SÖZÜN GELİŞİ İhtiyarlamak hevesi abuk ihtiyarlıyorum, Kırkını geçince faaliyet devrini bitmiş zannederek teknüd olmayı düşünüyo-. elli yaşındaki adamı ihtiyar sayıyoruz. İşte yalnız bize mahsus olan bir zilniyet! Önümde Yedi Gtin müessesesi tarafından çıkarılan «EW Türk büyüğü isimli eser var. Sahifelerini karıştırıyor, resimlerine bakıyorum. Son yüz sene- nin şahsiyetlerinde barir bir «ihtiyar çörünmeks arzusu göze çarpıyor. İç lerinde 60 yaşından fazialar pek nadir olmasına rağmen sakal, sakal, sakal. Bir çoğunun resimlerini doksan yaşından sonra çektirmiş ve ressam sanki zannedersiniz. bu resimler üzerinde çalışmış İşte Keçecizade Fund paşa! En aşağı seksenlik bir ihtiyar gibi görü a am baktım. Hepsi öyle, her ta- rafta ayni İhtiyar çehre İle karşımıza çıkıyor. Halbuk! kendisi ancak 54 sene Zelzele felâketinde yaşamış bir büyük adamdır. 37 yaşında Hariciye Nazırı, 46 yaşımda sadrâzam le olmuş. Resimleri de şüphesiz bu yaşların Fund paşasını aksettiriyor. Fakat en aşağı 30 sene fazlasile! Haydi o zamanlar ihtiyar görünmenin moda olduğumu kabul edelim ve büyük babalarımız «nazara inanıyorlardı, diyelim. İşte şimdi de genç gö rünmek modadır. Ama genç görünüşümüz sadece her gün traş olmaktan ileri gitmiyor. Yukarda da söylediğim gibi yaş kırkı geçince hevesimiz tekaüde sevi edilmekte, her türlü canlı faaliyet sabalarından elimizi çekip kendiliğinden gelen para ile mümkün olan bir atalet devresine girmektedir. Bir de bu hafta gelen Avrupa meomualarım karıştıralım. Bir Franss mecmiuzsının Finlândiyaya gönderdiği muharrir günün en faal adamı olan Fin Mili müdafaa kumandanı Mannerhetm'in 73 yaşında olduğunu zikrettik- ten sonra en aşağı 50 yaşında bir adam gibi göründüğünü, biran yerinde durmadığını, geceleri ancak dört beş saat uyumağa vakit bulduğunu yazıyor ve bastığı resimler onu muharririn söylediğinden genç gösteriyor, Fransanın en canlı büyük elçilerinden biri .84 l4k mareşal Pdtnin'dir. Çiemencenu 70 küsur yaşında olduğu bir devirde cepheden cepheye koşmuş, hi» yalının en çetin mücadelesini yapmış, Fransaya gençlik aşılanışdı. Ve nihayet bize göre «ihtiyar» Chaâmberiain bugün dünyanın en cevval adamlarından biridir ve Naziliği yeryüzünden kaldırmadan ölmek niyetinde olmadığını Hân etmiştir. Sonra biz, kırk yaşını İş sonu, elli yaşını hayat sonu sanıyor, tası tarağı toplayıp, eli eteği çekmeğe hazırlanıyaruz. Halbuki kırk yaşında en büyük faaliyet devresine girdiğimize ve bu faaliyetin mahsulünü elli yaşından sonra toplıyacağımıza inanmalıyız. Vücudümüzü vakitsiz ihtiyarlığı terk etmemiz yaşlar hakkındaki kanaatlerimizin tamamen hatah olmasından İleri geliyor, Yelkenleri suya indirmekte acele etmiyelim. sie NELER GkBVor Şevket Rado Yunanistanda eski eser araştırmaları Harp kültür sahalarındaki birçok fay- dalı faaliyetleri durdurmuştur. Bu cümle- den olarak Yunanistanda Asarı Atika nrağ- m İle meşgul muhtelif ecnebi arkeo- ber enstitüleri fasliyetlerini tahil etmiş erdir. bütün Yunanistanda yalniz iki et âlimleri taharriyatta bu- ılardan biri dokuz senedenbe- tarihi Ainanın bulunduğu erazide nlar sarfederek araştırmalar yapan kan beyelidir. Amerikalılar daha bir sre çalıştıktan sonra araştırma plânş- nı tamamlıyacaklardır. Mesaisine devam eden diğer ecnebi beye dahi eski Olimpiya'da uzun senelerden- beri çalışan Alman heyetidir. Bt heyet Ukbahamı kadar bütün kış çalışacaktır. Al manlar tarihi Ollmpiya'nın meşhur stad- yomunu mejdana çıkarmağa çalışıyor. Yunanistan kralı İkinci Jorj dahi bu tari bi spor meydanının bir &n evvel zahire çı- karılmasına sıkı bir surette alâkadar bu- Yamuyor. En kıymetli pul rupada en kiymetli pulun Prag'da bir kasısında mahfuz bulunduğu çıkmıştır, BM pal Atzerika- wi adamı İngiltere tarafından satın ımazdan evye) buradaki mahalli hülkü- son defa çıkarılmış pullar- Kezemmei Gönen (Akşam) — Parti başkanı B. Osman Gönen'in gayretile sosyal yardım kolu tarafından bu sene dört mektebin muhtaç 80 yâvrusuna her Adanın vaktile posta müdürü bulunan Jerobek ismindeki bir Çek bu pulun kıy. metini takdir ederek büyük bir servet gibi bankada muhafaza etmektedir. Satıldığı takdirde binleree sterlin tutacağı tahmin oki Bün muntazaman sıcak yemek verilmektedir. Yukarda seksen yavru öğle Yemeği esnasında görünüyor. Tecziye edilen sporcular Beden terbiyesi ö İstanbul bölgesi i Baş kanlığındanı Aşağıda adları ve soyadla- n klüpleri ve bölge sicil sayıları yazılı bulunan sporcular iştitak ettikleri mü- sabakalardaki suihareketlerinden dolayı Genel Direktörlükten teeziye müddetle- ti tayin edilinceye kadar müsabakalara İştirakten menedilmişlerdir. Tebliğ olu- nur Süleymaniye klübünden 550 Süreyya izen, — Altıntuğ klübünden 516 Selim Yetkin, Topkapı klübünden 352 Sadet- tin Özsaysal, Topkapı klübünden 35 Hakkı Özmizrak, Topkapı klübünden 33 Salâhattin Kapsal, Topkapı klübün- den 1243 Ali Zeren, Topkapı klöbün- den 183 Hamdi Frbaydar, Topkapı klübünden 695 Besim Goral. Beden terbiyesi İstanbul Bölgesi Ha- kem Komitezinden: 8/2/940 perşembe günü akşamı saat 18 de bölge merkezin- de yapılacak o hakemler toplantısında ölgemize merbut bütün hakem ve ha- koru namzetlerini; Samsun mıntakasının İzmir fuarına hazırlığı Samsun 6 (A.A.) — Samsun tcaret ve iktisad müdürlüklerile ticaret odam bu sene İzmir fuarına Samsun, Amasya, Tokat, Çorum, Sivas ve Sinop vilâyet. İerini çerçiveliyen mntakanın geniş mik. yasta iştirakini temin etmek üzete çalış maya başlamıştır. Ulukışlada kış Ulukışla (Akşam) — Ulukışlada birkag gündenberi tipi halinda durmadan kar yağ- makta ve keskin bir kuru soğuk hüküm #tg- mekledir. Buna rağmen yakacak kıtlığı vir dır. Pakir halk şehrin iki saat harleine ka- dar çıkarak çalı çırpı getirip yakmaktadır. Pazar yerine bazen odun geliyorm da çok pahah olduğundan yoksullar bundan isti- fade edememlekta, çayın sürüklediği olunu kapmak için bele kadar bu soğukla suyu Tirmekiedir. Bahçesi olup ta odun almaya an da bağlarında» para ki meyva ağaçlarını keserek yakmakiadığ. | eee We. ........ .!. ül öl Suşehrinde çalışan Amerikan hastanesi ekibi şehrimize döndü Ekibe riyaset eden doktor Shepard zelzele mınta” kasına yaptıkları seyahatin intibalarını anlatıyor Doktor Shepard Gaziantepte doğmuş, Amerikada tahsilini ikmal ettikten sonra memleketimize dönmüş kıymetli bir Türk dosiudur evvel tedavisi işine bir yardım olmak üzers seyyar hastane ile Sevasn ve oradan Suşehrine gittiğini yazdığımız Nişantaşı Amerikan hasta» şehrimize dönmüştür. Amerikalı doktor, dün ken disini ziyaret eden bir muharririmize se yahat intibalarını şöyle anlatınıştır: — Zelzele wunı daki yaralılar rn yardımına koşmak fikri bizde bi- rincikânumun 29 unda, yani zelzeleden iki gün sonra hasıl oldu. Fikrimizi se faret vamıtasile Başvekile sorarak mü- saadelerini rica ettik. Başvekil mmüraca- mek da kabil olamadı. Vaziyet iki gün içerisinde edince Amerikan eki kolayca, hatta mekkâre it olduğundan evvelâ B ra Kızılay başkanlığından, muhtaç olan Suşehri mıntakasna (müstakil olarak hareket etmek müsandesini istedik, Bu müsaade derhal verildi. Sıvas vilâyeti erkânının direktifleri dahilinde Sıyastan Kızılay kamyonu ile Hafiğa ve Zaraya hareket ettik. Yollar karla kapalı idi Açmak için sarfedilen bütün emeklere rağmen Zara ile Suşebri arasındaki 70 kilometrelik mesafeyi mekkâre ile an- cak iki günde katedebildik. Seşehrine ayın 14 ünde vasıl olduk. Orada hükümet tabibi doktor Hüse- yinin yardımile ancak yirmi yataklı bir cerrahi servis açtık. İki gün sonra tanbuldan hareket etmiş olan suyu hastanesi operatörlerinden doktor Kemal ve doktor Haki ve bizimel bers- tavazzuh Amerikan hastanesi ekibi Ankarada (Dr. ber İstanbuldan hareket etmiş olan iki Amerikan başhemşire Mis Şenk ve ba- yan Orhan Suşehrine geldiler, Elele ve- rerek beraberce çalıştık. Fakat maalesef biz varıncaya kadar zelzele olalı 19 gün geçmişti. yaralılardan ancak bir kısmının tadavi- sine yetiştik. Bizden sonra da doktor Ali Süha bir cebel hastanesi malzeme- sile yetişti ve bizim kurduğumuz cerrs- hi servisini bir nüve kabul ederek 50 yataklı mükemmel bir hastane haline if- rağ ettiler, İstanbuldaki hastanemiz heyeti bize bir ay irin vermişti, Müddetimiz dolma» ya başlıyordu. Esasen gerek bulundu- ğumuz mntakaya, gerek civar mınta- kalara kâfi miktarda doktor ve tedavi malzemesi yetişmiş olduğundan yine başhekim doktor Sühanın miisandesile zelzele mintakasından kar fırtınaları içinde mekküre ve kızak- larla Hafiğe, oradan Sıvasa vardık. Cu- ma, günü İstanbula vasıl olduk. Bütün yolculuğumuz esnasında ve orada çalıştığımız mrada gerek Kızılay başkanlığı ve bütün memurlarının ve gerekse bütün hükümet erkânının Ame- rikan hastanesi ekibine karşı gösterdik- leri azami teshilât ve misafirperverlik- ten dolayı fevkalâde mütebassin bulunu- yoruz. Bu teşebbüsümüzde bizim için en kiymetli cihet bütün Türk arkadaş- En ağır | yrıldık. Tekrar | İarumzla elele vererek yapığımız mü- kenmel iş birliğidir. Bu bizim için unu. tulmaz bir hatıra olarak kalacaktır. Sonra orada, felâketzedelere yardım için mevsimin bi müşkülütına rağ- men sonsuz bir gayretle çalışan Kızılay yardım bekliyenlerin yetişip bütün ihtiyaç- ilani mn görmek de bizim için ayn bir zevk oldu.» Amerikan hastanesinin kiymetli baş hekimi doktor Shepard gayet yüzel Türkçe konuşmaktadır. Muharririmiz bu hususta hâyretini izhar ettiği zamân doktor gülerek: — Tabii, demiştir, çünkü ben Gazi- Antepte doğdum. Yine doktor olan ba- bum, umumi harpten evvel annemle beraber Gazinntebe gelmiş, orada kuru- lan Amerikan hastanesinin başhekimliği- ni yapmıştır, Ben bu sırada doğmuşuna, 16 yaşına kadar Gezinntepte “kaldım. Sonra Amerikaya, tahsilimi ikmale gittim, Bu srada her sene bir iki ay için pek sevdiğim Gaziantebe gelirdim. Babun Gaziantepte öldü. Amerikada tahsilimi bitirdikten sonra kendi arzum- In Gaziantep hastanesine tayin edildim, altı sene çalıştım. Sonra buraya geldim. 927 denberi İstanbulda bulunuyorum.» Doktor Shepard bugün Robert Kol Portakal bol Bu sene mahsul geçen sene- den bir misli fazla Adana (Akşam) — Adananın por- takal rekoltesi (930-940) geçen yıla nisbetle bir misli fazladır. Bu yıl Ada- na, Kozan, Kadirli, Ceyhan, Osmani. ye ve Bahçeden 24,785,000 portakal, 1,973,000 limon, 851,000 mandalina, 3,486:800 turunç ki ceman 33,076,500 adet narenciye mahsulü elde edilmiş- tir. Şimdiye kadar ihraç edilen pop takal ve limon 20,000,000 dur. Tütün satışları İngiliz tütün şirketi mümes- İnhisarlar müdürünü Taksim gazinosunu işletecek şirket Taksim bahçesindeki Belodiye gazino sah işletecek mhteahhkd B. Sud, Beledi. ye il yapacağı mukaveleye göre 00 bin Hrm bir sermaye ile bir de limited girket tesis edecekti, Bu şirkete Umumi Meclis Azamın- dan B, Necip Serdengeçti, B. Mitat Nemli, B. Nazif Kârm ve törenden B. Hayri Araboğlu muayyen miktardaki sermayeler» le iştirak edeceklerdir. Şirketin yakında tanliyete geçmesi kurarlaştığından, nizam e ER . Le mi Hin apk müküveleye gbre şirketin on Me AP e w Basan İngüte- | dengi olarak tütün şirketlerinden İnhisarlar mümessiline İstanbulda birkap gündenberi sis vardı. Sisle bulut arasında çok bemzerlik mev» cuddur. O derecede ki, s5 hakkında, «op- zakla yahut su sathi İle temasi olan Dulute denebilir. De Bausure isimli âlim, sisle bulutu teş- il eden rütubet habbeciklerinin - tıpkı sabun balonu şeklinde - içi boş olduğunu “asbit etmiştir. Rütubelle işba halins gelmiş havanın #0- disile temas halinde bulunan hava tabaka- sna nazaran daha cak olmas üzerine sis Sis nedir? muhur eder. Yükselen buharlar vaziyete girerler. Tıpkı kaynar #uyun bu- harları gibi. Basan sis tabakaları, yukarı doğru çıka- saklarına alçalırlar. Bu hâdise, bilhama, görünür buz ve karın çö zaman vukua ge ir. Bu sıralarda havanın yüksek tabaka- ları, aşağı tabakalarından dabn sıcaktır. Bir de ekuru sis. vardır ki, volkanların civarında, yahut büyük yangınları mütaa- kip görünür, Yolcular Kanadada bu tarz- da kuru sizlere raslamışlardır. «Kanada zulmetleris denen budur. Denizdeki sis esnasında seyrüsefer teh- Hikeli bir hale girer. Vm Rİ Ege ve Samsun muıntakala-; Adanada pamuk mübayaa- rında tütün satışları Ege mıntakasında bir şubat tarihine ka- dar bu sene mahsulünden satılmış olan tütünlerin miktarı 234000 kiloyu bulnruş- Mitünlerinin satışlarına her sene olduğu gibi mart ayında başlanacaktır. Ulukışlada büyük bir kuş vuruldu Jezik takılı büyük bir kuş vurulmuştur. Bu kuşun kanatlarının uzunluğu metre- dir. Bu hayalilerde böyle bir kuş görülme- diği için halk tarafından siâka ile seyredii- mektedir. Nereden geldiği henfiz beli de- Belçikada bir kömür madeninde grev Brüksel 6 (A.A.) — İşe müteallik yeni nizamname dolayile Charleroi yakınında kâin Fontaine - Levegue kö- mür madenlerinde yeni bir grev ilân eler istir, Grevellerin miktar 450 dir. İ sına devam ediliyor Adana (Akşam) — Çifçi elinden Zi- raat bankasının pamuk mübayaası de- vâm etmketedir, Banka son parti mü- baynasında 65,000 kilo klevland ile 2,580,000 kilo yerli pamuk depo etmiş- tir. Dün 100,000 kilo pamuk ihracı için "Ticaret Vekâletinden emir gelmiştir. Bu partinin ihracını banka yapacak. ar, Bir kadın doğuramıyarak trende öldü Konya (Akşam) — Adanadan gelen trenden ölü bir kadın indirilmiştir. Bu kadın hamile olarak Ereğliden sed ye İle trene getirilmiştir. Kadın bir gün evvel doğum vaziyetine gelmiş, fakat şiddetli ağrılara rağmen doğurama- mıştır. Bunun üzerine Halime adında, ki bu kadının Konya doğumevine nak- line lüzum gösterilmiştir. Fakat Ha, Mme yolda ölmüştür. Halime 30, koca. sı Halil 58 yaşlarındadır. Hal'me bun- an evvel alt, * oğurmüşas da birisi yaşayamamışlır, za