SÖZÜN GELİŞİ Kilo ile portakal iyaset hleminde mevcud olmamakla beraber henüz İsmi ticaret mu- kavelelerinden silinmiyen Çekoslovakyaya Üç vagon portakal gönder. mişiz. Çekler veya Slovaklar portakallarımızın kilosuna yirmi kuruş İnsan bu havadisi okurken birdenbire duraklıyor. Portakalcılar bu nefis meyvayı bize taneyle sattıkları halde, acaba niçin yabancılara kiloyla sat- mışlar? «İnsaf, üç vagon portakalı oturup nasi saysınlar» mi diyeceksiniz? Öyleyse aşağıdaki sunllere cevap veriniz: Dolmasını yaptığımız ve musakkasını lesretle yediğimiz kabak niçin ta- neyle değil, kiloyla satılirken pathean taneyle satılır? Alacağımız iki kilo ka- bağı saymak da mı güç? Sonra bamya, yeni çıktığı saman neden taneyle satılır da bollaşınca kiloya vurulur? «Bamya yeni çıktığı zaman kıymetlidir» diyemezsiniz. Kuru Amasya bamyası gibi onun da kilosuna, meselâ, 200 kuruş demek zer mu oluyor? Haydi bunları da bırakalım. Fakat karpuzu biz İstanbulda taneyle alır- ken Ankarada ve memleketimizin bir çok yerlerinde niçin kiloyla satılıyor? Ve Ankarada karpuzu kiloyla satanlır neden kavunu taneyle verirler? Kolay, kolay cevap verilmez sanırım. Her tarafta bir usul tutturulmuş gidiyor ve sebebi yok. Bu satırları yazarken aklıma geldi: Lâponyada sütü metreyle sattıkları- Bi bir gazetede okumuştum. İlk nazarda garib görünüyorsa da, bu, patlıcanın taneyle, kabağın kiloyla satılması kadar esrarengiz değildir. Çünkü Lâpon- yada soğuk dalma sıfırın altında 80 veyahud daha aşağıdır. Geyiklerin sütleri meak yerlerde unun kaplara sağılır ve sütler hemen donduklarından bilâha- ra metreyle satılırmış. İşte bu bir cevaptır. Bizdekilerin cevabı ise «Ne yapalım, öyle alışılmış!» | elabilir, Öyleyse pirinci taneyle ve mutfağımızdaki havagazını almaya alışmadığımıza kiloyla satın Şevket Rado Sulama işleri Nafia Vekili Tarsus barajının açılma resminde mühim bir nutuk söyledi Vekil memleketin muhtelif noktalarındaki faaliyetleri anlattı ve pek yakın bir âtide çalışmaların mes'ud neticeleri görüleceğini söyledi Mersin 14 (A.A) — Tarsus ırmağı regü- Jâtörü küşat resmi dün Nafia Vekili general Ali Fuat Cebesoy tarafından yapılmıştır. Bu merasimde Hisk partisi müfettişi profe- sör Hasan Reşit Tankut, Seyhan valisi Pa- Ik Üstün, Niğde mebusu Cavid Ori, İçel mebusları Turhan, Cemal ve Ahmed Ovacık, Bular Umum müdürü Salâhattin ve Mersin vali vekili Hüsnü He birçok tanınmış zevat, gifçi ve köylülerimiz. hazır bulunmuştur. Büyük tezahürata vesile veren bu merasim- de Nafıa Veklilmiz aşağıdaki nutku ile te- sisata açmışlar: Sayın yurttaşlarım. Atatürkün yüksek riyasetleri oaltında Milli Şefimizin Başvekilliği sırasında #iral ve iktisadi kalkınmamıza lüzumlu olan esasla rın teldiki için yurt içinde yaptıkları se- yahallarla istihsal ve ihracatımızın özünü teşkil eden ziral mahsullerimizin verimini bugünkü seviyenin bir kaç misli üstüne çi- karmak ve eziniyet alına almak icab et- Gğini tesbit buyurmuşlardı, Bunun içinde bütün yurt küşelerini faaliyeti içine alan plânlı ve programlı bir su işleri siyaseti Üzerinde ehemmiyetle durmuşlar ve Büyük Milet Meclisinin tasvibile 31 milyon Jira- lik tahsisat alarak derhal hareket emrini vermişler ve 1937 yılında su işleri teşkilâki seferber edilmiştir. Beş yıllık bir progra- Bin içine giren Su işlerimizin inşaatına huz- la devam etmekteyiz. 1641 de dolacak olan bu müddet içinde yurdun bir çak yerlerin- de bu fanliyetimizin müsbet ve verimli ne- Ücelerini almağa başlıyacağır. Eski zamandanberi tarihi medeniyetlerin mümtaz bir merkesi olan Adana ovasından lâyıkı veçhile istifade edilememkte idi. Bu ovanın kan damarları mesabesinde olan edası kopup gelen sulardan modern n icaplarını topiyarak istifa- sulsma şöyle dursun, feyezanlardan mite» vellid tahribatın önü atmmamakta idi, Ori hdiseleri ve neticele» riyet hükümeti i£, bütün yurda şamil olan büyük su i- leri siyasetine girerken bu mıntakayı en öne ai ugüne kadar açılmasına baş- lunan kai rla yapılan diğer inşaat ve tesisatın gayesi bu ovanın verimini birkaç misline çikarmak ve emekleri emniyet al- na almaktır. Zirai ve iktisadi kalkınmamızın temeli vlan bu işler üzerinde birkaç yıldanberi de- Yam eden plânlı ve programlı mesaimizin Milibet ve feyizli neticelerini yavaş yavaş Mide etmeğe başlıyoruz. Bugün, önünde top- İandiğrmiz tesisat, Tarsus ovası için prog- ip : : s : geldiğini işaret buyurmuş- . Onun için büyük su işleri kanunu «dilmiş olan havzaların dışına çık- ve faaliyetimizi bütün yurt köşelerine *imek kararını almış bulunuyoruz. Anadoluda seylâbi karakterde olan Yüruda getirdiği tahribatın önünü İşlerine ©) koymuş bulunuyoruz. Bu bu yüzden vücut bulan batak- kurutarak ziraatla kullanmak ve &y- pi ! / lama yapınak başla hedeflerimizdendir. Eskişehir ve Konya Ovalarında ve orla Anadolunun ziraat yapılan diğer mübim kısımlarında yağış vaziyetinin bilhassa ekim samanında pek az olması bu muntakalarda palm harekete geçmek zaruretini tevlit et- miştir, Bir yıldanberi bu mıntakalarda faaliyete geçmiş ve etüdlere başlamış bulunuyoruz. Kıalırmak ve Sakarya havzaları; da ge- cikmeğe tahammülü olmıyan büyük su mevzularına da el koymuş bulunmaktayız. tedkiklere başladık. Bugün faaliyetimizin Uk semeresi olarak açılma törenini yaptı- Kımız tesisat ile ve kısmen İkmal edilen şe- beke sayesinde 180 bin dekar araziyi su- lama imkânları elde edilmiş olur. Önümüzdeki yıllar içinde diğer işlerimizi de İşletmeye açılması gibi mesvd vesileler- le toplanmak en büyük emelimizdir. Zirai mahsullerimizin randımanını ve dolayasile yurdumuzun servet ve refahını artıracak olan bu mesaide deyamımız için büyük ba- şaricı milletimizin ezim ve gayretine daya- narak MM Şefimizin işaret buyurdukları yol ve çizdikleri program esasları dahilin- de çalışmak benim için amllli bir şeref ve iftihar vesilesi olmuktadır. Pek yakın bir silde bu çalışmalarımızın daha geniş ölçü- de mesud neticelerini göreceğimize emin ve mutmain olarak bu Leslsatı işletmeye âçı- yoruma Nafa Vekilimizin nutkunu takiben Mer- sin ve Tarsus çifçiler birliği reisleri de söy- ledikleri nutuklarda Cümhurtyet hükümeti- ne karşı duyulan minnet ye şükran hisleri- ne tercüman olmuşlardır. Bu merasimi takiben şereflerine Tarsus parkında verilen bir öğle ziyafetinde bulu- nan Nafıa Vekilimiz Tarsuslan Mersine git- miştir. Nafia Vekiilmiz Mersine vardıktan #onra bir müddet hükümet konağında Hsti- etmiş ve sonra belediyeyi, C, H. Par- tsini, askeri alây garılzomunu Elyeret ey- lemiştir. Gece de tüccar klübünde gerefle- rine verilen hususi yemekte bulunmuştur. Tramrayda yangın Bu yüzden seferler bir müd. det sekteye uğradı Dün akşam üzeri Şişhane yokuşundan Altinci daireye doğru çıkmakla olan Yat- man İsmailin idaresindeki 74 numaralı Har- biye - Fatih tramvazında eleklrik tesisatı Kontakt etmek suretile yangın çikmiş, yol- Cular kendilerini ttamvaydan aşağı atmış- Yardır. İtfaiye gelerek tramvaya su sıkmak suretile ateşi söndürmüştür. Bu suretle hs- reketten Atıl kalan tramvay, diğer bir ara- ba yedeğinde depoya çekilmiş, bu sırada bittabi tramvay münakalâtı da sekteye uğramıştır. Gene dün sabah yedi buçukta Bebekten Eminönüne sefer yapmakta olan 221 numa- Minili ederler Yrm dakika aa nie i teye uğramıştır. e X Apartıman kapıcılarının okuyuj b ma bilmeleri iz TAMGbUİYER, üne rine, üç aylık bir müddet verilmişti. Kapıcı- lardan bir kısmı Millet mekteplerine de. vam ederek kursları ikmal ettiklerine dair vesika gldızları halde, bir kısmı kursları tamamlamamışlardır. Bunlar için mayıs sonuna kadar son bir mühlet verlimiştir. Türk - rikan ostluğu 3. Dr. Wright Amerika şehirlerinde bir çok toplantılar tertip etti ——— ——— Robert Kollej direktörü Erzincan felâketine dair izahat verdi, radyo ve gazetelerde neşriyatta bulundu Robert Kollej direktörü doktor Walter Wright, geçenlerde Erzincan Zelzele sahasını dolaşmış, sonra gözi- Ye gördüklerini anlatmak ve Ameri- | kadaki elâkaları ve yardım faaliyet- İ lerini canlandırmak için Amerikaya | gitmişti. İ Nevyorktan aldığımız hususi ma Yümate göre doktor Wright Amerike- | da geniş ölçüde faaliyete geçmiş, muhtelif şehirlerde tertip edilen top- Yantılarda memleketimize ve zelzele felâketine dair izahat vermiş, radyo İle ve gatezelerle de nşriyatta bulun muştur. Amerikadaki 'Türk dostları tarafın- dan 13 şubatta tertip edilen bir öğle yemeğinde doktor Wright dinlenmiş İ ve esaslı kararlar alınmıştır. Yemekte hazır bulunan Nevyork Times gaze tesi başmuharriri doktor Finley, ga- zetesinde zelzele hakkında yazılar, sütunlar âyıracağını temin etmiştir. 27 şubatta Amerika harici siyaset ce miyetinin hazırladığı yemek, 29 şu- batta harici münasebetler cemiyeti. nin tertip ettiği toplantı, doktor Wrigh'in izahatırı tekrar etmesine İ ve Türk milletinin geçirdiği felâkete alâka ve sevgi eserleri gösterilmesine vesile olmuştur. ! o20 Şubâlla Amerikan Türk dostları cemiyeti ile Yakın Şark kolejleri ce- l miyeti tarafından Valderi Asturya KUÇUK HABERLER: İ # Boğazda İşliiyen vapurlarda oparlir | kullanılmaması ve Boğaz halkinin istira- hatini bozmamak için motör gürültülerine nihayet verilmesi hakkında Umumi meclis tarafından verilen karar yakında tatbik edilseektir. ği # Kadıköy tramvaylarımın Ücretlerinin yüksekliğinden şikâyet ediliyordu. Kadıköy Tramvay şirketinin vaziyeti Ankarada ted- Kik edildiğinden, bilet ücreti meselesi de bu münasebetle bir karara bağlanacaktır. 4 Kadıköy ve Adalar vapurlarma gire- cek gazele müvezileri hakkında verilen Karar, Demiayollari umum müdürlüğünce tasdik edilmiştir. Veren karara göre her vapura ancak Iki mürezxi girebilecek ve bunların üstleri, buşları temiz bir halde bu- lunacaktır. Vapura girecek müyezzilere Ba- sın Birliği tarafından birer hüviyet vara- kası verilecektir. * Belediye Kooperatif müdürlüğüne Elâ- zığ Ticaret odası başkâtibi B. Ahmed Şük- rü tayin edilmişür. # Beyimt nahiye müdürü B. Nuri Tu- naboylu ile Kımlay Beyazıt Yardım komi- i tesinin. Ertinesu ve havalisindeki zeizele felâketzedelerine yardım işleri hususunda iâde gayret sarfetmiş oldukları gö- » ve bu İşle alâkadarların birer tak- He taltifleri Kararlaşmıştır, 4 Portakal flatleri birkaç gündür yük- #hracatının faslalaşmakta olması, bihassa Çekaslovakyanın fazla talepte bulunma- &ıdır. Dün de Çekoslovakyaya Üç vagon portakal gönderilmiştir. selmektedir. Bu yükselişe sebep, portakal | GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ yetinin amiral Bristolün ölümünden sonra açık kalan reisliği için bu mü- nasebetle seçim yapılacaktır. En kuy- vetli namzet Rokfeller müessesesi €s- Xi relsi doktor Vincent'tir. Doktor Wright'in başladığı faaliyetlere ce miyet tarafmdan devam edilecektir. Doktor Vright 27 mart tarihinde tay- yare ile Amerikadan aynlacak ve 1 nisanda Türkiyeye varacaktır. Robert Kollej direktörünün Erzin- can hakkında Nevyotk Times gözete- sinde çıkan ve kıyamet gününü an- dıran felâketi canlı bir lisanla anla- tan mâkaelsi şöylece bitiyor: «Türk hükümeti felâketzedelere yardım için elinden geleni yapıyor. Felâket sahasına doktorlar, ilâçlar ve hastabakıcılar ve çok mikdarda yi- yerek sevkedilmiştir. Bütün 'Türk milleti elinden glen yardımı yapıyor. Umum Türkiye halkının onda birin- den fazlası zelzeleden zarar ve ziyan görmüş ise de Türkiyenin âsabı bo- zulmamıştır. Türk milleti metanetini muhafaza etmiş ve edecektir. Büşvekli bana dedi ki: «Harap olan şehir ve köylerimizi yeniden yapaca- ğı. Hem öyle bir surette yapacağın ki yeni binalar müstakbel zelzelelere mukavemet edebilecektir. Biz yıkılan evleri yeniden yapmak, hayvan ve to- hum yetiştirmek için yaşıyoruz» Bu sözler müthiş bir felâket önünde bü- nu şecisne karşılıyan bir milletin tere cümanıdır.» Dr. Walter Wright'in bu mektubu münasebetile Nevyork Times gazetesi Türkiye hakkında bir başmakale neş- retmiştir. Makalede deniliyor ki: «Erzincan zelelesini müteakip bu sahaya giden Walter Wrgiht'ten aldı- ğımız mektup en mevsuk malümatı muhtevidir. Bu zatın direktörü bu. lunduğu İstanbuldaki Amerikan has- tanesi, doktorlar, hastabakıcılardan mürekkep ve tıb levazımını hamil bir imdad heyetini zelzele sahasına gön- dermiştir. Amerikadaki Türkiye muhibleri ve Yakın Şark kollejlerindeki Amerikalı muallimler bu büyük felâkette bil hassa çok muavenet göstermişlerdir. Fakat bu felâket asıl Türkiyede kah- ramanca bir yardam doğurmuştur. Türkiye halkı felâketi fevkalâde me- tanetle karşılamıştır. Yakın Şarktaki Amerikan kollejie- rinin yeni bir cümhuriyet olan Tür- kiyenin haklarına bir felâket karşı- sında can ve gönülden sempati ve Şark Fransız ordusu Pelit Parisien: “Bu ordu Balkanlara, Kafkasvaya ve çöle doğru taarruza karşı koymağa hazırdır., diyor Pariste çikan Petit Parislen gazetesi yazıyor: General Weygand'ın kumanda- sında bulunan Şark Franmz ordusu, ta- Minlerini bitirerek #kbaharda yapılabile- cek her hangi tmarruza karşı hazırdır. Geçen hâfta, Fransiz mandası altında bulunan o mmtakalarda otomobil ile seyahat ederken generali Weygandı, Fransa imparatorluğunun ber kısmını temsil eden unsurlardan lek bir barp makinesi organize ederken gördüm. Bu- ralarda Madagaskarlı Malgaşlardan, Hin- diçininin soluk benizli o Annamlılarından, siyah renki! Araplardan ve esmer renkli "Tahitilerden binlerde ve binlerce asker ve hecinsuvar kıtalarile beraber, sipahi denilen seri süvariler vardır. Maamafin bu ordunun çekirdeğini ana yatan ordusuna mensup Fransızlarla bir çok İspanyolların, bir kaç Amerikalının ve bir kaç düzüne Almanın dahli olduğu Yejyon etranjer teşkil ediyör. Lajyonerlerin Lübnanda ve Buriyede daimi surette bu- lunan kıtaları Sidi - Bel - Abbesde talim edilmekte olan takviye kuvvetlerle art- turilmaştar. Eenebiden fazla Fransız asker- leri ihtiva eden bu lejyon, taze Fransiz kuvvetlerile beraber, her hareketin çekir- Türkçeye tercüme edilecek eserlerden biri daha: Le Rouge Maarif Vekâletinin tercüme etlireecği eserler arasında Stendhal'in Kırmızı ve Si- yah - Le Rouge et le Noir isimli eseri de vardır, Bu kitap 1830 yılında 1831 tarihile inli- Şar etmiş olan bir romandır. Grenöble'da 15 kânunuevvel 1827 de idama mahküm edilen Berthet isimli bir rahip mektebi talebesi, mevzuu müeellife ediyordu. İntikam almak için madam Mlehoud'yu tabancayla kilise de yaraladı. Bu hakiki vakaya, Stendhal hayali kı- smlar ve hüsusi hatıralar da Hâve etti, Romanının kahramani Jüllen Soreli, ro- mantik edebiyatın en kuvvetli şahsiyetle- rinden biri haline getirdi. Mağrur ve coşkun bir halk çocuğu olan bu sima, birinci Napolöon zamanında âs- keri zaferidir kazanmıştır, Fakat bilâhare Jullen, ihtiraslarını papazlık mesleğinde teskin etmek istemiştir. yüzlülükle #ham olunur, Deruni mü- cadeleler içindedir. etle Noir Talebesinin annesi madam Rânal'e ken- disini sevdirtir. Bir müddei sonra papaz, murki de La Möle'un kızı mağrur Mathilde'i de, karakterinin yüksekliğile teshir eder. 'Tam evlenecekleri sırada madam de Re- nal'den bir mektup gelir ve izdivaca mani olar. İntikam arsusu yüzünden bütün hesap- ları unuttuğu İçin, Jullen, ilk metresi üze- rine ateş eder. Kadın yaralanırsa de iyileşir. Âşığım ha- piste ziyaret eder, Giyotinle kafam kesil- meden evvel papazın zindanda geçirdiği birkaç ay, ömrünün en mesud zamanıdır. Stendhal bu eserinde istisna! bir karak- teri küçük mükemmel bir şekilde tasvir et- miştir. Kitapta tarih! ve içtima! safhalar edildiği için mi, yoksa hırstan ölüme ge çildiği için mi Kitaba müellifince Kırmızı ve Siyaha demi verildiği iyice tayin edilmiş değildir. STENDHAL bir müsteardir. Ami ismi Henri Beyle'dir. 1783 de Grenoble'da doğan bu Fransiz #o- mancı ve münekkidinin T'Amour, Char- treuse de Parme İh, isimlerile de meşhur eserleri vardır. 1842 de vefat etti, Müellifin değini teşkili etmeğe hazırdır. General Weygand bu mühtelit eleman- lardan mütlehid bir ordu kurması, bilhas- sa WAzarı dikkatimi oelbetmiştir. Bütün müstemleke birliklerinin ozabitleri Fran- madır. Aralarında da Fransiz kontenjan- Yarı vardır. Mısırda we Pilistinde İngiliz askerlerinin Aik manevralarını gördüm. Buriye ve Lüb- nanda bulunan kıtaların Orta Şarkta bekleyen İngiliz, İskoçya, Avustralya, Yeni Zelânda askerlerinin yanında harp ede- bilecek bir şekilde mükemmel bir surette muallem bulunduklarını kaydetmeliyim. Buriyede molörlü vesait de Misir, Filistin ve Maverayı Erdünde olduğu derecede ehemmiyetiidir. Şayed Orta Şarkta harp patliyacak olur- 4a İngiliz - Fransız kuvvetlerinin, düşma- nın Balkanlara, Kafkasyaya ve çöle doğ- ru her hangi taarrızuna kargı koymak için aynı gayeye müteveccih bir tek ordu teşkil edecekleri tahmin edilebilir. General Weygand, 73 yaşında bulunu- Orta Şarkin bulunun müttefikin geni lerinin en faalidir. Beyrutta, her ihti karşı hazır bir deniz Üssülharekesi dum. Ağır bataryalar, Fransiz harp gemi- lerile tahfalbahirlerinin gelip gittiği bu limanı, müdüfaa ediyorlar. Beyrut, Akde- nizin stratejik noktalarından biri olmuştur, Sahil boyunda, Suların derinliği zırh ların karaya asker ihraç etmelerine mü- sald olan noktalara mitralyöz birlikleri yerleştirilmiştir. Her geçen gün kuyvelii bir tayyareciliğin mevcudiyetini gösteri- yor. Askerler, kârlar ile örtülü dağlarda veyahud kum tepelerinde manevralar ya parlarken, gökyüzünde de bombardıman ve avcı tayyareleri antrenmanlar yapıyor- lar. Mandarun ik günündenberi Suriyede bulunan Yakın Şark Fransız ordusu, son zamanlarda Şerk ordusu namlle tanınan general Weygand'n kuvvel seferiyesile takviye edilmiştir. Lübnan hecinsürarie- rından mürekkep bir kolu ihya eden yerli birlikler de bu kuvvete munzam çi- muştur. Görüştüğüm leiyon sabitleri arasında Ağa Hamn oğlu 29 yaşında Ali Han da vardır. Mülâzım rütbesinde olan AN Han bana dedi ki; «İki ay evvel yazıldım. Bir aydanberi de burada bulunuyorum, Bu yerimden mem- nunum, Zira burada her yerden Gnhâ ziyade faydalı olacağımı zannediyorum > pılmakatdır. Dün İtalyaya beş ton eski ço- rap ihraç ir. * Mili Korunma kanununun tatbik şekli etrafında İktisad müdürlüğünde ya. pılmakta olan içtimalara dünde devam edilmiştir.