1 Nisan 1940 sik, AKŞAMDAN AKŞAMA —— —— ——— Dünyanın nereye gittiğini acaba bilen kimdir? Bir dostum: — Bu harp ve darb aylarında, dik- kat ediyorum, mevzularını hep siya- set harici yazılardan seçiyorsun.. » dedi, - Diğer meslektaşların, Ame- rikasmdan ve Avrupasından tuttura- rak yüksek bahislere temas ederken sen yok bilmem sakal modası, yok bilmem zülbiye... Niçin böyle yaptığını anlıyamıyorum bir türlü... Geçenler- de Clöment Vautel'in bir fıkrasını okudum. Ev sahibesi davetlilerine: «Bu sofra başında olsun, Allah aşkı- na, harbden konuşmıyalım!» diyor. Mutabık kalıyorlar. Çok geçmeden, biri başlıyor: «Mussolininin teşebbü- .» Derhal sağdan soldan protesto- lar... Susuyor... Bir müddet sonra di- Zer bir derviş de fikrindekini zikredi- yor: «Acaba Siegtried'e su basmış ol- MASI,.» «Tsss... Şartımızi unut- ma...» Onu sustura, bunu söyletmeye, ziyafet sofrası, dut yemiş bülbüllerin içtimagâhına dönüyor... Bu devirde harbden başka birşey konuşulmıya- cağını anlıyan davet sahibesi de: «Tek- Mfimden vaz geçtim, Serbessiniz!» di. yor. Başlıyorlar... Bir münakaşa, bir gürültü... Demek bütün dünyada zi- hinler hep harble meşgul. Böyleyken sen tut, gramer kaidesi, Comâdie Française... — Evet... » diye cevap verdim. - Ke- nuşmasına konuşuyorlar.. Yazmasına da yazıyorlar... Fakat acaba hangi söyledikleri tahakkuk ediyor?... Geçen gün bizim gazeteci arkadaşımız Hilâ- linin de dikkatini celbetmiş; ciddi bir İransızca gazetenin başmakalesinden başını kaldırarak: «Posta bunları İs. | tanbula getirinceye kadar vaziyet öy- le değişiyor ki, vakayi hakkında ileri sürdükleri tahminlerin ne boş olduğu meydana çıkıyor! - deği, - Demek ki, değil senelerce ilerisini, bir kaç gün Sonraki hadiseleri en yaman siyaset mütehassısları bile okestiremiyor» Hakkı var. Meselâ İşte şu son günler- de «Üçüzlü misak» dendi, «Hitlerle Mussolini Brenner'de anlaştı; Molotof | Berline gidecek, onunla da mutabık kalıp cenubu şarki Avrupayı nüfuz mıntakalarma ayıracaklar!» dendi. Ekser makaleler hep bu mevzu etra- | fında... Halbuki, Molotof'la Churehill'- in son nutukları bizim bu tarafları hiç değilse şu ilkbahar için Sütlimana çevrildi. Ama güven olmaz; meçhul bir istikametten yeni bir muhalif rüz- | gür esti mi tamamdır. Herşey tekrar altüst olur. Hülâsa bilinemiyor. Ben de, ciddi bir tavır takınıp sek per- deden komik komik atmaktansa, te- vazula havadan sudan bahsetmeği tercih ediyorum. — Öyleyse şu dünya ahvalini kim biliyor?... Kimin fikrini sormalı? | — Kimse bilmiyor... Bir araba lâf... Fakat hepsi de güzat! — Hitler gibi, en birinci dereceyi işgal edenlerden maada kimsenin bir şey bildiği vok desene e... Hattâ bizzat Hitlerin bile.. Di- mağında istediği kadar plânlar hazır. Tasın... Onun da plânları gazelecilerin makalelerinden farksızdır... Bir anne tasavvur et: Bir çocuk dünyaya getiri- yor... Getirmeden evvel, haydi diyelim ki küçüklüğünde bir çocuğun mukadde- ratı ve takib edeceği yol hakkında az çok müessir olsun; fakat oğlan biyık- | Jarını ele aldı mı, artık annesini de dinlemez, babasını da... Bambaşka bir hayatı vardır... Bu.liderlerin doğur- İ relsiiği al ŞEHİR HABERLERİ | Otobüs servisi için hazırlık Garaj yapılıyor, bilet ücreti hakkında bir tarife tanzimine başlanıyor Bir İngiliz firmasından alınmasına ka- rar verilen 35 parça otobüse ald mukavele projesinin tasdik edilmek üzere Nafla Ve- kâletine verildiğini yazmıştık. Mukavelenin Amzası tarihinden itibaren altı ay içinde bu otobüsler teslim edileceğinden belediye, yeni otobüsler için bir garaj inşa ettirme- £e başlıyacaktır. Garaj, tramvayın Şişli deposunun arkasındaki geniş erazide yapı" lacaktır. Simdilik 35 otobüs satın alın- mukla berüber bu mikdar şehir münakalât İhtiyacını karşılamıyacağından bu garaj Tahsil çağındaki çocuklar Evlere dağıtılacak bültenle- rin bastırılmasına başlanıyor İstatletik umum müdür! nan bir talimatnameye yöre fik tahsil ça- Kında bulunan çocukların tesbiti için 28 nisanda şehir içinde evlere bültenler veril- mek, köylerde de memurların evleri dolaş- mek suretile yedi yaşından on altı yaşına kadar çocukların tesbit edileceğini yar- miştik, Şehir içinde evlere dağıtılacak bültenler yakında o tabedilecektir. Bu” bültenlerde aile reisleri, kendi çocuklarını ve yahut ikametgâhlarında bulunan bu yaştaki ço- cukların nüfus hüviyet cüzdanına göre yaş- larını, meklebe devam edip etmediklerini, mekteplerinin ismini yazmak suretile sn- rahaten bildireceklerdir. Köylerde tahsil çağındaki çocukları kay- dedecek memurlar da kaymakamlar tara- | fından tayin edilecek ve bu hususta ilk- mektep o mualiimlerinden istifade odile- Gektir. Bunların vazifelerini ne suretle ya- | pacaklarına dair kendilerine talimat veri- lecektir. Yaşı hayli ilerlediği halde nüfus kaydına. göre küçük gözüken ve yahut hiç nüfus kaydedilmiyen çocuklar da meydana çi- kacağından bu araştırma, mahdud mik- yasta bir nevi nüfus sayımı da olacaktır. Meyva ve sebze Belediye toptan fiatleri umumi yerlere asacak Belediye, halkın sebze ve meyva alış ve- rişinde aldanmamasını temin etmek mak- sadile yeni bir tedbir almağa karar ver- mniştir. Bu karara göre hüldeki sebae ve meyve toptan fiatleri her gün gnzetel le ve radyo ile İlân edilecek, kaymakamlık, nahiye müdürlüğü binalarının önünde, hal- kın sik sik geçtiği yerlerde siyah tahtalar üzerine yazılacaktır. Bu maksadia yarın belediye reis muavini B. Lütfi Aksoyun ında kaymakamlardan mürekkep bir toplantı yapılacak, sebze ve meyva atlerini gösteren bu siyah tahtaların şeh- rin nerelerine asılacağı tesbit edilecektir. Düşünülen şekle göre vapur iskelelerine, #imendifer istasyonlarına, tramvay durak- Jarına bu lâvhaların taliki münasip görül- mektedir. Belediye, bundan başka şehrin muhtelif yerlerinde semt hâlleri tesis etmek fikrin- dir. m luğu gibi... Amillerinin idaresinden artık kurtulmuştur... On- lar kibriti çakmışlar, fakat alev baca- yı sarmıştır... Hadiseler, hiç bir beşe rin malâmatı, iradesi ve idaresi altın- da olmıyarak, cemiyetimizi bakalım nereye götürecek?... Bunu tahmin et- mek, mukadder yolu değiştirmek, hattâ heyhat iki adım ötesini görmek mümkün değildir. Onun için, siyaset- ten bahsedecek yerde keşkülü fıkara- dan dem vurmağı daha aklın kârı gö- rüyorum. (Vâ - Nü) | | yüz otobüs alabilecek büyüklükte olacaktır, İngiliz fabrikasının satacağı otobüsler, yedek kısımları da dahil olduğu halde bü- tün teferrüatile teslim edilecektir. Otobüs- lerin genişliği İstanbul caddelerinin va- ziyeti, bilhassa Şişhane yokuşu gibi dar olan yerler düşünülerek tesbit edilmiştir. Fabrika belediyenin münakasaya esas t6$- kil ettiği şekle göre otobüs imal edecektir. Otobüslerin teslimi için verilen altı aylık müddet bunun içindir. Garajın plânı ha zırianarak yakında münakasaya çıkarıl: Karilerimizin mektupları Tenis gibi güzel bir spora niçin ehem- miyet verilmiyor? Biliyorsunuz ki memleketimizde en fazin rağbet bulun spor, fulboldür #on- Ta güreş gelir, Fakat gerek kibarlığı, gerek güzelliği, gerek vücudü güzelleş- tirmesi bakımından fikrimce tenis en başta gelir. Maalese! tenis memicketi- mizde Jâyık olduğu mevkii kazanama- mıştır. Bu sporu canlandırmak, yaymak, için hiç bir hamle yapılmıyor. En bü- yük klüplerimizden Galutasarayın bile tenis şubesi yoktur, Zannedersem İs tanbulda yalnız Dağcılık ve Fenerbah- çe klüpleri bu sporla meşgul oluyor- lar. Kota İstanbulda iki klübün biraz meşgul olmaları ne kadar ehemmiyet- #iz bir mevkli olduğunu gösterir. Hal- buki Avrupada ve Amerikada tenis ga- yet rağbet bulan bir spordur, meselâ İsveçte buşla Kralları olmak üzere bir çok İsveçiller bu sporla meşgul olurlar ve galiba İsveç kralı tenis sayesinde genç kalmış ihtiyarlardandır. Bu spora ehemmiyet verilmesi çok faydalı ola- caktır, Semih Anday KÜÇÜK HABERLER: X Tüberküler esmiyetinin mutat aylık toplantisi 23 nisan çarşamba günü saat altı buçukta Cağaloğlunda Etibba odasında yapılacaktır. Beyoğlunda o Meşrutiyet caddesinde duran 2547 plâka numaralı otomobil, vatman o Macidin idaresindeki o tram- way arabasının sadmesine maruz kalmış- fır. Yine Meşruriyet caddesinde bir tram- vay arabası ile şoför Yorginin idare- sindeki kamyonet çarpışmıştır. Çarpışan urabalarda hasar vardır. X Şehremininde oturan İsmail Hakkının 4 yaşındaki oğlu Bahaeddin, Saray mey- danında £ balıkçıdan alınan balıkları yı dikten sonra zehirlenme alâimi gösterdi- ğinden Şişi Çocuk hastanesine Kaldıni- Mmaştar, # Kuşdilinde oturari 45 yaşında Pahriye, evinin merdiveninden düşmüş, sağ kolu Kapının buzlu camına çarpmış, bileğinden yaralanmıştır. Yaralı, Haydarpaşa hasta- | nesine kaldırılmıştır Şehir tiyatrosu artistleri turneye çıkıyorlar Şehir Tiyatrosu artistleri, dün gece ko- medi kısmında senenin &on temsilini ver- mişlerdir. turnesine çıkması kararlaştırılmıştır. Ar- bstlerden bir kışmı türneye oçıkmıyarak Bstanbul stüdyolarında filim çevirecektir. Türk Hekimleri Dostluk: ve Yardım Cemiyeti Türk Hekimleri Dostluk ve Yardım ce- miyetinin fevkalâde toplantısında yeni ni- zamname mucibince istifa eden idare he- yeti yerine reisliğe Prof. operatör Dr. Mim Kemal Öke, umumi kütipliğe Ahmed Şük- rü Etted, muhasebeciliğe Prof. Dr. LüWfi Aksu, âzalığa Prof, Ali Riza Atasoy ve İh- #an Arif Derman intihap edilmişlerdir. $ehir Tiyatrosu artistlerinden | mürekkep bir grupun 4 nisanda Anadolu | caktır, Diğer taraftan otobüsler gelir gelmez vakit kaybedilmeksizin derhal istifade odi- Jebilmek üzere bunların hangi hatlara tah- #is edileceği şimdiden tesbit edilecektir. Yeni otobüsler, şimdi en ihtiyaç görülen hatlara tahsis edilecek ve bu hatlarda 1ş- diyen eski otobüsler, şehrin diğer semtleri- ne verilerek buradal ünakalit takviye edilecektir. Ayni zamanda otobüs bilet üc- retleri hakkında da bir tarife hazırlanarak umumi meclise tasdik ettirileer Istanbul surları ne olacak ? Yıkık surlar Kilimleri, diğerleri muhafaza edilecek İstanbul plânmı yapan B. Prost şebir | 4çindeki eski, tarihi eserlerle surların vazi- yeti etrafında bilhassa ehemmiyetle dur- muşlu. Bazdoğan kemerinin tarihi ehem- miyetini düşünen mütehassıs, bu kemerin olduğu gibi muhafazasını lüzumlu görmüş, İ kemerin her iki tarafında kemere müvazi geniş caddelerin açılmasını muvafık bul- muştu. Fatih ile Süleymaniye arasındaki imar plânı tatbik edilirken bu yollar açıla- caktır. Bundan başka Eminönü ile Unkapanı arasındaki istimlâk sahasında bulunan es- | görülen kısımları da meydana çıkarılacak ve yol Üzerinde tesadüf edilen bu surların içinden geçirilecek yollar, surun aslını boz- mıyacak surette olacaktır. Mütehassıs, İstanbulu deniz ve kara ta- rafından çeviren eski surlar etrafında son tedkiklerini bitirmiştir. Yedikule tarafındaki kısımlar, az tahrip edilmiştir. Yedikule surlarının ve zindanlarının Osmanlı tarihindeki ehemmiyetli mevkii Mibarile — harap olan kısımlarını tamir etmek suretile — bunların muhafazası şeh- rin tarihi hüriyetini göstermek bakımın- dan lüzumlu görülüyor. Edirnekapı, Siliv- rikapı ve sair yerlerde de muhafaza edile- cek sur parçaları vardır. Fakat surların bazı kısımları çok bozulmuş ve yıkılmıştır. Bunların eski haline konulmasına imkân olmadığından plân mucibince bütün yıkık #urlar tümamile kaldırılacak ve bunların yerlerinde yollar ve meydanlar açılacaktır. Tiftik ve yapağı Bugünden itibaren ihra- cat kontrol edilecek Hükümet, yumurta siandardizasyonun- dan alınan müsbet neticeleri göz önünde tutarak yeniden bazı ihraç maddelerimirin daha standardize edilmesini emreden bir nizamname hazırlamıştır. Hükümet, ilk olarak tiftik ve yapağı ih- racatının standardizasyona tâbi tutulma- sını alâkadarlara emrettiğinden bu husus- ta bir aydanberi hazırlıklara devam edil- mektedir, Ticaret Vekâleti standardizasyon müdü rü bay Faruk, geçen ay ortalarında şehri- mize gelerek alâkadarlırla temaslarda bü- Yanmuş ve yapılan hazırlıkları gözden ge- çirmişti. Şimdiki halde ihraç merkezi İs- tanbuldur. Ticaret Vekâleti lüzum görürse, diğer muvakkas ihraç merkezleri de aça lecektir. Bundan başka, ihracatçı tarafın» dan vukubulacak talep üzerine, bir kon- trol merkezindeki memur, yakın iskelelere ihracatı kontrol için gönderilebilecektir. Bu işin masarif ve harcırahinı tacir, ödemek mecburiyetindedir. Gayrisafi 500 kiloya kadar gönderilecek tiftük nümuneleri, kontrolden muaftır. Ni- #amname mucibince 1 nisan pazartesinden itibaren tiftik ve yapağı standardizasyonu tatbikatına. başlanacaktır. Bugünden iti- baren, ihracat konirol edilecektir. MD. — Satıcıların bu ağız kalakalığın- dan da ülâllah artık bay Amca... ... İlle bana şu yeşille kırmızı ku- maşları satmak istiyor... Bay Amcaya göre! | İ ki kale duvarlarından muhafazasına lüzum | Surların bilhassa | Zirai birlikler ihtiyacı Geçenlerde yazdığımız bir yazıda ticaret ve sanayi işlerinin kontrol edildiği kadar, ziraat işlerinin de ay- ni derecede bir ehemmiyetle müraka- İ be edilmesi zaruretinden bahstmiştik. Fvkalâed zamanların icab ettirdiği bu mürakabeyi, ziraat sahasına da teşmil etmekten büyük faydalar ha- sıl olacağına şüphe yoktur, Hükümet, ihracat ve İthalâtı birlik- ler vasıtasile kontrol ettiği kadar zi- Tai istihsalâtı da ayni prensiplerle tanzim etmelidir. Valun tabii iktisad kaidelerine göre, zürra, piyasada fiat- leri artan, ve ber gün taleb edilen ve rağbet gören zirai maddelerin istihsa- lâtına daha çok ehemmiyet vermekte. dir. Pek tabi olarak pamuğun altın değerinde para ettiğini gören zürra, pamuk ziratine daha çok ehemmiyet verecektir. Buna hepimiz emin olabi- liriz. Fakat ticaret ve sanayi sahasın- da olduğu "gibi, ziraat sahasında da muhtelif zümreler arasında birlikler kurmahyız. Zirai birliklerin kurulu. şunu şu sebepler yüzünden zaruri gö- Tüyoruz: İhracat tacirleri 3018 numaralı ka- nun mucibince, ihracat (birliklerine girmek meeburiyetindedir. Bu meç- buriyet üzerine, ihracat tacirleri şim- diye kadar ihracata müteallik kanun ve nizamnameleri daha kolaylıkla tat bik edebileceklerdir. Fakat burada hatıra gelen bir mesele var. Butün bu kontrol nizamnamelerinin tatbiki için işi cezri olarak istihsal sahasında hak letmek lâzımdır. Tiftik müstahsilleri, piyasaların aradığı evsaf ve şeraite göre üiltik göndermezse, bundan en ziyade tiftik ihracatçıları güçlüklere tesadüf ede- | ceklerdir. İhracat tacirleri üzerin. deki bu yükü hafifletmek için, ziraat ve hayvan mahsullerini tedarik ve is- tihsal eden zürraım da bu işe lâyık ol duğu ehemmiyeti vermesi gerektir. Bellibaşlı ticaret şehirlerinde 3018 numaralı kanuna göre, İhracat bir- likleri kurulurken, zirai istihsal mın. takalarında da, müstahsili ayni gaye etrafında bir araya toplamak, işleri daha çok kolaylaştırmış olabilir. Meselâ pamuk zürra arasında, muhtelif mıntakalarda zirai birlikler meydana gelmiş olsaydı, birlikler pi- yasaların ihtiyaç ve talepleri hakkın- da daha seri ve salim bir fikir eğine- bilirdi, Ayni zamanda bu mahiyette teşekkül eden birlikler, zürraa kredi, tohum, âlât bulmak hususunda da daha faal bir rol oynuyabilirler. Bu hususta daha misaller bulabiliriz. Fakat bu mevzua temas edişimiz, zi- Tai birliklerin ne dereceye kâdar ehem- miyetli olduğunu ifadeye kifayet eder. Hüseyin Avni . Otomatik telefon kulübeleri Telefon Idaresinin şehrin muhtelif mın- takalarında tesis edeceği otomatik” telefon Kulübelerinin yerlerini gösteren proje hele- diye imar müdürlüğü tarafından tasdik edilmiştir. 'Telefon idaresi, bu projeye göre yakında kultibeleri inşa ettirmeğe başlıya- caktır, Kulübelere konacak telefon maki- nelerinin bir yerine muhabere ücreti olan para atıldıktan sonra numarayı çevirmek suretile konuşmağı temin etmek mümkün olacaktır. Şehirler hariel muhaberat için de gene tarifesine göre acak para İle muhabere temin edilecektir. Tam para atıldığı telefon idaresindeki santral me- murunca, önündeki işaretle malüm olacak» ur. Kulübelerin inşası için yakında tele- fon idaresi bir münakasa açacaktır. ... Halbuki her rengi kendi ailesin- den bir renk açar... ... Hayır bu sene aksi renkler mo- | daymış!... Böyle şey olur mu hiç?... B. A. — Olur bayan, 940 modası