AKŞAMDAN AKŞAMA ———— Buğdayı köylüden pahalıya almak mecburiyetindeyiz Şekerin on kuruş fırlamasına €sas sebeplerden biri, hükümetin pancarı köylüden pahalı almağa karar verme- sidir. Bir kilo şeker yapmak için yedi kilo pancar lâzımmış. Bu nebat ölü fiatine olunca köylü ekmiyor; daha kârlı bir ziraat şubesi arıyor. Demek, pancar müstahsilinden pahalıya al- rursa hem şeker istihsali mümkün olacak, hem de köylünün yüzü güle- cek. En mühim davalarımızdan biri de buğdaydır. Hükümet zirai seferberlik düşünü” yor. Öğrendiğime göre, mütehassıslar şu fikre varmışlar; Bu işi, propagandadan — yani «Ey ahali ekin ekiniz!» diye kuru lâf et- mekten ziyade — fliliyatla başarmalı, Hükümet geçen sene köylüden buğ- dayı 4,5 kuruşa satın almış. Bu sene 7 - 7,5 kuruşa alacak, Şüphesiz ekmek on para, yirmi pa- ra daha fırlıyacaktır. Fakat bu fark doğrudan doğruya müstahsile gide- cek. Eskiden aksi yapılır, yukardan başlanırdı: Ekmeğe yirmi para zam- medilirdi. Bu tefavüt, fırıncıların, top- dancıların ve diğer mutavassıtların elinde kalır, köylüye gitmezdi, Buğday alış fiat ikseltmek tedbirile, doğ- rudan doğruya müstahsilin yüzü gü- lerektir. Simdi ancak yiyeceği kadar eden köylü malının para ettiğini gö- rünce satmak için de ekecektir, Ne- ticede iştira kabiliyeti hasıl olacak, şehirlinin yaptığı mallardan alacak- tır, Gerçi ekmeği yirmi para pahali yiyeceğiz ama, köylüye de kendi istih- salâtımızı satacağız. Şehirlinin işleri, kazancı arlacak; memleketin iş hac- mi büyüyecek. Dünyada büyük bir harp var. Mem. leketin ihtiyacı için, ticaretimiz için, daha ileri varalım, hattâ mukaveme- timiz için istihsali arttırmak gerektir. Hele buğday bunların başında geli- yor. Şayed lâf yerine böyle fiili bir fiat tereffüü ihdas edilirse, buğday istihsalimizin birkaç misline çıkacağı hesaplanıyor. Hem de, bu para, nüfu- sumüzun en fakir kısmı olan buğday müstahsili köylünün benzini kanlan- dıracaktır. En fakir muntakalarımız- da bir kalkınma göreceğiz. Öğreniyoruz ki, Akdenizdeki mütte- fik filolarımn sebze ihtiyacını temin etmek ürere çalışan Ege bölgesi bah- çıvanları zengin olmuşlar. Fransız kuvvetleri, Türk piyasasındaki bis. küvileri çekiyorlarmış, Şayed kâfi unumuz, kâfi etimiz, kâfi sütümüz olur da bu istihsalleri teşkilâtlandıra- bilirsek, nüfusumuzun büyük bir kıs- mı refaha kavuşacaktır diye tahmin- ler yürütülüyor. Yakın Şark İngiliz orduları Avustralyanın etini, sütünü kullanıyor. Konserve fabrikalarımız olsa da bu işi biz yapsak tercih edile- ceğiz, Bir çok milletler, şu harp yüzünden nelere katlanıyorlar. Biz de belki ek- meği yirmi para fazlasına yemek za- Turetinde bulunacağız. Bu, yüksek milli menafiimiz namına ve hele en fakir tahakamızın — köylümüzün en fakir tabakasının — biraz kalkınması nam ve hesabına icab edecek. Fakat bu, iyi düşünülürse, fedakâr- hik bile değildir, Çünkü 45 kuruşa ka- Put bezini alabilmesi için, köylünün buğdayı 4,5 kuruştan her halde daha fazlaya satması lâzımdır. Hepimizin — Belediye Romanyadan bir eğ- © mutahassısı getirdi bay Amca... | Yeni Halkevi binaları Kadıköy Halkevi için daha 100 bin lira veriliyor. Beyoğlu Halkevinin inşasına bu sene başlanacak Halkevlerinin muhtelif kollarının çalışması için masrafa ihtiyaç vardır. Bu masraflar doğrudan doğruya partice temin edilmekle beraber ma- halli idarei hususiye ve belediye büt- çelerinden de yardımda bulunuluyor. İstanbul belediyesi de 931 senesin- de başlamak suretile her sene bütçe» sinden birer mikdar yardım yapmış- tar. Bu yardım şu suretle yapılmıştır; 931 senesinde 32 bin, 932 senesinde 69 bin, 933 de 67 bin, 934 de 31 bin, 935de Tlbin,936da 75 bin,937de 80 bin lira ki ceman 425 bin liradır. Yeni Halkevi binaları yapılmasına yardım etmek üzere 938 bütçesine 130 bin, 939 bütçesine de 140 bin Ji- Ahşap binaların kaldırılması Bu iş için 22 milyon lira sarfına lüzum var İttihar edilen pasif koruma tedbirleri arasında İstanbuldaki ahşap binaların kal- dırılması için belediyenin hazırladığı bir projenin belediye reisliğinden Dahiliye Ve- kâletine gönderildiğini yazmıştık. Yapılan tedkiklere göre İstanbulda 71,701 ahşap, 69,131 kâgir, 5,462 de yarı kâgiş bina vardır. Ahşap binalar, bilhassa Fatih, Eyüp. Ha- Hiç sahilleri, Aksaray, Topkapı, Silivrikapı, Ahırkapı, Beşiktaş, Ortaköy, Üsküdardadır. Belediye, ahşap binaların çok sik bu- Yanduğu yerlerde yirmişer metre genişli- Binde caddeler ve bazı yerterde de mey- danlar açacaktır. Bütün ahşap binaların kaldırılması pek büyük masraflara müto- vakkıf olduğundan şimdilik böyle bir $ey düşünülmüyor. Yapılan vasat hesaba gö- re bu evlerin kaldırılması için yirmi iki milyon Jlraya ihtiyaç vardır, Evrak mahzenleri Biriken evrakın nasıl tasfiye edileceği kararlaştırılacak Resmi devairdeki evrak hazinelerinin temizlenmesi, lüzumsuz evrakın satılığa çıkartılması için üç kişilik bir tasfiye he- yetinin karar vermesi Soap etmekte İdi. Va- ziyet böyle devam ederken mah?enl ev- raktaki çok kıymetli, tarihi bazı vesikala- rm okkalık kâğıd flatine Bulgaristana Sa- tıldığı görülmüş, yeni bir emirle evrak tâs- fiyesi muvakkaten durdurulmuştu. O za- manlar tarih encümeni tarafından verilen bir kararda badema evrak mahzenlerinin temizlenmesine $arih kurumunun nezaret edeceği, bunun için de yeni bir nizamname çıkarılacağı bildirilmişti. O zamandanberi bu nizamname çıkarılmamıştır. Diğer ta- raftan, devâirdeki evrak mahzenlerinin gittikçe dolmakta olduğu görülmektedir. Başvekâlet, evrak mahzenlerinin tasfiye- si hakkında ne düşünüldüğünü diğer ve- kâletlere sormuştur. Tedkikata devam edil. mektedir. Dahiliye ve İktisad Vekilleri Ankaraya gittiler Bir kaç gündenberi şehrimizde bulünan Dahiliye Vekili B. Faik Öztrak, dün akşam Pendikten Ankaraya bareket etmiştir. İktisad Vekili B. Hüsnü Çakır da, dün Haydarpaşadan 15,45 de kalkan trenle An- karaya müteveceihen şehrimizden ayrl- maştar. Z ÇEKER EKE menfaatimiz, on yedi milyonun alici ve satıcı devri daimi içine girmesini icab ettiriyor. ... Üstad, Belediyeye ait plâj... ! | ralık tahsisat o konmuştur. Belediye yeni 940 bütçesine de 245 bin liralık bir tahsisat koyacaktır. Halkerlerinin daimi masrafı 30 bin lira tuttuğuna göre mütebaki tahsisat, yeni Eminö- nü ve Kadıköy Halkevi binalarının ikmaline tahsis edilecektir. Geçen sene inşasına başlanan Ka- dıköy Halkevi binası için şimdiye ka- dar 400 bin lira sarfedilmiştir. Maa- mafih bu paranın da kâfi gelmiye- ceği anlaşıldığından parti merkezi binanın bir an evveli tamamlanması için 100 bin lira daha bir yardım ya- pacaktır. Bundan başka Eminönü Halkevi binasının da inşa işi hayli Karilerimizin mektupları Takdir edilen memur Posta, telgraf ve telefon umum mü- dürlüğünden: Gazetenizin 24/2/540 ta- rihinde intişar eden nüshasında, (Tak- dimame kâfi değil) başlıklı yazının esas mahiyetinin tavzihine lüzum ba- ml olmuştur. İzmir telefon santrali makinistlerinden Nazmi Yalvaç, Bo- bin, Kle, Mikrofon ve saire gibi imali mümkün olmıyan malzemeyi tedarik eylediği eski sanirallerden ve diğer bilcümle aksamını kendisi enstale et- mek suretile biri 70 Manuel, iki otoma- tik ve diğeri 30 Maunel, İki otomatik hatlı olmak üzere iki santral vücuda getirmiştir. ? Müdürlüğünce makinistin, meslel rabıtasını gösteren bu İki santralin birer fotografileri aldırılarak umumi müdürlüğümüze gönderilmiştir. Mahi- yeten ihtira olmamakla beraber resmi vazifesi harleinde kalan vakit- lerini mesleki heves ve rabıta Je bu uğura hasreden mumaileyhin, gösler- diği heves ve mesleki varlığın bir kaf daha tesyidi için takdirname ile tal- tifi cihetine gidilmiştir. Şişhane yokuşunda tutuşan tramvay İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tü- nel işletmeleri umum müdürlüğünden: Gazetemizin 15/3/1940 tarihli sayısın- da Şişhane yokuşunda bir tramvay arabasında yangın çıktığı, halkın ken- dini tramvaydan attığı ve itfaiyenin yetişerek yangını söndürdüğü yazılmış- tır. Bu hadise, 74 numaralı arabada resistans telinin yanmasından çıkmış, hariçten vaki bir ihbar ile gelen it- falye yapacak hiç bir şey bulamamış ve araba Şişli ntelyesinde bir saate yakın bir zamanda tamir edilerek ye- niden servise çıkarılmıştır. Yağmur ve fırtına Termemetre yeniden 1! dereceye kadar indi Evvelki gün başlayan yağmur dün de bükün gön devam etmiştir. Yağmurla ka- rışık olarak vakit vakit dolü yağmış, ak- sam üzeri de sulu kar serpiştirmiştir. Üç gün evvel hava ısınmış iken tekrar s0- gumuştur. Dün termometse en yukan 3 derece ldi, Akşam 1 dereceye inmiştir. Marmara ve Karadenizde fırtına vardır. Birçok vapurlar “Hmanlara sığinmışlardır. Küçük vapurlar Karadenize çıkamamış- : (VA - NÖ) İ tardır. Bay Amcaya görel.. «.. Kazino gibi eğlence yerlerini tedkik' edip... uzadığından bunun da bir ân evvel ikmaline çalışılacaktır. Beyoğlu Halkevine gelince: Bey- oğlu Halkevinin elyervm işgal ettiği 'Tepebaşındaki bina hem ihtiyaca ki- fayet etmemekte, hem de muvakkâ» ten kiralanmış bulunmaktadır. Bu #tibarla Beyoğlu Halkevi için bir an evvel bir bina inşası zaruri görülü- yor. Prost plânına göre yeni Beyoğlu Halkevi binası, Taksimde jandarma karâkolu karşısındaki köşede yapıla” caktır. Belediye burada bulunan bir garajı kaldıracak ve Evkafa nid olan bir arsayı almak için Evkafla anlaşa- caktır. Halkevi binasının inşasına bu sene içinde başlanacaktır, Asker ailelerine yardım Verilen paranın tahsil şekli değiştirilecek Asker ailelerine yapılan yardım geçen- | lerde Hülk partisinde İstanbul mebusla- rının iştirakile yapılan içtimada bilhassa mevzuu bahsolmuştu. Şimdi tatbik edilen usule göre her mahallede himayeye muh- taç bulunan asker ailelerinden her biri o mahallede oturan vakit ve bali yerinde kimselere tevdi edilmekte ve mükellefler bu püruyi vermezlerse haklarında taheili emval kanunu tatbik olunmaktadır. Haj- buki şebrin bazı fakir semtlerinde hima- yeye muhtaç aileler olduğu halde o mahal- lelerde bu ailelere yardım edecek kimse bulmak pek müşkül oluyor. Bu usuldeki mahzuru kaldırmak Üzere mahalle teşkilâtını nazarı dikkate almıya- Tak bütün şehirdeki himayeye muhtaç â3- ker ailelerinin mikdarını tesbit We şehrin hangi semtinde oturursa otursun bu aile- lerin himaye masrafını hal ve yakti yerin- deki mükelleflere taksim etmek daha ma- halli bir çare olarak görülmektedir Tahsllâtla görülen zorlukları kaldırmak üzere — Arıkarada olduğu gibi — yapıla- cak yardımların bekçi parasile birlikte tah- #4 düşünülüyor. Bu hususta yapılacak tedkikler Ikmal edildikten sonra İstanbı da asker ailelerine yardım işi yeniden tan- sim edilecektir. Sebze pahalı Kırağı yüzünden sebzelerin yandığı iddia ediliyor Bu sene, yaş sebe flatlerinde nazarı dikkati celbedecek dereöede bir pahalılık vardır, Tutulan hesaplara göre her sene bu mevsimde çift kilosu yedi buçuk kuruşa satılan pırasanın tek kilosu on kuruşa, ki- losu beş kuruşa satılan ıspanağın gene tek Kilosu yirmi Kuruşa, en pahalısı 15 kuruşa satılan kamabaharın en ucuzu on kuru- #a satılmaktadır, Geçen sene kilosu 5 ku- ruşa satılan havuç on kuruşa satılmakta» dır. Her sene bu vakitlerde yirmi, yahut kırk paraya satılan maydanozlar bugün- lerde yüz parayadır. Lâhananın Kilosu beş kuruştan 10 kuruşa fırlamıştır, Turfan- da taze baklanin kilosu 35 kuruşa satıl maktadır. Satıcılar, bu pahalılığı sebep olarak mahsulün kırağı yüzünden yandı- Şını ileri sürmektedirler. Mezbahadaki paçahane binası tamir edilecek Mezbahadaki paçahane binasi uzun müd- ditenbri tamir yüzü görmediğindn bu bi- naya ald kasanlarla beraber binanın da ta- miri kararlaştırılmıştır. Paçahane, büyük bir ihtiyacı karşılıyacak bir vaziyette Oi- duğundan Belediye bu tamiri yapmakla be- raber ayni zamanda buzi tesisatını da ik- mal edecektir. L.. Halkın Jâyıkiyle ağlenebilmesi için tavsiyelerde bulunaçak!... | Iktisadi meseleler | Balkan memleketle- rile ticaretimiz Balkan antantı İktisad konferansı mayıs ortalarına doğru Belgradda toplanacaktır, konferansın toplanma- sına bir iki ay olduğu halde, Balkan memleketlerinin güzeteleri bu mev- zua şimdiden büyük bir ehemmiyet vermektedirler. Bükreste çıkan Tim- pil gazetesi, bu meseleye dair yazdığı bir yazıda, bu seferki Balkan İktisad konferansının Balkan memleketleri arasında bir İş birliği diye telâkki edilmesini ileri sürmektedir. Geçenlered Türk - Yunan ticaret Anlaşması vesilesile bu mevzudan ge ne bahsetmiş, harbin vücuda getirdiği tahavvüller üzerine, iki dost memle- ket, Türkiye ve Yunanistanın ekono- mik sahada biribirlerine daha yakın olmak zaruretinde bulunduklarını te- - barüz ettirmiştik. Biz, bugünkü yazımızda, Belgmd İktisad konferansının ehemmiyetin- den ziyade Balkan memleketlerile olan ticaretimizden © bahsedeceğiz. Harbin başladığı gündenberi, Roman- ya ile ticaretimiz, diğer senelere nis- betle iki misline yakın bir derecede artmıştır. En ziyade ihraç edilen mal ların başında pamuk bulunmaktadır. Türk pamukları birkaç senedenberi Romanyaya sevkedilmekteydi. Ro- manyaya ihracatta pamuktan sonra, ikinci derecede susam (gelmektedir. Kuru meyva satışları üçüncü plânda gelmektedir. İhracat tacirlerimiz Romanya ile ti- cari münasebetlerini arttırmak arsu- sundadırlar, fakat Romanyadaki ba- zı ihracat evlerinin teehhürle tediye yaptıklarından bahsedilmektedir. Bel. ki de Rumen tacirlerinin de selelerden dolayı, Türkiye cirlerinden şikâyetleri ol: bütün bu şikâyetleri, ticari ihtilâfları asgari bir hadde İndirmek icab eder, Harpten sonra Bulgaristanla da ticari o münasebetlerimiz o artımıştır. Bulgar firmaları şimdiye rada” biz- den satın almadıkları mallara talih ol- muşlardır. Bunların arasında dokuma ham maddeleri de bulunmuktadır. Bu malların Almanyaya gönderildiği 18. dia edilmişti; fakat bu iddiayı tevsik etmek mümkün değildir. Yugoslavyaya gelince, harpten son- Ta bu memleketie ticari münnse" rimizde bir inkişaf görülmüst goslavya pamuk istihsal memleket olduğu halde, gene pamuk istemiştir ve bu tale tatmin edilmiştir. Belki de Y yanın bu sene pamuğa olan ihtiys artmıştır. Yunanistanla olan İlcari münase betlerimizde, hatırımıza bir transit Şüphesi gelmemiştir. Buradan Yuna. nistana sevkedilen malların, doğru. dan doğruya Yunanstanda sarledik mediğine dair bir şayiaya bile tesadif edemedik. Bundan da anlaşılıyor ki, Balkan memleketlerile en norma! ti- caret münasebetleri, Türkiye » Yuna- nistan arasında müşahede edilmekte. dir, Geçen günkü yazımızda Balkan ik. tisadi yakınlaşmasından bahsederken Türkiye - Yunanistan ticari münase betlerinin buna iyi bir misal teşkil edebileceğini yazmıştık, Balkan İkti. sad konferansı toplanmadan bu nok- tayı bir daha tebarüz ettirmek icab ediyor, B. A. — Allah vere de Belediyeyi bu te- üsünde pişman etmeye!. — Ne gil