18 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

İzmir bin İzmir Havagazı fabrikası a amm yenileştirildi irkin, fakat çok sevimli bir | Belediyenin artist James Stewart Jamesin her tarafında bir kusur vardır. Buna rağmen en çok sevilen jönprömiyedir Son zamanlarda Hollivutun en gös de jönprömiyesi Jamse Stewart'ın Amerikada bütün genç kızlar bu ar tiste bayılıyorlar. James Stewtri her gün binden fazla mektup alıyor. Pe- restişkârları gönderdikleri omektup- larda resim, yahut imzalı bir iki sötar yazı istiyorlar, İçlerinde aşklarından bahsedenler, hattâ evlenme teklifin- de bulunanlar da vardır. James Stewart güzel değildir. Bo- yu çok uzun, vücudu sopa gibi ince dir Elleri, ayakları büyük, alt duda- ğı fazla kalın ve sarkıktır. Saçları çâ- k gibidir. ve daima bir perçem aşağı ya doğru sarkar. Baştan aşağıya ted- kik edilecek olursa her tarafında bir kusur vardır. Buna rağmen James Stewart, Hollivutun en çok sevilen Jönprömiyesidir. James Stewart 32 yaşındadır, Pen- syi 'de İndiana şehrinde doğ- muş Babası çanak çömlek sati- Jan bir mağazanın sahibi idi. Vaktü hali yerinde olduğundan James, ç0- cukluğunu sıkıntı çekmeden geçir miştir. Evlerinin büyük bir bahçesi vardı. Babanın bütün zevki bu bahçe de oğlu ve daha küçük iki kızile öy- namaktı, James bir parça büyüdüğü zaman nakineye ç merak sarmıştır. Mek- tep saatleri haricinde bütün işi küçük radyo makinele- tı. Uğraşarak yaptığı bir radyo makinesi işleyince sevincinden zıp zıp zıplardı James, çocukluğunda da İnce, uzundu. Boyu çabuk uzüdığından da- ima elbiseleri kısa gelirdi. Onu bilen- ler hep pantâlonu ayakkabılarından bir karış yukarıda, ceketin kolları çok kısa bir halde hatırlarlar. On âltı yaşına geldiği zaman baba» sı kendisini Princeton üniversitesine verdi, Burada ilk zamanlar herkes kendislie alay ediyordu. Uzun boylu, çok zayıf vücudu bu yeni talebeyi herkes bir şeye benzetiyordu. Fakat © buna kızmadı ve çok geçmeden Ja- mes bütün talebenin muhabbetini ka- zandı. Bu salak, garip talebede büyük bir sevimlilik vardı. Herkesi memnun etmeği biliyordu. Sonra koşuda ve yüksek atlamada herkesi geçiyordu. Amerika üni lerinde sproa bü. yük ehemmiyet verildiğinden bu me- siyetleri kendisine mühimi bir mevki temin elmişti Fakat onu en çok sevdiren iyi akor. deon çalması idi. James çocukken bir âkordeon satın almiş, kendi kendine çalmağı öğrenmişti. Akşamları, tenef- füs zamanlarında talebeler etrafına toplanırlar, © küçük akordeonunu alır, perçemi yüzüne sarkmış, alt du- dağı bir kat daha uzamış bir halde muhtelif havalar çalardı. Fakat bu zamanlar âdetâ çirkin görünürdü, Okadar ki bir sene sonra mektepte verilen bir temsilde akordeonu İle sah. neye çıkması kararlaştırıldığı saman bu çirkin hali görülmemesi için yö- süne mâske tükması istenmişti. Ja mes hiç itiraz etmeden bunu kabul et- mişti. James birkaç sene tahsilden sonra bir tatil zamanı İndiana'ya gittiği za- man bir çocukluk arkadaşile karşılaş. fa. Arkadaşı manyatizmâya ve hok- kabazlığa merak etmiş, bunda usta olmuştu. James'i ince ve upuzun gö- rünee çok iyi bir yardımcı olacağını düşünmüştü. James derhal işe giriş- miş, arkadaşile birlikte birçok tiyat- rolarda hokkabazlık yapmıştır. Fakat tatil müddeti bitince gene üniversite. ye dönmüştür, Üniversiteyi bitirdikten sonra mi. James Stewart resim çekiyor | ğe zamğı, maye ile işe gir mar olmuştu, Fakat bu tahsil kâfi de- | Birkaç sene pratik yapmak lâ- Ondan sonra da mühim ser- ek Yâzımg , sevilen artistidir, ve perestişkârları tı. Babâsı sıkıntı çekiyordu. İki kız | kardeşi büyümüş, ndirllecek ça ğa gelmişti, Bunlar için de mühim pas raya ihtiyaç vardı, | Bu sirada üniversite arakdaşların- dan birkaçı küçük bir tiyatro kum- panyası teşkil etmeğe karar verdikle- Tini, kendisinin de akordeonu İle bir rol yapabileceğini bildirdiler ve bu işe iştirak etmesini teklif ettiler. Ja» mes teklifi kabul etti ve bu kabul ken- disinin istikbalini tayin eyledi. Jamesle arkadaşları oAmerikanın birçok şehirlerini gezdiler, sonra Nev- yorka geldiler. Burada ümid etme dikleri bir rağbetle karşılaştılar, Halk bilhassa James'i çok beğenmişti. De- kanlı çabuk şöhret kazandı ve tanın- mış bir artist oldu. Bir müddet sahne artistliği yaptık- tan sonra 936 da filim çevirmesi için Hollivuta davet edildi. Bu daveti ka- bul etti, Rose Marle'de küçük bir rol ile işe başladı. Bundan sonra «Karr sı ve daktilosu; filminde oynadı. Bu iki filmde gösterdiği muvaffakıyet ürerine kendisine ilk defa baş rol ve- rildi, Yavâş yavaş şöhreti yayılmağa, mevkii küvvetlenmeğe başladı, James geçen senedenberi Holivutun en çok yakında hava gaz ücretlerini indirmesi muhtemeldir İzmir (Akşam) — İzmir ve İzmirli ler, belediyenin sarfettiği iki yüz elli bin Bira mukabilinde modern ve mükemmel bir havagazı fabrikaşına o kavuşmuşlar- dır. İşletmeye merasimle açılan bu gürel eser, tam randıman ilç çalışmağa baş- lamıştır. Merasimde Vali, omebualar, Parti başkanı, konsoloslar ve şehrin ile- ri gelenleri bulunmuşlardır. Davetliler, zengin bir büfede izaz edilmiş, fabrika" nın muhtelif tesislerini ve eski tesisat” tan kalmış kısımları gezmişlerdir. İzmir havagazı fabrikası 1859 yıkın» da, bundan seksen bir sene evvel bir İn- giliz şirketi tarafından kurulmuştu, © va- kit şehirde havagazı ile ii sayın 250, şehirde! Jâmbasının miktarı 3500 5 de çoktu. İzmirin büyük © yangınından sonra şehirdeki aboneman sayısı (370) e düşmüş, zarar başlayınca fabrikada es- kiyen tesinatın yenilenmesi için hiç bir şey yapılmamıştır. 935 senesinde İzmi rin agâzından şikâyetçi olmayan aboneman kalmamıştı. Bu umum! perişanlık içinde İngiliz şirketi, havağzazı fabrikasını daha ziyade elinde tutmaktansa onu satmış olmak için —uzun müzakereler neticesinde— belediyeye elli bin lira mukabilinde dev- retti ve bu suretle belediyeye geçen fab- Tika, zamanla ilâve edilen modern te- sislerle bir buçuk milyon lira kıymetin- de bir müessese halini aldı. Fabrikanın wlâhi ve mükemmel âmme hizmeti gö- ren bir eser halini alması için programlı bir çalışma takip eden belediye, şimdi gaz, kok vesaire itikarile yüksek ran- dıman temin etmiştir. Bununla beraber yüksek tasarruf da temin eylemiştir. Yakında belki havagazı (ücreti de ucuzlayacaktır, Şimdi metre mikâbı 7,5 kuruştur. Eski havagazı ocaklarından günde 6500 metre mikâbı ve 3800 ka- leri i sabit ve gayri muntazam bir gez sal ediliyordu. Yeni ocaklar- dan yalnız altı kamara çalıştırılarak as- gari 7500 metre mikâbı ve 4700 kalori” li iyi bir gaz istihsal edilmektedir. Ayni kalori o İstanbuldakinden 400, Ankaradakinden (200 fazladır. Kok, katran, zift ve kreozot istihsalâtı da iki kat artmıştır. İki bin ton kok yerine el- de edilecek 4000 ton kokun m iyi, dayanıklı ve daha hafif olacağı anlaşıl inmiştir. Otomatik tesisat sayesinde işçi den temin edilecek senevi tasarruf mik» tarı 6500 liradır. Yeni tesisatın bulun- duğu binaların zemini çürük ve denize yakın olduğundan temel, on ikişer metre uzunluğunda beton 90 k üzerine kurulmuş, Türk tuğlasile Türkiyenin en yüksek bacası bu fabrikada inşa edil- miştir. Bu bucanın yüksekliği 55 met- redir. İzmirdeki. orta halli. aileler bile şimdi havagazından istifade edebilecek» tir. Belediye reisi Dr. Behcet Uz, bu mükemel ve güzel eserile bihakkın if- tihar edebilir. Tire kazasında fenni zeytin bakımı Tire (Akşam) — Tire kazası, zeytin ve zeytinyağı — istihsalâtile | meşhurdur, Zeytinlikleri fazla olan köylerde çifçile- re fenni zeytinciliği öğretmek maksadile kurslar açılmaktadır. Ziraat Vekâleti, fenni zeytin bakımının köylülere öğre- tilmesine büyük ehemmiyet vermektedir. İzmir fuarı hazırlığı İogiltere, Sovyetler Birliği, OFransa, İtalya ve Macaristan hükümetleri, bu se- neki İzmir enternasyonal fuarına o Y0s- men iştirak edeceklerini İzmir fuar ko- mitesi reisliğine bildirmişlerdir. Fransız konsol Belediye ve fuar komitesi reisi Dr. Behcet Uzu ziyaret ederek Fransanın bu seneki fuara geçen se kine nazaran daha yeniş mikyasta işti irak edeceğini ve paviyonda mühim ye- nilikler yapacağını bildirmiş, fuar ha- zırlıkları hakkında o malâmat almıştır. Başvekületten e vilâyetimize gelen bir ğ#bet çoktur, ç ile € oluyor bir grup ve kayakçılar istirahat halinde görür YE Türkiyenin en yüksek bacası: İzmir Havaganı fabrikasının 55 metre yüksekliğindeki bacası ran daha ileri bir veche verilmesi ile bp fuardan beklenilen gayenin tahakkukuna hizmet edileceği ve fuarın istenilen eva saf ve tekâmülü haiz olması için tedbir ve hazırlıklara başlanması bildirilmiştir Fuar mevsiminde İzmir - İstanbul dex niz postalarının adedi haftada ikiye, Bandırma vapur seferlerinin dörde çı« karlacak, İzmir - Bandırma arasında ber gün mülekabil tren seferleri temin edilecektir. Yataklı vağon şirketi ile devlet deniğ ve demiryolları fuar yolcuları için tens zilâtlı tarife tatbik edeceklerdir. On boş sünlük halk ticaret biletleri ücretlerinde yüzde 30 tenzilât kabul edilmiştir. Pos« ta idaresi, 940 İzmir fuarma mahsug hatıra posta pulları bastırıp fuarın açıl olduğu müddetçe gişelerde satışa aras edecektir. İzmir Agoras hafriyatı Türk Tarih kurumu, İzmir agoras hafritamın ikmaline büyük ehemmiyet atletmektedir. Kurum, bunun için mil him miktarda tahsisat vermeği, İzmir mil« zeler müdürü B. Salâhaddin Kantarm idaresinde çalışmak üzere bir arkeoloğ ve bir mimar göndermeği kararlaştır. mıştır. Bergamada Eskulepyonun resto- rasyonu işine de büyük ehemmiyet verile mektedir. İzmirde yeni bir çeşme Gazoz fabrikatörü Çeşmeli B, Hasan Yiğit, İzmirin İsmet paşa bulvarının ağ zında mermerden çok güzel ve kıymet» hi bir çeşme inşa ettirmiştir. Çeşmenin açılma merasimi Vali, Belediye reisi ve daha birçok davetlilerin önünde yapıla mişitr, Müökü ve Vali birer nutuk söy. İiyerek bu hayırlı eserinden dolayı B. Hasan Yiğiti takdir ve tebrik etmişler- dir İzmirde veremliler için paviyon İzmir (Akşam) — Tepecikte emrazi sariye hastanesinin bahçesinde vilâyet bütçesinden verilen thasisatla verernliler için elli yataklı bir paviyon inşa edile mişti, Paviyonun kalorifer, sıva ve fens nt tesinâtının ikmali için Sıhhat ve İçtis mat Muavenet Vekâletinden gönderilen 17,200 lira vilâyete gelmiştir. Noksan« larin ikmaline derbal başlanacak, paviş yon hazirandan itibaren hastaların istün fadesine açılacaktır. Apartıman sahipleri Boş dairelerinize hemen iyi kiracı bulmak için «Akşam» in KÜÇÜK İLÂNLARI'ndan isti fade ediniz. Her hafta yüzlerce ır, G lerdiğim tesi; rh tepelere ayakçılardap