SÖZÜN GELİŞİ Yenilerin talihsizliği debiyatia Yeniler - Eskiler meselesi bir saman alevi gibi yandı, sön- E dü. Yeniler talihin fena bir oyunumu kurban gittiler. Genç edipler edebiyat yolunda ağır ağır ilerlerken talih onları hiç ümld etmedik. leri bir zamanda geniş bir okuyucu kütlesi karşısına çıkanıverdi. Aradıklarını uzun mesafelerin ötesinde zannettikleri için tanmmış ediplere indirecekleri darbeyi de henüz hazırlamamış bulunan genç edipler birdenbire «Yaşasın tas- fiyel» diye bağırdılar ama fırsatı habersizce getiren talih onların aklına, ka- labalığa karşı arka arkaya söyletip davalarını alkışlattıracak iyi eümleler getirmek hususunda hasis davrandı, Tanınmış ediplere «İşte bizim sanat an. layışımız, işte eserlerimiz!» diyecekleri yerde «Siz artık çekilin, biz gelip yaza- cağız!» gibi oldukça zayıf ve biraz da güldürücü bir cümleden İleri geçeme- diler. Ben, yenilere yardımım dokunsun, belki eskilerin dalgın zamanına rast- lar da bu cümlenin altından kalkamazler, zehabına kapılarak onları konuş turmaya gayret ettim. Lâkin heyhat! Boşa gitti. eski kurdlar az daha yeni- leri yiyip bitireceklerdi, Genç edipler neden sonra, kalabalık dağılmaya başladığı bir sırada dava- larını esaslı şekilde ortaya koyacaklarını söylediler. Birdenbire içinde cidden büyitk lâflar bulunan bir yazı neşrettiler. Fakat bu yazıyı okuyan zeki mü- nevver B. Ali Rıza Korap, yazının altında iki genç edibin imzası bulunmasına rağmen, meseleleri çerçevelendirmekte yekta olan dostum Necib Fazılın ifa- delerini tanımakta güçlük çekmemiş. Ama ne olursa olsun, yatsıdan sonra atılan bu nara artık uyumuşları uyandıramıyor. Gazeteler bu meseleye gittikçe daha az yer veriyorlar. Hattâ biz Yeniler - Eskiler meselesile meşgul olurken: «Bir seviye dramı önündeyiz. Her hengi bir çocuğun saçmalamasında şa- Miisenk ve üzülecek hiç birşey yok; fakat bu çocuğa ve onun gibilere alâka gösteren muhârrir kalabalığının seviyesi, tam ölçüsünü bulmuş oluyor... Pe. lâket burada, çünkü o çocuğun hezeyanından tutun, ona alâka gösterenlerin &#vaplarına varmcaya kadar bu haysiyetsiz münakaşayı fitilliyen ve alevliyen | yazıların hepsi, bir amatör mecmuasında değil, koskoca yevmi gazetelerde yer | bulabiliyor...» Cümlelerile bizi tekdir eden üstad Peyami Safa, daha dün bu çocuk işine dnir uzun bir makale yazmamış olsaydı, mesele tamamile kapanmış addedi- lebitirdi. çi Rado EÇ ZAN e iki edim tedavi İngilterede Slongh şehri hastahanesinde üç aylık bir çocuk brunşilli zatörreeye i- tulduğu halde garip bir surette kurtulmuğ- tur. Çocuğu kurtaran zehirli gaz msskesi Ne otomobil tekerleği iç lâstiğinden yapı- Jan derme çatma oksijen mahfazasıdır. Zen- g'u hastahanalerde böyle mahfazalar var- dır. Çok pahalıya mal olduğundan !kinel derecedeki hastahanelerde yoktur. Çocu- ğun ağır hasta olduğunu gören asker ba- bas kerdisini Slonghu hastahanesine geti- Tir. Nöbetçi doktor çocuğun kurtulması için yegâne çare içlna insanı alan oksijen mahfazası olduğunu anlar, fakat hastaha- nede ve hatiâ bütün şehirde böyle bir şey yoktur. Maahaza doktor gaz maskesi ile otomobilin iç lâstiğinden bir oksijen mah- fazı yapmak kabil olduğunu vaktile bir tap gazetesinde okumuş olduğunu hatırlar, Birkaç dakika içinde bunu yapar. Maske- nin vida mahalline iâstiği takar. Diğer ucu- nu da oksijen silindirine rapteder. Maske çocuğun ağzına geçirilir, Çocuğun vöcu- dü de bir battaniye ile sarılır. Bu suretle birkaç gün çocuk tedavi edilmiştir. Ancak #üt vermek için arasıra maske yüzünden alınmıştır. Maskede hararet çoğaldığı zaman lixtik yüze konularak hararet tadi) edilmiştir. Nes eede çocuk kurtulmuş ve iyileşmiştir. Ok- sijen mahfazası çok masraflıdır. Bu mah- faza bulunmuıyan yerlerde ciğerlerini üşü- ten adamları gaz maskesi ie kurtarmak mümkün olduğu artık sabit olmuştur. » Dünyanın en büyük röntgen cihazı İngiliz gazeteleri dünyanın en büyük röntgen olhamnın Almanlar tarafından şimdi yapılmış olduğunu haber veriyorlar. Hamburgtaki büyük kanser hastahanesi için Berlinde imal edilen bu cihaz mahal- line sevkedilmesden evvel Almanyanın en meşhur kanser mütehasnsları tarafından birçok defa muayene ve tecrübe ve matlâha muvafık görülmüştür. Bu rönt- gen mezkür hastahanede kansor araştırma enstitüsünde kullanılacaktır, Soğuk ve sıcak dalgası Dünyanın şimal kısmında yüz senedenbe- ri misli görülmemiş soğuk hükümferma sis ear arş eemleyereie görülmiyen hararet ortalığı yak- maktadır. Moskovada sıfırın altında © derecayi bulmuştur ki, bir asırdanberi Ruz- ları oynam, e e A A Binaların zelzeleye için inşaatta nelere dikkat etmeli? Dün akşam Mühendis mektebi betonarme muallimi bir konferans verdi saat 17,30 da Mühendis mekte- Dün binde Me binaların zelzelaye karşı mu- dik etini artırmak için projelerde mi *t edilmesi lâzım gelen noktalar et- tında talebelere bir konferans veril- B. İhsan, bir binanın zelzeleden fazla —— Börmemesi için o bicsam “inğam- kullarılan © malzeme ile işçiliğin en aşağı düşmemesi en mühim Dee olduğunu hatırlatarak konferanmna | DM ee Pm di harçla, iyi tuğla ile yapıl | İm leri ve duvarları kemendlerle izale bir binanın oldukça kuvvetli Ballere duyanacağını söylemiştir. indan sonra formüller ve şemalarla ie izahata göre, temeli kâfi derin- olmayan, kuvvetli zemin üzerine me va binaların zelzeleye mukava- intak, Binm irtifalarının zelzele faatakalarına göre tahdit edilmesi, irti- Ea genişliğinden az olmas . Tuğla binalarda bölmeler e ahşap ksam konmalı, sütun- emele, demir aksamına okenetlen- bölme duvarlarını tahkim etmeli- zelzeleden yıkıldıkları Se vermiyecek . dir. betonarme muallimi B. İhsan te- | ve sinemalara gitmeleri menedilmiştir. Çün- ki aşıkta duranlar derhal danmaktadır. lar. Hükümet halka mutad miktardan İfaz- Ma odun ve kömür vermek mecburiyetinde kalmıştır. kin kişi ölmüştür. mukavemet etmesi den yapılmalıdır. Yüksek ve ağır bina» larin zelzeleye mukavemetini ina ile temel arasındaki şarttır, Sütunlar temele ne kadar fazla merbutsa bina zelzeleden o kadar faz“ İa müteessir olur. Bina sütunları ile te- mel arasndaki delki azaltmak için te- melle duvar arasına iki demir levha yer- İeştirmek yahut binayı temel üzerinde yuvarlanarak hareket ettirecek ve zel- zele tesirini azaltacak kürevi mafsallar konması faydalıdır. Bunlar en kuvvetli xsizelede binanın hareket edip yerine Mi e eder. iötün bu atırı hesaplarını ya; rak tamamlayan B., Km hesap ederken yapılınan lâzmgelen iş- leri yapmak alınacak en mühim birdir. Zelzeleye kası tedbir almak bundan sonra gelen bir iştir? o sözlerile | Bir kahramanlık destanı Büyük musikişinas ve büyük vatan- perver Padereveski' nin hayatı konserlerle kısa zamanda meşbur İu ve musiki âleminde Liszt'den şon- Fakat onun musiki ile coşan ruhu is- mahrum vatanının iztırabile mzlıyordu. Polonya Çarlık O Rusyasının tazyiki altında idi, Yer yer çıkan isyan- lar kanlı darbelerle bastınlıyordu. Bu omada şöhreti gittikçe yayılnn Pade- rewskinin ismi Çar Nikolann da kula- ina gitmişti Bu piyanistin kendisine bir konser vermesini istedi. Paderewski kabul etti, Piyano önüne oturduğu za- man coşkun nehirler gibi çağlıyan Pa- derewskinin o gece verdiği konser Çarı © kadar memnun etti ki konserin sonun- — Milletimin içinden senin gib! bü- yük bir sanatkâr yetişmesi beni çok mü- tehassis etti, dedi.> Fakat kalbi daima kendi milleti için çarpan Paderewski Rusyanın mutlak hâkiminin bu iltifatı karşısında sükünet- ii halde kızdı, biraz evvel al- aniste söyliyecek söz bula- madı, fakat, bir klar. da Paderewskiyi çağırmadı. Cihan harbi esnasında £ vatanperver Paderewtkiyi de faaliyette görüyoruz. 1915 de karsile beraber Polonyada muharebeden zarar görenlere yardım toplamak için Amerikaya gitti. Vatanının istiklâlini ve bududlarını kurtarmak maksadile şahsi ahbaplıkla- rını da ortaya koyup çalıştığı o günler. de Polonya murahhas heyetinin bütün sarfiyatını, senelerce piyanosile uğraşa- rak biriktirdiği para ile ödedi, servetini bu yolda tüketti. Cümhurreisi Wilsonuün şaha dostu idi, Polonyanın istiklâl da- yasını meydana sürmeğe muvaffak ol. du. Polonya milli komitesi adile bir ce- İgnace Paderewski miyet kurdu. Bir Amerikan - Leh kıta- #rın kurulmasına, techizine ve sevkine yardım etti ve cihan harbi sonunda müs- takil Polonya davasında muvaffak ola- rak memleketine döndüğü zaman bir kurtarıcı gibi heyecan ve çılgınca alkış- Tarla karşılandı, Onun dünyada meşhur olan ismi etrafında bütün vatanperver» ler toplandılar. 1917 de Başvekil ve Hariciye Nazırı oldu. Bu sıfatla Paris konferansında Po- lonyayı temsil etti ve Versay muahede- sini imzalıyanlardan biri oldu. Evvele musikisinde (ifadeye çalıştığı Polonya rubunu siyaset müdafan etti, Faknt bir sene geçmeden memleke- tinde başlıyan parti mücadelelerinden | dolayı Devlet işlerinden çekildi. Bir kaş ay Polonyayı Milletler Cemiyetinde tem- sil etti, 61 yaşındaydı. Artık ibtiyarlayı- verdi. 1921 de siyasi hayattan büsbü- tün ayrıldı. Tekrar musikiye döndü. Konserler vermek üzere Avrupayı do- laştı, Amerikaya gitti ve piyanosile her- kesi teshir etti, Memleketi istiklâline ka- vuştuğu için mesuddu. Hayatını verdiği konserlerle temin ediyordu. Fakat bü- yük sanatkâr, büyük vatanperver oldu- ğu kadar düşkünlere yardımı #even iyi kalpli büyük bir insandı, Har gittiği şs- hirde verdiği konserlerden birinin hasi- İatını muhakkak oradaki bir bayır işine veya bir hayır milesacscsine tahsis eder- di. Dünyanın en büyük piyanisti olan Paderewski kendisine *Fakirler işin bir konser verinizle şeklinde yapılan rica lardan hiç birini reddetmemiştir. Kon- serleri musiki âleminde daima bir hadi- »e teşkil ederdi. Geçen sene mayıs ayında Nevyorkta mevsimin son konserini vereceği ilân edildiği zaman biletler iki gün içinde ka- pışıldı. Fakat 79 yaşında olan büyük piyanist konser bir gün ev vel şicdetli bir kalb krizi geçiriyordu. Amerikanın eh büyük doktorları yanına koştular. Heyecana kapılmasını kendisi için gayet tehlikeli görerek Paderewski- yi konser vermektesi katiyen menettiler, Sanatkârın hastalığı ilân edildiği za- man bütün Nevyork halkı müteessir ok du, Paderewski, konser için yer tutan- ların paralarının inde edilmesini bildirdi, Bu konser için 15 bin kişi bilet almıştı ki şimdiye kadar hiç bir piyano konseri bu kadar dinleyici toplyamamıştır. Fa- kat hiç kimse dimlemedikleri konsere verdikleri parayı geri almadı. Bu para yük piyanist Nevyorkta bir kliniğe nak- İedildi. Sükün bulduktan sonra ömrü- nünn son günlerini geçirmek üzere İsviğ» reye geldi, Orada ufak bir köyde, göl kenarında satın aldığı bir eve yerleşti. Büyük sanatkâr huzur içinde dinleni- yordu. İşte bu esnada tekrar vatanının istik- İlini kaybettiğini, güzel yurdunun ha- rabeye çevrildiğini işiterek müteessir ol- du. 80 yaşında olan büyük vatanperver ihtiyarlığına rağmen dinlendiği köşeyi terkederek Fransaya geçti, vatan ken- disini tekrar vazifeye çağırmıştı. Fran- sz toprak! müstakil bir Polonya hükümeti kurulması işine müzaheret ct- 8. Bötün Polonyalıları müstakil Polon- yayı yaratmak için toplamağa çalıştı ve geçen gün Polonya milli meclisinin reis“ iğine seçildi. Bu münasebetle söylediği nutukta, ömrünün son günlerini yaşıyan bir ihtiyar gibi pi Depe hayatla do- İu genç bir adam gibi «Polonya ölmi ak ebediyen yağ- yacaktır. Onu esaretten kurtaracağız ve bugünkü enkaz üzerinde büyük ve müs- takil bir Polonya kuracağız!» diye hay- kırdı, İşte büyük sanatkâr ve büyük vatan» perver Pnderewski'nin hayatı! Havagazından zehirlenme! Bir kadın sıhhi vaziyeti mü- him görülerek hastaneye kaldırıldı Bundan iki gün evvel, Büleymaniyede Yetvahnne caddesinden geçen bir hava ga- zından zehirlenme vakası, üç cihetten tah- kikata icap ettirmiştir. Bir taraftan sabi- ta, bir taraftan belediye, diğer taraftan da adliye tarafından yapılmakta olan bu tahkikatlara sebep olan hâdise şudur: Büleymaniyede Fetrahane (o caddesinde kırk bir numaralı evde oluran bayan Nefi- Be, evinin alt katında bulunduğu bir sıra- da ân! olarak duyduğu bir koku ile olduğu yere yığılıp kalmış, bu arada istimdad ara- | Seleri de çıkarabilmiştir. Bayan Nefisenin iki kızı analarının fer- yadına koşmuşlarsa da onu gayri tabli bir vaziyette yerde uzanmış görünce, bir ta- raftan da ber tarafa yayılan gazla sersem” Jeyince kendilerini müşkülâtla sokağa ata- bilmişlerdir. Waka az sonra zabıtaya kadar aksetmiş, derhal icap eden tedbirler alınarak bayan Nefise ve kızları bir otoombille Haseki has- tahnesine , bayan Nefise- nin «sıhhi vaziyeti tehlikeli görülerek has- tahanede yatırılmış, kızların ilk tedavisi yapılarak evlerine iade olunmuşlardır. Hüdiseden ayni zamanda haberdar olan belediye ve hava gazı İdaresi derhal ma- halline alâkadar memuriarı göndererek Mzmgelen ameliyeyi yaptırmışlır. Şimdi; sehirlenmeye sebep olan âmiller araştıril- maktâdır. Hava gazı borularından sızan gazın buna sebep olduğu tahmin ediliyor. Musevi cemaati mütevelliiği, Musevi cemaati mütevelliliğine B. Nahman Varonun otuz sene posta ve telgraf müdürlük- lerinde bulunmuş ve Devlete sadakat ve Wiikametle bizmet etmiş bir vatandaş- tar. Bu tayini Musevi camaati işleri için e telâkki ede- GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Londra radyosunda türkçe hitabede bulunan LORD Lord Lloyd, İa- güterenin yetiş- türdiği en büyük müneyverlerden- dir; Manabiin- Gen elde edilmiş umumi bir kül- tür; idare kabili- yel; tecrübeye müstenid diple- matlık ve politika” cılık; teşebbüs fik- hulâsa etmek işin bile #ıhifelar doldurmak | İzmir fuarı vaktinde açılacak İzmir 25 (A.A.) — Şehir meclisi 1 şubatta toplanlılarma başlıyacak- tır. Bu sene belediye bütçesinde 150 bin liralık bir tasarruf yapılması muh- İ temel görülmektedir. Bu tasârruf in- şaat ve İmar işlerinden, diğer fasık lardan yapılacaktır. Belediyenin imar ve inşa faaliyeti devam edecektir, 1940 fuarının açılmayacağı veya te- hir edileceği hakkındaki haberler de tamâmen âsılsızdır. Fuar, mutad veçhile 20 ağustosta açılacak ve bir dr ürik GÜRER. mim devam edecektir. KANI men KANSIZLIK. LLOYD ioab eder. Büyük imparstorluğun en canlı, en faal şahsiyetlerindendir. 14 ağustos 1914 te seferber edilince, meg- hur Yeomanry #Üvari kıtasına intisah e ve ” Iwrd Kitehener kendisine Süveyş kanalım Türklerin tanrruzuna korumak işini verdi. Pripet bataklıklarında, Moghillew'de Çare la mülâkattan sonra, Yeometvlerin başına dönüp Filistinin aaptana girişi. Ondan sonra Hicaza gidip meşhur Lawrence'le birlikte mücadeleye Kirişti. 1918 de ZE mushedesinde Lloyd işlerinde müşavirliğinde bulurdu. yere 1918 de Bombay valls! ta- yin olundu. Ve bunu müfeâkip Müsir ve Budanda Lord Allenby'nin yerine yüksek komiser (fevkalâde Komiser) oldu. İngiltereye döndükten sonra, Lord Lioyd birçok yazılar neşretmiş; Fransız ve Türk dostluğunun €n İleri gelen mücahidlerin- den olmuştur. Bizi her cephemizden tanımış, lisanımı- A İyi öğrenmiş olan ve bugün de Türk - dostluğunun ve yardım teşkilâtının başına göçen Lord Lloyd'un dostluğuna biz Türkler çok kıymet veririz. Egede fırtına Egede fırtına başinmışlır. Bu yüzden 'Tırhan vapurunun Feğhiyeden hareket odo« mediği haber alınmıştır. Tırhanın pazarte- si günü llmanımıza geloseği tehmin edil. mektedir. Vapur seferleri intizamla devam simektedir. Büyükadadaki serseri kö- pekler imha edildiler Büyükndada bilhsssa Dil civarında kış münnasebetile sç kalan bazı köpeklerin bi? koyun sürüsüne saldırdığını ve bu yüzden halkın rahatsız olduğunu yazmıştık. Bele» diye Temizlik işleri müdürlüğü tarafından mücadele neticesinde bu azgın kö“ ale lerin Utaş, benin elemli Ee zaliyet ve Chlorosa oy DESCİNENS, PARIS