prensesini bile unui- vuş, Her gece İşoyu hareminden ayırmıs iş. Böyle bir kızı hüküm gin koynun- asl b n Dedi, Türkân hatun İmadı da kırmak temiyordu. Ona İmad her zaman lâzım ola» caktı İmad bu imküz Ba başladı. Uzlak Şahın yanına gittiğim zaman, kendisine ömrümde ilk defa yalan söyledim; «Sultan Mehmed tarafından geliyorum. Ve- zir Nüsır affedildi.» dedim ve eski kölenizin kellesini kurtardım, Bu hizmetimin mükâ- kalacağını bilseydim, hükümdar: erine getirir ve memleketi böyle bir dan kurtarırdım, Merak etme, İmad! Bizim Araplarla aramız çok açi İşo denilen kiz çok z€- n bir mahlükmuş. Nerdeyse oğ- nden düşer, Düşmese bile ben edin gözünden düşürmeğe çalışı- bunu yapmağa da mecburum, (Safüra)nın bortlamasına taharmü Bunların casusla & buldukça kuyumuzu iri almağa bakarlar yarın, nasıl olsa gözden düşecek! sabret. Sözümde duracağım, Imad sana çırak etmek için ne m cağım, üç kere öptü oyu vadelimiş n, oğlunun İş karşısında ağlama- ifenli adar. İşoyu Bu gözler, huna ok gibi iş Siz?... Siz, Ş Eve Bahaedâi: yetinizden bendeniz. « Ha... Anladım, ların sırası mı? receksiniz?. Acaba? Bendenizim Baha «Bakırcıların» ni eski zamanlardaki Şimdi bu lâf- nereye geti. — Dostlarınız pek çok... Size teb- riklerini arzedecekler... Ben de düş- manınız sıfatile a mu? — Evet efendim... Düşman... Doğ- rusunu isterseniz hâfizanız pek zayıf, Kudret beyefendi... Maziyi benim « ze hatırlatmam lâzımgeliyor... Din- leyin beni bakalım... Dinlemeğe de- ğer... Sizin Üçpınar çifliğinde be- n ecdadım, ecdadımızın kiracısı imiş... Dalma namuskârane çalışıp borçlarını vermişler, onlar d& ora- cıkta geçihmişler... Babamsa bir fe- lâkele uğray kkınızı vermekte gecikti... Şayet biraz sabretseydiniz âlicenaplık ede Hoş, elli sene hizmetinizde bulunan bir aileye iki sene isamaha yapmak da o de rece müşkül değildi ya... anını bunları anlatmanın izumu ver? (Arkası var)